Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan, ikinci çılgın projesini de açıkladı: İstanbul'a iki şehir

Erdoğan, ikinci çılgın projesini de açıkladı: İstanbul'a iki şehir
 
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un Avrupa yakasındaki şehrin, Karadeniz kıyısında ve maden alanlarında inşa edileceğini bildirerek, ''Maden ocaklarının artık faaliyetlerini durdurduğu 40 bin hektarlık alan kurulacak şehir sayesinde yeniden hayat bulacak, yeşile ve hayata kavuşacak'' dedi.
 

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde ''İstanbul ve Türkiye için İki Yeni Proje''yi açıkladığı tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, bu iki şehrin İstanbul'un ruhuna kesinlikle uygun olarak inşa edileceğini söyledi.

Avrupa yakasındaki şehrin, Karadeniz kıyısında ve maden alanlarında inşa edileceğini bildiren Erdoğan, şöyle konutu:

''Bu alanda şu anda zaten maden ocaklarıyla ekolojik denge bozulmuş durumda. Maden ocaklarının artık faaliyetlerini durdurduğu 40 bin hektarlık alan, kurulacak şehir sayesinde yeniden hayat bulacak ve yeşile ve hayata kavuşacak.

İstanbul'un denize, kültür ve spora ulaşım noktaları bu şehir olacak. Avrupa yakasındaki bu şehirle birlikte İstanbul'a yıllık kapasitesi 60 milyon yolcu olan dünyanın en büyük havaalanlarından birini inşa edeceğiz. Liman ve marinalarıyla bu şehri aynı zamanda bir ticari merkez olarak da kurgulayacağız. Yeni spor tesisleri yaparak, spor noktasında İstanbul'a çok önemli bir konsepti, bir kompleksi ayrıca kazandıracağız.

Kanal İstanbul'da olduğu gibi özellikle iki şehir projemiz de ayrıntılı ve hassas bir etüd ve plan aşamasından sonra yükselmeye başlayacak. Bu konuda seçimden sonra fevkalade bir hal olmadıktan sonra 1 yıl sonunda inşallah makineler o bölgede çalışmaya başlayacak. Bu arada 3. köprünün ihalesini yapmış olacağız. Bir taraftan 3. köprüyle ilgili çalışmalar da proje bazında bitirilmiş olacak ve onun da çalışmaları başlayacak.''

Erdoğan, ''İstanbul'un finans merkezi olma hedefi bu iki şehirle daha da güçlenecek. Bu iki şehir İstanbul'un ruhuna, fiziki yapısına ve çevreye zarar vermeyecek ve tam tersine burada bu unsurları güçlendiren, rahatlatan, nefes aldıran bir anlayışla inşa edilecek'' dedi.

 

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un Avrupa yakasındaki şehrin, Karadeniz kıyısında ve maden alanlarında inşa edileceğini bildirerek, ''Maden ocaklarının artık faaliyetlerini durdurduğu 40 bin hektarlık alan kurulacak şehir sayesinde yeniden hayat bulacak, yeşile ve hayata kavuşacak'' dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde ''İstanbul ve Türkiye için İki Yeni Proje''yi açıkladığı tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, bu iki şehrin İstanbul'un ruhuna kesinlikle uygun olarak inşa edileceğini söyledi.

Avrupa yakasındaki şehrin, Karadeniz kıyısında ve maden alanlarında inşa edileceğini bildiren Erdoğan, şöyle konutu:

''Bu alanda şu anda zaten maden ocaklarıyla ekolojik denge bozulmuş durumda. Maden ocaklarının artık faaliyetlerini durdurduğu 40 bin hektarlık alan, kurulacak şehir sayesinde yeniden hayat bulacak ve yeşile ve hayata kavuşacak.

İstanbul'un denize, kültür ve spora ulaşım noktaları bu şehir olacak. Avrupa yakasındaki bu şehirle birlikte İstanbul'a yıllık kapasitesi 60 milyon yolcu olan dünyanın en büyük havaalanlarından birini inşa edeceğiz. Liman ve marinalarıyla bu şehri aynı zamanda bir ticari merkez olarak da kurgulayacağız. Yeni spor tesisleri yaparak, spor noktasında İstanbul'a çok önemli bir konsepti, bir kompleksi ayrıca kazandıracağız.

Kanal İstanbul'da olduğu gibi özellikle iki şehir projemiz de ayrıntılı ve hassas bir etüd ve plan aşamasından sonra yükselmeye başlayacak. Bu konuda seçimden sonra fevkalade bir hal olmadıktan sonra 1 yıl sonunda inşallah makineler o bölgede çalışmaya başlayacak. Bu arada 3. köprünün ihalesini yapmış olacağız. Bir taraftan 3. köprüyle ilgili çalışmalar da proje bazında bitirilmiş olacak ve onun da çalışmaları başlayacak.''

Erdoğan, ''İstanbul'un finans merkezi olma hedefi bu iki şehirle daha da güçlenecek. Bu iki şehir İstanbul'un ruhuna, fiziki yapısına ve çevreye zarar vermeyecek ve tam tersine burada bu unsurları güçlendiren, rahatlatan, nefes aldıran bir anlayışla inşa edilecek'' dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz kendi şehirlerimizi, tarihteki gibi muhteşem şehirlerimizi inşa edebilir, mevcuda sahip çıktığımız, muhafaza ettiğimiz gibi yeni şehirler de imar edebiliriz'' dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde, ''İstanbul ve Türkiye için iki yeni proje''yi açıkladığı toplantıda, uzun süredir üzerinde çalıştıkları, belli bir aşamaya getirdikleri, ana hatlarını çizdikleri bu projenin şimdiden Türkiye'ye, İstanbul'a, tüm İstanbullulara ve 74 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına hayırlı olmasını diledi.

Medeniyet kelimesinin hem bazı Doğu dillerinde hem de Batı dillerinde şehir anlamına gelen kelimelerden türediğini ifade eden Erdoğan, ''Şehir, medeniyettir, medeniyet şehirdir. Medeniyet idraki, medeniyet tasavvuru, medeniyet birikimi şehirleri ortaya çıkarır'' dedi.

Şehirlerin tarihi, kültürü, birimi anlattığı kadar, içinde yaşayan insanların da ruhunu yansıttığını vurgulayan Erdoğan, şehirlerin adeta bir kap gibi olduğunu ve içinde yaşayanlara kendi şeklini verdiğini anlattı.

Recep Tayyip Erdoğan, dünyaya Süleymaniye'nin penceresinden, Sultanahmet'in avlusundan, Galata Kulesi'nin üzerinden, Topkapı Surları üzerinden bakan bir çocukla çöp dağları üzerinden, çamurlu sokaklardan bakan bir çocuğun asla aynı olmayacağını ifade ederek, yeşil alanlarda doyasıya oynayan, parklarda eğlenen, sosyal tesislerde güvenle bisiklete binen bir çocukla, kaldırımlarda, arabaların park ettiği dar sokaklarda, caddelerde oynayan bir çocuğun da eşit olmadığını söyledi.

Erdoğan, sadece çocuklar için değil, gençler, büyükler, yaşlılar, engelliler ve hanımlar için de şehrin yapısı, dokusu ve ruhunun son derece etkili olduğunu dile getirdi.

13. yüzyılda doğudan gelen yağmacı orduların önlerine çıkan her şeyi yakıp, yıkmış insanları katlettikleri kadar şehirlerde de taş üstünde taş bırakmadıklarını belirten Erdoğan, bu yağmacı askerlerin şehirlerde yaşamaktan uzak durduklarını, bu milletlerin aslında medeniyetten, ilerlemekten, estetikten korktukları için şehirleri tahrip ettiklerini ifade etti.

-''BÜYÜK BİR MEDENİYETİN MENSUPLARIYIZ''-

Başbakan Erdoğan, ''Biz millet olarak büyük şehirler inşa etmiş, büyük bir medeniyetin mensupları, çocuklarıyız. Başta Konya, Bursa, Edirne, İstanbul olmak üzere bizim şehirlerimiz tarihte insan merkezli kurulmuş, her sokağı, her caddesi, hatta her taşı insanı yansıtan bir anlayışla şekillenmiştir'' dedi.

Diyarbakır, Kayseri, Adana, Trabzon, İzmir ve Ankara gibi şehirlerin bir medeniyet eseri olarak tarihte yerlerini aldıklarını ifade eden Erdoğan, ''Şehir, bizim medeniyetimizde adeta yaşayan bir organizma, canlı olarak görülmüş, şehre ihanetten kaçınılmış, şehrin estetiğini, ruhunu bozacak her yapı kararlı şekilde engellenmiştir'' diye konuştu.

Erdoğan, şehirlerin alim insanları da kendisine çektiğini kaydederek, dünyanın 3 kıtasına yayılmış Selçuklu ve Osmanlı eserlerinin Kahire, İsfahan, Şam gibi şehirler üzerinde doğal güzellik olarak yükseldiğini dile getirdi.

Cami, köprü, kervansaray, ev ve okulların tarih boyunca insanla barışık, tabiatla barışık, şehirle uyumlu şekilde inşa edildiğini de anlatan Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet'in ''Hüner, bir şehir bünyad etmektir, reaya kalbin abad etmektir'' sözüne de atıfta bulunarak, asıl marifetin halkın kalbini, ruhunu, benliğini inşa edecek, insana huzur verecek şehirler inşa etmek olduğunu söyledi.

''Şehir kültürümüz ve medeniyetimiz son birkaç yüzyıl içinde çok büyük tahribata uğramıştır'' diyen Erdoğan, Falih Rıfkı Atay'ın betonlaşmadan İstanbul'un yaşadığı acıyı 1930'larda dile getirdiğini kaydetti.

-''İSTANBUL'DA ÇİRKİN YAPILAŞMAYI DURDURDUM''-

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Yahya Kemal, Necip Fazıl ve onlar gibi nice İstanbul aşığı, kendi dönemlerinde, kendi çocukluklarında şahit oldukları İstanbul'un özlemiyle hayata gözlerini yummuşlardır. 10 yıllar boyunca devam eden plansız, kontrolsüz betonlaşma, İstanbul'u adeta yutma, yok etme noktasına getirmiştir. 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını devraldığım günden itibaren bu büyük tehdidi bertaraf etme mücadelesini başlattım. İstanbul'da çirkin yapılaşmayı durdurdum.

Size bir oran vereceğim, buna dikkat edin. İstanbul nasıl tehdit edilmiş, nasıl katledilmiş görün. Şahsımdan önceki belediyeler, emsal olarak ne uyguluyorlardı? 15, 14, 13... Bu ne demek biliyor musunuz? Adamın bin metrekare yeri mi var, ona deniyor ki 'Sen burada 15 bin metrekare kapalı alan inşaat yapabilirsin'. Bin metrekareye 15 bin metre kare kapalı alan. Yerin altı hak getire. İstediği kadar yerin altına da girsin. Böyle bir dönemi de görüyoruz. Ben 3 emsalden fazla olmayacak dediğim zaman kıyamet koptu. Biz 3 emsalden fazla hiç kimseye dönemimizde imar müsaadesi vermedik. Çünkü ben İstanbul sevdalısıydım. Arkadaşlarım aynı fikri paylaştılar. Biz İstanbul'a ihanet edemezdik. Bu süreci biz durdurduk.

15, 14, 13'lerin verildiği zaman bu mimar, mühendisler odaları yok muydu?. Vardı. Sesleri niye çıkmıyordu? Niye çıkmadığını sizler çok iyi anlıyorsunuz. Bunların zihniyeti şehirlere saygılı bir zihniyet değildir. Bunların zihniyeti, ideolojinin deli gömleğini giymiş veyahutta o karanlık kapıların arkasında ne dönüp bittiğini bilmediğimiz adımlarla ne yazık ki İstanbul'a ülkemize ihanet etmişlerdir. Bu kadar açık konuşuyorum.

İstanbul'u aslına, özüne döndürmek, İstanbul'u yeniden yaşanabilir bir kent haline getirmek, İstanbul'u dünyalar güzeli bir şehir olarak yeniden inşa etme gayreti içine girdik 1994'ten itibaren. Birçok yerde yıkımlar yaptık. Birçok yerde de yasalarla hep karşı karşıya geldik. Biz büyük bir medeniyet inşa etmiş, o medeniyetin yansıması olarak muhteşem şehirler inşa etmiş bir milletiz. Bugün aynı şekilde o büyük medeniyetin izini süren, o büyük medeniyeti bugüne ve geleceğe taşıyan şehirler inşa edebiliriz. İşte üstadın ifade ettiği şu sözler son derece anlamlıdır: Ceketimizin astarında kaybettiğimiz güneşi, başka iklimlerde arıyoruz. Ahh ahh nasıl yıktılar bizi. Kendi içimizden vurdular. Merhum Necip Fazıl'ın da söylediği gibi ceketimizin astarında kaybettiğimiz güneşi, başka iklimlerde, başka coğrafyalarda taklitlerde aramamıza hiç, ama hiç gerek yoktu. Biz kendi şehirlerimizi, tarihteki gibi muhteşem şehirlerimizi inşa edebilir, mevcuda sahip çıktığımız, muhafaza ettiğimiz gibi yeni şehirler de imar edebiliriz.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un iki yakasında yapılacak yeni şehir projeleriyle ilgili, ''Depreme hazırlık ve kentsel değişim, dönüşüm amacıyla bu iki yeni şehri inşa ediyoruz'' dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde ''İstanbul ve Türkiye için İki Yeni Proje''yi açıkladığı tanıtım toplantısında, idrak, inşa, ihya kavramlarının çok önemli olduğunu belirterek, ''Biz kadim ve zengin medeniyetimizin idrakiyle, yeni bir inşa hareketini başlatıp, ülkemizi, şehirlerimizi, 74 milyonu ihya edecek bir süreci başlattık'' dedi.

Yahya Kemal'in ifadesiyle, kökü mazide olan bir atiyi inşa etmek için, Cemil Meriç'in ifadesiyle, kökü derinlerde bir çınarı yaşatmak için kolları sıvadıklarını ve bugünlere ulaştıklarını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

''Biz yaşanabilir şehirler tasarlıyoruz, biz, çocuğundan yaşlısına kadar herkesin huzur içinde hayatını idame ettireceği şehirler tasarlıyoruz. Yol medeniyettir diyor, şehirleri, ülkeleri, güvenli ve konforlu duble yollarla... Şimdi artık değiştireceğiz, ustalık dönemine giriyoruz, artık 3 gidiş, 3 geliş, 4 gidiş, 4 gelişli yollara geçiyoruz. Otoban kalitesindeki yollara geçeceğiz. Hızlı trenlerle, artık herkesin binebildiği uçaklarla ülkemizin şehirlerini birbirine bağlıyoruz, dünyaya bağlanıyoruz.

6 bin 100 kilometre olarak devraldığımız bölünmüş yolları her gittiğiniz yerde anlatmalısınız. Cumhuriyet tarihinde 79 senede 6 bin 100 kilometre yol yapılmış. Geldik 8 senede her şey ortada 13 bin 600 kilometre. Şu anda, Türkiye'nin, 19 bin 700 kilometre bölünmüş yolu var. Ustalık döneminin hedefi, 15 bin kilometreyi buna ilave etmek. Duble yollar ilave edeceğiz.''

Türkiye'yi hızlı trenle tanıştırdıklarını, Ankara-Eskişehir'i bitirdiklerini anlatan Erdoğan, Eskişehir-İstanbul etabının hızla devam ettiğini bildirdi.

Bir siyasi partinin beyannamesinde, ''Biz Ankara-Konya Hızlı Tren Hattı'nı bitireceğiz'' ifadesinin yer aldığını belirten Erdoğan, ''Günaydın, Ankara-Konya bitti. Davet ediyorum, gel'' dedi.

-''KONUT MEDENİYETTİR''-

''Konut medeniyettir'' diyen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''81 ilde, 800 ilçede, 490 bin konutu inşa ettik, 360 bin tanesini sahiplerine teslim ettik. 'Marka Şehirler' dediklerini ve her bir şehri, kendi değerleriyle, kendi potansiyeliyle, kendi zenginliğiyle birer dünya şehri yapmayı önümüze hedef olarak koyduk.

Şehirleri imar ederken, önce eğitimden başladık işe. Derslikler inşa ettik. Üniversitesiz şehir bırakmadık. Niye? Çünkü bir medeniyet eğitim üzerine bina edilirdi. Biz anaokullarından, ilköğretimden, ortaöğretimden, üniversitelerden başlamak suretiyle bu adımı attık. 'Yol' dedik, bütün şehirlerimizi yola kavuşturduk, kavuşturmaya devam ediyoruz. 'KÖYDES' dedik, köylere, mezralara kadar yol, su, elektrik götürdük. Bu adımları atarken, bunu görmeyenlere millet olarak sormak gerekmez mi? Gözünüz var, görmüyor musunuz bunları?''

Türkiye'de yaşayan insanların, hastanelerde, kuyruklarda çok çektiğini dile getiren Erdoğan, ''Siz bürokrat olarak olsun, zihniyetinizi paylaşan siyasetçilerle bu millete neler çektirdiniz 1990'lı yıllarda ve öncesinde görmüyor musunuz? Biz ilacımızı alamazdık, bunları görmüyor musunuz? Bütün bunları anlatmamız lazım, çünkü hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. İnsanoğlu yapılanları unutuyor, öyleyse anlatacağız'' diye konuştu.

-''DEMOKRASİ YERELDE BAŞLAR''-

Recep Tayyip Erdoğan, ''Demokrasi yerelde başlar'' diyerek, demokrasiyi, özgürlükleri, evrensel değerleri, köylerden beldelere, ilçelerden şehirlere büyütmek, güçlendirmek için cesur, kararlı adımlar attıklarını söyledi.

Erdoğan, ''8,5 yılda Türkiye'ye, dünyaya şunu anlattık: Biz yapabiliriz, bu millet yapar, yapabilir. İsterse, arzularsa, karar verirse, bu ülke her engeli aşar, her hedefe ulaşır. Bizim öz güvenimiz var, bizim kararlılığımız var, cesaretimiz var, pırıl pırıl gençlerimiz var, birikimli iş gücümüz var ve biz Türkiye'yi yeniden inşa, yeniden imar edebiliriz, nitekim ediyoruz'' dedi.

Mimar Sinan'ın, Şehzadebaşı Camisi için çıraklık eseri, Süleymaniye Camisi için kalfalık, Edirne'deki Selimiye Camisi için ustalık eseri dediğini anımsatan Erdoğan, ''Biz onların izinden, onların aydınlattığı yoldan gidiyoruz. Çıraklık ve kalfalık döneminin ardından, ustalık dönemi projelerinin ardına düştük'' diye konuştu.

-''KANAL İSTANBUL DÜNYADA SES GETİRDİ''-

İki hafta önce açıkladığı Kanal İstanbul Projesi'nin Türkiye genelinde ve dünyada ses getirdiğini savunan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Demek ki proje üretirseniz, ortaya bir plan koyarsanız bunun alıcısı var. Fakat diğerlerinin böyle bir şeyi var mı? Hemen arkamıza düştüler, hemen belli şeyler, hayal üretmeye başladılar. Yetişemedikleri yerde yalanlar üretmeye başladılar. Biz bir şeyi, yaşadıklarımızı ve yaşatmak istediklerimizi özellikle hep düşündük düşünüyoruz. Çünkü bizim gecelerimiz de hep bunların rüyasıyla geçiyor. Bunu görüyor ve ondan sonra nasıl uygulamaya koyarız onu düşünüyoruz.''

Bugün açıkladığı projenin de bir İstanbul projesi olmaktan ziyade bir Türkiye projesi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle dedi:

''İstanbul'da 81 vilayetten benim vatandaşım var. Türkiye'nin tüm etnik unsurlarının toplandığı bir şehir İstanbul. Türkiye'de her 5 kişiden birinin yaşadığı şehirdir. İstanbul'da yükselen her bir eser, Edirne'den Iğdır'a kadar 81 vilayete yansımıştır.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, Iğdır mitinginin ardından ziyaret ettiği bir evde yaşadıklarını şöyle anlattı:

''Iğdır'daydım, mitingden sonra orada bir Fen Lisesinin açılışını yaptık. Açılıştan dönerken, hemen birileri evlerinin kapısından çıktı. Şöyle tek katlı. Kızım da yanımda. 'Herhalde bize bir çay ikram ederler' dedim. Şöyle yanlarına yaklaştık. Arabayı durdurduk, indik. 'Bize bir çay ikram eder misiniz?' dedik. 'Başım, gözüm üstüne' dedi. Sonra bizi içeri aldılar. Şöyle kapılar açıldı. İçeride baktım, çökmüş iki tane büyükçe inek. Ahır, ahırın yanında da tek katlı evi. Tabii nefis kokuyor. Hemen oradan eve geçtik. Genişçe bir aile, hemen oturduk, kucaklaştık, dertleşmeye başladık. Hepsinin de baktım, İstanbul ile bağlantıları var. Kiminin İstanbul'un Boğaz'daki Arnavutköy değil, öbür Arnavutköy ile... Orada oturuyor. Bir diğeri, 'Halkalı'da oturuyorum' diyor. 'Oyu nerede kullanacaksın?' dedim, 'döneceğim' dedi. Ondan sonra ben, 'peynir ekmek yok mu, getirin şöyle bakalım' dedim. Neyse peynir ekmek de geldi. Bir muhabbet ve gece saat 22.00'ye doğru ayrıldık. Ama muhabbet farklı. Ama tabii galoş giyerek evlere, odalara girenler var. Bir de ayakkabısını çıkararak girenler var. Aradaki fark bu.''

-İKİ YENİ ŞEHİR PROJESİ-

Başbakan Erdoğan, bu iki şehirle İstanbul'un nüfusunu, yükünü artırmayı düşünmediklerini, birilerinin bunu speküle etmemesini istedi.

Bu konudaki düşüncelerinin belli olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''Ama İstanbul'un kendi içinde nüfusunun artması başka bir olay, göç almak suretiyle bu nüfusu artırmak başka bir olay. Birinci derecede İstanbul'un bir deprem tehdidi altında olduğunu unutmamalıyız, en güvenli bölgenin de şu anda üzerinde şehirleri kuracağımız yerler olduğunu da ifade etmek istiyorum. Depreme hazırlık ve kentsel değişim, dönüşüm amacıyla bu iki yeni şehri inşa ediyoruz.''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Muhtemel bir İstanbul depreminin, Türkiye geneline, asgari 100 milyar lira hasar ortaya çıkaracağı düşünüldüğünde, kuracağımız iki şehrin maliyeti ülkemize hiçbir yük getirmeyecek'' dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde ''İstanbul ve Türkiye için İki Yeni Proje''yi açıkladığı tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, bu çalışmaların zihni hazırlıklarının yeni başlamadığını, şimdi bunları hayata geçirmenin adımlarını attıklarını söyledi.

Atacakları adımın süratle ciddi manada plan ve proje çalışmalarını yoğunlaştırmak ve bunu yaparken özellikle de İstanbul'un nereden nereye, nasıl bazı deplaseler (yer değiştirmeler) yaşayacağını da konuşacaklarını ifade eden Erdoğan, ''Çünkü İstanbul'da yoğunluğun olduğu ve hakikaten 'insanca yaşıyoruz' diyemeyeceğimiz yerlerimiz var mı'' diye sordu. Partililerin ''var'' diye seslenmesi üzerine Erdoğan, ''Sesiniz gür çıkmıyor. Var'' dedi.

Bu modern yapıları bir yandan inşa ederken, gayet cazip ve güzel olan yerlere de vatandaşları taşımayı hedeflediklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''İstiyoruz ki böyle güzel yerlerde benim vatandaşım insanca yaşamanın erdemine ulaşsın. İstanbul'a daha önce Başakşehir, Hilalkent, Ataşehir, Kayabaşı'nı kazandırdık ve kazandırmaya devam ediyoruz. Hep buralarda değişim, dönüşüm var. Bunların hayal bile edemeyeceği adımlar bunlar. İstiyoruz ki o çirkin yapılaşmalardan, insanca yaşayamayacağımız ve Allah göstermesin bir yangın olduğu zaman sokak aralarına araçların bile giremeyeceği yerlerden halkı kurtarmak istiyoruz. Bir deprem, Allah göstermesin, olduğu zaman on binlerce, belki yüz binlerce insanın ölümüne sebep olabilecek yapılanmadan İstanbulumuzu kurtaralım istiyoruz, derdimiz bu. Şu anda Karadeniz sahil şeridi, biliyorsunuz, deprem noktasında, deprem tehdidi en az olan bölgedir. Onun için de buralarda böyle bir yapılanmanın adımını atıyoruz.

Kanal İstanbul projemizin de aynen çevresinde, belli mesafelerde, oralarda da belli bir yapılanmayı yapacağız. Oralara da insanların naklini sağlayacağız. Çok daha sağlıklı, kapsamlı, daha büyük ve tüm dünyanın, inanıyorum ki dikkatlerini üzerine toplayacak, yaklaşık 1 ila 1.5 milyon gibi bir nüfusu buralarda iskan edebileceğiz. Tabii bizim ideal olarak tespitimiz 1 milyon. Bir milyon bir tarafta, bir milyon diğer tarafta.''

Projeye halkın katkısının çok önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Bununla birlikte, inanıyorum ki her iki şehirde sadece ikamet amacıyla uydu kentler olarak değil, ekonomik, ticari, turistik, sportif ve kültürel merkezler olarak bu şehirler yükselecek'' dedi.

Erdoğan, 60 milyonluk gidiş gelişin olacağı bir havalimanı hedeflediklerini ifade ederek, Türkiye'de şu anda Atatürk Havalimanı'nın ihtiyaca yanıt vermediğini, Sabiha Gökçen Havalimanı'nın sıkışmaya başladığını anlattı.

Bu sıkıntıların ortadan kaldırılması gerektiğini, büyük düşündükleri için bunları yapmaya mecbur olduklarını belirten Erdoğan, ''Sağlam konutların yanında çok ilginç, bu bölge, geçmişi itibarıyla da hep taş ocakları, kömür ocakları, adeta savaş görmüş bir ülke'' dedi. Ekrana yansıyan fotoğrafı göstererek, ''Böyle bir İstanbul'a evet diyebilir miyiz'' diye soran Erdoğan, ''İşte biz, buralardan biraz sonra göreceğiniz İstanbul'a geçeceğiz. Yani sosyal, ekonomik, ticari merkezleri, yeşil alanları, geniş caddeleri, mabetleri, spor ve kültür merkezleriyle her iki şehir de İstanbul'un olduğu kadar dünyanın cazibe merkezleri olacak'' diye konuştu.

-''AĞAOĞLU, BELKİ DE BU İŞE GİRERSİN''-

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, kuracakları iki yeni şehrin, her şeyden önce, İstanbul'un depreme hazırlıklı bir metropol olma vasfını güçlendireceğini belirterek, ''Muhtemel bir İstanbul depreminin, Türkiye geneline, asgari 100 milyar lira hasar ortaya çıkaracağı düşünüldüğünde, kuracağımız iki şehrin maliyeti ülkemize hiçbir yük getirmeyecek. Bütün bunların çalışmaları yapıldı'' dedi.

Erdoğan, fay hatlarından uzakta, depreme dayanıklı şekilde inşa edilecek bu şehirlere, İstanbul içindeki, deprem riski altındaki bölgelerin taşınacağını, bu taşımanın da tamamen gönüllülük esasına dayalı olacağını, kimsenin mağdur edilmeyeceğini, hiç kimsenin hakkının yenmeyeceğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, toplantıya katılan iş adamı Ali Ağaoğlu'na yönelik, ''Ağaoğlu, belki de bu işe girersin'' dedi.

Erdoğan, kuracakları iki yeni şehirle İstanbul'un küresel bir şehir olma hüviyetini güçlendirdiklerini, İstanbul'un marka özelliğini daha fazla öne çıkardıklarını ifade etti.

''Bu iki şehirden kastımız, iki ayrı şehir değil, bunlar İstanbul'un uzantıları, İstanbul'un mütemmimi... Biz daha anlaşılabilir kılmak için bu ifadeyi öne çıkardık'' diyen Erdoğan, bu şehirlerle sadece İstanbul'da değil, Marmara Bölgesi'nde, sosyal ve ekonomik anlamda farklılıkları daha aşağıya çektiklerini, çok daha planlı bir sanayileşme ve kentleşmenin yolunu açtıklarını belirtti.

Erdoğan, iki şehrin, yerel değerlerin yaşatıldığı, her türlü imkanın sunulduğu, yaşanabilir kentler olacağını ifade ederek, iki şehrin okulları, hastaneleri, yolları, havaalanı ve limanlarıyla, İstanbul kent merkezleri bağlantısıyla her türlü imkanı barındıracağını söyledi.

Başbakan Erdoğan, üçüncü köprünün güzergahının da buradan geçeceğini, üçüncü köprü, TEM ve E5'in de dikey bağlantılarla birbirine bağlanacağını ve kısa sürede ulaşma imkanı da yakalanacağını dile getirdi.

-''İSTANBUL'UN RUHUNA ZARAR VERMEYECEK''-

İstanbul'un bir finans merkezi olma hedefinin, bu iki yeni şehirle daha da güçleneceğini vurgulayan Erdoğan, bu iki şehrin İstanbul'un ruhuna, fiziki yapısına, özellikle de çevreye zarar vermeyeceğini, tam tersine tüm bu unsurları güçlendiren, rahatlatan, nefes aldıran bir anlayışla inşa edileceğini ifade etti.

Erdoğan, ''İstanbul'un bir finans ve turizm merkezi olduğu düşünüldüğünde bu adımlara ne kadar ihtiyacı olduğunu da takdir edersiniz. Her türlü turizm, kongre, fuar organizasyonu için İstanbul çekim merkezine dönüşecek. Bu iki şehir, kesinlikle İstanbul'un ruhuna uygun olarak inşa edilecek'' dedi.

-''SAMİMİ KATKI BEKLİYORUZ''-

Başbakan Erdoğan, etüt çalışması bittikten sonra plan aşamasında uzmanların, akademisyenlerin, sivil toplum örgütlerinin samimi katkılarını da bekleyeceklerini ifade ederek, şöyle konuştu:

''Bu iki şehir, medeniyetimize, kültürümüze, İstanbulumuza yaraşır şekilde hoşgörü ve istişare üzerine inşa edilecek. Muhalefetin, bazı medya kuruluşlarının ve yazarların, bazı dernek, oda, sivil toplum örgütlerinin, her projeye olduğu gibi, bu projelerimize de ön yargılı yaklaşacaklarını; yeterli inceleme ve araştırma yapmadan, peşin hükümle eleştiri getireceklerini tahmin etmek güç değil. Bunu biliyorum. Tahmin ederim ki ben yanılırım. Arzumuz o ki, anamuhalefet ve diğer muhalefet partileri, 'Burada insan yok, rantiye var' gibi peşin ve hazır hüküm vermeden önce böyle bir vizyonu kavrama, bu heyecanı paylaşabilme gayretine girsinler.

Belli çevreler, bu iki şehir projesinin temel hedefleri arasında yer alan, çevrenin korunması hedefini ıskalamadan, çevre katliamından bahsetmesin. Çünkü, maden ocaklarının hali ortada. Bunu görün. Birinci, ikinci, üçüncü köprüye karşı çıkanların, Boğaz hattı, Marmaray'a karşı çıkanların, Vatan Caddesi'ne, 'Buraya uçak mı indireceksiniz' diye engel çıkaranların, bizim bu projelerimizdeki vizyonu da paylaşmayacaklarını tahmin edebiliyoruz. Biz, coşkumuzu, heyecanımızı en üst düzeyde muhafaza ediyor ve milletimizle paylaşıyoruz. Biz, Türkiye için, İstanbul için, gerçekleşebilir, ulaşılabilir hedefler belirliyor, onları da tek tek gerçeğe dönüştürüyoruz.

Bu iki şehir, İstanbul'u ve Türkiye'yi 2023 hedeflerine bir adım daha yaklaştıracak. Anadolu'da başlatacağımız benzeri projelerle Türkiye, artık yeni, farklı bir döneme adımlarını atmış olacak. Köklü medeniyetimizden ilham alarak, tarihimizden güç alarak başlattığımız bu projeler, 21. yüzyılın bir 'Türkiye Yüzyılı' olmasına kapı aralayacağına inanıyoruz. Bunu başaracağız.

İstanbul için, Türkiye için heyecan verici, umut verici, küresel vizyona sahip bu projelerin hayırlı olmasını diliyorum. Projenin hazırlanmasında emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu tarihi güne bizimle tanıklık yaptığınız için, heyecanımızı paylaştığınız için sizlere de şükranlarımı sunuyorum.''

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının ardından, Avrupa yakasında kuracakları şehrin simülasyonu sunuldu.

Erdoğan, simülasyonu izledikten sonra da ''Görüldüğü gibi o maden ocaklarından, tabiatın, yeşilin, her şeyin tahrip edildiği bölgeden yeşiller içinde iki yeni şehri inşa edeceklerini'' söyledi. Erdoğan, ''Dev bir havalimanı, dev bir spor kompleksi, fuar merkezleri, otelleriyle, alışveriş merkezleriyle çok farklı bir iki yeni şehir inşa edeceğiz. Siz milletimiz olarak emrettiniz, biz de bunları Allah'ın yardımıyla, sizlerin desteğiyle, azmimizle inanıyoruz ve gerçekleştireceğiz'' dedi.

-NOTLAR-

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'ndeki tanıtım toplantısına, ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganları eşliğinde geldi.

Toplantıya katılan partililer, ''Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi bana seni hatırlatıyor'' şarkısının sözlerini söyledi.

Toplantıya, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu da katıldı.

Salonun bir tarafına Atatürk'ün büyük boy posteri ile Türk bayrağı, diğer tarafına da Başbakan Erdoğan'ın büyük boy posteri ile Türk bayrağı asıldı.

Sahneye kurulan iki dev ekran arasında, ''Türkiye Hazır, Hedef 2023'' yazısı yer aldı.

Erdoğan'ın salona gelmesinden önce katılımcılara, ''Başbakan Erdoğan'a sürpriz yapacağız ve onu en sevdiği şarkı ile karşılayacağız'' anonsu yapılarak, salondakilere ''Bana her şey seni hatırlatır'' şarkısının sözleri anımsatıldı.

Bu arada Aşık Veysel'in ''Benim sadık yarim kara topraktır'' şarkısı eşliğinde, Erdoğan'ın Pınarhisar Cezaevinden tahliye olmasından başlayarak, siyasi yaşamından fotoğrafların yer aldığı film sunuldu.

Erdoğan'ın salona girmesinden önce çalınan AK Parti'nin seçim müziklerine alkışla tempo tutan katılımcıların bazıları horon da tepti.

Başbakan Erdoğan'ın konuşması, sahneye konulan iki dev ekrandan yansıtılan fotoğraf ve yazılarla desteklendi.

Projenin tanıtım toplantısına büyük ilgi gösteren AK Parti'liler, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını sık sık ''Türkiye seninle gurur duyuyor'', ''Beyoğlu seninle gurur duyuyor'', ''Bağcılar seninle gurur duyuyor'' sloganları attı.

Davetlilerin salondan çıkışı sırasında Başbakan Erdoğan'ın okuduğu Necip Fazıl Kısakürek'in ''Canım İstanbul'' şiiri dinletildi.

Zaman, 11.05.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.