Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Yeni anayasa yapılamazsa büyük hayal kırıklığı olur

Yeni anayasa yapılamazsa büyük hayal kırıklığı olur
İngiltere yolunda Dersim tartışmalarını değerlendiren Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'de tabular olmadığını, mecrasından kaydırmamak şartıyla her şeyin tartışılabileceğini söyledi. Gül, "Yeter ki istismar edilmesin. Bunun üzerinden başka bir yeri vurmak, mesaj vermek gibi değil; bunlar nihayetinde tarihimizin gerçekleri. Bu tip şeylere soğukkanlılıkla, olgunlukla bakabilmeliyiz." dedi.
 

 

Türkiye, cumhurbaşkanı düzeyinde İngiltere'ye tarihi önemde bir ziyaret gerçekleştiriyor. 1988'de Kenan Evren'in ziyaretinden sonra Londra'ya giden ilk sivil Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. İngiltere ile ilişkilerden Suriye'deki gelişmelere, terörle mücadeleden Dersim tartışmalarına kadar pek çok konuda önemli mesajlar verdi. Yeni anayasa için toplumda büyük beklentilerin olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı, yapılamaması halinde hayal kırıklığı yaşanacağını söyledi. "Beklenti o kadar güçlü olunca herkese bunu yapacağız diyoruz. Yapılabilir aslında. Temel meselelerde ayrılığın olacağı kanaatinde değilim yeter ki siyasi çekişme olmasın." uyarısında bulundu. Terör örgütü KCK operasyonlarıyla ilgili eleştiriler karşısında polemiğe girmek istemeyen Gül, "Ama şu bir gerçek Türkiye'de çok daha iyi şeyler olurdu. O irade hepimizde vardı. Ama bunları adeta sabote etme hareketi ile karşı karşıya kalındı. Bir taraftan dağda silahlı saldırılar bir taraftan şehir merkezinde saldırılar. Canlı bombalar vs. Şehirlerde geceleri terör estirdiler." dedi. Bu tuzağa Kürt meselesiyle ilgili siyasetin içinde olanların da düştüğünü anlatan Gül, "Teröre çok daha aleni mesafe koyabilselerdi, iyi şeyler olabilirdi." tespitine yer verdi. Cumhurbaşkanı, Dersim tartışmalarına da, 'saptırmamak, bunun üzerinden başka mesajlar vermemek' şartıyla olumlu yaklaştı. Dersim sorularıyla Esenboğa Havalimanı'nda da karşılaşan Gül, Türkiye'de tabuların olmadığına, her şeyin tartışılabildiğine işaret etti.

 

 

Kenan Evren'in 1988'de gerçekleştirdiği ziyaretten 23 yıl sonra İngiltere'ye giden Cumhurbaşkanı Gül, uçakta kendisine eşlik eden gazetecilerle sohbet etti. Gül'ün sorulara verdiği cevaplar özetle şöyle:

Önemli bir geziye gidiyoruz.

İlk gezi İngiltere ile çok eski. İlk defa İngiliz büyükelçisi Babıali'ye o zaman 1500 küsurda gelmiş. 1563 herhalde... Biz de ilk daimi büyükelçiyi 1700'lerde yollamışız. İngiltere'yi ziyaret eden ikinci cumhurbaşkanıyım. Ondan önce de padişahımız var. 144 yıl önce. Kenan Evren 1988'de gelmiş. Bu tam anlamıyla bir devlet ziyareti oluyor.

İlk defa sivil bir cumhurbaşkanı gidiyor İngiltere'ye

Artık onu siz söyler yazarsınız. İngiliz kraliçesi yılda iki kez yurtdışına gidiyor, bir de iki devlet başkanı davet ediyorlar. Bir Obama, bir diğeri biz. Gelecek yıl 60. yılı olacak tahta geçişinin. Önemli bir ziyaret. Her bakımdan. İkili ilişkilerimize baktığımızda inişli çıkışlı dönemler olmuş. İttifak ettiğimiz, karşılıklı savaştığımız olmuş. Yeni döneme baktığımızda en iyi dönemimizi yaşıyoruz.

İngiltere dahil Avrupa ülkeleri Libya'ya gösterdiği duyarlılığı Suriye'ye göstermiyor. ABD Dışişleri Bakanı, 'Arap Birliği ve Türkiye'nin etkisi fazla olur' diyor.

Biz başkalarının ne baskısıyla ne de teşvikiyle hareket eden bir ülke değiliz. Ama doğrusu bu aralar bize çok kredi veriyorlar, bundan da memnun oluyoruz. Bize kredi vermekte biraz kıskançtırlar biliyorsunuz. Biz Suriye'nin transformasyonunu adım adım gerçekleştirebilir miyiz diye baktık. Suriye yönetimiyle konuşuyorduk. Arap Baharı çıkmadan biz o zaman bu mevzuları konuştuk baş başa. İngiltere'de okumuşsun büyümüşsün, özgürlüğü bilen birisisin, bunu kendi halkına göstermek istemez misin? Akdeniz'in kıyısında teknolojinin, haberleşmenin bu kadar ulaştığı bir noktada ya sen yapacaksın ya da zorla yaptıracaklar yarın sana.

Sunday Times'taki yazınız önemliydi. Esed de oradan size cevap verdi. Sonuna kadar direneceğim, diyor?..

Bunlar hissiyatla söylenen şeyler. Ailecek tanıştığımız bir insanın hiçbir zaman kötülüğünü istemeyiz. Ben biliyorsunuz kendisine çok açık bir mektup da gönderdim. Bazı kısımları duyuldu. Ben kaleme aldım. Çok açık bir şekilde doğrusu bugün yarın nerelere gelineceğini anlattım. Ne Suriye'nin ne de kendilerinin düşmesini istemediğimi söyledim.

Açıkça çekilmesini istedik mi?

Biz o zaman şunu söyledik. Hiçbir kompleks içine girmeden açıkça serbest seçimlerin yapılacağını, siyasi mahkumların serbest bırakılacağını, çok partili sisteme geçeceğinizi... Bunlar temel şeyler. Bunları inandırıcı bir şekilde yap. O zamanlar yapsaydı o zaman seçimlerde kendisi aday bile olsa seçilebilirdi. Bunu da söyledik.

Ne zaman söylediniz?

İlk mesajım, Tunus'ta olaylar başladığında kendisini aradım. Tunus'ta olup bitenler sakın ha seni durdurmasın, sana diyecekler ki korktu da yaptı diyecekler, bu tuzak. Bu tuzağa düşme, elini daha çabuk tut. Komplekse girme. Süratli bir şekilde Suriye'de reformların önünü açan, ülkesini serbestleştiren lider ol. Açıkça söyledim. Bunu yapıyoruz filan dediler.

SURİYE'YE ASKERÎ MÜDAHALEYE KARŞIYIZ

Askerî seçenek ne kadar yakın?

Bu işler Suriye'nin kendi içinden olacak işlerdir. Biz doğrusu şu anda dışarıdan herhangi bir yabancı askeri müdahaleyi doğru görmüyoruz. Muhalefet eğer bütün Suriye halkına şu mesajı verirse; biz değişiklikten sonra herhangi bir rövanş almayacağız, herhangi bir kaosa fırsat vermeyeceğiz, herkesi temsil edeceğiz. Suriye'de farklı mezhepler var biliyorsunuz. Hepsi de bu ülkenin en tabii unsurlarıdır. Hatta gayrimüslim nüfus vardır, onlar da dahil olmak üzere... Bu güveni verdikleri anda bu iş biter.

Esed'in hâlâ kredisi var mı Ankara'nın nezdinde?

Bizim bu yönetime hiçbir güvenimiz kalmadı. Avrupa'nın Ortaçağ'da yaşadığı mezhep savaşlarını yaşama riskiyle karşı karşıya. Bu bölgenin en büyük tehlikelerinden birisi bu. Büyük resimden görüyorum bunu.

İç savaş endişesi mi taşıyorsunuz?

Tabii ki. Bunların hiç olmayacağı, ortaya bir şey kurulacağı anlaşıldığı andan itibaren...

Türkiye bu mesajları verirken kendi içinde tartışmalı tutuklamalar, operasyonlar yapıyor. Bu bir çelişki değil mi?

Yok.. Ben Esed'e, ilişkilerimiz bozulmadığı sürede, bana isimler veriyorlardı, şu isimler 8 senedir hapiste, bu sürede savcıya, hakime çıkmamış, ailesinin de haberi yok. Ben bu isimleri veriyordum adama. Şu isimler burada, böyle bir şey olur mu bir insan 10 sene... Kaç tane isim verdim. Bunları çıkarttırdı. Bizim girişimlerimizle çıktılar. Türkiye böyle değil. Bu şekilde bir mukayese doğru olmaz. Söylediğiniz konularla ilgili tartışmalar var. Ümit ederim kısa süre içinde mesafe alınır. Benim doğrusu tüm bu davalarla ilgili en çok arzu ettiğim yargılama hızlanmalı. Mevcut kurallar içinde inandırıcı deliller varsa süratli bir şekilde yargılama süreçleri hızlı olmalı. Personel azlığı, salon azlığı vs. bunlar düzeltilebilir.

PKK'NIN SALDIRILARI SÜRECİ SABOTE ETTİ

Büşra Ersanlı'nın gözaltına alınması, tutuklanması. Bir bakan, o kadın akademisyenin geçmişte komünist olduğunu söylüyor. Ne oluyor, 80'lere geri mi dönüyoruz?

Şimdi, bunların birçoğu iç siyasetin parçaları haline geliyor, o bakımdan nihayetinde herkes şikayetçi, o açıdan bunu tartışmak, polemiğe girmek istemem. Ama şu bir gerçek Türkiye'de çok daha iyi şeyler olurdu da o irade hepimizde vardı, belki de hiçbir dönemde olmadığı kadar devletin tüm kuruluşlarında da... Ama bunları adeta sabote etme hareketi ile karşı karşıya kalındı. Bir taraftan dağda silahlı saldırılar, bir taraftan şehir merkezinde saldırılar. Canlı bombalar, Ankara Bingöl vs. başka bir boyutta şehirlerde geceleri terör estirdiler. Arabaları yakma, molotoflar şunlar bunlar... Bütün bunlar görmezlikten gelinemez. Tabii ki evin sahibi, çocuğun sahibi daima soğukkanlı düşünür. Konjonktürel değil, uzun vadeli düşünür. Bu anlayış devletimizde var.

Ateşkes iddiaları var bugünlerde?

Kuzey Irak'taki Barzani ve diğerleri... aslında görüyorlar. Bu terör örgütü şu anda Türkiye ile mücadele ediyor ama bu tip örgütler palazlanıp güçlü hale gelince düşmanları aslında başkaları oluyor. Kuzey Irak'taki o otoriteler oluyor. Bu devrim değil ama devrimler önce kendi ekibini yer. Barzani'ye çok daha açıkça gösterdik. Küçük yoğunluklu savaş böyle devam eder, sizin orada olmaz. Bir coğrafyanın bir yerinde işler tıkırında gitsin, öbür tarafta aksi olmaz.

Dersim tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz?

Bunlar tartışılıyor. Önemli olan saptırmamak, ölçüleri kaydırmamak... Bunların üzerinden başka mesajlara gitmemek.

Kürt meselesinde fırsat kaçtı mı?

Bu tuzağa özellikle siyasi parti ve siyaset içinde olanlar düşmeselerdi doğrusu çok daha iyi bir gidişat olabilirdi. Özellikle Kürt meselesiyle ilgili siyaset içinde olanlar daha farklı hareket edebilselerdi belki daha iyi bir şeyler olabilirdi.

Farklı hareketten kasıt?

Teröre çok daha aleni mesafe koyabilselerdi...

Dersim tartışmalarına siyaset üstü bakarsak, bu tür tartışmaların bir yarar getireceğini düşünüyor musunuz?

Olabilir ama bunlar yeter ki saptırılmasın, bunun üzerinden başka bir yeri vurmak, mesaj vermek gibi değil ama bunlar nihayetinde tarihimizin gerçekleri. Bu tip şeylere bilim adamları, siyasetçiler, soğukkanlılıkla, olgunlukla bakabilmeliyiz.

 

Kaddafi'nin oğluna 'Böyle gitmez' demiştim

Kaddafi'yle görüşüyordunuz. Son halini görünce ne hissettiniz?

Açıkçası Kaddafi'yle Refahyol bakanlığı döneminde o seyahatte görüştük. Ondan sonra bir araya gelmedik. Arap Ligi'ne geldi ama herkes etrafındaydı. O gün de konuşuyordum. Normal bir adam değildi. Size bir şey söyleyeyim. Bir buçuk sene önce, daha Arap Baharı yokken... Dün yakalanan Kaddafi'nin oğlu İstanbul'da bana geldi. Seyfülislam. O zaman ona dedim ki baktım havalarda filan, bu şekilde gitmez Libya dedim. Libya'da değişiklik yanlısı babasına telkin eder filan dediler. Ben o zaman ona bir saat anlattım. Bu şekilde gitmez dedim.

Linç fotoğrafı size ne düşündürdü?

Tabii ki çok kötü bir şeydi. Alırsın yargılarsın. Bu ayrı bir uygulama. Ne olursan ol herkesin adaletle yargılanması gerekir.

 

Anayasa yapılmazsa büyük hayal kırıklığı olur

Toplumda yeni anayasa beklentisi çok güçlü? Meclis çok gergin. Yeni anayasa yapılabilecek mi?

Çok büyük bir beklenti var. Herkes bu işe kendini şartlandırdı... Yapılmazsa büyük bir hayal kırıklığı olur. Yapılabilir aslında, ben o kanaatteyim. Bütün temel meselelerde ayrılığın olacağı kanaatinde değilim, yeter ki siyasi çekişme olmasın.

Time'ın kapağı için ne diyorsunuz. Fotoğrafa da tabii?

(Başbakan Erdoğan'ı kastederek) Resimle ilgili yorumda haklı. Bilmeyenler kendi özel poz verdi zannederdi... Türkiye olarak büyük resim açısından bakarsanız dünyanın en büyük, en çok satan, en çok takip edilen bir dergisinde Türk siyasetçisinin kapak olması Türkiye'nin profilini yükseltir.

Zaman, 21.11.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.