Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Devlet de PKK da güven sorununu aşmalı artık...

Devlet de PKK da güven sorununu aşmalı artık...

Kürt bölgesinin kalbi, sandıktan barış çıksın istiyor. Diyarbakırlı, seçimden çok çatışmayı konuşuyor. AKP de, BDP de altı vekil peşinde

GÜNEYDOĞU’DAN SEÇİME BAKIŞ-1

‘Güneydoğu’dan seçime bakış’ dosyamızın ilk durağı, bölgenin en büyük kenti Diyarbakır. Tunceli’de yedi PKK’lının öldürülmesi ve Kastamonu’daki saldırının ardından başlayan gerginlik kentin havasına da sinmiş durumda. Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) de merkezi konumunda olan şehrin ana gündemi, Kürt sorunu ve artan şiddet. Partilerin ve bağımsız adayların seçim çalışmaları bu tartışmaların gölgesinde sürüyor. Bu hava nedeniyle mahalle toplantılarının dışında miting yapılamayan Diyarbakır, DTK’nın gündeme aldığı “Seçimi boykot” tartışmasıyla yatıp kalkıyor. Halk da, vekil adayları da çıkacak sonuca kilitlenmiş, seçim çalışmaları da bir bakıma bu sonuca ertelenmiş.

 

‘BDP çok güçlü çıkacak’

Diyarbakır’ın hâlâ sivil bir havaalanı yok. Şehrin ortasındaki havaalanında savaş uçaklarının pisti kullanılıyor. Hergün onlarca savaş uçağı, korkunç sesleriyle şehrin üstünden uçuyor. Diyarbakır’da birçok kişiden “Çocuklarımız uçakların sesinden korkuyor. Bıktık usandık” yakınmasını duyuyoruz. Ergani’ye doğru büyümekte olan şehrin girişindeki yeni binalar, lüks siteler göze çarpıyor. Merkezde yaşanan trafik sıkışıklığı ise özel araç sayısındaki artışı gösteriyor. Bindiğim taksinin şoförü Yılmaz, Koşuyolu Parkı’nın iki yanındaki okullara rağmen üstgeçit bulunmamasını eleştiriyor. Yılmaz’a “seçim ne olur” diye sorduğumda ise tereddütsüz “BDP çok güçlü çıkacak” yanıtını veriyor.

Sohbet ettiğim herkes öncelikli sorunlarının “Kürt sorunu” olduğunda hemfikir. Yanıt hep aynı: “Önce barış, sonra iş.” Talep sıralaması da çoğunlukla değişmiyor: “Kürt kimliğinin anayasal güvenceye kavuşturulması, KCK tutuklularının serbest bırakılması, barajın düşürülmesi, operasyonların durdurulması, gençlerin ölmemesi, yatırımların artırılması, işsizliğe çare...”

 

“Alternatif yok oyum AKP’ye”

Kimlik taleplerinin gölgesinde kalan işsizlik, korkunç boyutlarda. Tıklım tıklım dolu kahvehaneler de bunun kanıtı. Diyarbakır Konukevi’nin önündeki kahvehanede Salih Demirkan, Ramazan Ayverdi, Hilmi Gördük ve Hüseyin Kaplan’la sohbet ediyoruz. İşsizlik, Kürt sorunu ve anadilde eğitim talepleri ortak. Demirkan, ekonomik sıkıntılarının devam ettiğini belirtip gelir dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çekiyor. Bunun sorumlusunun da hükümet olduğunu bildiğini, ancak yine de AKP’ye oy vereceğini söylüyor. Ramazan Ayverdi daha önceleri BDP’ye oy verdiğini ancak bu sefer vermeyeceğini, Hüseyin Kaplan ise geçen seçimde AKP’ye oy verdiğini ancak YSK’nın veto kararının ardından fikrinin değiştiğini, bağımsız adaylara oy vereceğini söylüyor. Hilmi Gördük de emekli bir memur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Aile Sigortası’nın Diyarbakırlılar için bir umut olduğunu belirterek “Oyumu Kılıçdaroğlu’na vereceğim” diyor.

 

Telefon çalıyor kaygılanıyorum

Tam kahvehaneden ayrılacakken, iki çocuk babası Şahin Aslan beni tutuyor. “Benim de anlatacaklarım var” diyor. Köyleri 1993’te yakılmış, Diyarbakır’a göçmüşler. İlkokulu ancak bitirmiş. Yıllardır kahvehanelerde çalışıyormuş. Günde 10 saat çalışıyor 20 TL kazanıyor. Evi kira. Oyu ise BDP’nin bağımsız adaylarına. Nedenini ise şöyle anlatıyor: “BDP savaşın bitmesi için mücadedele ediyor. Ayrıca Kürtlerin partisi.” Kardeşinin Van’da askerlik yaptığını söyleyip ardından ekliyor: “Telefonumuz her çaldığında korkuyoruz. ‘Acaba ona bir şey mi oldu’ diye. Bu kanın durması lazım.” O esnada yanımıza yaklaşan Hayri Bayer ise 10 çocuğuyla bir kapıcı dairesinde yaşadığını anlatıyor. “Kararsızım. Oyumu kime vereceğimi bilmiyorum” diyor.

Erdal Emeç de iki çocuk babası bir işçi. BDP’ye oy verdiğini ancak kimlik sorununun kendisi için ikinci planda olduğunu söylüyor. Liseli Roşan Ekin de doğal köy ürünleri satıyor. İlk defa oy kullanacak. Oyu BDP’nin adaylarına.

Üniversite öğrencisi Mahmut Aküzüm ise AKP’ye oy vereceğini söylüyor. Seçim öncesi vaatlere inanmadıklarını belirterek, istihdam alanların artırılmasını istiyor. Ahmet Solmaz, elektrik mühendisi. MHP’nin baraj altında kalmasını istemeyen nadir BDP’lilerden. Nedenini “MHP de anayasa tartışmasının içinde olmalı. Olmazsa ortamı gerer” diye özetliyor.

 

Biz Erdoğan’a çocuklar BDP’ye veriyor

Kayapınar’da rastgele bir kahvehaneye uğruyoruz. Yaşları altmış ile yetmiş arasında üç Diyarbakır’lı kahvehanenin önünde oturmuş. Sohbete başladığımızda işsizlikten yakınıyorlar. Çocukları günübirlik işlerde çalışarak geçiniyorlarmış. “Ev kira, gelir yok, kimse fakiri düşünmüyor” diyorlar. Üçünün de oy tercihi aynı: “Erdoğan’a oy veriyoruz.” AKP dememeleri dikkatimi çekiyor. “BDP daha güçlü. Biz Erdoğan’a veriyoruz ama çocuklarımız BDP’ye veriyor” diyerek başka bir gerçeğe parmak basıyorlar.

 

Köyleri altı defa yakılmış

İbrahim Yalçın Lice’nin Şeklat Köyü’nden. Köyünün altı defa yakıldığını anlatıyor. Köye dönüşle birlikte hayvan besiciliği yapmaya başlamış, sekiz çocuk babası. “Oyumuzu kendimize veriyoruz” diyerek BDP’yi işaret ediyor. Aynı bayrak altında birlikte yaşamaktan yana olduğunu söylüyor. Kürt kimliğinin anayasal güvence altına alınması gerektiğini belirtiyor ve “Haklarımızı savunuyoruz bize ‘terörist’ diyorlar. Bu çok yanlış. Türk ile Kürt halkı arasında sorun yok. Sorunu savaştan faydalananlar çözmek istemiyor. Önce barış sonra iş” diyor.

Özel bir hastanede aşçılık yapan 43 yaşındaki Ayşe Akarsu’nun tek derdi ise erken emekli olmak. Kadınlar için emekli olma yaşının düşürülmesini istiyor.

YARIN: Gaziantep

Taraf, 08.05.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.