Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Bahçeli tutuklu komutanların eşlerini uyardı

Bahçeli tutuklu komutanların eşlerini uyardı

Bahçeli, "Silahlı Kuvvetler mensuplarından tutuklananlar olmuştur ancak bunların ailelerinin eylemvari bir davranışını tasvip etmiyorum. Herkes gibi onların da sabırla beklemesi gerekir. Yanlış eylemlerle yanlış propagandalara alet edilerek, bugünkü siyasi iktidarı yine halkın gözünde masum gösterme durumuna tekrar düşmemek lazım" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mersin'in Bozyazı ilçesindeki parti teşkilatını ziyaretinde vatandaşlara hitap ederek, seçimlerin güvenli bir ortamda yapılması gerektiğini söyledi. Bahçeli, “Önemli bir gerekçeniz yoksa, mutlaka sandığa gidin. Gönlünüzden ne geçiyorsa, neyi nasıl görüyorsanız ya 'iktidara devam' deyin ya da iktidarı değiştirin. Bu kapsamda önümüzde bir yol ayrımı var” diyerek vatandaşların sandığa gitmelerini istedi. 

Türkiye'yi 8 yıldan bu yana AK Parti'nin yönettiğini, bu süreçte hiçbir siyasi partiye nasip olmayan sayısal çoğunlukla temsil edildiğini ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:
“Seçim beyannamelerinde vatandaşlarla konuşurken, vatandaşa neyi yapacağını vaat etmişse bunu yapmaya muktedir bir siyasi iktidardır. Çünkü anayasa değişikliğini dahi tek başına yapabilecek bir gücü var ama 8 yıl içerisinde millet sosyal ve ekonomik yönden sorunları aşıyor mu, insanın mutluluk ve refahı artıyor mu? Muz ve narenciye üreticilerinin durumunu ne hale getiriyor? Bunu artık ölçmek, biçmek size kalmıştır. Sizden istediğim de budur. 

Eğer 8 yıl önceki halinizden memnunsanız 'devam' edin ama memnun değilseniz, baş aşağı etmesini de bilin. İktidar bu süreç içerisinde, Türkiye'de bir gerilim strateji takip etmiştir, çatışmayı artırmıştır. Bugünkü iktidar Türkiye'yi cephelere ayırmıştır, zaman zaman da çatışmayı arzulamıştır. Bundan da kendi iktidarının devamını umut etmiştir. Başbakan göreve geldiği günden beri 36 etnik gruptan bahsediyor. Bunu sayarak nereye varmak istiyorsun Sayın Başbakan? Dilinin altında ne varsa söyle ama daha ileri demokrasi ve refah gibi insanlığın aradığı kavramların altına saklanarak, Türkiye'yi kamplara ayırmaya ve çatışmaya yöneltmenin kimseye faydası olmayacak. 

Bunu neden yapıyorsun? Sana da bir faydası olmayacak. Yörüklere, Türkmenlere sesleniyorum; Misak-ı Milli sınırlarının değişmesi mümkün değildir, kardeşliğin bozulması mümkün değildir. Yörüklerin ayranı kabarmamıştır, bir ayran kabarırsa bunun önünde ne ABD kalır, ne AB kalır ne de AKP kalır. O sebepten dolayı ülkeyi yönetenlerin çok dikkatli olması lazım. 36 etnik gruptan ne istiyorsunuz sorusunu sormamız lazım. Bunu körüklemek için kendi ailesinden örnek veriyor. Ne olursan ol sana soran mı var? Eşin Arap, sen Gürcü, peki oğlun Bilal'e ne diyeceğiz biz?”

“TUZAK VARSA NE YAPACAĞIZ?”
Toplumların her geçen gün ayrıştırıldığını iddia eden Bahçeli, “İnsanları ayırmaktan ne istiyorsun, 'Kürt müsün, yoksa Türk müsün' diye sorar olduk. Eskiden bu var mıydı? Çocuklar birbirlerine gönül vermiş, dünürcü geliyor, 'nerelisin' gibi sorular soruluyor. Bunun nedeni ne? Kürt mü yoksa Türk mü o öğrenilmeye çalışılıyor. Bugüne kadar kardeşlik vardır. Bunu niye bozmaya çalışıyorsun?” dedi. 

Bahçeli, şöyle devam etti:
“İmralı canisi söylüyor 'ben burada tekim, canım sıkılıyor', tutup 4 tutuklu gönderiyor, üstüne bir de top gönderiyorsunuz? Neymiş efendim, canı sıkılmayacakmış. Şimdi de kalkın 'beni ev hapsine alın' diyor. Yani muhteremi getirecekler, eve yerleştirecekler sonra da uzaktan izleyecekler. Oradan oturuyor, 'benimle müzakere edin, 1 Marta kadar dediğimi yapın' diyor. Ne olacak dediği olmazsa, militanlarını gönderecekmiş. Kandil'e talimat gönderiyor, Diyarbakır'da toplantılar düzenletiyor. Demokratik açılım denilen yıkım politikasıyla dediklerini yavaş yavaş yapmaya başlıyorlar. 

Anayasa değişikliğini yapmak istiyorsun, o zaman açıkla ne yapacaksın? 'Seçimden sonra' diyor. Burada tuzak varsa ne yapacağız? 'Anayasa değişikliği' dedin, saf milletim de sana inandı, tek başına iktidar yaptı. Ya tekrar geldiğinde iki dilli hayatı getirip, Türkiye'yi bölmeye çalışırsan ne olacak? Tunus'taki, Mısır'daki gibi olaylar çıkacak. Sen bir uçağa atlar gidersin de Kürt ile Türk arasında çıkan iç çatışmanın sonu ne olur? Bunu düşünüyor musun? İktidara tahammül ederken, kardeş çatışmasına tahammül edemezsin.”
Vatandaştan seçimlerin bu yaklaşım kapsamında değerlendirmesini isteyen Bahçeli, “Bugünkü iktidar yıpranmış, ülkeyi yönetemez hale gelmiştir. İktidar kendisinden hesap sorulmasını engellemek için tekrar iktidar olmak istiyor. Yüce Divana gitmeyi engellemenin hesabını yapıyor. Öte yandan da 'acaba Cumhurbaşkanı olursam Yüce Divana gitmeyi öteler miyim?' diye onun hesabını yapıyor” diye konuştu. Bahçeli, konuşmasının sonunda üç dönemlik iktidara talip olduğunu yineledi. 

TUTUKLU KOMUTANLARIN EŞLERİNE DESTEK VERMEDİ
Mersin'in Bozyazı ilçesinde, Belediye Başkanı Mehmet Ballı'yı makamında ziyaret eden Bahçeli, ziyareti sırasında bir vatandaşın Anamur'un il olmasıyla ilgili talebi üzerine Bahçeli, MHP milletvekillerinin “İki İlçe ve Anamur Adıyla Yeni Bir İl Kurulmasına İlişkin Kanun Teklifi” verdiğini, ancak yeterli oya sahip olamadıkları için konunun TBMM İçişleri ile Plan ve Bütçe komisyonlarında beklediğini bildirdi.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bahçeli, Hasdal'daki muvazzaf subayların Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşener tarafından ziyaret edilmesinin hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti: 

“Buna saygı duymak lazım. Herhangi bir arkadaşınız başına böyle bir şey gelse, siz ziyaretten kaçınır mısınız? Genelkurmay Başkanı ve komutanlar, arkadaşlarını ziyaret ediyor, geçmiş olsun diliyor. Bundan da anlam çıkardığınız takdirde, Türkiye çok daha karmaşık bir hale bürünebilir. Olayları saygı ile karşılamak lazım. Bunlar da Genelkurmayın bir dayanışması ve birlikte mücadele azmi olarak değerlendirmek gerekir.”

Devlet Bahçeli, bazı komutan eşlerinin Anıtkabir'i ziyaret etmesine ilişkin soruya da “Bu suçlamayı iktidarın dışındakilerin yapması gerekir. Çünkü, iktidar yargıyı ele geçirme, AKP'leştirme, yargıya müdahale yoluyla sonuç almaya çalışan bir iktidardır. Bunların şikayet hakkı yoktur. Ancak, demokrasinin daha işler hale gelmesi için darbe zihniyetinin toplumdan uzaklaştırılması gerekir. Bununla ilgili bir iddia varsa ki var, bununla ilgili yargı başlamıştır. Her gün, dava üzerine bilen bilmeyen basın mensupları veya siyasi kişilerin konu üzerinde yorum yapması doğru değil. Silahlı Kuvvetler mensuplarından tutuklananlar olmuştur ancak bunların ailelerinin eylemvari bir davranışını tasvip etmiyorum. Herkes gibi onların da sabırla beklemesi gerekir. Yanlış eylemlerle yanlış propagandalara alet edilerek, bugünkü siyasi iktidarı yine halkın gözünde masum gösterme durumuna tekrar düşmemek lazım” şeklinde yanıt verdi. 


SİVAS OLAYLARINI NİYE ARAŞTIRMIYORSUN
Son 8 yılda milli devlet ve üniter yapının tahrip edildiğini, sosyal dokunun sarsıldığını iddia eden süren Bahçeli, şöyle dedi:
“Türkiye, bir gerilim stratejisi ile karşı karşıya. İnanlar inanmayanlar, laikler laik olmayanlar, ilericiler gericiler, buna benzer çok fazla ayrımcılık. Ama bunlardan iki tanesi var ki, çok büyük tehlike. Bunlardan biri etnik temelli bölücük, diğeri mezhep ayrımcılığı. Kimse bu ülkeyi 36 etnik kökenle dilim dilim edemez. Sayın Başbakan hep bunları kaşıyor. Bunların üzerinden siyaset yapıyor. 

Geçmişte Kahramanmaraş, Çorum ve Sivas olayları olmuş. Kim yapmış, kim? Şimdi tek başına iktidarsın. Ergenekon'u, Balyoz'u araştırıyorsun. Sivas'ı niye derinine kadar araştırmıyorsun? Ama ne zaman MHP biraz öne çıksa, faşistlikle, ırkçılıkla suçluyor. MHP olmasaydı, soğuk kanlı davranmasaydı, bölücü terörün oyununa düşmemek için çaba göstermeseydi, Türkiye'nin bugünkü hali ne olurdu? MHP'nin, vatanperverliğine ve millete olan saygısına sen otur da dua et. Yoksa bu dinamizm ve kararlılık, başka bir niyete yönelmiş olsaydı senin saltanatın 8 yıl sürmezdi.” 

Halkın herkesi iktidara taşımaya veya iktidardan indirmeye gücünün yeteceğini dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:
“Başarısızlığını 'beni millet getirdi' diyerek milletin sırtına yükleme. Seni millet getirmiştir, doğrudur. Ama 2011 yılında tekrar götürmeyeceğini neden bilmiyorsun? Buradan sesleniyorum, bu sese kulak ver. Karşılığında ses ver Anamur ve Türkiye. Şimdi düşünün uzun yıllardan beri bölücü terör faaliyeti var. Bunlar iç ve dış odaklı. Şu an her şey gözler önünde cereyan ediyor. Hepsini düşünün ve yeni bir iktidarı destekleme kararı alın. Bu iktidar çürümüştür, tükenmiştir, yıpranmıştır. Yapacağı bir şey kalmamıştır. 3. kez iktidar olmaları, Recep Tayyip Erdoğan'ı ve hanedanlarını kurtarır. Onun haricinde size getireceği bir fayda, aş yoktur. Hal böyle olunca bu iktidar gitmeli. Siz de yapılacak seçimleri iyi değerlendirin.”

Radikal, 20.02.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.