Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Bahçeli: AK Parti Hükümeti kullanılmak isteniyor

Bahçeli: AK Parti Hükümeti kullanılmak isteniyor
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyük Ortadoğu Projesi'nin Müslüman toplumlarına kabul ettirilmesi ve toplumsal dönüşümün sağlanması için AK Parti Hükümeti'nin kullanılmak istendiğini ileri sürdü

TBMM - TBMM Genel Kurulunda görüşülen 2012 Yılı Bütçesi üzerine söz alan Bahçeli, “Arap baharı” diye adlandırılan gelişmelerin, aslında istikrarsızlık ve isyan dalgalarıyla birlikte yürüdüğünü ve “Büyük Ortadoğu Projesi”nin emir ve denetiminde yayıldığını söyledi. Kitlelerin memnuniyetsizliğinin tahrik ve provoke edildiğini belirten Bahçeli, Tunus'tan Şam'a kadar tüm rejimlerin, yönetimlerin baskı altına alındığını söyledi.

Genç bir işsizin kendini yakmasıyla tetiklenen olayların bugün çok farklı bir mecraya dayanmasının tesadüfi olmadığını anlatan Bahçeli, “Bu, biriken ve bir karar aşamasına gelen sömürgeci hevesler için fırsat kapısı olmuştur” dedi.

1916 yılından beri yabancı başkentlerde, karanlık odalarda, kirli mekanlarda paylaşıma, bölüşüme konu olan Ortadoğu'nun bir kez daha masaya yatırılması için uygun iklimin beklendiğini ve sonunda da elde edildiğini kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:

“Demokrasi, barış ve özgürlük beyanatlarıyla, hazırladıkları zehri Türk-İslam alemine içirmeye çalışanlar, bugüne kadar ne yazık ki amaçlarına ulaşmışlardır. Haçlı zihniyeti demek olan bu kutsal ittifakın insafı, merhameti ve acıma duygusu yoktur. Bunların Müslüman alemi, Arap toplumu için iyi niyet taşıması da eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu çevrelere çanak tutan, Batının gölgesinde yaşamayı içlerine sindiren, işbirlikçilikte, tavizde gözleri kamaştıran emirleri, şeyhleri, sultanları, kralları şüphesiz ihmal etmemek lazımdır.”

“AKP, SURİYE ÇIKMAZINA İTİLMEKTEDİR”
Tüm bahislerin halen Suriye üzerine oynandığını, bu ülkenin işgali ve yönetim değişikliği planlandığını belirten Bahçeli, AK Parti iktidarının göz göre göre buna alet olduğunu ileri sürdü.

AK Parti'nin “Suriye çıkmazına” itildiğini savunan Bahçeli, Büyük Ortadoğu Projesi'nin Müslüman toplumlarına kabul ettirilmesi ve toplumsal dönüşümün sağlanması için AK Parti Hükümeti'nin kullanılmak istendiğini öne sürdü.

Bahçeli, “AKP Hükümeti başından beridir; suflörü Batı, kılavuzu Büyük Ortadoğu Projesi olan kanlı bir oyunun dişlileri arasında kalmış ve olaylara yabancı başkentlerin gözüyle ve bakış açısıyla yaklaşmıştır” diye konuştu.

“ARAP BİRLİĞİ KİMİ KANDIRMAKTADIR?”
Şam'ın düşmesinin telafisi çok zor olaylara kapı aralayacağını belirten Bahçeli, “Biliniz ki Şam'dan sonra Büyük Ortadoğu Projesi depremi durmayacak, bu Haçlı fitnesi ve şiddeti görüş alanına Tahran ve Ankara'yı alarak ilerleyecektir” dedi.

AK Parti'nin Suriye'de izlediği politikanın bu düşünce sahiplerinin değirmenine su taşıyacağını savunan Bahçeli, “Kaygıyla izliyoruz ki Suriye ile Türkiye fiili savaş şartlarının sınırına gelmiş ve dayanmıştır. Karşılıklı yaptırım kararları, sınırlardaki gerginlikler hep bu sürecin bir neticesidir. Başbakan Erdoğan'ın kardeşi, dostu, birlikte tatile çıktığı Esad, şimdi düşman haline gelmiş ve iddialara göre halkını katleden bir vahşiye dönüşmüştür” diye konuştu.

Arap Birliği'nin yaptırım kararlarının, insan hakları örgütlerinin bildirilerinin, Batı çevrelerinden yükselen seslerin bu duruma atıf yaptığını dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:

“Bu çerçevede bilhassa 22 üyeden oluşan Arap Birliği'nin demokrasi ve özgürlük konusundaki izahatları ve çağrıları komedidir. Sorarım sizlere bu ülkelerin hangisinde tam olarak demokrasi vardır? Bu ülkelerin hangisinde özgürlükler teminat altındadır ve muhalefete izin vardır? Bu ülkelerin hangisinde düşünce ve fikir belirtme serbestliği ve rahatlığı bulunmaktadır? Arap Birliği kimi kandırmaktadır? Kimleri ve hangi saldırıları meşrulaştırmaya çalışmakta ve neyi önünü almaktadır? Eğer varsa demokrasi ayıbı, hak ihlalleri, şiddet sahneleri, bir tek Suriye'de mi görülmektedir?”


“HÜKÜMET, GİRDİĞİ KARANLIK YOLDAN DÖNMELİ”
Şam'ı takip eden sürede Ankara'ya ve Tahran'a dayanma ihtimali bulunan Büyük Ortadoğu Projesi'nin gelişim seyrinin milleti de derinden etkileyeceğini ifade eden Bahçeli, “Komşu ülkelerin içişlerine karışanlar, muhaliflerini besleyerek silahlandıranlar, aynısının başkaları tarafından ülkemize karşı uygulanması halinde hükümet ne yapacaktır ve hangi yolu izleyecektir?” diye konuştu.

Hükümetin, girdiği bu karanlık yoldan dönmesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:

“Bölgemizde Doğu sorunu kapsamında İran, Türkiye, Irak ve Suriye topraklarında dört parçalı Büyük Kürdistan planlanmaktadır ve bu adım adım ilerletilmektedir. Bağdat ve Şam'dan sonra, Ankara ve Tahran'ın dönüşmesi bunun için öncelikli hedeftir.”

“BU COĞRAFYADA GELECEK TÜRK MİLLETİYLEDİR”
“Bu coğrafyada gelecek Türk milletiyledir” diyen Bahçeli, Türk vatanının teminatının büyük Türk milleti olduğunu ifade etti. Bunun dışında her yolun, düşünce ve yaklaşımın macera ve sonu olmayan hayalperestlik olduğunu savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

“Başta anayasa olmak üzere, Gazi Meclisimizin, karşımızdaki her meseleye odaklanırken ilham kaynağı, esasları 29 Ekim 1923 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları tarafından belirlenmiş inanç ve kurallar bütünü olmalıdır. Başka da bir çıkış ve çare yoktur.

Her türlü anayasal çalışmanın, hazırlığın ve çerçevenin özü ve ilkesi, devletimizin Türkiye Cumhuriyeti, adımızın Türk milleti, başkentimizin Ankara, dilimizin Türkçe, bayrağımızın ay yıldızlı al bayrak, milli marşımızın İstiklal Marşı olduğu kararlılığına, sözüne ve değiştirilemeyecek iradesine bağlı olmalıdır. Milli birlik ve bölünmez bütünlüğümüzün dayandığı temellerin tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek dil ülküsü olduğu benimsenmelidir.

Bunun dışındaki her yol, yöntem, teklif ayrılıkta, bölünmede, çözülmede, dağılmada mutabakat arayışıdır ki bizim de buna sıcak bakmamız, rıza göstermemiz ve tahammül etmemiz söz konusu bile olmayacaktır. Bugün de karşımızdaki ayrılma ve bölünme tehlikelerine karşı yegane direnç ve dayanma noktası, yürekleri vatan ve millet sevgisi ile dolu olduğuna inanmak istediğim muhterem milletvekillerinin direnme gücü ile eşdeğerdir.”

“CARİ AÇIK REKOR KIRDI”
Bahçeli, “Türkiye'yi 9 yıldır yönetme sorumluluğu taşıyan AK Parti'nin, milletten aldığı yetkiyi huzura, kardeşliğe, ekonomik ve sosyal refaha harcayacak yerde maalesef çatışmanın, kutuplaşmanın, krizlerin ve ele geçirme ihtiraslarının aracı yaptığını” öne sürdü.

“HESAP VE RAKAM OYUNLARINA BAŞVURULDU”
Türkiye'nin ekonomisinin, son 9 yıldır hiçbir yapısal önlem almadan göstermelik tedbirlerle, “düşük kur-yüksek faize” dayalı sıcak paraya bağımlı bir anlayışla idare edildiğini ileri süren Bahçeli, “Gerekli ve yeterli tedbirleri zamanında almayarak, başta cari açık olmak üzere birçok sorunu kalıcı ve kronik hale getirmiştir. AKP bugüne kadar uyguladığı yanlış politikaların Türkiye ekonomisini sürüklediği açmazı kamuoyundan gizlemek için ise sürekli hesap ve rakam oyunlarına başvurmuştur” şeklinde konuştu.

2002 yılında 224,8 milyar dolar olan toplam iç ve dış borç stokunun, 2010 sonu itibarıyla 510,3 milyar dolara yükseldiğini ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cari açık ve dış ticaret açığında da Cumhuriyet tarihinin rekorları kırılmıştır. 2002 yılında cari işlemler açığı 1,5 milyar dolar, dış ticaret açığı da 15,5 milyar dolar iken; 2011 yılında dış ticaret açığı 102,1 milyar dolar, cari açık 2002 yılına göre yaklaşık 50 kat artarak 71,7 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye'de rekor düzeylerde seyreden cari açık en önemli sorunlardan biri olmaya devam etmektedir. 2002 yılında GSYH'nın sadece yüzde 0.3'ü kadar cari açık veren ülkemiz 2011 yılında GSYH'nın yüzde 9.4'ü kadar cari açık verecektir.

AKP ile birlikte yapısal hale gelmiş bulunan cari açık sorununun bugün uygulanmakta olan üretim yapısı ve kur politikasıyla da çözülmesi mümkün görünmemektedir. Dış talepteki daralma da dikkate alındığında Türkiye ekonomisinin 2012 yılında ciddi sorunlar yaşaması kaçınılmaz olacaktır. “

2012 yılı programı ve bütçesi birlikte değerlendirildiğinde; hedeflerin dünya ekonomisindeki gelişmeler ile Türk ekonomisindeki risklerin göz ardı edilerek hazırlandığı ve tahminlerin yılsonunda tutturulamayacağı anlaşıldığını savunan Bahçeli, “Sonuç itibarıyla 2012 bütçesi bize güven vermemektedir” dedi.

Radikal, 08.12.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.