Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > İşte skandal kitabın ayrıntıları

İşte skandal kitabın ayrıntıları
Ergenekon tutuklamaları ve soruşturma süreçlerinde bazı kesimlerin tavrı hiç değişmedi.

Bütün tutuklama dalgaları boyunca suç unsuruna ve eldeki delillere bakmadan, kamuoyunda yürümekte olan süreci baltalayacak boyutları öne çıkardılar.


AYRINTILI İNCELEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Sabah 5'te ev aramalarını eleştirdiler.

'Hasta insanın evi aranır mı' dediler.

'Dinleme dökümleri özel hayata müdahale' dediler.

'Tutukluluk süresi uzun' dediler.

'Muhalefet susturulmaya çalışılıyor' dediler...

Ama 'Hiç bu sanıklara yöneltilen suçlamalar nedir' demediler.

'Deliller nedir' demediler.

İddianameler yayınlandı, yer vermediler?

İltisaklar, irtibatlar, komplolar, gizli belgeler ortaya kondu, yine de eleştirmekten dönmediler.

Sürekli sulandırma, kamuoyunu yanıltma çabası içinde hareket ettiler.

Tutuklananlara sahip çıkıp, soruşturanı ve yargılayanı, onları afişe edenleri hedef seçtiler.

Kimisi "derin" irtibatlarının ortaya çıkmasından endişe duydu.

Kimisi "ideolojik" dostluklarının kurbanı oldu.

Hukukun üstünlüğü, demokratikleşmenin ilerlemesine bile karşı çıktılar.

4 yıldır bir arpa boyu inatlarından geri adım atmadılar.

Bugün Ahmet Şık'ın kitabı yayınlanmasın diye tutuklandığını ileri sürenler, dün Hanefi Avcı'nın kitabı yayınlandığı için tutuklandığını iddia ettiler.

Avcı hem Ergenekon'dan hem de Devrimci Karargah Örgütü nedeniyle iki ayrı suçtan tutuklandı.

Hakkında 22.5 yıl ceza istendi.

Kitabı dolayısıyla tutuklandı diyenler, çıkıp iddianamedeki deliller konusunda tek kelime etmediler.

Ona yöneltilen suçlama delillerini reddedemediler.

Şimdi Ahmet Şık'ın kitabı üzerinden "dijital fırtına" koparmaya çalışıyorlar.

Taraf'tan Emre Uslu dün harika bir yazı kaleme aldı.

Soruşturma konusu bir kitabın yayınlanmasının sakıncalarına işaret etti.

Savcıların iddianame ile birlikte kitabı, notları ve diğer delilleri yayınlayacaklarına dikkat çekti.

Yani iddia edildiği gibi "basılmamış kitabı yok etme" durumu yok.

Aksine Ergenekon'un editörlüğünde hazırlanan ve soruşturmayı yürütenleri tasfiye etmeyi planlayan bir operasyon engellenmeye çalışılıyor.

Kitap, üzerine düşülen notlarla birlikte yayınlandığında operasyonun boyutu daha net görülecek.

Gazetemiz manşetinde yer alan Emniyet'in İnceleme Raporu, çarpıklığı, kitabı kimlerin yazdırdığını, ne için yazdırdığını, düşülen notlar nedeniyle bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

Üzerinde Ahmet Şık imzası bulunması neyi değiştirir?

Amaç net bir şekilde, Ergenekon'un amaçlarına hizmet etmek ve kilit konumlara yakın isimler getirerek soruşturmayı baltalamak.

Kitap soruşturma bitip, iddianame yayınlandıktan sonra yayınlansa ne olur?

Bu acele, bu çarpıtma, bu sulandırma gayreti niye?

İşte Ergenekon'un medya stratejisi

Ergenekon'un medya stratejisini ortaya koyan ve Soner Yalçın'da ele geçirilen "Ulusal Medya 2010" belgesi aslında bugün yaşananlara ışık tutuyor.

İşte hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayan o satırlar;

"...Yürütülmekte olan operasyonların siyasal olduğu, AKP ve Cemaatin, Cumhuriyet İlke ve Devrimlerine karşı rövanşist düşüncelerle giriştiği sivil&faşist bir hareket ve diktatörlüğe uzanan yeşil bir devrim olduğu anlatılmalıdır..."

 "...Yürütülen davaların insan haklarını ihlal temelinde, telafisi mümkün olmayan hukuki ve siyasi sonuçlar doğuracağı işlenmelidir..."

"Başlatılan yargı sürecinde karşı tarafın elde ettiği delillerin boşa çıkarılması, değersizleştirilmesi ve normalleştirilmesi adına savunma makamlarının geliştirmekte oldukları argümanlar kullanılmalıdır. Bu kapsamda tespit edilecek zayıf halkalar ve iddialar gündeme taşınmalı ve davanın geneliyle özdeşleştirilmelidir."

 "Davayı yürüten kurumlara yönelik kamuoyu desteğini kırmak için, gerek kurumsal gerekse bireysel düzeyde yıpratılmaları ve güvenilirliklerinin zedelenmesi gerekmektedir..."

İnsan bu satırları okuyunca, kimlerin ne için topluma korku pompalamaya çalıştığını daha iyi anlıyor.

Sizce de öyle değil mi?


Erhan Başyurt, Bugün

27.03.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.