Gündem

Kılıçdaroğlu dün CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Görevden alınmanın, davanın sanıklarından birisinin bir şeyler yapılmazsa konuşacağı tehdidiyle ilgisi var mı? Bu yüz kızartıcı suçu işlediği ileri sürülenlerle ne tür bir kader ortaklığınız oldu ki davayı açıkça örtbas etmeye çalışıyorsunuz? Sayın Başbakan ve Sayın Adalet Bakanı bu işe neden burunlarını soktuklarını kamuoyuna açıklamalı. Vaktiyle Deniz Feneri Derneği üzerinden oluşturulan fonlarla bir ilişkiniz var mıydı, yok muydu? Kanal 7’de arama yapılacağını bildiren köstebek kim? Bu size çok yakın çalışan bir çalışma arkadaşınız mı? Tedarikçi firmaları kimdir, hangi fiyatlarla mal alınmıştır, firmalarla dernek yöneticileri arasında nasıl bir ilişki var? Sayın Erdoğan’ın bu tür olaylarda kullandığı bir cümle var: ‘İşin ucu kime çıkarsa çıksın, nereye dokunursa dokunsun üzerine gideceğiz.’ Ama Deniz Feneri olunca hayır? Peki Sayın Erdoğan, bu olayda işin ucu acaba size mi dokunuyor?”

Yalan söylemeyi bırak

Kılıçdaroğlu, Koşaner’in ses kaydıyla ilgili de şöyle konuştu: “Yalan söylemeyi bırakın Sayın Başbakan. Bütün kanunsuz dinlemelerin arkasında sizin sessiz desteğiniz var. Onun için bugüne kadar ipe un serdiniz. Bu böyle gitmez Başbakan. Ya korumanız gereken değerleri korursunuz, ya da hukuki sorumluluğunuz doğar. Çıkmış bir hükümet yetkilisi, ‘Bu konuşmalar yaptığımız atamaların ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymuştur’ diyor. Demek ki o atamaları yaparken bu konuşmalara vakıftınız. Bu kasetler elinizdeydi. Pişkin pişkin, ‘Yabancı servisler dinlemiştir’ diyorlar. Bunlar herkesi dinliyor da, siz neden nal topluyorsunuz?”

 

 

Hürriyet, 28.08.2011