Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan'dan CHP liderine: "Fırsatçılık..."

Erdoğan'dan CHP liderine: "Fırsatçılık..." 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kaddafi İnsan Hakları Ödülü'nü iade et" çağrısına tepki gösterdi, "Biz Libya'daki vatandaşlarımızın tahliyesi için gece gündüz uğraşırken birilerinin açıklama gibi, ödül gibi küçük meselelere takılması sorumsuz olduğu kadar tehlikelidir. En hafif tabiriyle fırsatçılıktır, sorumsuzluktur, seviyesizliktir" dedi.
 
Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Kaddafi ödülü tartışması:
- Libya'da bana tevdii edilen ödül ne ödülüdür? Niçin verilmiştir? Filistin meselesine duyarlılığımız, o konudaki çabalarımız, Filistin halkı için çırpınışımız için tevdi edilmiştir. Libya'da verilen ödül, Filistin davasına yaptığımız katkılar sebebiyle, halkların sevgisinin bir sonucu olarak verilmiştir.

- Ben ödülü alırken bir konuşma yaptım. Orada bulunanlara şunları açık açık ifade ettim. Ne dedim? Bunun değerlendirmesini yapmayıp, kalkıp da bu ödülü geri ver diyenler, hangi maksada niyet ettiklerini düşünüyorlar mı?

Sözlerimin bir kısmını tekrar etmek istiyorum. Ve bunu o gün konuşuyorum:

"Savaşlar, çatışmalar, afetler, zulümler gizli kalmadığı gibi, insan hakları, evrensel değerler, demokratik haklar da artık gizli kalmıyor. Yerele sıkışmıyor. Bize düşen, tarihimizden, medeniyetimizden, inançlarımızdan aldığımız ilhamla, evrensel insan haklarını herkesten önce bizim kendimizin hayata geçirmesidir. Bu noktada kendimizi özeleştiriye tabi tutmayı hayati derecede önemli görüyorum. İslam coğrafyasının, yoksullukla, insan hakları ihlalleriyle anılıyor olması, aynı şekilde inançlarımıza yönelik açık bir haksızlıktır. Bu sorunları gidermek, hepimize düşen ahlaki ve siyasi bir görevdir. Bu gerçekleri görüp, üzerine kararlılıkla gitmek zorundayız."

- Ben bu sözleri, bu düşüncelerimi bulunduğum her platformda bile getirdiğim gibi Libya'da samimiyetle dile getirdim. Biz Libya'daki vatandaşlarımızın tahliyesi için gece gündüz uğraşırken, diplomatik kanallardan vatandaşlarımız için görüşmeler yaparken, vatandaşlarımızın güvenliğini en üst seviyede gözetirken, birilerinin hükümete, açıklama gibi ödül gibi küçük meselelere katılması sorumsuz olduğu kadar açıkçası tehlikelidir. Buradan siyasi rant elde etme çalışmasına girmek fırsatçılıktır, seviyesizliktir. Libya'da olaylar vuku bulur bulmaz, birilerinin ödül meselesine takılması, küçük hesapların içine girmesi dikkat çekicidir. Ben bunları milletime havale ediyorum.

Libya'daki Türklerin tahliyesi:
- Şu ana kadar uçaklarla, oradaki vatandaşlarımızı Türkiye’ye geri getirme çabasındayız. Şu anda binin üzerinde vatandaşımızı tahliye ettik. Bugün aynı zamanda, TSK’nın İskenderun gemisi, İBB’nin İDO’dan iki tane deniz otobüsü bunlar da bölgeye inşallah öğleden sonra ulaşacaklar. Onların yanında, bütün tedbirleri aldık, hücumbotlar da onlarla birlikte.

"Çığırtkanlar... "

- Çünkü orada bizim bir vatandaşımızın burnunun kanaması, beklenmeyen bir durumun olması, herhalde bu çığırtkanları çok farklı bir hale getirir. Mısır’da da aynı hatayı gösterdik. Fakat oradaki sayı çok azdı ve süratle tahliye edebildik.

"Kaddafi ile iki kez görüştüm"

- Benim Kaddafi’yle tahliyeler için iki görüşmem oldu. Uçakları gönderin dediler. Ama kulede kimse olmadığı için inişe izin verilmedi. Yedek havaalanı için düşündüğümüz Tripoli'ye inmek de mümkün olmadı. Bu sebeple uçaklarımızı geri çekmek zorunda kaldık. Aynı şekilde denizden de İskenderun gemisi ve iki tane deniz otobüsü onlarda bugün orada olacaklar.

- Gıda noktasında, su, ilaç konusunda ilişkilerimiz devam ediyor. Bazı şeyler bilinir bilinmez konuşuluyor. Sıkıntılar var tabi. Ama buna rağmen, tamamen aç-susuzlar diye birşey yok.

"İnsaf dışı müdahale... "

- Demokratik taleplerini dile getirenlere karşı, insaf dışı müdahalelerin yapılması şiddet sarmalını büyütür diyorum. Şiddetin daha büyük gelişerek artarak Libya’nın geneline yayılması tehlikelidir. Libya kardeş bir ülkedir. Kardeşin kardeşi öldürmesi kan dökmesi bizim en büyük ızdırabımızdır.

"Rol, şov yapmadık"

- Libya’daki bulunan Türklerin hayatları ve hakları, kardeş Libya halkına emanettir. Yönetimin veya göstericilerin bu hassasiyetlerimizi çok iyi anlamalarını bekliyoruz. Biz Tunus ve Mısır’daki olaylar sırasında rol yapmak, şov yapmak için değil, tamamen insani kaygılarla, ilkelerimizle hareket ettik. Ne kimsenin içişlerine karıştık ne de tepkisiz kalmayı tercih ettik. Biz canla, hayatla, haklarla ilgiliyiz.

- Dünyanın neresinde olursa olsun, özgürlüklerin ortadan kaldırılmasına karşıyız. Ertelenemez değişim talepleri gerçekleşsin istiyoruz. Hele halkına şiddet uygulayan, talepleri bastırmak isteyen hiçbir yönetim istikrarını koruyamaz. Biz bölgemizde hem istikrar güven istiyoruz. Hem de özgürlüklerin karşılanması gerektiğini savunuyoruz. Bundan sonra da hakkı hukuku evrensel değerleri savunmaya devam edeceğiz.

- Tekrar ediyorum. Önceliğimiz vatandaşlarımızın da bu coğrafyadaki halkların güvenliğini bu şekilde anlamasıdır. Bu güveni tesis etmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bu olaylar siyasi rant elde etme çabası, hükümeti yıpratma çabası, vatandaşlarımızın canını tehlikeye atacağı gibi, yangından mal kaçırma gayreti tezahürüdür. Biz oradan can kaçırma derdi içinde olacağız.

Medya ve muhalefete eleştiriler:
- MHP’ye bakıyorsun öyle. CHP’ye bakıyorsun öyle. Muhalefetle bu durumda bile tek ses olamıyoruz. Yandaş ve candaş medyasına bakıyorsun o da aynı. Sorumlu davranmak diye birşey söz konusu değil. Büyük bir ülkenin muhalefeti gibi, aydınları gibi, medyası gibi kendilerini davranmaya davet ediyorum.

Anayasa fırlatma krizi:
- Bir Cumhurbaşkanı Anayasa kitabını aldı o günün iktidarının suratına fırlattı. Başbakan demiyorum, çünkü koalisyon hükümeti vardı. Şimdi Bahçeli, Mersin'de halka hitap ediyor. Şu ifadeleri kullanıyor: "Alnımız açık. Başarıda öpülmek üzere. Ensemizde açık. Başarısızlığımızda tokat atılmak için. İktidara talibiz." Yine Mersin’de şunları söylüyor: Milletimizin bir özelliği vardır. Eğer birisi bir iş başarmışsa halk onu alnından öper, onu takdir eder. Ama bir işi de başaramamışsa, onun da ensesine tokat atar."

"Bahçeli ensesine yediği tokadı belli ki hatırlamıyor"

- Öncelikle Sayın Bahçeli’yi aziz milletimizin bu hakemliğine bıraktığı için tebrik ediyorum. Gerçekten de bu millet kendisine hizmet edeni alnından öpmüş, emaneti yere düşürenleri de asla affetmemiş. Seçim sandığında MHP liderinin deyimiyle ensesine tokadı vurmuştur. Ancak MHP lideri bir defa denenmek istiyoruz derken, 2001 yılında iktidar ortağıyken, ülkeye ödettiği bedeli, ardından da 2002 seçimlerde ensesine yediği tokadı belli ki hatırlamıyor, hatırlamak istemiyor.
 
cnnturk.com, 22.02.2011

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.