Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kılıçdaroğlu: Ya medya olmasaydı

Kılıçdaroğlu: Ya medya olmasaydı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hem yaklaşan seçimleri hem de güncel konuları Can Dündar’la Canlı Ana Haber’de değerlendirdi. CHP liderinin medyaya dikkat çektiği konu ise, YSK'nın iptal kararı ve bugün gelinen noktaydı.

İSTANBUL - CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gündemdeki konular hakkında NTV’de değerlendirmelerde bulundu.

Yeni CHP, seçimlerde hedeflenen oy oranı, açıklanan ekonomik program ve diğer projeler, YSK’nın adaylık iptali, Ergenekon sanıklarının aday gösterilmesi, bedelli askerlik, YGS’deki şifre iddiaları...

Kılıçdaroğlu, gündemin en sıcak maddesi YSK’nın iptal kararı, buna gösterilen tepkiler ve bugün gelinen noktayla ilgili değerlendirmesinde, medyaya dikkat çekti: "Ne oldu, mahkemeler çalıştı ve gelinen nokta ortada. Eğer medya olmasaydı, belki bunların hiçbiri gerçekleşmeyecekti. Medya görevini yaptı ve engelledi."

Can Dündar’ın soruları, CHP lideri Kemal Kılçşdaroğlu’nun yanıtlarından satır başları ve programın tümü:

"YÜZDE 30’UN DA ÜSTÜNDEYİZ"
— Genel başkanlık koltuğuna oturmanızdan bugüne kadar 11 ay geçti. 2 kurultay, 3 yönetim kurulu değişikliği, bir referandum ve tüzük değişikliği... Bu sıkışıklık bir dezavantaj mı yoksa staj dönemi mi?

"Bir dezavantaj olarak görmüyorum. Değişim gerekiyordu ve onu yaptık... Yoğun bir süreçti, bu dönemde deneyim ve birikim sahibi olduk.

(Yeni CHP vaadi vardı ve şimdi o CHP mi var ortada?) Tam olarak değil. İç tüzüğümüzü değiştirmek, arzu ettiğimiz parti içi demokrasiyi getirmek, lider sultasına son veren bir yapılanmaya ihtiyaç var. Seçim sonrası tüzük kurultayıyla ilgili çalışamalar başlayacak... Demokrasi ve özgürlükler açısından diğer partilere fark atmalıyız ve örnek olmalıyız.

29 ilde ön seçim yaptık ve önemli bir adımdı. Bütün üyelerin katılımıyla gerçekleşti bu ön seçimler. Tüzük değişikliğinden sonra tüm ülkede bunu yapma imkanımız olacak; siyasi partiler yasası değişmese de biz kararlıyız..."

(Seçim ankletleri?) "Biz iyiyiz ve yukarıya doğru gidiyoruz. Oyumuz yüzde 30 yakın. Yüzde 30’un üstünde olduğumuzu da tahmin ediyorum şu anda."

(Çıta?) "Tüm hedef tek başına iktidar olmak ve bunu ülke için istiyoruz. Demokrasiye, özgürlüklere, sosyal devletin kurulmasına, çocukların yatağa aç girmemesine, taşeron işçilerin dramını ortadan kaldırılmaya ihtiyaç var... Bunlar içi CHP’ye ihtiyaç var."

(İktidar olamazsanız ve bugünkü tablo devam ederse, kaygılı mısınız?) "Elbette. Bu sadece bizim kaygımız değil, birçok çevrede bu mevcut..."

YENİ CHP VE ‘PATRONLAR’
Kılıçdaroğlu, bugün açıklanan ekonomi programıyla ilgili değerlendirmesinin ardından, "İş çevreleri geçmişten beri CHP’ye mesafelidir. Bu sefer farklı mı bu?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Ben öyle olduğunu seziyorum. İlk kez TÜSİAD’ın toplantısına katıldım. Orada "sorular için ne kadar zamanınız var?" dendi. Ben de, "son soru sorulana kadar kalacağım" dedim...

Yeni CHP’yi iş çevrelerinin tanıması lazım. Eskiden CHP bu çevreler tarafından farklı algılanmış olabilir ama yeni CHP’nin dost olduğunu anlasınlar... Biz ayrıca işçi ile iş vereni birbirinden ayırmıyoruz..."

"TASVİYE ZOR OLDU MU?"
— Eski CHP kadrolarının tasviyesi konusu... Siz ‘bayrak yarışı’ dediniz ama... Zor oldu mu bu kararı vermek?

“Her kararın zorluğu var ama sonuçta siz eğer kurultayda çıkıp ‘gençleşmek, değişim, kandınlara yer açma’ derseniz ve bunları iki kurultayda da takrarlarsanız, sonra ‘söz verdim ama eski düzen’ durumu olmaz. Söz verdim ve arkasında durdum.

Bu ‘eskiler tasviye edildi’ anlayışı değildir. Önemli katkılarda; düşünsel ve eylemsel olarak, bulundular... Her değişimin kendi içinde burukluk yaratacağını bilmemiz gerekiyor. Sonunda hepimiz insanız, duygularımız var. Burukluk belli süre taşınır ama sonra parti ve ülke için çaba harcanır diye düşünüyorum."

(Koalisyon ihtimaline, örneğin MHP nasıl bakıyorsunuz?) "Koalisyonu hiç düşünmek istemiyoruz, hedef var ve buna kilitlendik. Yukarıya doğru giden ibre var. Halk izin verirse, halkın ikitidarını kuracağız. Pekçok yaraya merhem olmak, kaynakların nasıl kullanıldığını ve halka hesap vermenin onurlu bir görev olduğunu göstermek istiyoruz..."

"YA MEDYA OLMASAYDI"
— YSK’nın iptal kararı ile ülke durduk yerde gerildi. Ön almıştınız ve Meclis’i göreve çağırdınız. Sizce çözüldü mü sorun?

“Seçim barajının, demokrasinin önünde ciddi engel olduğunu hep söyledik. Genel başkanlar, bağımsız aday olabilmek için istifa ediyor, sonra bu kişiler Cumhurbaşkanı tarafından davet ediliyor; ne olarak?”

(Hükümet barajda niye direniyor?) "Başkasına verilen oylarla kendisi milletvekili çıkarıyor ve buna milli irade diyor. Bu komediye son vermemiz lazım. Demokrasi istiyorsak bunu bütün kurallarıyla koyalım. Demokrasilerde yasaları dolanmanın olmaması lazım...

Ne oldu?. Mahkemeler çalıştı ve sonuç... Eğer medya olmasaydı belki bunların hiçbiri olmayacaktı. Medya görevini yaptı ve engelledi. Bizim yapmamız gereken bu tür olaylara izin vermemektir. Barajı makul düzeye indirelim; batıya ve dünyaya bakalım ve bunu yapalım. Bu tür yapay yollardan partileri kurtaralım."

(CHP Güneydoğu’da yoktu. Sizin tavrınız bölgeye ve BDP’ye yakınlaşma olarak...) BDP’ye de diğer partilere baktığımız gibi bakıyoruz. Baraj sadece BDP için gerçerli değil, başka partiler de var. Bunu kaldırırsak, demokrasinin yolunu açmış olacağız.”

(Daha somut olarak sorayım, daha fazla Kürt oyuna talğip misiniz?) “Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Etnik kimlik ve inançları siyasette kullanmayı doğru bulmayız. Ne olursa olsun hepimiz bu ülkede yaşıyoruz... Herkesin etnik kimliğine saygı duyacağız... O bölgede yaşanan sorunlar var ve bunlara gözümüzü kapatalım demiyoruz ve çözmek için çaba harcamalıyız.

Ama sorun tek başına etnik kimlik sorunu değil. Van’da 3 gün boyunca toplantı yaptık ve ortak görüş de buydu. Sorunlar yumağı var, senelerce gözümüzü kapamışız, askere havale etmiş ve ‘çöz’ demişiz. Siyaset kurumu üzerine düşeni yapmamış.

Bu seçimlerde, geçmiş seçimelere göre o bölgeden daha fazla oy alacağımıza inanıyoruz. Bunu başarırsak, gelecek açısından umut vaadeden bir durum olacak ve umarım milletvekili de çıkaracağız.”

"BOMBAYLA KİTABI EŞDEĞER TUTAN KAFA"
- Başbakan’ın YGS protestolarına karşı sarf ettiği sözler üzerine suç duyurusunda bulundunuz. Suçlamanız nedir?

"
ÖSYM bütün hükümetler döneminde en güvenilir kurumlardan bir tanesiydi. Çocuklarımız üniversite sınavına girdiğinde torpil oldu kuşkusu duymazdık. İlk kez böyle bir tablo çıktı ortaya. Ve bu tablo acımasız bir süreç içinde gelişti. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, AKP sözcüleri açıklamalardan tatmin oldular. Ama en sonunda ÖSYM Başkanı 'sehven şifre var’ dedi. Başkanın artık o koltukta oturmaması lazım ama hala duruyor ve bu durum da beraberinde çözümsüzlüğü getiriyor.

Biz bu duruma baştan beri mesafeli durduk, AKP yaptı falan da demedik. 1 milyon 700 bin aile var ortada ve onlara duyduğumuz saygı nedeniyle sessiz kaldık. Umarız herkesi rahatlatacak şekilde sonuçlanır dedik.

Şimdi gençler eylem yapıyor, idealist ve gelecek kaygısı taşıyan gençler bunlar. Haksızlığa uğradıklarını düşünüp protesto ediyorlar. Zaten protesto edilmezse tehlike var demektir... Ama Başbakan “gerekirse karşılarına 5-10 bin kişi çıkarız” dedi...

Söylemekle yapmak aynı şeydir. Kafasının arkasındaki şeyleri söylemiş oldu. Halkı kin ve düşmanlığa sevk ediyor. Bir başbakan bunu yapabilir mi? Lise öğrencilerinin karşısına militan çıkaramaz. Karşı karşıya gelseler ne olacak? Çatışma olmayacak mı? Bunu bir başbakan yapar mı?..

Böyle bir anlayış hiçbir demokraside olmaz. Bu, demokrasiyi içine sindirmiş bir kafa değildir. Bu kafa bombayla kitabı eşdeğer tutan bir kafadır. O öğrencilerin hiçbiri otobüs yakmadı, molotof atmadı; ellerinde pankartlarla ÖSYM’yi protesto ettiler. Bunlar taze fidanlar, sevgi ve hoşgörü ile yaklaşarak, dertlerini dinleyerek, “İzliyoruz, merak etmeyin, çözmek için uğraşıyoruz” diyebilirdi."

ERGENEKON VE SANIK ADAYLAR
— Ergenekon sanıklarını aday göstermenizi AKP işleyecek gibi gönüyor. Karar verirken zorlandınız mı, bazılarını alıp bazılarını almamak, ön soruşturma haberleri doğru mı?

"
Soruşturma değil, kamuoyu anketkeri yapıldı. Bazı kararlar da o anketlere dayanarak da verildi... Kimseye haksızlık yapmak istemem, başvuran herkes saygıdeğerdir.

Şunu söylemek isterim: Bu kişiler vekil adayı olmak için 'sakınca yoktur' şeklinde savcılıktan kağıt getiriyorlar. Bu hakka sahip olan bir kişeyi niçin bunu kullandın diye eleştirmek demokrasiyle bağdaşır mı? Lise öğrencilerinin karşısına kendi militanını çıkaracak kadar acımasız olan kafayla, “vay sen neden aday oldun, mahkum olacaksın” diyen kafa arasında ne fark var. Mahkum olmuş değiller...

"Dokunulmazlık zırhı için" deniyor, biz taahhütname imzalatıyoruz zaten bu konuyla ilgili... Ayrıca, Başbakan gelsin, Meclis’i olağanüstü toplayalım ve dokunulmazlıkları hemen kaldıralım. Zırhın arkasına kendileri saklanıyorlar ve bunların en başında Başbakan geliyor. 2002’de söz verdi ‘kaldıracağım’ diye, sene 2011, niye kaldırmıyor. Artık yargı da kendi emrinde, bu durumda bile biz endişe duymuyoruz."

— Ergenekon’a inanıyor mu, iktidara gelirse nasıl bir tavır takınacak?   İZLEYİN

— Bedelli askerlik, profesyonel ordu, batının CHP’ye bakışı, Başbakan’ın Strasbourg çıkışı ve Pazar günü başlayacak seçim maratonu.   İZLEYİN

 

ntvmsnbc.com, 20.04.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.