Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > İmralı-Kandil aracısı kamu görevlileri hakkında suç duyurusu

İmralı-Kandil aracısı kamu görevlileri hakkında suç duyurusu
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, "İmralı-Kandil arasında kuryelik yapan avukatlara yapılan operasyonlar, aynı işi yapan kamu görevlilerine niçin yapılmamaktadır?" diye sorarak bunlar hakkında da yasal işlem yapılması için suç duyurusunda bulundu.

ANKARA - MHP’li Yeniçeri Meclis’te düzenlediği basın toplantısında son yapılan KCK operasyonlarını değerlendirdi. KCK’ya yönelik operasyonlar sonrası “İmralı ile Kandil bağlantısının kesildiği ve Öcalan’ın katliam emirlerini ileten avukatların tutuklandığı”, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “PKK’nın kafası ile gövdesi arası kopartılıyor” yönündeki açıklamaları hatırlatan Yeniçeri, “PKK’nın kafası ile gövdesi arasının kopartılması için neden bu kadar zamanın geçmesi beklendi? Hükümet ve yetkililer zamanında neden görevlerini yapmadı?” diye sordu.

AKP iktidarının “Demokratik açılım yapıyor ve PKK’ya silah bıraktırıyoruz” yönünde söylemlerle İmralı ve Kandil’in iletişimine ve eylemlerine özgürlük alanı açtığını bildiklerini kaydeden Yeniçeri şunları söyledi:

“DTK ve KCK’nın örgütlenmesine de iktidarın göz yumduğu herkesin bildiği bir gerçektir. Onlar için özgürlük alanları açıldığını bizzat devlet yetkilileri söylüyor. Devlete ve millete karşı işlenen suçlara bizzat yetkililer seyirci kalmış, ve bir anlamda da yardımcı olmuştur. İşler kontrolden çıkıp, varılan mutabakat bozulunca da iktidar operasyon başlatmıştır. Devletin gözetim ve denetimi altındaki İmralı’dan KCK avukatları dışarıya eylem talimatları taşımış ve bunun sonucunda yapılan eylemlerde 132 vatandaş hayatını kaybetmiştir.”

KAMU GÖREVLİLERİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Yeniçeri; derin devlet yapılanmasının PKK ile olan ilişkilerini sorgulayanlara şu soruları yöneltti:

“Bugün devlet yetkisini kullananlar, PKK örgütüne ‘özgürlük alanı’ açan ilişkileri ve itirafları neden görmezlikten geliyor? Kamu görevlilerine kanunun suç saydığı emri verenler hakkında gerekli işlemler neden yapılmaz? Öcalan’a kuryelik yapanlar ve teröristlerin birbiriyle iletişimini sağlayanlar neden sorgulanmaz? İmralı Kandil arasında kuryelik yapan avukatlara yapılan operasyonlar, aynı işi yapan kamu görevlilerine niçin yapılmamaktadır?”

İmralı’dan taşınan talimatlarla 132 güvenlik mensubunun şehit olmasında saldırı talimatı verenler kadar bunların onlara ulaşmasına göz yumanların da sorumlu olduğunu savunan Yeniçeri, “Kanunen suç sayılan fiilin kamu görevlileri tarafından işlenmesi onun suç olmaktan çıkarmaz. Kanunların suç saydığı fiilleri işleyenler, onlara bu suçu işlemek için emir verenler hakkında gerekli işlemin yapılması hukuk devletinin gereğidir. KCK-DTK yapılanmasına göz yumanların, İmralı’dan terör örgütüne talimatların ulaştırılmasını sağlayan avukat ya da kamu görevlilerinin terör örgütüne 'özgürlük alanı' açtığını itiraf edenler hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Bağımsız ve tarafsız yargıyı geerğini yapması için harekete geçmeye çağırıyoruz ve tarihe not düşüyoruz” dedi.

“REFERANDUM İŞİ SULANDIRMAK DEMEK”
Yeniçeri, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tekrar görüşülmesi için Meclis’e gönderdiği şike cezalarında indirimi öngören yasayla ilgili soruları da yanıtladı. Meclis’e gönderilen yasada bir virgül dahi değişse Cumhurbaşkanına ikinci bir veto hakkı tanınmış olacağına dikkat çeken Yeniçeri, Cumhurbaşkanın gerekçelerini doğru bulmadıkları için imzalarının arkasında durarak aynen göndereceklerini söyledi. Yeniçeri, “Verilen cezalar az değildir, şahsa özgü değildir. Çıkmış yasadan kimse dışarı çıkmayacaktır. Yeni yasa da çok ağır hükümler içermektedir. Cumhurbaşkanının milleti ayrıştıran ötekileştiren farklılaştıran yasalara da aynı hassasiyeti göstermesini bekliyoruz. 301 konusunda tavrını hatırlatmak isteriz” dedi.

Yeniçeri, AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın referandum önerisini de, “Bu tür tartışmalar olabilir. Bu konularda referandumdan bahsetmek konuyu sulandırmak anlamına geliyor. Sonuç itibariyle kendisinin de mensup olduğu siyasi parti bu yasanın hazırlanmasında, Meclis’ten geçmesinde en büyük rolü oynamıştır. Kendi içlerinde bunu çözümlemeleri gerekirken bunu yapması bence doğru bir yaklaşım değil” sözleriyle değerlendirdi.

Tutukluluk süresinin uzunluğundan şikayet eden Cumhurbaşkanı Gül’ün bu konudaki sözlerini hatırlatan Yeniçeri, “O yasanın mevcut halde devam etmesi yasanın geniş olarak yorumlanması sonucunu doğruyordu, orada bazı sınırlamalar gerekti. Son değişiklikteki 1-3 yıl cezalar da az cezalar değil. Kamuoyunda itibarı olan, bir yere gelmiş insanın 3 sene hapiste tutulması cezanın caydırıcılığını ortadan kaldırmaz. İtibarın düşmesi bile bazı insanlar için çok önemli bir şeydir. Konunun çerçevesi biraz daha net çizildi” diyerek değişikliği savundu.

AKP İÇİNDE HESAPLAŞMA İDDİASI
Tutukluluğu cezaya dönüştürmenin yargısız infaz anlamına geldiğini kaydeden Yeniçeri, benzer sorunların yaşandığı Ergenekon, Balyoz ve KCK tutuklularıyla ilgili de düzenlemeler gerektiğini söyledi. Yeniçeri, “Köşk’le bir hesaplaşma mı?” yönündeki yorumları da “Doğru bir tespit” olarak nitelendirerek, “AKP içinde iç hesaplaşma. Başbakan Erdoğan rahatsız. Başbakan Erdoğan sonrasına dair bir iç hesaplaşma var. O da şike üzerinden yürütülüyor. Şu an şike ama sonra başka konular da çıkacak. Şu sonucu çıkartılabilir. Başbakan ayrılacağını son dönemi olduğunu söyledi. Sonrasının fırtınalı geçeceğini gösteriyor” dedi.

Radikal, 07.12.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.