Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > 'e-muhtıra' tarih oldu yeni bir Türkiye var

'e-muhtıra' tarih oldu yeni bir Türkiye var
Endonezya yolunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, 27 Nisan'daki e-muhtıra ile ilgili "Onlar eski Türkiye'deydi. Benzer bir şeyin tekrarlanacağına ihtimal vermem" dedi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resmi bir ziyaret için bulunduğu Endonezya'nın başkenti Cakarta'da; Türkiye'nin hassas tartışma konuları ile Ortadoğu'daki gelişmelere ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Gül, yine bir nisan ayında yaşanan 4 yıl önceki e-muhtıra olayı ile 2 yıl önce "Güzel şeyler olacak" mesajının ardından başlayan demokratik açılımın geldiği noktayı yorumladı. Başkanlık sistemine mesafeli durduğunu bu kez açık bir dille vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, gezisini izleyen basın mensuplarının sorularını şöyle yanıtladı:

Endonezya'nın, Türkiye'yi örnek aldığını söylediniz. Bu ülkenin 1990'lardaki demokrasi tecrübesiyle askerin sistem üzerindeki ağırlığı azaldı. Acaba Türkiye için 27 Nisan benzeri olayların geride kaldığını söyleyebilir miyiz?
Hiç tereddüt yok. Onlar eski Türkiye'de idi, geçmişte kaldı. Şimdi yeni Türkiye var. O (e muhtıra) veya ona benzer hiçbir şeyin tekrarlanacağına ihtimal vermem.

Suriye, Yemen, Mısır ve Libya'daki olaylar karşısında Türkiye yol göstericiliğe aday mı?
Türkiye'nin yapacağı en iyi şey dolaylı katkılardır. O da Türkiye'nin her bakımdan kendisini güçlendirmesidir. Demokrasiyi, insan haklarını ve ekonomisini konsolide etmesidir. Türkiye tüm enerjisini; demokrasi, insan hakları ve ekonomiye harcamalı. Standartlarımızı yükseltirsek bu gelişme, çevremize de katkı yapacaktır.

Mısır'daki gelişmeler sizce ne yönde?
Mısır'a ilk giden liderlerden biriyim. Geniş bir çevreyle, çok açık konuştum. Mısır'da işlerin yoluna girdiği kanaatindeyim. Mısır ordusunun başındakiler realiteyi görmüşler. Mısır halkının ne istediğini biliyorlar. Bu da korkulacak bir şey değil. Mısır'ın, Arap ülkeleri üzerindeki etkisi de büyük olacaktır.

Suriye'deki gelişmelerden kaygılı mısınız?
Bir ülke ile 800 km. sınırınız ve karşılıklı akrabalığınız varsa o ülkede ne olup bittiği sizin için önemlidir. Suriye'nin istikrarsızlığa girmesini istemeyiz. Suriye'yi yönetenler de köklü reform ihtiyacının farkında. Nasıl yapılacağı noktasındalar. "Öz güvenle hareket ederseniz lehinizedir" dedim. Akdeniz'e açık hiçbir ülke kapalı rejimle devam edemez. Hepsi açık toplum olacak.

Kürt sorunu yorumu: Hâlâ acılar yaşanıyor
Kürt sorununun çözümü konusunda iki yıl önce ilk mesajı vermiştiniz. Milli Birlik Projesi ile gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye'nin en önemli konusudur. Bu konuyu kendi meselemiz olduğu için kendi içimizde konuşarak çözmemiz, Türkiye'nin meselesi olmaktan çıkarmamız lazım. Vicdanı olan herkes iki yıldaki gelişmeleri görür. Zaten dışarıdan görülüyor. O günlerden bugünlere çok güzel şeyler de oldu. Eskiden dışarıdan karışırlardı. Şimdi karışacak neden bulamıyorlar. Ancak sıkıntılar, acılar hala yaşandığına göre umarım seçimden sonra bu konuya yeniden bakılır.

Başkanlık sistemine neden mesafeli duruyorsunuz?
Türkiye'nin, her şeyin tartışıldığı, konuşulduğu bir ülke olması önemli. Bilim adamları konuşuyor. Bilenler anlatıyor. Herkes detaylı bilerek karar veriyorsa, konuşuyorsa bu yararlı. Ancak şu anda gündemde olan bir konu değil. Benim şahsi görüşüm başkanlık sistemine mesafeli.

TÜSİAD da cumhurbaşkanı yetkilerinin fazla olduğunu söyledi.
Ben de cumhurbaşkanının yetkilerinin fazla olduğunu düşünüyorum.

"Baradey 'Nükleerde çok geciktiniz' dedi"
Türkiye'de nükleer enerji tartışması devam ediyor. İtirazlar geldi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nükleer enerjide çok geciktik. Nükleer enerji ayrı şey. Emniyeti en iyi şekilde alarak santral yapılması ayrı şey. Nükleer santral çok titiz bir konu. Maksimum güvenlik seviyesinde yapılmalı. Çünkü yapılacak olan bir çimento fabrikası değil. Beş sene önce Dışişleri Bakanı iken Viyana'da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Baradey ile görüşmüştüm. Bana, "Nükleerde çok geciktiniz. Şimdi siparişini verseniz on sene sonra ancak yaparsınız" dedi. Enerji açığımız var. Petrolün, gazın yüzde 95'ini dışarıdan alıyoruz. Güney Afrika'dan, Kolombiya'dan buralara kömür getiriyoruz. Ama dökme suyla değirmen dönmez bunu düşünmek lazım. Bazı tartışmalar anlamsız. Bizim gibi iddiası olan bir ülke nükleer enerjiyi yok sayamaz.
Yılın büyük ziyaretini Endonezya'ya yapıyor
16 yıl aradan sonra Türkiye'den Endonezya'ya Cumhurbaşkanı düzeyinde yapılan ilk ziyarette gündem "ekonomi" ve "stratejik ortaklık modeli" idi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Endonezyalı mevkidaşı Yudhoyono ile görüşmesinde, iki ülkenin potansiyeline yakışır büyüklükte işbirliği yapması gerektiğini söyledi. Gül, Endonezya'nın önemini ise gezisini izleyen basın mensuplarına şöyle özetledi: "Her sene büyük bir ülke gezisi yapıyorum. İlk sene Japonya sonra Rusya ve Hindistan. Bu geziyi de bu senenin büyük ziyareti olarak görüyorum. Endonezya, dünyanın dördüncü büyük nüfusu, üçüncü büyük demokrasisi. 1949'da bağımsız olduktan sonra uzun dönem otoriter rejimler yaşadılar. 1990'lı yıllarda bugün Ortadoğu'da gördüklerimiz bu ülkede de yaşandı. Büyük kitlesel eylemler yapıldı. Sonunda başardılar."

Kabine Sekreteri'nin Gül sevgisi tabloda
Endonezya Kabine Sekreteri Dipo Alam, önceki gün düzenlediği basın toplantısında resimleri tanıtırken, tablonun satılmasından elde edilen geliri Açe'deki Türk okuluna vereceğini açıkladı. Resime verilen teklifler 100 bin doların üstüne çıktı.
 

Sabah, 05.04.2011

Kapalı rejime artık yer yok

ENDONEZYA’YA 16 yıl sonra giden ilk cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, Libya’daki isyan için “Akdeniz kıyısında kapalı rejimlere artık yer yok. Demokrasi bütün bölgede gerçekleşecektir. Kanın durması için Türkiye olarak her türlü katkıyı yapmaya hazırız” dedi.

 

Endonezya’da temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Libya’daki olaylara değinerek “Akdeniz kıyısında kapalı rejimlere artık yer yok. Demokrasi bütün bölgede gerçekleşecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Endonezya Cumhurbaşkanı Susilo Bambang Yudhoyono ile Özgürlük Sarayı’ndaki baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Sözlerine Endonezya’da bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek başlayan Gül, Yudhoyono’nun 25 yıl sonra geçen yıl Türkiye’yi, kendisinin de 16 yıl sonra Endonezya’yı ziyaret eden ilk cumhurbaşkanları olduğunu anımsattı.

 

Stratejik ortaklık

Karşılıklı olarak bir yıl içinde ziyaretlerin gerçekleştiğini belirten Gül, “Türkiye ve Endonezya yeni dönemde siyasi iradelerini o şekilde ortaya koymuşlardır ki ilişkilerini stratejik ortaklık seviyesine çıkartmışlardır ve kapsamlı işbirliği içine girmişlerdir” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Gül, karşılıklı ziyaretlerle ilişkilerde açılan yeni sayfanın iki ülke halklarının çıkarına olacağına dair inancını dile getirdi.

İlişkileri 16. yüzyıla dayanan iki ülke halkının birbirine sevgiyle baktığına işaret eden Gül, “Bize düşen de yakın ilişkilerin, sevginin karşılığını ortaya koymaktır. Bu da ekonomik işbirliğiyle ortaya çıkacaktır” diye konuştu.

 

Libya’da önce kan dursun

Gül ve Yudhoyono, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Cumhurbaşkanı Gül, Libya’ya yönelik “İslam Barış Gücü” fikrini nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: “Bu konuyu geniş bir şekilde konuştuk. Libya’da her şeyden önce kanın durması ve Libya’nın tarumar olmaması, altyapısının yıkılmaması gerekmektedir. Şu da bir gerçektir ki Akdeniz kıyısında kapalı rejimlere artık yer yoktur. Dolayısıyla demokrasi bütün bu bölgede gerçekleşecektir. Libya halkının daha fazla zarar görmemesi, daha fazla kan akmaması için NATO çatısı altında hareket yürütülmektedir. Ateşkesin sağlanmasıyla ilgili Türkiye ve Endonezya’nın her türlü katkıyı vermeye hazır olduklarını konuştuk. Aslında bununla ilgili çok yoğun bir diplomasi trafiği yaşanmaktadır. Dışişleri Bakanımız yoğun bir şekilde konunun içinde. Ankara’ya Libya’dan hem muhalefet hem eski iktidar olmak üzere her iki tarafın ziyaretleri söz konusudur. Ateşkesin sağlanmasıyla ilgili her türlü katkıyı vermeye hazırız.”

Yudhoyono da aynı soruyu yanıtlarken, Libya’daki gelişmeleri yakından izlediklerini söyledi. Gül ile görüşmesinde sorunun nasıl çözülebileceğini ele aldıklarını belirten Yudhoyono, Libya’da silahların susması gerektiğini ifade etti. Yudhoyono, “Libya’da ateşkes sağlanırsa ve barışı koruma çabasına girilirse, Endonezya böyle bir çabaya katılabilir” dedi.

 

Başkanlık Sistemi’ne mesafeli duruyorum

Cumhurbaşkanı Gül, Endenozya yolunda gazetecilerin gündemdeki konularla ilgili sorularını da yanıtladı. Gül, Başbakan Erdoğan’la ayrı düştüğü Başkanlık Sistemi’ne mesafeli yaklaştığını söyledi. Gül, gazetecilerin, “Başkanlık Sistemi’ne mesafeli mi duruyorsunuz” sorusu üzerine şunları kaydetti: “Türkiye’nin herşeyin tartışıldığı konuşulduğu bir ülke olması önemli. Bu da konuşulabilir, bu da tartışılabilir. Konuşulmasında yarar var. Bilim adamları konuşuyor. Bilenler anlatıyor. Herkes detaylı bilerek karar veriyorsa, konuşuyorsa bu önemli. Ancak Şu anda da gündemde olan bir konu değil. Soru üzerine gündeme geliyor. Herkes konuşabilir söyleyebilir. Ben şahsi görüşüm olarak başkanlık sistemine mesafeliyim... Türkiye’de demokrasiye yeni geçiş yapılıyor olsa parlemanter sistem sözkonusu olmasa belki o zaman daha uygun olabilirdi. Başkanlık çok farklı bir sistem. Yasama tamamen bağımsız. Siyasi partiler de bu günkü gibi olmayacak.”

Taraf, 06.04.2011 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.