Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Ankara'ya gelen Ban Ki-mun'dan Türkiye'ye övgü

Ankara'ya gelen Ban Ki-mun'dan Türkiye'ye övgü
 
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Türkiye'nin bölgedeki gelişmelere faal yaklaşımını "En güçlü ifadelerle takdir ettiğini" söyledi.
 

TRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Böken'in sorularını yanıtlayan Ban, Libya, Suriye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmeler bağlamında Türkiye'nin faal yaklaşımını nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine, bunu "en güçlü ifadelerle takdir ettiğini" belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül liderliğinde sergilenen "çok etkin diplomatik girişimleri memnuniyetle karşıladığını" söyledi.

Usame bin Ladin'in öldürülmesiyle ilgili soru üzerine, Usame bin Ladin ve yandaşı örgütlerin, terör yolu ile binlerce masum insanın ölümüne sebebiyet verdiklerini kaydeden Ban, "Bu durum insani değerler adına en güçlü kınama ile cevabını bulmuştur. Terörizmin arkasında hangi düşünce, gerekçe olursa olsun, mazur görülemez. Bu nedenle BM Güvenlik Konseyi kararı, BM Genel Kurulu Kararı şeklinde olmak üzere güçlü bir karşı duruş ortaya koymuştur" diye konuştu.

11 Eylül saldırılarının gerçekleştiği gün kendisinin de New York'ta olduğunu belirten Ban şunları söyledi:

"Adalet yerini buldu diyebilirim. Bin Ladin şu anda yaşamıyor olabilir, ancak benim halihazırda ilgilendiğim unsur onun ortaya koyduğu hareket tarzının etkilerinin devam etmekte olduğudur. Uluslararası toplum bununla mücadele etmeli. Terörizm hiçbir durumda mazur görülemez. Genel sekreter olarak dünya liderleri ile bu konuda ortak mücadele etme konusunda kararlıyım."

Böken'in "yapılan operasyonla ilgili kaygısının olup olmadığı" yönündeki sorusu üzerine Ban, bu gibi bir operasyonun çok tehlikeli bir ortamda gerçekleştirildiğini düşündüğünü, "terörle mücadele konusunda kararlılığı ön planda tutarken, bu gibi tehlikeli ortamlarla karşılaşılacağının kabullenilmesi gerektiğini" söyledi.

-"LİBYA'NIN GELECEĞİ"-

BM Genel Sekreteri, Libya'da yürütülen NATO operasyonu ve Türkiye'nin tavrı ile ilgili olarak şöyle konuştu:

"İlk olarak, Türk hükümetinin girişimlerini takdir ettiğimi ifade edeyim. Türkiye'nin yol haritasını ortaya koymasını... Bu noktada, Türk yetkililerle BM özel temsilcisi El Hatip'in yakın işbirliği içerisinde olmasını da teşvik ettim. Libya'da oluşan şiddet ortamı devam etmekte. Nihai olarak, Albay Kaddafi tarafından sergilenen şiddetten etkilenen masum insanlardır. BM olarak, insani yardımın sağlanması konusunda çok etkin olduk. Yabancı işçilerin ülkeden tahliyesi konusunda çalıştık. İşte bu noktada da, Türk Hükümetinin en az 1000 yaralıyı gemileri ile tahliye etmesini takdirle karşıladım. BM olarak, hayati bir ihtiyaç olan gıda konusunda destek sağlanmaktadır. Bu bağlamda Misrata'da halka gıda ulaştırmaktayız. Maalesef, şiddetli saldırılar nedeniyle Trablus'taki insani yardım konusundaki temsilcilerimizi iki hafta önce geçici olarak tahliye etmek durumunda kaldık. Bu noktada Kaddafi ve rejimine, insanların ölümüne neden olan saldırıları sonlandırması çağrısını yineledik. Gıda, su, sağlık unsurları gibi acil ihtiyaçların ulaştırılması konusunda rejimin engellemesi ortadan kalkmalı. Gerçekten çok önemli ve hayati öneme haiz bir durum söz konusu. Aynı zamanda ben ve özel temsilcim, bir siyasi çözüme varılabilmesi açısından da yoğun mesai harcamaktayız."

BM Genel Sekreteri, "Muammer Kaddafi'nin Libya'dan ayrılması gerekip gerekmediği" sorusuna karşılık, "Düşüncesizce, vatandaşların ölümüne neden olmakta. Bu nedenle lider olarak meşruiyetini kaybetti" yanıtını vererek, "Libyanın geleceği ve ortaya konulabilecek siyasi yapı ile ilgili nihai kararı, Libya halkının vereceğini" söyledi. Ban, "Bu noktada BM ve uluslararası topluluğun, insani yardımın tedarik edilmesi ve ateşkesin sağlanması için yoğun işbirliği yaptığını, bu ateşkesin, kesin bir ateşkes olması gerektiğini" söyledi.

-"(SURİYE LİDERİ) TALEPLERLE İLGİLİ CESUR ADIMLAR ATMALI"-

Suriye'deki durumla ilgili görüşlerini aktaran Ban, birkaç gün önce Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile konuştuğunu, "BM ve uluslararası toplumun, bu zor durumu ele almak konusunda ne gibi katkıları olabileceği, halkın taleplerinin karşılanması konusunda nasıl destek sağlayabilecekleri konusunda fikirlerini paylaştığını" söyledi.

"İnsan hakları ihlalleri ile ilgili tüm olasılıklarla ilgili kaygılarını da ilettiğini" belirten Ban, "Özellikle Dera ve başka birçok yerleşim bölgesinde insani durum kötüleşmekte. Bunu ifade ettim. Sayın Esad'ın BM çalışma grubunu kabul etmesinden dolayı memnun oldum. Hazırlanacak rapor çerçevesinde Suriye'ye yönelik insani yardımın çerçevesini de genişleteceğiz. Ancak bunların ötesinde en önemli unsur, Sayın Esad'ın toplumun tüm kesimleri ile yapıcı diyaloğa girme zorunluluğudur. Tüm sivil grup liderleri, kadın grupları ile halkın tüm temsilcileriyle kapsamlı diyalog kurmalı. Olağanüstü halin kaldırılması sağlandı ancak çok geç olmadan taleplerle ilgili cesur adımlar atmalı" dedi.

Ban, "Esad'ın, söz konusu konuşma çerçevesinde, kendi halkı üzerinde sergilediği şiddeti sonlandıracağı hususunda vermiş olduğu taahhüt olup olmadığı" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Şiddetin durdurulmasını, ağır silahların ve halka karşı gerçek mermi kullanımına son verilmesini istedim. Güvenlik güçlerinin de, eylemciler tarafından öldürüldüğü konusunda ısrarcı oldu. Ben de bu noktada, böyle bir durumda olayların ayrı ayrı özel bir soruşturmayla ele alınması yolunun tercih edilmesi gerektiğini ifade ettim. Söz konusu gelişmeler çerçevesinde uluslararası toplumun seçeceği yol da bu olurdu. BM İnsan Hakları Konseyi bir karar aldı ve insan hakları ihlallerinin araştırılması için bir çalışma grubu gönderilmesi iradesini ortaya koydu. Sayın Esad'dan bu çalışma grubunu kabul etmesi talebinde bulundum."

Suriye Devlet Başkanı'na yeniden çağrıda bulunmak istediğini belirten Ban, gelişmelerin Esad ve rejimine bağlı olduğunu kaydederek, "İnsanlar, katılımcı demokrasi, daha fazla özgürlük ve demokrasi adına seslerini duyurdular. Bu noktada bu dürüst serzenişe kulak vermeli" dedi.

-"TÜRKİYE, DÜNYA BARIŞI ADINA ÖNEMLİ GİRİŞİMLER ORTAYA KOYMAKTA"-

Türkiye'nin bölgedeki gelişmelere faal yaklaşımını nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine Ban, "En güçlü ifadelerle takdir ediyorum. İcranın başı olarak Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül liderliğinde sergilenen çok etkin diplomatik girişimleri memnuniyetle karşılamaktayım" diye konuştu.

Türkiye'nin, stratejik bir noktada olduğunu vurgulayan Ban, şunları söyledi:

"Türkiye, Dünya barışı adına önemli girişimler ortaya koymakta. Ortadoğu barış görüşmeleri konusunda Türkiye, önemli çalışmalar yürütmekte, Afrika birliği ile Libya konusunda işbirliği sergilemekte. Başbakan Erdoğan, Suriye'deki durumun olumlu sonuçla nihayete ermesi için etkin olmaktadır. Medeniyetler ittifakı girişimi, özellikle bölgede böyle zorlu zamanlar yaşandığı dönemlerde çok daha fazla önem arz etmektedir. Farklı kültürler arasında uzlaşı eksikliği olduğu dönemlerde çok ama çok önemli ve zamanlı bir çaba Medeniyetler ittifakı girişimi... Barış, güvenlik ve kalkınma konularında Türkiye'nin girişlerini BM de etkin biçimde desteklemeye devam edecektir."

-KIBRIS KONUSU-

Kıbrıs konusunun geleceğiyle ilgili görüşlerini aktaran Ban, her iki toplumun liderinin de faal bir müzakere süreci içerisinde olduğunu belirterek, zirve seviyesinde iki tane üçlü toplantı düzenlendiğini hatırlattı.

Ban, "karşılıklı olarak kararlaştırılan bir tarihte Haziran ya da Temmuzda bir araya geleceklerini" belirterek, "Süregelen müzakereler çerçevesinde, bazı konularda ilerlemeler de oldu. Bunlar, ekonomi ve AB ile ilgili konular ancak çok önemli konular olan, mülkiyet ve güvenlik gibi konularda yapılması gerekenler var. Her iki lidere de farklılıkların yakınlaştırılması çağrısında bulunuyorum. Bunu bir kazan-kazan ve uzlaşı ruhu ile gerçekleştirmeleri gerekiyor." dedi.

Bu aşamada "liderlerin esneklik sergilemeleri, derinlemesine konuları ele almalarının elzem olduğunu" vurgulayan Ban, gelecek ay önemli bir toplantı yapılacağını, konu ile ilgili teşvik edici bir tutum sergilemesi konusunda Başbakan Erdoğan ile de görüşeceğini belirtti.

Ban, aynı zamanda Yunan tarafıyla da görüşeceğini, "İstanbul'da Yunanistan Dışişleri Bakanı ile bir araya geleceğini" söyledi.

-TÜRKİYE'NİN GÜVENLİK KONSEYİ GEÇİCİ ÜYELİĞİ-

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi (BMGK) geçici üyeliği konusunda ikinci bir irade koyması durumunda bunu nasıl karşılayacağı sorusu üzerine, "Türk hükümeti ve Türk diplomatlarının Güvenlik Konseyi geçici üyeliği sürecinde etkin diplomatik yetenek ve liderlik sergilediklerini" kaydetti.

Ban, "Umuyorum ki; bir gün Türkiye yeniden Güvenlik Konseyinde temsil edilir ancak bu elbette BM üyesi ülkelerin desteğine bağlı olacaktır" dedi.

Türkiye'nin BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'na ev sahipliği yapması konusunda konuşan Ban, "Türkiye'nin genel anlamda bölgesel barış ve güvenliğe katkılarının yanında, bu organizasyon ile birlikte, Türk hükümeti ve Türk halkının, insanlığın ortak zorluklarına karşı önemli katkı sağladığını" belirtti.

"İşte bu ifade tam da bu hafta gerçekleşecek olan BM En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nın ortaya koyduklarını ifade etmektedir. Bu, çok önemli BM konferanslarının dördüncüsü... Ve 10 yıl içerisinde ilk kez düzenleniyor. Umuyorum ki, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan liderliğinde gerçekleştirilen bu zirve sonucunda ülkeler önümüzdeki on yıl için (2011 ve 2020) yürütülebilir eylem planları üzerine anlaşacaklardır" diyen Ban, şöyle devam etti:

"Eğer en az gelişmiş ülkelerin karşısındaki zorlukları aşmak ve yoksulluğu ortadan kaldırmak için çabalar ortaya koyamazsak, o zaman Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşamayacağız. Bu çok önemli. Bu açıdan önümüzdeki on yıl için uygulanabilir bir eylem planı kabul edilecektir. Bu bağlamda ev sahibi ülke Türkiye liderliğinin girişimlerini takdirle karşılıyorum.

BM Genel Sekreteri, BM Televizyonu ile TRT arasında imzalanan işbirliği antlaşmasından büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek, "Umuyorum ki TRT bu imza ile birlikte, BM'nin çalışmalarının tüm Dünyaya ulaştırılması konusunda daha güçlü bir rol oynayacaktır" dedi.

Zaman, 07.05.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.