Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Arınç'tan tutuklu gazeteci açıklaması

Arınç'tan tutuklu gazeteci açıklaması

Tutuklu gazetecilerin durumuna değinen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, basın özgürlüğüne istisna oluşturacak 3 koşul sıraladı: Teröre ve şiddete davet, suç işlenmesini tahrik ve teşvik, kişilik haklarına aykırılık. Arınç, "Bunlara riayet edersek her şeyi yazabilir ve söyleyebilirsiniz" dedi.

Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından düzenlenen 'Yerel ve Bölgesel Medya Eğitim Semineri' Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın katılımıyla yapıldı.

"Haber portalları Basın Kanunu içine alınıyor"

Seminerin açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, meclis gündemi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Hükümet olarak önlerinde yapılması gereken birçok konunun olduğunu kaydeden Arınç, son 15 gündür meclisin istenen seviyede çalıştırılmadığını dile getirdi.

Arınç, "Yapmak istediğimiz yeniliklerden birisi de internet alanında. Özellikle haber portallarının Basın Kanunu içine alınmasıdır. Çalışmasını uzun yıllardır yapıyoruz. Genel kabul gördü. 'Meclisin ilk yasal çalışması içinde bitireceğiz' dedik. Ama son 15 gündür meclis çalışmıyor, çalıştırılmıyor. Mecliste bazı nahoş olaylar meydana geliyor. Bizim her şeyimiz hazır. Ama genel kurula getirme fırsatı bulamadık. Takip ediyoruz. İlk fırsatta, internet medyası ile ilgili yasal düzenlemeyi yapacağız" diye konuştu.

Tutuklu gazeteciler yorumu

Gazetecilik mesleğini ifa ederken ceza tehlikesi ile karşı karşıya kalan şu veya bu şekilde tutuklu olan, hükümlü bulunan ama mesleğinin karşısında gazetecilik yazan kişilerle ilgili düşüncelerinin olduğunu kaydeden Arınç, şunları söyledi:

"Bir taraf 'Türkiye'de basın özgürlüğü' yoktur diyerek bunları göstermekte. Diğer tarafta 'Türkiye'de basın özgürlüğü vardır. Bunların sıfatları gazeteci bile olsa, bunların bir kısmı adli suçlardan dolayı cezaevindedir. Büyük bir kısmı da Terörle Mücadele Kanununa aykırı eylem ve fiilleri sebebiyle içeridedir. Türkiye, terörle mücadele ediyor. Terörle mücadele kanunu var mı? Var. Gazeteci bile olsa terörü ve şiddeti reddetmesi gerekmez mi? Elbette. Peki bunlar niye içeride? Bunların sebebini açıklamaya çalışan bir kısmımız da var. Dolayısıyla ben ikinci kısımdayım. Türkiye'de basın özgürlüğü var. Buna yürekten inanıyorum. Anayasa ve Basın Kanununda bu var. Basını özgür kılacak düzenlemelerimiz var."

Arınç'tan 3 madde uyarısı

AİHM sözleşmesi ve BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde basının fikir ve ifade özgürlüğünün serbest olması, ama bunun belli hallerde sınırlı olacağı yer aldığını vurgulayan Arınç, "Hiçbir özgürlük sınırsız olmadığına göre dolayısıyla İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarında da ifade özgürlüğü asıldır. Ancak 3 tane şart olması gerekir. Konuşan, yazan bağıran, çağıran, toplantı yapan ve bildiride bulunanlar, teröre ve şiddete davetiye çıkarmayacak. Terör ve şiddeti kullanmayacak diyor. Ben söylemiyorum. AİHM diyor. İkincisi suç işlenmesini tahrik ve teşvik etmeyecek. Üçüncüsü ise kişilik haklarına aykırı olmayacak. Bunları riayet edersek her şeyi yazabilir ve söyleyebilirsiniz. Eğer o sırada ceza tehditi ile karşı karşıya kalırsanız, o bizim ayıbımızdır" şeklinde konuştu.

"Gazeteciler mesleğini yaparken özgür ve serbest olmalı"

Tutuklu gazeteciler konusunun kendilerini sıktığını ifade eden Arınç, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Gazetecilerin mesleklerini ifa ederken, savcı, hakim, tutuklama, hüküm giyme ve bunlarla karşılaşmasını arzu etmiyoruz. Gazeteciler mesleklerini ifade ederken alabildiğince özgür ve serbest olmalıdır. Hiçbir zaman 'gel bakalım ananın ve babanın adı diyerek sorguya çekilmemelidir. Ama o 3 maddeyi de göz ardı etmeyelim."

AİHM'nin ifade özgürlüğünü tarif ederken çok güzel bir hususa dikkat çektiğini söyleyen Arınç, "Sizin hoşunuza giden sözler, alkışladığınız, güldüğünüz, ayağa kalktığınız, 'var ol' dediğiniz konuşmalar ifade özgürlüğü sayılmaz' diyor. Onlar zaten tabidir. Sizin yüzünüzü buruşturan, sizi irite eden, 'bu kadar da olmaz' diyeceğiniz sözlerin konuşulması ve dinlenmesi ifade özgürlüğüdür. Onun da 3 tane şartı da önceliklidir" dedi.

"Propaganda unsuru içeren maddeler bir kez daha gözden geçirilmeli"

Türk Ceza Kanunu'nda gazetecilerin görevini yaparken karşılaşabilecekleri maddeleri tek tek ele aldıklarını söyleyen Arınç, şikayet konusu olan 6.,7. ve diğer maddelerdeki propaganda unsurunu belki tekrar gözden geçirme ihtiyacı gerektiğini söyledi. Arınç, "Çünkü mahkumiyetlerin büyük bir kısmı propagandadan ve diğer unsurlardan veriliyor. 6 aydan bu yana bütün gazeteci cemiyetleriyle, bu meseleyi iyi bilenlere ilan ediyoruz, lütfen bize bu konudaki düşüncelerinizi bildirin. Hangi madde ne taşıyor? Doğru ve haklı bulduğumuzu düzenlemeyi yapabiliriz. Kanunlar ihtiyaçtan doğuyor. Bu ihtiyaç uygulamada aksaklıklar varsa, biz elbet yeni bazı hususları dikkate alabiliriz. Onun üzerine çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Bir günlük mahrumiyet bile önemlidir"

Terörle Mücadele Kanunu'nda zaafiyete gitmeden bir takım uygulama farklılıkları varsa bunları dikkate almak gerektiğini vurgulayan Arınç, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu aslında yargının da talep ettiği bir konu. Niçin? Önceden şu şekilde başladı bu iş. Birileri konuşurken 'sayın Apo' diyerek konuşmaya başladılar. Suç ve suçluyu övmek diye bir ceza kanununda bir madde de var. Bazı mahkemeler hemen karar verdi. 'sayın apo' demek propaganda suçuna girer. Ceza verdiler. Sonra bazı mahkemeler beraat ettirdi. 'sayın apo demek suç sayılmaz dedi. Yargıtay önce suç saymayı kabul etti ve onadı. Sonra da suç değildir diyenleri de onamaya başladı. İhtilaf da oldu. 'Suç değildir' anlamında bir konsensüs veya uygulama ortaya çıktı. Bir bildiri okumanın propaganda ya mı girdiği veya bir duyuru mu olduğu. toplantı gösteri yürüyüşleri kanunundan doğan hakların mı kullanıldığı, yoksa terör örgütünün doğrudan propagandasına yönelik mi olduğu konusunda da uygulamada farklı noktalara geldik. Şahsi hürriyete bağlı eşit cezanın söz konusu olduğu bir yerde, bir günlük mahrumiyet bile önemlidir. Başınıza geldiğiniz zaman bilirsiniz. Biz gazeteci arkadaşlarımızın mesleklerini daha özgür ortamlarda yapması, ama 3 ana maddeye dikkat ederek yapması konusunda bir çalışma yapmamız gerektiğine gönülden inanıyoruz. Bu konuda sizlerin de katkılarınızı bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

 
cnnturk.com, 23.11.2011

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.