Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > İrtica Eylem Planı > Gizli tanık Efe: Cihaner, PKK ve DHKP-C örgütü diye dinletiyordu

Gizli tanık Efe: Cihaner, PKK ve DHKP-C örgütü diye dinletiyordu
 
Islak imzalı belge davasında tanık olarak ifadesine başvurulan gizli tanık Efe, Erzincan'da Amerikan şirketlerine ait dünya'nın en büyük 2. veya 3. büyük altın madeni olduğunu, rezervinin resmi olarak 70 ton gösterildiğini, oysa gerçekte 600 ton altın rezervi olduğunu iddia etti.
 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ıslak imzalı belge davasının bugünkü duruşmasında gizli tanık Efe'nin ifadesine başvuruldu. Tanık Efe'nin, kimliğinin deşifre edilmemesi ve basın mensuplarının salona alınmaması yolundaki talebi nedeniyle duruşmayı takip eden basın mensupları duruşma salonundan çıkarılarak ifade alma işlemine başlandı.

CİHANER'İN HEDEFİ, GÜLEN CEMAATİNİ EL KAİDE İLE AYNI KEFEYE SOKMAKTI

Ergenekon'un ne olduğunu bilmediğini belirten tanık Efe, "Ha duyuyoruz ama Erzincan'da böyle bir şey var mı, yok mu bilmiyorum. Fakat ben şunu gördüm. Ben sadece uygulamasını eylemleri anlatacağım. Bunun Ergenekon'la bağlantısı var mı yok mu onu bilemem o sizin takdiriniz. İlhan Cihaner'in eylemlerini, oradaki komutanların eylemlerinden bahsetmek istiyorum ben size. İlhan Cihaner ile oturmalarımızda sık sık beni kendisi adliyeye davet eder odasında özel görüşmeler yapardık biz. İlhan Cihaner bana sık sık şunu söylerdi. Türkiye'nin en büyük tehlikesi Fethullah Gülen'dir. 'Bu da Usame Bin Ladin olmayı hak etmiştir' şeklinde kendisinden birçok defa beyanlar duydum. İlhan Cihaner'in 3 tane hedefi vardı. Biri, Fethullah Gülen cemaatini Usame Bin Ladin örgütüyle aynı kefeye sokmak istiyordu. Tek derdi buydu. İkinci olarak Fethullah Gülen cemaatinin iktidara destek verdiğini de biliyordu, iktidarı da yozlaştırmak istiyordu ve yıpratmak istiyordu." dedi.

Bu konuda Çihaner'in, kendisine de kullanmaya çalıştığını belirten tanık Efe, "Üçüncü olarak da bunların oluşabilmesi için Türkiye'nin artık değişim sürecinde olduğunu yani bir şekilde demokrasi beklendiğini, demokrasi özlemi olduğunu söyledi. Askeri statüko veya Türkiye'de hakim olan statükonun kaybolmak üzere olduğunu, nitekim büyük oranda da kaybolduğunu belirten Cihaner, bunu engellemek için de sürekli 12 Eylül öncesi bir ortama ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi. Bunun için de terör olayları minimize edildi. Mesela Kemah'ta 9 tane şehit verdiğimiz olayla bunun direkt doğrudan bağlantıları vardır. İlhan Cihaner bu 3 hedefini yerine getirmek için çeşitli planlar yaptı. Benim de olduğum, istihbaratçıların da olduğu ortamda sürekli güvendiği biraz önce bahsettiğim güvendiği MİT bölge müdürünü, alay komutanını, istihbarat şube müdürünü görevlendirdi. Beni de birkaç konuda görevlendirdi." iddiasında bulundu.

AK PARTİ İL BAŞKANLARINI FİŞLEMEM İSTENDİ

Cihaner'in, kendisinden AK Parti'ye yakın AK Parti'nin direkt atadığı veya cemaate mensup olan il başkanlarını fişlemesini istediğini belirten Efe, "Bu konuda benden bilgi istedi. Orada devlet hastanesi vardır. Devlet hastanesi baştabibi ile ilgili özellikle benden böyle ihalelerde fesat karıştırmış mı tarzından bilgiler getirmemi istedi. Benden bu il başkanlarını fişlememi istedi. Ben bunu yapmadım. Aksine sağlık bakanlığına, il sağlık müdürü Mesut Beye gittim ve dedim ki İlhan Cihaner'in sizinle ilgili böyle böyle fikirleri var. Eğer bir suça karışmışsanız zaten adalet yerini bulacaktır fakat bir suç işlemediğinizi düşünüyorsanız sizlerle ilgili çok ciddi planlar var diye kendilerine söyledim. Bunları İl sağlık müdürüne, ÇEV çevre ve orman il müdürüne, Spor il müdürüne, Levent beye söyledim. Dedim bakın İlhan Cihaner sizin telefonunuzu harici olarak önleyici dinleme adı altında veya PKK ve DHKP-C örgütünü dinliyorum adı altında dinliyor haberiniz olsun dedim. Ve amacı da şudur dedim kendilerine. Aslında bunların ifadesi alınsaydı özellikle savcılık tarafından bunlar tam olarak ortaya çıkacaktı. Zannedersem ifadeleri alınmadı zaman darlığından da olabilir niçin alındığını bilmiyorum. Bunlar alınmadı zannedersem. İlhan Cihaner bana böyle bir görev verdi ben bunu yapmadım." dedi.

ERZİNCAN'DAKİ ALTIN MATENİ REZERVİ

Efe, Cihaner'in verdiği ikinci görev hakkında da bilgi verdi. Efe "Vermiş olduğu 2. görev de ki bence bu işte şu anda siyasi iktidarı ilgilendiriyor. Erzincan'da Dünya'nın en büyük 2. veya 3. büyük altın madeni var. Amerikan şirketlerine ait. Rezervi onların resmi olarak vermiş olduğu bilgilere göre 70 ton fakat benim oraya getirmiş olduğum bilirkişilere göre ki hepsi profesördür 600 ton. Bu Türkiye'nin bütün iç ve dış borçlarını kapatacak seviyede bir rakamı ifade ediyor. İlhan Cihaner benim görevli olduğum bölgede bu altın madeniyle ilgili soruşturma açmamı istedi. Ben de onun vermiş olduğu talimatlar doğrultusunda soruşturma açtım. Çevreyi kirletiyor mu kirletmiyor mu diye. Çünkü İlhan Cihaner o altın madenini iktidara yakın Çalık grubunun alacağını öğrenmişti. Bunu da benimle paylaştı. Bu altın madenini 'Çalık grubu alacak, pazarlıklar sürüyor, biz bunun hakkında soruşturma açalım.' dedi. Direkt o dosyayla ilgilenmeye başladı. Bana sürekli talimatlar vererek yönlendirmek istedi. Mesela sık sık da beni en çok o dönemden sonra daha da samimileştik çünkü artık kendisi, kendisine daha fazla faydalı olacağımı düşünüyordu. Çünkü iktidara bu şekilde büyük bir maddi darbe vurmayı düşünüyordu." iddialarına yer verdi.

BİLİRKİŞİLERİ DE KENDİSİ BELİRLİYORDU

Cihaner'in bazı bakanların işte rüşvet aldığı şeklinde duyumları olduğunu belirten tanık Efe, "Bu konuyla ilgili dinlemeler yapıyordu. Bunları da bu soruşturma kapsamında ispat edip iktidarı yozlaştırmak istiyordu. Benle bu dosyanın hangi usulle yürütüleceği hususunda fikir teatisinde bulundu. Bana 'Sen jandarmaya orada bir soruşturma yaptır. Talimat yaz onlar gitsinler, çevreye falan baksınlar. Bilirkişi aşamasında beraber oturur hangi bilirkişileri oraya göndereceğimizi konuşuruz.' demişti. Ben gerekli şeyleri yaptım. Jandarmaya talimatı verdim o dosya içerisinde mevcuttur. Daha sonra onlar gittiler incelemelerini yaptılar. Sonrasında iş bilirkişi aşamasına geldi. Biliyorsunuz yani bilirkişinin vermiş olduğu rapor belki hakim, savcıyı bağlamaz ama soruşturmayı yüzde 90 etkiler. İlhan Cihaner bana bilirkişileri kendisinin tayin edeceğini söyledi. Ben de buna ilk etapta uygun olmayacağını kibar bir dille anlattım. Yani burada sonuç itibariyle bir maden hususunda bilirkişi incelemesi yapılacak ise bu konuda uzman kişiler vardır" iddiasında bulundu.

CİHANER, FATİH HİLMİOĞLU'NU ARADI

İlhan Cihaner'in İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu'nu aradığını belirten tanık Efe, "O zamanlar daha içeri girmemişti. İnönü Üniversitesi'nin Rektörü tam konuşma içeriğini bilemiyorum ama kendisine böyle böyle bir soruşturma olduğunu, bu konuda uzman 1, 2 tane hocaya ihtiyaç olduğunu kendisine söyledi. Karşı tarafın ne cevap verdiğini bilmiyorum. Fakat bu konuşmanın Fatih Hilmioğlu'nu tanıdığını hatta güvenmiş olduğunu ben öğrenmiş oldum. Sonrasında ben tabi soruşturmanın başında olduğum için adalet müfettişleri tarafından mutlaka bunun tenkit edileceğini, mutlaka soruşturulacağını düşündüm ve kendim bizzat İstanbul Teknik Üniversitesi'ne müzekkere yazarak hocaları davet ettim. Onlar bilirkişi olarak geldiler. Üç gün kaldılar raporlarını düzenlediler." dedi.

Zaman, 24.05.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.