Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Gül ve Sarkozy'den ortak basın toplantısı

Gül ve Sarkozy'den ortak basın toplantısı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Gül, toplantıda 'Avrupa Birliği verdiği sözleri tutmalı.' dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ise 'Mutabık olmadığımız malum bir konu var. Üyelik ve ortaklık gibi çeşitli konularda, ki ortaklığın olmayacağını Türkiye defalarca söyledi, başka çözümler de bulunabilir.' diyerek sözlerinin arkasında durdu. İşte iki Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları:

TÜRKİYE İLE OYUN OYNAMAYIN

Cumhurbaşkanı Gül Sarkozy'le görüsmesinde Türkiye'nin AB üyeliği için sürekli ayak sürüyen Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'e açık konuştu.

Gül " Türkiye ile oyun oynamayın, Türkiye büyük ülkedır" uyarısını yaptı.

Avrupalı liderlerden üyelık konusunda gelen çelişkeli mesajlar nedenıyle Türkiye kamuoyunda AB'ye üyelık konusunda ciddi endışeler ortaya çıkmaya başladığını ve desteginin de azalmaya basladıgını belırten Gül " Şahsen bende Tüürk kamuoyuyla aynı fıkırdeyım " dedi.

Gül AB Türkiye'ye üyelik sözü verdiğini de hatıralatarak, bu sözün tutulmasını bekliyoruz mesajı verdi

ZİYARET BAŞKAN SIFATIYLA YAPILDI

Sayın Sarkozy bu ziyaretini yeni dönem başkanı sıfatıyla yaptı. 1992 yılında beri bir Fransız Cumhurbaşkanı Türkiye’yi ziyaret etmediği için kendisini o sıfatla beklediğimizi de söyledik. Kendisi de gelme arzusu olduğunu söyledi.

Farklı düşüncelerimizi gayet açıklılıkla konuştuk. Ne kadar eski ilişkilerimiz olduğunu ifade ettik. Ekonomik ilişkilerimiz 12 milyar euroya gelmiştir. Bütün AB’nin bize verdiği sözlerin arkasında durmasını bekliyoruz. Müzakere süreci bittikten sonra birliğin bazı üyeleri referandum kararı almışlardır. O zaman verecekleri kara ne olursa bunu saygıyla karşılaşacağımız paylaştım. Bu konunu Türk halkı tarafından hassasiyetle takip edildiğini söyledim. Ortadoğu’daki son gelişmeler son derece önemlidir. Orada olup bitenler bizleri yakından ilgilendirmektedir.

Nicolas Sarkozy de yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Türkiye’de bulunmaktan dolayı ne kadar mutlu olduğumu ifade etmek isterim. Türkiye’ye 1992’den beri Fransa Cumhurbaşkanı gelmemişti. Bu çok uzun bir zaman. 19 yıllık paranteze son veren cumhurbaşkanı olmaktan dolayı çok mutluyum. Çok uzun bir zamandır Türkiye’nin uluslar arası planda oynadığı rolü çok önemli buluyorum. Dünyanın istikrar için inisiyatif alan bir Türkiye’ye ihtiyacı var.

NÜKLEERDE SINIRSIZ İŞBİRLİĞİ TEKLİFİ

G-20’de Türkiye’nin desteği bizim çok önemlidir. Ben en önemli G-20 üyelerine çalışma ziyaretleri gerçekleştiriyorum.

Nükleer alanda Türkiye’ye sınırsız bir işbirliği önerdik. Bu da Türkiye’nin istikrarına duyduğumuz güvenini göstergesidir. Fransız demokrasisi açık bir şekilde Türk demokrasinin yanındadır.

MUTABIK OLMADIĞIMIZ MALUM KONU

Mutabık olmadığımız malum bir konu var. Devlet adamları olarak bu konudan bahsettik. Her iki tarafın da kırmızı haklarını anlamaya çalıştık. Ne Avrupa’nın istikrarsılaşmasına gitmeyecek ne de Türk toplumunun küçük düşmesine neden olmayacak uygun bir yol bulmaya çalıştık.

Farklı görüşlerimiz olabilir ama birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

Üyelik ve ortaklık gibi çeşitli konularda, ki ortaklığın olmayacağı Türkiye defalarca söyledi, başka çözümler de bulunabilir.

ORTADOĞU'YU CİDDİYE ALMAK LAZIM
 
Ortadoğu’da çok önemli olaylar olmakta. Bunları çok ciddiye almak lazım. Bugün ülkesini sevmenin ulusal gururun bir anlamının olduğu bir ülkedeyim. Tek bir Türk bile ülkesinin geleceğinin başka kişilerce belirlenmesini istemez. Fransa’ya bu yönden benzer.

AKDENİZ BİRLİĞİ

Ortadoğu’da Arap halkları kaderlerini ele almak istemişlerdir. Bizler eski demokrasiler olarak Mısır halı, Tunus halkı kendi kaderini ele almak istemeseydi ne yapabilirdik.

Akdeniz konusundaki birlik vizyonumu yeniden gündeme getirmenin zamanı geldi. Bir AB konsey toplantısında Akdeniz için birlik konusunun, ki bu karmaşık ve zor bir konu, incelenmesi gerekir. Uzun vadede buna eğilmemiz gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Libya’daki olaylarla ilgili şunları söyledi:

Bütün bölgede çok köklü bir değişiklik yaşanıyor. Liderlerin yapamadığını halk yapıyor aslında. Biz gerek Mısır, gerek Tunus gerekse Libya’da olanları yakından takip ediyoruz.

 

Maalesef Libya’da çok can kaybının olması bizi derinden üzmektedir. Dünyanın kabul edemeyeceği kayıplara izin vermemek gerekir. Orada çok sayıda Türk işadamı, teknisyen ve işçi var. kısa süre içinde 10 bine yakın vatandaşımızı tahliye ettik. Ancak Libya halkının da can güvenliği çok önemlidir.

 

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy:

Türkiye ve Fransa arasında bu konuda bir görüş ayrılığı yok. Fransa olarak bizim tavrımız açıktır. Sayın Kaddafi gitmelidir. Libya halkına olan şiddet kabul edilemez. Libya’ya geniş çaplı bir yardım yapılmalıdır. Fransa çok büyük bir temkinle ve dikkatli bir şekilde silahlı müdahale konusunu düşünmektedir. BM bu konuda toplanmalıdır.

 

TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİ

 

Karar müzakere kararıydı. Üyelikle ilgili bir karar alınmadı henüz. Ben daima müzakerenin faydalı olduğunu düşünmüşümdür. Bir yol alınması gerekiyor.

 

Müzakerelerin durması gerektiğini de düşünmüyorum. Kıbrıs konusunda örneğin hiçbir beyanda bulunmadım. Bizce günün birinde çıkmaz bir yola girmektense konuşmak daha iyidir diye düşünüyorum. Memnuniyetle şunu görüyoruz.: böyle açık bir görüşle dost olarak Türkiye’ye geldim.

 

Her konuda anlaşamayabiliriz. İran konusunda Türkiye’nin oynayacağı çok önemli roller vardır. Farklı kanaatler olabilir buna saygı gösterilir. Bu bir dram değildir. Büyük ülke olmak budur. Türkiye büyük bir ülkedir.

 

Her ülkede kırmızıçizgiler olabilir. Her ülkenin kamuoyu vardır. Anlaşmak için konuşmak gereklidir.


Hürriyet, 25.02.2011

Fransızların Türkiye'ye bakışı değişiyor

Fransız CANAL+ televizyon kanalı tarafından, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin bugünkü kısa Ankara ziyareti çerçevesinde yaptırılan bir kamuoyu araştırmasında, Fransa'da Ankara'nın üyelik perspektifine ilke olarak destek verenlerin oranının, sürpriz biçimde 2002 yılına oranla 6 puan arttığı ortaya çıktı.

NTVMSNBC'nin haberine göre, yapılan araştırma sonucunda Fransa'da şu anda halkın yüzde 36'sının Türkiye'nin gelecekteki AB üyeliğine sıcak baktığı ortaya çıktı.

Bu oran 2002 yılındaki araştırmada yüzde 29 olarak kaydedilmişti. Buna karşılık, Fransızların yüzde 53'ü üyeliğe hâlâ karşı çıkıyor. 2002 yılındaki araştırmada Fransızların yüzde 58'i Ankara'nın üyeliğine karşı çıkıyordu.

SOLCULAR VE ZENGİNLER DESTEKLİYOR
Şubat ayı ortalarında gerçekleştirilen araştırmaya göre, Fransa'da Türkiye'nin olası AB üyeliğine en fazla desteği, eğitimli ve gelir düzeyi yüksek meslek gruplarına mensup olanlar (yüzde 48), sol partilerin sempatizanları (yüzde 47) ve 18-24 yaş grubundakiler (yüzde 45) veriyor. Karşı çıkanların başını ise aşırı milliyetçiler (yüzde 87) ve merkez sağ ve muhafazakar partilerin sempatizanları (yüzde 74) çekiyor.

EN ÖNEMLİ ENGEL KÜLTÜREL FARKLILIK
Araştırma sonuçları, Fransız kamuoyunda Türkiye'nin olası üyeliği önündeki en önemli engellerin "Kültürel ve Dinsel Farklılık" (yüzde 44), "Türkiye'nin Coğrafi Olarak Avrupa Dışında Bulunması" (yüzde 38), "Demokrasiye Yeterince Saygı Gösterilmemesi" (yüzde 32), "AB'de Yeterince Üye Olması" (yüzde 27), "Göç Korkusu" (yüzde 24), "Türkiye'nin Kıbrıs ve Ermeni Meselelerindeki Tavrı" (yüzde 22) ve "Türk Ekonomisinin Yeterince Sağlam Olmaması" (yüzde 16) olduğunu gösteriyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, ülkesinde Türkiye'nin AB üyeliğine şiddetle karşı çıkan lobinin başını çekiyor.
 


Hürriyet, 25.02.2011
 

Sarkozy'den ilginç protokol jesti

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy protokol kurallarını altüst etti. "Cumhurbaşkanı" olmasına rağmen Başbakan Erdoğan ile görüşmek üzere Başbakanlık binasına gitti.
 

Protokol kuralları gereği oysa Sarkozy, Cumurbaşkanı olarak Başbakan'ın üzerinde bir konumda bulunuyor. Bu çerçevede normal uygulama Sarkozy'nin Ankara'da ikamet ettiği otele giderek kendisiyle görüşmesi olurdu.

Oysa Sarkozy görüşme için Başbakan'ın çalışma mekanı olan Başbakanlığa gitti. 

SARKOZY’DEN TÜRKİYE VE ERDOĞAN’A ÖVGÜLER

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Başbakanlık binasına gelişinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından dışarıda karşılandı. İkili, daha sonra baş başa görüşmeye geçmeden önce basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Konuk Cumhurbaşkanı, yaptığı açıklamalarda Türkiye’ye ve Başbakan Erdoğan’a övgüler sıraladı. Başbakan için, “Çok iyi tanıdığım bir kişi, çok saygı duyduğum, takdir ettiğim bir kişi… Çok cesur bir insandır kendisi. Reform ruhunu, içinde taşıyan bir insandır. Samimiyetle söyleyeyim, Fransa’nın G20 Dönem Başkanlığı boyunca sayın Başbakan Erdoğan’la birlikte çalışacak olmaktan dolayı çok mutluyum,” diyen Sarkozy, Türkiye’nin de, uluslararası planda çok önemli rol oynayan bir ülke olduğuna vurgu yaptı ve “Hem tarihi açısından hem kuvveti açısından ve demokrasisi açısından Türkiye, dünyanın dengesine çok şey katabilir” değerlendirmesinde bulundu.

 “TÜRKİYE, DÜNYANIN DENGESİNE ÇOK ŞEY KATABİLİR”

“Sayın Başbakan Erdoğan çok iyi tanıdığım bir kişi, çok saygı duyduğum, takdir ettiğim bir kişi. Cumhurbaşkanı olmadan önce kendisiyle tanışma fırsatı bulmuştum. Çok cesur bir insandır kendisi. Reform ruhunu, içinde taşıyan bir insandır. Samimiyetle söyleyeyim, Fransa’nın G20 Dönem Başkanlığı boyunca sayın Başbakan Erdoğan’la birlikte çalışacak olmaktan dolayı çok mutluyum. Uluslararası para sisteminin reformu ve hammadde fiyatlarının düzenlenişi konusunda, iki büyük konuda, mutabık olduğumuz çok konu var. Ve sayın Başbakan Erdoğan’ın bu konulardaki görüşlerine ve desteğine çok önem veriyorum. Türkiye’de olmaktan dolayı çok mutluyum. Türkiye, uluslararası planda çok önemli rol oynayan bir ülkedir. Bunu, sayın Başbakana sık sık belirtmişimdir. Hem tarihi açısından hem kuvveti açısından ve demokrasisi açısından Türkiye, dünyanın dengesine çok şey katabilir. Bu nedenle ben, Türkiye’nin, daima, İran dosyasında örneğin, katkılarını çok büyük bir memnuniyetle karşıladım. Bu, her konuda ve bu konuda da mutabık olduğumuz anlamına gelmiyor Ama Türkiye’nin yeri ve konumu, barışa çok şey katabilir, buna inanıyorum.”

 “AYNI GÖRÜŞTE OLMADIĞIMIZ KONULARDA ORTAK NOKTALAR BULMAYA ÇALIŞIYORUZ”

“Biz, yaptırımlardan yanayız. Türkiye, yaptırımlar konusunda biraz çekinceli bakıyor fakat her birimiz kendi rolümüzü oynayabiliriz. Ortadoğu’da, gözlerimizin önünde bugün yeni oluşan duruma, dünyaya baktığımızda, henüz de bitmiş bir süreç değildir… Türkiye ile Fransa olarak birlikte çok şey yapacağız. Bu konuda çok muazzam bir potansiyel var. Mutabakat noktalarımız çok sayıdadır. Aynı görüşte olmadığımız konularda da birbirimizle konuşuyoruz ve ortak noktalar bulmaya çalışıyoruz.”

 “İSTANBUL’A, DEVLET ZİYARETİ VESİLESİYLE GELECEĞİM”

“Son olarak da şunu belirtmek istiyorum; gerçekten de İstanbul’a tekrar gidebilmekten dolayı çok mutlu olurdum. Çok iyi tanırım bu şehri. Türkiye’ye bir devlet ziyareti yapmak da büyük bir şeref ve büyük bir mutluluk olacaktır. Türk dostlarıma şunu belirtmek istiyorum; bugün bir çalışma ziyareti çerçevesinde buradayım. Sayın Başbakan’ın Türkiye’de yapacak çok işi var, benim Fransa’da yapacak çok işim var. İstanbul’a gelebilme fırsatını, devlet ziyareti vesilesiyle bulabileceğim.”

"YERE SAĞLAM BASAN ADIMLARI BİRLİKTE ATALIM"

"Bizler aramızda gerek ikili, gerekse heyetler arası bir görüşmemiz olacak. Gerek G20 gerek bölgedeki gelişmeleri değerlendirme, AB sürecini değerlendirme fırsatımız olacak. Tabi ben ailece de kendilerini ülkemizde görmek isterim. Fakat onu daha sonra telafi edeceklerini söylediler. Temenni ederim ki en kısa zamanda onu da gideririz. Türkiye-Fransa arasındaki ilişkiler tabi çok geniş çaplı bir zeminde yürüyor. Gerek NATO’da bulunan iki ülke ve bunun yanında ticari noktadaki ilişkileri de çok güçlü olan iki ülke. Geleceğe yönelik atacağımız adımlar olabilir. Bütün bunlarla birlikte tabi Türkiye’nin tarihten gelen sürecinde, Fransa’nın siyasi noktadaki ilişkileri Türkiye ile çok çok geniş. Temennim odur ki bundan sonraki sürece de, yere sağlam basan adımları birlikte atalım. Özellikle de tabi, bu, geleceğimizi beraber inşa etmenin adımı olacaktır. Ve bu ziyareti, bu noktada önemsiyorum." 

Hürriyet, 25.02.2011
 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.