Gündem

Yayın esnasında spiker Savaş Genç'in "KCK operasyonları ile Kürtlerin siyaset yapmasını mı engelliyorsunuz?" sorusu üzerine KCK yapılanmasına dair bilgiler veren Şahin, KCK'nın Türkiye'yi bölmeye yönelik kurulan PKK'nın da üzerinde bir yapılanma olduğuna dikkat çekerek BDP'yi eleştirdi.

"KCK üst bir siyasi yapılanmadır. Bu yapıdan amaç bir paralel devlet yapılanmasıdır. Kendince ana sözleşmesi vardır. O yapı Güneydoğu'dan İstanbul'a kadar şehirlerimizde mahalle ve kent yönetimleri şeklinde kademeli olarak teşkilatlanmıştır. Bu yapı bir siyasi partinin eğitim faaliyetlerini kullanmıştır. Bu yapı da legal olan bir bölüm vardır: Legal bölüm BDP partisidir. BDP'nin milletvekilleri KCK yapısının sözde legal unsularındır. KCK'nın alt birimleridir. KCK'nın illegal unsurları bu yapıyı yönetirler. Bir büyükşehir belediye başkanını o şehirdeki KCK'nın siyasi temsilcisinin nasıl yargıladığının görüntülerini izledik, gördük. Bu yapıdaki gayri resmi görevliler aynı zamanda BDP milletvekillerini de emirleri ile yönetiyorlar." diye konuştu.

Geçtiğimiz günlerde BDP milletvekili Aysel Tuğluk tarafından Taraf Gazetesi yazarı Yasemin Çongar'a gönderilen mektuba da değinen Şahin, "Örneğin, bir bayan vekilimiz bir köşe yazarımıza bir mektup yazmıştı. O mektup bir BDP'li bayan vekilimizin imzası ile yayınlanmıştı. Ama sonra anlaşıldı ki mektubu yazan o yapının (KCK'nın) bir militanı. Yazan milletvekili hiç tereddütsüz o bayan gazeteciye kendi imzasını atarak mektup gönderiyor. Ama o mektup vekile ait değildi. Kim kimi yönetiyor?" dedi.

KCK davasındaki son tutuklamalara yönelik eleştirilere de cevap veren Şahin, KCK'nın içinde görünürde legal siyaset yapan çok sayıda BDP'li teşkilat mensubu olduğuna dikkat çekerek, "Bunlar içinde üniversite hocası, gazetecisi, çiftçisi var. İllegal yapının birer unsurudur bunlar. Bunlar dağa malzeme ve eğitilmiş eleman gönderiyor. KCK yapısının yaşamasına müsaade etmemiz mümkün değil. Bunun ifade özgürlüğü ve siyaset yapma özgürlüğü ile hiçbir alakası yoktur. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu yapıyı kabullenip yaşatması mümkün değildir." dedi.

KCK yapılanmasının en kutsal değerleri bile istismar ettiğine dikkat çeken İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, "Bunların ne sınırı ne de hukuku var. En kutsal değerleri dahi kötüye kullanıyorlar. Bu yapı gündüz oruç tutmaz akşam iftar sofrası düzenler, abdest almadığı halde Cuma namazı kıldırır. Camii imamlarını arkasından vuran yapı paralel Cuma namazı kıldırır. Cumayı kıldıran imamları geçtiğimiz günlerde sahte para kullanmaktan Edirne'de yakalandı. İşte KCK operasyonları bu sahtekarları ortaya çıkarma operasyonudur. Şemdinli'de camiye kurşun sıkan minareye roket atan bir anlayışın sahipleridir. Bu olay ne barış ne özgürlük olayı. Bu tamamen Türkiye'yi bölmeye yönelik bir teşebbüs olayıdır. KCK tamamı ile inançsızlık üzerine kurulmuştur. İnanan insandan kimseye zarar gelmez kan akıtmaz." dedi.

Yeni dönem politikaları

Son dönemdeki güvenlik politikalarına da değinen Şahin, sayıları 56 bin civarında bulunan geçici köy korucularının rehabilitasyondan geçeceğini ve bazı yeni düzenlemelere gidileceğini kaydetti. Şahin ayrıca sınır karakollarının da mevcut yapısını TOKİ marifeti ile güçlendirerek devam ettireceğini hatırlattı.

Son 3 haftadır bölücü örgütün gelir kaynaklarına yönelik operasyonlar hakkında da bilgi veren İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, "PKK ve KCK yapısı aynı zamanda ekonomik bir yapıdır. Bunların yurt içi ve dışında gelir elde etme gayretleri var. Bunların önemli bir ayağını uyuşturucu madde ve kaçakçılık faaliyetleri oluşturmaktadır. Buradan elde edilen gelire yönelik güvenlik güçleri son 3 hafta itibari ile 14 tona yakın uyuşturucu madde ele geçirilmiştir." dedi. Son dönemde bu çapta uyuşturucu madde operasyonu yapılmadığına dikkat çeken Şahin, KCK yapısını azman bir kartele benzetti.

Çadır sayısı 36 bini buldu

Şahin, Van'da dağıtılan çadır sayısının 36 bini bulduğuna dikkat çekerek bölgede depremzedelerin ihtiyaçlarının üzerinde çadırı dağıttıklarının altını çizdi.

Artan talebi bölücü örgütün kışkırtmasına bağlayan Şahin ihtiyacın üzerinde çadırı bölgeye gönderdiklerini hatırlatarak, "Çadır konusunda bir sıkıntı yok. Burada depreme maruz kalmış insan sayısı belli, yıkılan ev sayısı belli. Bunlar hiçbir zaman 30 bin değil 50 bin değil. 20 bin Erciş'te 20 bin Van da olsa 40 bin eder. 4 kişiye bir çadır düşse takriben 10-15 bin çadıra ihtiyaç vardı. Ama biz toplamda 36 bin çadırı dağıttık. Bu talep patlamasından başka nedir acaba? Bu talep tahrik edildi. Bunun farkındayız. Adrese dayalı kayıt sistemine göre hareket ediyoruz. Depremzedenin evi inceleniyor. Talep dikkatli bir şekilde karşılanıyor. Israrcı olanların mutlaka evlerine gidiliyor. Kontrol ediliyor Yeni gelen talepler tespit edilip yerinde bizzat bakılıyor. Her an deprem olabilir korkusu var. Bunu anlayışla karşılıyoruz." diye konuştu.

Zaman, 03.11.2011