Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > CHP'de YSK'ya en sert tepki Baykal'dan

CHP'de YSK'ya en sert tepki Baykal'dan
Eski CHP Genel Başkanı, YSK'nın BDP'li bağımsız aylar için verdiği kararı sert eleştirdi: Hata olduğunu önceden ilan et de aday olmasın. Onu da yapmayacaksın. Tuzak mı kuruyorsun?

ANTALYA/DİYARBAKIR – Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 7’si BDP’nin desteklediği 12 bağımsız milletvekili adayının seçime katılamayacaklarına dair kararının, Türkiye’nin nasıl ciddi bir yönetim kriziyle karşı karşıya bulunduğunu açıkça ortaya koyduğunu savundu. Kararın üzüntü verici olduğunu belirten Baykal, "Hata olduğunu önceden ilan et de aday olmasın. Onu da yapmayacaksın. Tuzak mı kuruyorsun?" dedi.

Seçim çalışmalarını memleketi Antalya’da sürdüren Deniz Baykal, bugün milletvekili adayları ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’la birlikte Antalya Büyükşehir Belediyesi Toptancı Hali’ne gitti.

YÖNETİM KRİZİ

Kahvaltı ardından ziyaretlerine devam eden Deniz Baykal, çay molasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Baykal, YSK’nın 7’si BDP’nin desteklediği 12 bağımsız milletvekili adayının seçime katılamayacakları yönündeki kararının, Türkiye’nin nasıl ciddi bir yönetim kriziyle karşı karşıya bulunduğunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Toplumun güvenmesi gereken temel kurumlarının uzun süreden beri birbiri ardında büyük yanlışlıklar yaparak ciddi sorunlara yol açtığını kaydeden Deniz Baykal, şöyle dedi: "Bir süre önce KPSS krizi ortaya çıkmıştı, hala şu anda YGS kriziyle uğraşıyoruz. Derken, şimdi de bir seçim kriziyle karşı karşıyayız. Nasıl bir anlayış? Türkiye seçim yapamaz, imtihan yapamaz. Yapmakta olduğu sınavları, imtihanları yapamaz ve şimdi de seçimi doğru dürüst yapamaz bir hale gelmiştir. Her işe hile hurda, dalaveranın karışması ne kadar acı bir olay."

"SEÇİM HAKKANİYETİ TAHRİP EDİLDİ"

YSK kararından büyük üzüntü duyduğunu anlatan Baykal, "Elbette Türkiye’de hukuk işleyecektir. Hukukun gereği yapılacaktır. Ama bu olayı ’hukukun gereği böyle’ diye geçiştirmek, bunun arkasındaki hukuk ve yönetim krizlerini örtbas etmeye yetmez" dedi. Bir süre önce seçilmiş ve şu anda da milletvekili olarak hizmet etmekte olan insanların ’Biz hata ettik. Geçmişte yanlış yapmışız. İhmal yapılmış. İşin gereğini yerine getirememişiz. O nedenle şimdi yapacağız’ denilerek aday olamayacaklarının açıklanmasının doğal karşılanacak bir durum olmadığını savunan Baykal, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye’de zaten seçimde bir baraj problemi var. Baraj problemini, engelini aşabilmek için insanlar bağımsız aday olarak ortaya çıkıyor. Şimdi bağımsız adaylıkları birdenbire, adaylıkları yenileme şansı da yokken, geçmişte de bu insanlar seçilmiş ve halen de milletvekili olarak görev yaparken ’Siz artık milletvekili olamazsınız’ diye geri çevirmek, adaletle, hakşinaslıkla, hukuka saygıyla, devletin sürekliliğiyle, geçmiş uygulamaların tutarlılığıyla izah edilebilir bir durum yaratmıyor. Olmaz böyle bir şey. ’Geçen defa hata ettik bundan sonra düzeltiyoruz.’ Düzelteceğini zamanında söylesene. Zamanında bunu söylememişsin, herkes geçmiş uygulama aynen devam edecek diye bir beklenti içinde, birdenbire bu açıklamayı yapıyorsun. Buna kimsenin hakkı yok. Bu bir krizdir. Seçimin hakkaniyetini, adaletini çok ciddi şekilde tahrip etmiştir."

’TUZAK MI KURUYORSUN?’

Deniz Baykal, Türkiye’nin bu kadar birbirinden kopuk, tutarsız biçimde yönetilmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi. Türkiye’nin doğru dürüst sınav, seçim yapamaz, milletvekilleri aday olamaz noktasına geldiğini ileri süren Baykal, "4 yıl milletvekilliği yapmış, ’hataydı senin milletvekilliği yaptığın.’ Hata olduğunu önceden ilan et de şimdi aday olmasın. Onu da yapmayacaksın. Tuzak mı kuruyorsun, engel mi çıkartıyorsun? Ne kadar yanlış, ne kadar ayıp ve yakışıksız" dedi.

USTALIK DÖNEMİ BU MU?

Bu yönetim zihniyetinin Türkiye’ye yakışmadığının altını çizerek açıklamalarını sürdüren Deniz Baykal, "Birbiri ardına her noktada bir kriz, bir bunalım, çok acı. İleri demokrasi. Bu mu ileri demokrasi? Ustalık dönemi. Başbakanın bu mu ustalık dönemi. Yapılmayan sınavlar. 1 milyon 700 bin insan yüreği ağzında ’şimdi ne olacak’ diye bekliyor. Yıllarını vermiş çocuklar. Aileler perişan. Şimdi belki iptal edilecek. İptal edilmezse binbir türlü şaibe devam edecek. İptal edilirse yazık değil mi emeğine, çabasına. Yazıktır, günahtır" diye konuştu.

Deniz Baykal, BDP’nin seçimlerden çekilmeyi tartıştığı hatırlatılınca bu aşamada önemli olan noktanın bu tablonun kabul edilebilir- olmadığının ortaya konması olduğunu söyledi. Baykal, "Bu tabloyu veri olarak alıp ona göre ne yapalım diye düşünmek daha sonraki iştir. Şimdi bu tablo uygun değildir. Doğru değildir. Bunu hep beraber ilan edelim, gereğini ilan edelim. Gerçekten büyük haksızlık, adaletsizlik var. Son anda ilan etmek olur mu, sürpriz tuzak mı kuruyorsun?" diye konuştu.
Hukukun güvenilebilir ve öngörülebilir olması gerektiğinin altını çizen Baykal, "İstikrarın temeli budur. Ne yaparsan ne olacağı önceden bilinmelidir. Bir şey yapmış milletvekili olmuş. Şimdi aynı şeyi yapmak istiyor bu defa olamazsın deniyor. Bu olmaz. Senin hatanı bundan sonraki durum için kabul etmemiz mümkün mü" dedi.

’10 PARMAĞINDA 10 KARA’

CHP eski Lideri Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin aday tanıtım töreninde CHP’yi hedef alan açıklamalarının sorulması üzerine "Boş laflar, ucuz laflar" değerlendirmesi yaptı. Başbakan Erdoğan’ı oraya buraya kara çalmakla itham eden Baykal, şunları söyledi:
"10 parmağında 10 kara. Önüne gelene saldırıyor. Bunu da siyaset sanıyor. Bir başbakana bu yakışmıyor. Başbakan ağır başlı olması lazım, ciddi olması lazım. Söylediği söze güvenilir olması lazım. Ona buna saldırarak bir yere varacağını zannediyor. Millet artık Başbakan’ın bu üslubundan bıktı. İncir çekirdeğini doldurmayacak laflar, külüstür polemikler, ucuz laflar. Başbakan bunlarla meşgul. O ülkeyi yönetsin. Seçimin gereğini yapsın. Ona buna laf yetiştireceğine işini yapsın Başbakan."

Bir soru üzerine Başbakan Erdoğan’ın YGS’de şifre skandalını protesto için sokağa çıkan öğrencilere yönelik açıklamalarını da değerlendiren Deniz Baykal, "Herkesi böldü, sıra öğrencilere geldi. Öğrenciler çok anlaşılabilir, haklı bir tedirginlik içinde. Bunu ifade ediyorlar. Buna ne yol açtı bir düşünsene. Sen kendi kendini bir sorgulasana. Yaptığın hataları bir görsene" diye konuştu. Başbakan Erdoğan’ın attığı her adımı ’fiyasko’ olarak değerlendiren Baykal, "Milleti şimdi 2023 diye uyutmaya çalışıyor. 2023 masallarıyla yaşanan bu acı olayları örtbas etmeye çalışıyor" dedi.

TANRIKULU: DOĞRU BİR KARAR DEĞİL

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 12 bağımsız milletvekili adayının adaylığını iptal etmesiyle ilgili, "Doğru bir karar değil" dedi.
PKK’nın şehir yapılanması olduğu iddia edilen KCK ile ilgili dava duruşmasını izlemek üzere Diyarbakır Adliyesine gelen Tanrıkulu, burada gazetecilerin YSK’nın 12 bağımsız milletvekili adayının adaylığını iptal etmesiyle ilgili sorularını yanıtladı.

Adaylardan hem Hatip Dicle hem de Leyla Zana’nın mahkemeden memnu hakların iadesi kararı aldığını, bu nedenle bu kişilerin seçilmelerine hukuken engel olmaması gerektiği düşüncesinde olduğunu bildiren Tanrıkulu, şöyle dedi: "Siyasal hiçbir mahkumiyetin Mecliste temsil edilmeye engel olmaması gerekir. Bu nedenle doğru bir karar değil. Ayrıca hukuken de ben doğru olduğunu düşünmüyorum. Memnu hakların iadesi kararı af dahil bütün sonuçları ortadan kaldıran bir yetkiye sahiptir. Ayrıca daha önce vekillik yapmış Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel’in de 4 yıl sonra bir daha milletvekili seçilmeyecekleri yönündeki YSK kararı da Türkiye’de hukukun garabetini ortaya koymaktadır. Bu karar bana göre sadece adayların adaylıklarının iptali ile sınırlı kalmayacaktır. Biz öteden beri bütün bunları görerek, Türkiye’de sorunların Mecliste çözülmesi açısından, seçim barajının düşürülmesini ve siyasal partiler yasası ile seçim yasasının değiştirilmesini ve demokratik hale getirilmesi gerektiğini ifade etmiştik. Bütün bu öngörülerimiz bugünler içindi ve Türkiye içindi. Türkiye’de sorunların barış içerisinde toplumsal uzlaşma içerisinde çözülmesiydi. Bu nedenle CHP’nin bu öngörüsü bir kez daha doğru çıkmıştır, sivil toplum örgütlerinin öngörüsü doğru çıkmıştır. AKP’nin bu inattan vazgeçmesi gerekir."
Tanrıkulu, "BDP, parlamentonun toplanmasını istiyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Bizim CHP’nin yetkili kurumları buna karar verecektir. Bugün MYK toplantımız var" yanıtını verdi.
Tanrıkulu, "BDP’nin bölge milletvekili adaylarının adaylıktan çekilmesini istediğine ilişkin" soru üzerine de "O konuyu şimdi değerlendirmek konumunda değilim. Ama ben bu kararın siyaseten ve hukuken doğru olmadığı görüşündeyim" dedi.

Radikal, 19.04.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.