Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Silivri’ye bayram ziyareti

Silivri’ye bayram ziyareti

Silivri Cezaevi’nde tutuklu olarak yargılanan Ergenekon sanığı ve CHP milletvekili Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal’ı ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aklın ve mantığın çalışmadığı, demokrasi ve özgürlük kavramının gelişmediği ülkelerde, düşüncelerini özgürce söyleyen insanlardan kaygı duyanların, onları toplama kamplarında toplayacağını belirterek, “Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ın içeride kalmasının, bu toplama kampını oluşturma mantığının bir sonucu” olduğunu ileri sürdü
 

Silivri Cezaevi’nde tutuklu olarak yargılanan Ergenekon sanığı ve CHP milletvekili Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal’ı ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aklın ve mantığın çalışmadığı, demokrasi ve özgürlük kavramının gelişmediği ülkelerde, düşüncelerini özgürce söyleyen insanlardan kaygı duyanların, onları toplama kamplarında toplayacağını belirterek, “Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ın içeride kalmasının, bu toplama kampını oluşturma mantığının bir sonucu” olduğunu ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, Silivri Cezaevine, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ve çok sayıda partili ile birlikte CHP’nin seçim otobüsüyle geldi. Burada tutuklu milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ı ziyaret ederek, bayramlaşan Kılıçdaroğlu’nun ziyareti, yaklaşık 2 saat sürdü.

 

Yargıçlar engelliyor

Burada bir yargılama yapılmadığını, adalet dağıtımının söz konusu olmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Burada önyargılı, siyasi otoritenin emrinde olan yargıçların, sadece oynadıkları bir tiyatro var. Bunun adına ‘Yargılama, demokrasi’ diyorlar. Bu, ne demokrasidir ne de adalet dağıtmadır. Bunların kaçma imkanları yok. Zaten kaçamazlar, ülkelerini seviyorlar. Bunlar, ‘Biz yargılanmayalım’ demiyorlar, zaten yargılanıyorlar. Bunlar, parlamentoya gelip, yeminlerini içerek, anayasanın 90. maddesinde ve diğer maddelerinde öngörülen kurallar içerisinde görevlerini yapmak istiyorlar.

Ama bu görevler maalesef bazı yargıçlar tarafından engelleniyor. Onlara yargıç demeyi içime sindiremiyorum. Çünkü yargıç, ‘vicdanıyla hareket eden kişi’ demektir. Yargıç, toplumun beklentilerini, duygularını bilen ve ona saygı duyan demektir. Vicdan her şeyin üstündedir. Vicdanı ile hareket etmeyen bir yargıç, yargıç olabilir mi? Anayasanın 90. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler var. Bunları görmemezlikten gelip, ‘Ben bildiğimi okurum, benim bildiğim ve söylediklerim doğrudur’ mantığıyla yola çıkarsanız, adalet dağıtamazsınız. Bu bir demokrasi ayıbıdır. Bu demokrasi ayıbını, ortadan kaldırmamız lazım. Türkiye’ye yakışmıyor. Bu demokrasi ayıbından Türkiye’nin kurtulması lazım.”

 

AİHM’e sahte belge

Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, “Görüşme nasıl gerçekleşti? Balbay ve Haberal ile neler konuştunuz” sorusu üzerine, iki ayrı binada, iki ayrı yönetimin izniyle görüşmenin gerçekleştiğini belirterek, ikisinin de bir an önce özgürlüklerine kavuşmak ve parlamentoda görev yapmak istediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Sayın Haberal, ‘Ben neden tutukluyum, şu ana kadar anlamış değilim’ diyor. Neden tutuklu olduğunu bilmiyor. Haberal, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) bazı sahte belgelerin gönderilmesinden de şikayetçi. Türkiye Cumhuriyeti’ne bir mahkemeye sahte belge göndermek yakışmaz, doğru değil” diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, AİHM’e gönderilen belgenin içeriğine ilişkin bir soruyu, “O konuda Haberal’ın avukatı ile konuşursanız ayrıntıları verir” diye yanıtladı. Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler daha sonra Silivri Cezaevi önünde İşçi Partisi ve Vardiya Bizde Platformu tarafından kurulan çadırları da ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’na çadırda yapılan eylemlere ilişkin bilgi verildi.
 

Taraf, 10.11.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.