Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > DP'de yeni genel başkan Cindoruk

DP'de yeni genel başkan Cindoruk

Demokrat Parti (DP) 5. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde Hüsamettin Cindoruk, 3. turda 559 oyla genel başkan seçildi.

Süleyman Soylu ve Mehmet Ali Bayar'ın ikinci turda genel başkan adaylığından çekildiğini açıklamasının ardından, üçüncü tura Cindoruk tek genel başkan adayı olarak girdi.

Cindoruk, kullanılan 570 oyun geçerli 559'unu alarak genel başkan seçildi.

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk
, genel başkanlığa seçilmesinin ardından yaptığı teşekkür konuşmasında, herkesin heyecanla bu kongreyi takip ettiğini ifade etti.

"Bu kongre bence kırat kazanmıştır. Yoksa bu kongreyi benim kazanmam, kaybetmem söz konusu değildir" diyen Cindoruk, kıratı bütün birikimlerin üstüne koyarak ileri taşıyacaklarını ifade etti.

"Türkiye'de barış partisi haline geleceğiz" diyen Cindoruk, "Bu kongre sürecinde partiye, şahsıma, sayın Demirel'e yöneltilmiş haksız ithamların hiç birine cevap vermedim. Bir tek polemiğe girmedim. Hatta savunmaya geçmedim. Benim geçmiş siyasi hayatım açıkça kurşun geçmez bir yelektir. Bunu kimse denemesin. Bunca yıl çeşitli partilerde çeşitli görevlerde bulunmuş bir siyaset adamına yaşıyla ilgili itirazlar varken, kongre tarafından bu partinin genel başkanı seçilmesini, geleneklere, töreye bağlı kırat siyasetinin bir başarısı sayıyorum" dedi.

"Şimdi yeni bir başlangıç var. Çeşitli siyasi partilerin, ümitsiz kalmış bütün çevrelerin bütün siyasi kimlik ve kişilikleri birleştirmeye çalışacağız. Birleşik merkez partisi kurmaya çalışacağız" diyen Cindoruk,  Biz yeni bir siyasete eski politikacıyla başlıyoruz. Benim deneyimlerim, hüsranlarım, başarılarım, siyaseten aldığım dersler var. Onların hepsini yeni siyaset hayatımızda DP'ye taşıyacağız" diye konuştu.

Hüsamettin Cindoruk, "Türkiye'nin kalkınması için el birliği yapacağız. Bir tek arkadaşım yerinden oynatılmayacaktır. Partiyi ihraç değil ithal partisi haline getireceğiz. Biz ihracatçı değil ithalatçı olacağız. İktidar partisinin kendi ölçeklerine çekilmesinde yardımcı olacağız. Küçük görünen partide büyük kongre yaptınız. Allah sizden razı olsun" ifadelerini kullandı.

Özgeçmiş

1933 yılında İzmir'de doğan Cindoruk, Ankara'da Çankaya ilkokulunu, Atatürk Lisesini ve 1954'te Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi.

1955 yılından itibaren avukatlık yapan Cindoruk, Demokrat Parti, Adalet Partisi, Demokratik Parti, Büyük Türkiye Partisi ve Doğru Yol Partisi'nde il başkanlığı, kuruculuk ve Genel İdare Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu.

Cindoruk, 14 Mayıs 1985 tarihinde Büyük Kongre'de Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanlığı'na seçildi.

Genel Başkanlığı siyasi yasağı biten Süleyman Demirel'e bırakan Cindoruk, 1991'de TBMM başkanı seçildi ve iki yıl bu görevi sürdürdü.

Daha sonra DYP'den ayrılıp Demokrat Türkiye Partisi'ni kurdu. Partisi, Mesut Yılmaz başbakanlığındaki 55. hükümette koalisyon ortağı oldu.

18 Nisan 1999 tarihinde yapılan genel seçimde Meclis dışında kaldı ve DTP Genel Başkanlığı görevinden istifa etti.

İngilizce bilen Cindoruk evli ve 3 çocuk babası.

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu
, DP 5. Olağanüstü Büyük Kongresi'nin kararını verdiğini belirterek, "Bize düşen bu kararı kabul etmektir" dedi.

Soylu, ikinci turda genel başkan adaylığından çekilmesinin ardından delegelere hitaben yaptığı konuşmada, bugün Türk siyasi tarihinin güzel günlerinden biri yaşandığını ifade etti.

"Büyük kongre kararını vermiştir. Bize düşen bu kararı kabul etmektir" diyen Soylu, "16 aydır bu siyasi hareketi büyük bir onurla, Türkiye'nin her tarafında bir tek yanlış yapmadan taşıdık. Benimle mücadele eden bu partinin bir tek tuğlasını ayağa kaldıran herkese minnetlerimi ve şükranlarımı ifade ediyorum" dedi.

"Kırat, asil bir misyondur. Sırat-ı müstakimi bulacaktı. Tarih önünde de vicdanım olarak da hiçbir sorumluluğun sahibi değilim" diyen Soylu, "Düşündüklerimi, inandıklarımı, misyon ve gelecek için gördüklerimi hem kamuoyuyla hem delegelerle paylaştık. Karar sizindir, kararınızın ülkemiz, milletimiz ve partimizin için hayırlı olmasını diliyorum. Birinci turda adaylıktan çekilmeyi düşündük ama yetiştiremedik. Bu turda adaylıktan çekiliyoruz. Allah'a emanet olun" diye konuştu.

Demokrat Parti (DP) 5. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde parti yetkili organlarına da seçimler yapıldı.

Kongrede, genel başkan seçiminin ardından yetkili kurullara üye seçimine geçildi.

Tek listeyle girilen seçimler sonucu, Genel İdare Kurulu (GİK) şu isimlerden oluştu:

"Çağrı Erhan, Pınar Türenç, Ümit Pamir, Çınar Özen, Ahmet Kurşun, Selma Acuner, Ahmet Uyanık, Haydar Altıntaş, Ufuk Söylemez, Rıdvan Özer, Edip Safter Gaydalı, Orhan Keçeli, Hakkı Yılmaz, Adnan Çeltikçioğlu, Özden Özbilün, Muhtar Mahramlı, Cem Kılıç, Veysi Şahin, Gültekin Uysal, Salim Ensarioğlu, Hulusi Turgut, Halit Dağlı, Ahmet Han, Aydın Yardımcı, Ali Dünya, Gökberk Ergenekon, Bahattin Yücel, Hakan Öncel, Aytun Çıray, Nuri Efe, Sinan Ülgen, Arif Şimşek, Nevzat Arif Demirer, Adnan Turfan, Hüseyin Genç, Pınar Köksal, Ayşem Kalyoncu, Latif Sakıcı, Erdem Demirdağ, Erkut Şenbaş, Mümin Ekici, Ahmet Münir Yaşar, Tekin Enerem, Durmuş Alagöz, Yaşar Topçu, Zekeriya Er, Naim Eren, Muhammet Kelleci, Bülent Erinç, Rauf Bozkurt."

Ayrıca 70 kişilik Merkez Karar Kurulu ile 21 kişilik Yüksek Haysiyet Divanı üyeliklerine de seçimler yapıldı.

Seçimlerin ardından kongre çalışmalarını tamamladı.

Öte yandan, listeler açıklandığında, Şanlıurfa İl Başkanı Mahmut Cevheri, il başkanlığından istifa ettiğini açıkladı.

Genel merkez taşınmazları üzerinde tasarruf yetkisi genel kurulda


Bu arada, DP 5. Olağanüstü Büyük Kongresinde yapılan tüzük değişikliğiyle genel merkez taşınmazlarının üzerindeki tasarruf yetkisi genel kurula verildi.

Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen kongrede, mevcut tüzükteki taşınmazlarla ilgili yetki kullanımı değiştirildi.

Selanik ve Akay caddelerindeki partiye ait binalar ile Celal Bayar Köşkü'ne ilişkin Genel İdare Kurulu'na ait olan yetki kullanımı Büyük Kongre kararına devredildi.

Öte yandan amblemde yapılması planlanan Türkiye haritası bölümünün çıkarılmasına ilişkin teklif ise genel kurul tarafından reddedildi.

Oylama turları...

Demokrat Parti 5'inci Olağanüstü Büyük Kongresi'nde ilk tur oylamada genel başkan adaylarından hiçbiri genel başkan seçilmek için gereken salt çoğunluğu sağlayamadı.

Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen olağanüstü kongrede ikinci turda da adaylar salt çoğunluğu sağlayamadı.

İkinci tur sonuçlarının ardından Soylu ve Bayar genel başkan adaylığından çekildiklerine ilişkin dilekçeyi Divan Başkanlığı'na ulaştırdı.

Böylece genel başkanlık seçiminin üçüncü turunda Hüsamettin Cindoruk tek aday olarak kaldı.

Kongrede, genel başkanlık seçiminin ikinci turunda 927 geçerli oydan Hüsamettin Cindoruk 535, Süleyman Soylu 389, Mehmet Ali Bayar 3 oy aldı.

DP Genel Başkan Adayı Hüsamettin Cindoruk, Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezindeki DP 5. Olağanüstü Büyük Kongre'sinde yaptığı konuşmada, merkezde büyük buluşmayı tekrar ortaya koyacaklarını ifade etti. Bunun romantik bir talep gibi görülemeyeceğini söyleyen Cindoruk, bunu geçmişte başardıklarını anlattı.

Darbenin "tuluat" olduğunu, yazılı metni, senaryosu bulunmadığını belirten Cindoruk, "Onun için darbe felakettir. Ben siyasi hayatımda darbe yapan akıllı adama rastlamadım. Akıllı adam kongre yapar, siyasi parti kurar" diye konuştu.

Kendisine ve Süleyman Demirel'e "darbeci" diyenler olduğunu aktaran Cindoruk, "Benden darbeci olur mu? Darbe yiyen olur, darbe mağduru olur. Demirel'den de darbe mağduru olur. Ama ben bunları dinlemem, ciddiye almam, bunlardan korkmam ama cevap da vermem" dedi.
 

Cindoruk, şunları kaydetti:

'Bizim siyasi partimizi başkaları dışarıdan yönetemez, etkileyemez. Bizim aklımız bize yeter. Bizim çocuklarımız aklı, bunları söyleyenlerden daha fazla erişkin, mantıklı ve daha hakikatlidir. Biz bir demokrasi kavgası vererek geliyoruz. Demokrasi için bütün sıkıntıları yaşadık. Hak ve özgürlükleri savunurken sadece kendi haklarımızı değil herkesin özgürlüklerini savunduk. Neydi sloganımız 1985'de DYP Genel Başkanı olduğumuz zaman, 'yasaksız Türkiye, düşünen Türkiye, konuşan Türkiye'. Orada sadece bize mi özgürlük var? Herkese var. Şimdi bizim karşımızdaki siyasal parti dinimizi istismar ediyor. İsmimiz kulaklarımıza ezanla okunmadı mı? O gün bunlar mı iktidarlardı?

Kalkınma mı istiyorsunuz, gel beraber yapalım. Din özgürlüğü mü istiyorsun? Gel bizimle ol, biz onun çözüm için formüller de buluruz. Bu iktidar her gün bir ayrılık ortaya çıkarıyor. Biz Türkiye'nin birliğinin çimentosuyuz."

Bu kongreden sonra DP'nin dışa döneceğini, bu partiden bir kıymık bile eksilmeyeceğini ifade eden Cindoruk, "Evvela parti içinde barışı sağlayacağız. Bizim kavga etmemiz için hiçbir sebep yok. Biz bütün ayrılıkları bir araya getirebilen bir düşünceyiz" dedi.

Konuşmasında ekonomik gelişmelerede de değinen Cindoruk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "fırsat çıktı" dediğini "bilmece gibi konuştuğunu" savundu.

Cindoruk, "Biz bulmaca çözen çocuklar değiliz ki? Her şey halka açık, net söylenmeli. Başbakan çözüm bulacağı yerde kredi kartı mağdurlarına kabahat buluyor. 'Çözeceğim' demiyor. İşsizlikle alay ediyor. Ekonomik kriz ile ilgili 'teğet geçti' diyor. Geometri bilmiyor, teğet geçmedi, içimizden geçti" diye konuştu.
Kongrede konuşan DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, "28 Şubat babalar gibi postmodern darbedir" dedi.

Soylu, kongrenin hayırlı olmasını dileyerek, "Benim yerim burasıdır. Sonuna kadar Kırat'ta yaşayacağım. Başka evimiz, çadırımız, şemsiyemiz yok" diye konuştu.

Genel başkan seçildikten sonra yaptığı çalışmaları anlatan Soylu, "367 konusu, 27 Nisan e bildirisi, Meclis'e girmeme konusunda DP ile milleti ayırmaya çalışan anlayışa 'hayır, dur' dedik. 'Biz milletiz, siziz' dedik" dedi.

Soylu, yerel seçimlerde Türkiye'nin her tarafında mücadele ettiklerine dile getirerek, "16 ayda adam gibi siyaset yaptık, kıvırmadık, yalpalamadık. Bir taraftan yeni oluşum çalışmalarına yapmalarına rağmen, bizi görmemelerine rağmen, millete inandık ve onlarla kol kola yürüdük" dedi.

Kendisine "sen demokrat işler yapıyorsun ama biraz da AKP'ye yakın politikalar ortaya koyuyorsun" dediklerini aktaran Soylu, "Ben mi getirdi getirdim AKP'yi 47'ye? Ben mi böldüm bu partiyi? Herkese söylüyorum; oyunuza talip değilim, vicdanınıza talibim" dedi.

DP'nin büyük kongre iradesinin, demokrasiye, çağdaşlaşmaya ve hakkaniyeteyönelik karar vereceğine inandığını belirten Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Siyasette, insanların en hayırlısı, insanlığa hizmet edendir. Burada budemokratik yarışı kol kola sürdüreceğiz. Aziz dostum, değerli arkadaşım, kıymetliinsan ve bu partinin yetiştirdiği en değerli insanlardan birisi olan ve onaverilecek her oyun bana verilecek oy gibi helal olduğu, ak olduğu, adam olduğu,değerli Mehmet Ali Bayar'a, yine partimizin yıllarca genel başkanlığını yapan,büyük sıkıntılar içerisinde bu partiye o dönemde büyük bir mücadele azmi koyandeğerli insan Hüsamettin Cindoruk Bey'e ve sayın Yazgan'a başarılardiliyorum."

***

Genel Başkan adayı Bayar
da, konuşmasında, kendilerinin ve Türkiye'nin vaktinin kalmadığını, Türkiye'nin gözünün bu kongrede olduğunu söyledi.

Türkiye'nin artık bir muhalefet alternatifi arayışında olmadığını, yarının iktidar alternatifini aradığını dile getiren Bayar, "Alternatif arayışı içinde biz muhalefete değil, iktidara talip olan bir parti olacağız" dedi.

Bayar, "Bu parti babalarımızın malı değildir, bu parti hepimizin ve tarihin malıdır. Bu parti sadece milletin vesayetindedir" diye konuştu.

Kendilerine "kimin adayısın?" diye sorulduğunu söyleyen Bayar, "Üçümüz de kimsenin adayı değiliz. Üçümüz de sizin adayınızız" dedi.

Genel başkan olursa kavga değil, barış vaat eden Bayar, yönetime gelmesi halinde partide her şeyin açıklıkta cereyan edeceğini, tabanın iradesinin üstün olacağını, ön seçimlerin genel başkanın teminatında olacağını anlattı.

Mehmet Ali Bayar, genel başkan seçilirse başka hiçbir gücün, güç odağının, bilinmeyen karanlık güçlerin partiyi yönetemeyeceğini belirtti.

"İşsizliğin, PKK'dan daha tehlikeli olarak evlere geldiğini" söyleyen Bayar, buna çare bulunmazsa başkalarının taslaklarıyla Türkiye'ye roller biçileceğini söyledi.

AK Parti'nin ve devletin bitiremeyeceği kavgaları çözebilecek tek partinin DP olduğunu savunan Bayar, "Çünkü bu kavgaların kaynağı biz değiliz" diye konuştu.

***

Son olarak Genel başkan adaylarından Ramazan Yazgan delegelere hitap etti.

Yazgan, konuşmasında DP'nin seçimde aldığı sonucun tek sorumlusunun Süleyman Soylu olduğunu öne sürdü.

Yazgan'ın, Soylu'ya yönelik sözleri sürdürmesi üzerine, divana verilen önergeyle konuşmalar 5 dakikayla sırlandırıldı. Divanın yanıt hakkı verilmeyecek şekilde konuşmaların bitirilmesi uyarısından sonra Yazgan konuşmasına, sahne önüne gelen Soylu destekçilerinin protestoları altında devam etti.

Ramazan Yazgan, "Doğruyu söyleyeni 9 köyden kovarlar ama DP'den kovmaya kimsenin gücü yetmez" dedi.

Yazgan, süresinin bitmesinin ardından görevlilerce ikna edilerek konuşmasını sonlandırdı.

1112 delege oy kullanıyor

1112 delegenin oy kullanacağı kongrede genel başkan seçiminin yanı sıra Genel İdare Kurulu'nun 50, Merkez Karar Kurulu'nun 70 ve Yüksek Haysiyet Kurulu'nun 20 üyesi de belirlenecek.

Şu ana kadar Süleyman Soylu, Hüsamettin Cindoruk ve Mehmet Ali Bayar genel başkan adaylıklarını açıkladı.

İlk iki turda genel başkan seçilmek için kayıtlı delegenin salt çoğunluğu aranacak. Herhangi bir aday ilk iki turda salt çoğunluğu sağlayamazsa üçüncü turda en çok oyu alan genel başkan seçilecek.

Kongreye 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski genel başkanlar Tansu Çiller ve Mehmet Ağar da davet edildi.

Kongrede, bazı tüzük değişikliklerinin de yapılması planlanıyor. Buna göre, amblemdeki Türkiye haritası bölümünün, görsellikte karmaşıklığa yol açtığı gerekçesiyle amblemden çıkarılması önerisi kongrenin oyuna sunulacak.

Kongrede ayrıca, Akay Caddesi'ndeki parti binası, Kızılay Selanik Caddesi'ndeki bina ve Celal Bayar Köşkü'ne ilişkin yetki kullanımının Genel İdare Kurulundan (GİK) alınarak, Büyük Kongre kararına devredilmesi hükmünün tüzüğe ilave edilmesi teklif edilecek.

cnnturk.com, 17.05.09

DP'de yeni başkan seçiliyor

Demirel'in desteklediği Cindoruk, Tansu Çiller'in desteklediği Soylu, Mehmet Ali Bayar ve Ramazan Yazgan yarışıyor.  Cindoruk salona girerken yapılan anons tartışmalara neden oldu.

ANKARA - Demokrat Parti'de bugün kongre heyecanı yaşanıyor.

Kongrede 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in desteklediği Hüsamettin Cindoruk, Tansu Çiller'in desteklediği Süleyman Soylu ve 'Tabanın adayıyım' diyen Mehmet Ali Bayar genel başkanlık için yarışacak.

DP'nin 5. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde, genel başkan adayları salondaki yerlerini aldı.

Kongreye ilk olarak Hüsamettin Cindoruk geldi. Cindoruk'un salona gelişinde Divan Üyesi Amasya İl Başkanı Gülseren Ertopçu tarafından "kıratı tekrar şahlandıracak tek lider" diye anons edince salonda ve divanda bulunanlar arasında tartışma yaşandı.

Bunun üzerine Divan Başkanı Hasan Subaşı, genel başkan adaylarını kendisinin takdim edeceğini söyledi. Subaşı, salonda bulunanları sükunete çağırarak kongrenin sevgi, saygıyla DP'lilere yakışır şekilde devam etmesini istedi.

Daha sonra eski Genel Başkan Tansu Çiller'in kongreye gönderdiği mesaj okundu. Çiller, kongrenin kıratın yeniden şahlanışına vesile olmasını diledi. Çiller'in kongreye başarı dileyen mesajı salonda alkışlarla karşılandı.

Salona daha sonra Süleyman Soylu geldi. Soylu, salonda tur attıktan sonra sahneden eşiyle birlikte katılımcıları selamladı.

YAZGAN ADAYLIĞINI AÇIKLADI
Salona son olarak Mehmet Ali Bayar geldi.

Kongre başladıktan sonra Ramazan Yazgan da başkanlığa aday olduğunu açıkladı.

Kongre salonunda 'Demokrat Parti Türkiye'ye iyi gelecek' afişleri dikkat çekiyor. Bugüne kadar Demokrat Parti'nin liderliğini yapmış isimlerin de posterleri salona asıldı.

PERDE ARKASINDA DEMİREL VE ÇİLLER REKABETİ
İlk ve ikinci turda genel başkan seçilebilmek için delegelerin yarıdan fazlasının oyunu alan seçimi kazanacak. İki turda adaylar seçilemezse üçüncü turda en çok oyu alan isim başkanlık koltuğuna oturacak.

Kongrede Hüsamettin Cindoruk'a Demirel dışında Necmettin Cevheri ve Mehmet Gölhan gibi önemli isimler de destek veriyor.

Kongrede Süleyman Soylu'ya ise Tansu Çiller destek veriyor. Bu tabloya göre kongre Demirel ve Çiller arasında bir yarışa da sahne olacak.

Süleyman Demirel: Cindoruk'a güvenin

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, NTV'de, 28 Şubat sürecinin aktörlerinden biri olduğu eleştirilerine yanıt verdi; Demokrat Parti'nin genel başkan adayı Hüsamettin Cindoruk'la ilgili düşüncelerini anlattı.

ANKARA - Süleyman Demirel, 14 Mayıs Perşembe günü NTV'de yayınlanan 'Yorum Farkı' programındaki tartışma nedeniyle açıklama yapma ihtiyacı duyduğunu belirtti ve NTV Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün 28 Şubat ve Demokrat Parti'nin cumartesi günkü kongresiyle ilgilli sorularını yanıtladı.

'Yorum Farkı'nda Mehmet Barlas ile Emre Kongar arasındaki konuşmaya değinen ve Barlas'ı haksız bulduğunu belirten Süleyman Demirel, "28 Şubat'ın üzerinden 12 sene geçti. Bu zamanında da tartışıldı. Birçok kez anlatmamıza rağmen bu tartışma bitmiyor. Ne olduğunu bir daha anlatalım.

Birçok konuşmacı ve yazar yanıltıcı işler yapıyor. Bunlardan biri sizin televizyonunuzdaki programda oldu. Mehmet Barlas ile Emre Kongar arasındaki konuşmalar enterasandı. Sayın Barlas'ın ifadeleri bana göre yanlış ve yanıltıcıydı. Ve buradan bize bir aydınlatma ihtiyacı göründü. Bu sebeple beyanda bulunmak istiyorum" dedi.

Demirel, yarın yapılacak Demokrat Parti kongresinde başkan adayları arasında yer alan Hüsamettin Cindoruk'la ilgili de, "Ortayı toparlamak istiyor. Genel başkan hevesi içinde olsaydı daha önce bunu gerçekleştirirdi. Hizmet yapmak istiyor ve bu iyi anlaşılmalıdır. Ben kendisine güvenirim ve herkesin de güvenmesi lazmıdır" ifadelerini kullandı.

Demirel'in Murat Akgün'e yaptığı açıklamalar şöyle:

28 Şubat süreci neydi? 'Postmodern darbeydi...', bu nedir?, onun üzerinde duralım...

Sayın Barlas'ın söylediği gibi bir muhtıra yoktur ortada. Olay,, anayasının 118. maddesine göre kurulan MGK'nın, Şubat 1997 toplantısında alınmış kararları söz konusu ederek yapılan tartışmalardır. Kararları alan kurul anayasal bir kuruldur. Kararların altında bütün üyelerin imzası vardır. Bunlar kimdir; Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları, başbakan ve yardımcıları, kurula üye olan bakanlar.

Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli güvenlik meselesini tartışan önemli bir kuruldur. Bu kurul kararlar almıştırve kararlar kimsenin baskısıyla alınmamıştır. Böyle olsa altında Başbakan, yardımcıları ve diğer bakanların imzaları olmaması lazım. Kararlar alındıktan sonra MGK Genel Sekreterliği bu kararları hükümete gönderir, hükümet de bunu icra etmek üzere ilgili makamlara dağıtır. Kararlar üzerinde bir komisyon çalışması da devamlı şekilde yapılmıştır. Bu kararlar halen geçerlidir.

Neyi tartışıyorlar anlamak mümkün değil. Anayasal bir kurul, yetklileri dahilinde karar almış, hükümet o kurula dahil, kararlar halen geçerli; ne tartışılıyor? Kimi, neyi kötülüyorsunuz burada. Ben bu kurulun başı olarak, kurulun görev yapmasını sağlamışım. Böyle bir konunun tartışılmasını ve ittifakla karara bağlanmasını sağlamışım. Hükümet de almış icra etmiş...

DARBE NASIL OLUR?
Bakın darbe şöyle olur: Bir takım kurumları götürür; evvela hükümeti götürür. Hükümet 28 Şubat'ta duruyor, sonrasında da duruyor; ve hükümet 118 gün sonra duruyor. Eğer bu darbeyse hükümet meselesi 118 gün sonra çıkmaz. Meclis ve bütün kurumlar yerinde duruyor. Kimseye bir şey denmemiş ve kimseye dokunulmamış...

Neyin darbesi bu? diye soruyorum. Anayasal kurul görevini yapmış, siz bunu darbe sayıyor, vatandaşın kafasına sokmaya çalışıyorsunuz. Eğitimi 8 seneye çıkaran karar da buradadır... Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının gereklerini ortaya koyan kararlardır.

RÖTARLI DARBE OLUR MU?
İkinci kısım ise, 'hükümet değişmiştir', ne zaman değişti? 18 Haziran 1997 tarihinde hükümet başkanı bana istifasını getirmiştir. Mart, Nisan, Mayıs aradan geçmiştir. Böyle rötarlı darbe olur mu? Ben Sayın Erbakan'a sordum, 'Niçin istifa ediyorsunuz?' dedim. 'Türkiye'de gerginlik var' dedi. İstifaya zorlayan birisi var mı? Hayır...

Biz siyaset yapıyoruz ve siyasetçinin bir takım şeyleri zamanında anlaması lazım. 'Gerginlik var, benim hükümetim istifa etsin gerginlik ortadan kalksın.' Gerginliğin ortadan kalkmasını sağlamak hükümetlerin görevidir. Ben istifayı kabul ederim ve sonra yeni bir hükümet kurma çalışmalarına girişiriz. 'Yeni hükümeti benim ortağım kursun', o senin işin değil. Sen istifa edersin, gidersin. Yeni bir hükümetin kurulma hadisesi cumhurbaşkanının işidir.

Ben 10 hükümetin altına imza attım, 7 tane de benim hükümetim oldu. Nasıl olur; o günkü şartlara bakarak güvenoyu alacak bir hükümet lazımdır. Sen Başbakan olarak 'gerginlik var Türkiye'de' diyorsun; sebebini de hükümetten biliyorlar ve onun için istifa ediyorsun. İstifadan sonra Başbakan Yardımcısı Başbakan olursa gerginlik ortadan kalkar mı? Bunu düşünmek benim işim.

'Güvenoyu alacak kadar imzası var', böyle hükümet kurulmaz. Ne zaman kurulur; Cumhurbaşkanı görevi verir, tasdik eder, Meclis'te de güvenoyu alırsa olur. Alıp alamayacağını da Cumhurbaşkanı bilmek durumundadır. Güvenoyu alamayacak hükümetin kurulmasına yardımcı olmaz. Varsayalım Cunmhurbaşkanı yanlış birşey yaptı. Yani güvenoyu alacak gruba vermedi de başkasına yetki verdi. O zaman o hükümet güvenoyu alamaz. Biz bunu 77 seçimleri sonrası yaptık. Ecevit'e yetki verildi ve 226 şartı vardı. Ecevit bu rakamı bulamadı ve 229 ile biz kurduk; güvenoyu aldık.

28 Şubat MGK toplantısının ardından 118 gün geçtikten sonra hükümet çekilmiş, yeni hükümet kurulmuş ve güvenoyu almış. Ne yanlışlık var burada. Türkiye Cumhuriyeti anayasası ve kanunları aynen uygulanmış.

Murat Akgün: 27 Şubat akşamından haziran ayına kadar, hiç eksik ya da hatalı yaptığınız bir şey olduğunu düşündünüz mü?

Hiç düşünmedim. Lazım olanı yaptım, bugün de bunun dışında başka bir şey yapmazdım. Netice itibarıyla istifa ediilmiş ve yeni hükümet kurulmuş. Ay'dan getirmemişiz ki hükümeti; yine Meclis içinden kurulmuş. Meclis dışından gelip de 'kuracağız' dense, 'bu kadar taraftarımız var' dense... O sayı beni alakadar etmez. Onu sayacak olan Meclis Başkanı'dır. Ben 'filanca adam imza atmış'a bakmam; niye atmış cumhurbaşkanı bilmez onları. Ben böyle bir hükümetin kurulamayacağı, güvenoyu alamayacağı, Türkiye'ye yararlı olamayacağı kanaatindeydim. Başka bir Türkiye Cumhuriyeti hükümeti çıkardık.

Murat Akgün: '28 Şubat Ergenekon'un başlangıcıdır' deniyor, katılıyor musunuz?

Onu anlattım... Anayasal kurumun almış olduğu açık kararlardır ve halen yürürlüktedir. Bu boş bir laftır. İpe sapa gelmeyen bir laftır. Benim ortaya koyduklarım dışında bir şeyi olan varsa gelsin...

Murat Akgün: 90'lı yıllarda asker-siyasetçi ilişkilerinde gerekli adımları attığınızı düşünüyor musunuz?

Asker, Türkiye Cumhuriyeti'nin önemli bir kurumudur. Bu ülkenin askeridir. Askerin yeri anayasada tarif edilmiştir. Yerinden çıkarsa anayasa ihlali olur. Asker bunu yapmış ve zaman zaman devlete müdahale etmiştir. Biz bunların muhatabıyız. Ama asker 12 Eylül'den sonra yeniden anayasa yapmış, meclis kurmuş, anayasayı halka götürmüş ve anayasa tasdik edilmiştir. Demokrasi diyorsanız; işte halkın yüzde 92 oyuyla yapılan anayasa... Bunu saymıyor musunuz? Asker darbe yaptıktan sonra getirdiği anayasayı tasdik ediyorsunuz, darbeyi yapanı 9 sene ülkenin başında cumhurbaşkanı olarak muhafaza ediyorsunuz, sonra darbeye muhatap olanları suçluyorsunuz. Ne biçim iş bu, öyle şey olur mu?

Murat Akgün: Cumartesi günü Demokrat Parti'nin kongresi var. Sizin Hüsamettin Cindoruk'tan yana ağırlık koyduğunuz yorumları var. Kazanamazsa aklınızdan geçen alternatif var mı? Siz bizzat bir şeylere atılır mısınız?
Türkiye'de siyaset işlemiyor. Partiler rejimi yara almıştır. Merkez dağılmıştır. Vatandaş diyor ki; iktidar partisine oy veriyorum çünkü alternatifi yok. Demokratik sistemde alternatif yok deniyorsa, o sistem değildir. Demokrasi, iktidar alternatifinin olduğu sistemin adıdır. Diğeri seçilmiş faşizm oluyor.

Neden alternatif yok, çünkü orta dağılmış. Cindoruk 'ortayı toparlayayım' diyor. Partiye genel başkan hevesi içinde değil, öyle olsaydı bu zamana kadar o partinin başına 5 -10 kez geçerdi. Hizmet yapmak istiyor ve bu iyi anlaşılmalıdır.

Partinin başına geçip oturmak değil, ortadaki dağınıklığı toparlamak istiyor. Yüzde 3.9'a inmiş oyu büyütüp, iktidar alternatifi haline getirmenin yollarını açacaktır. Bu Türkiye'de partiler sistemine hizmettir; bir partiye, o partinin mensuplarına değil. Türkiye'de rejimin işlemesine hizmettir. Bunu yapabilecek; Türkiye'de bir elin parmaklarını geçmeyen insanların başında gelen Cindoruk'tur. Ben kendisine güvenirim ve herkesin de güvenmesi lazımdır.

ntvmsnbc.com, 16.05.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.