Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Gül’den uyarılar

Gül’den uyarılar

CUMHURBAŞKANI Gül’le Tahran’a uçuyoruz. Mısır’da halk ayaklanmasının diktatörlüğü devirdiği bir konjonktürde önemli bir gezi... Sorularımıza cevaben Gül’ün söyledikleri bazen açık dille, bazen diplomasi üslubuyla yapılmış uyarılar aslında...
Mısır hakkında konuşurken bölgedeki bütün antidemokratik rejimleri eleştirdiği ve uyardığı belli:
- Halkın birikmiş, bastırılmış tepkisinin dışavurumudur bu. Sadece Mısır’da değil, bütün İslam dünyasında demokrasi ve reform yönünde değişime ihtiyaç var...
Ve Cumhurbaşkanı, sözlerine yine anlamlı cümlelerle devam ediyor:
- Liderlerin öncülük etmediği reformları böyle, halk yaptırtıyor...
Anlamı son derece açık sözler... İran yolunda giderken belirli ülkeleri mi kastediyor?
- Genel olarak söylüyorum. Bütün ülkelerin alacağı dersler var.

Mısır’a övgü
Cumhurbaşkanı Mısır medeniyetinden, Mısır halkından övgüyle bahsediyor:
- Mısır büyük bir medeniyet, onurlu bir halkı var. Fakat halkın onuru çok zedelenmişti. Çünkü Mısır gibi büyük bir ülkenin uluslararası platformdaki yeri bu olmamalıydı, daha yükseğine layıktı. Mısır bölgede güçlü olmalıdır. Ama görüyorsunuz, çürük bir sistemle güçlü devlet olunamıyor.
Cumhurbaşkanı, Mısır ordusunun tavrından memnun ama “zaruri” tavsiyeleri var:
- Mısır Silahlı Kuvvetleri kan dökülmesini önledi. Anayasal cumhuriyete ulaşmak için süratle güvenilir seçimlere gidilmeli. Seçimler yargı denetiminde ve uluslararası kabul edilebilirlikte bir seçim olmalı. Mısır güçlü bir medeniyet, yetişmiş elitleri, entelektüelleri var. Demokrasiyi başarır ve başarırsa daha güçlü olur.
Dikkat ettim, Gül, Türkiye’nin etkisinden bahsederken “model” terimi kullanmıyor, “ilham kaynağı” diyor. Ortadoğu’da entelektüellerin bundan etkilendiğini söylüyor.

İran’a sitem
Gül’e soruyoruz: Türkiye, İran’a ambargo konmasın diye adeta seferber oldu ama İran Türkiye’ye ekonomik engeller çıkarıyor, değil mi?
Gül’ün cevabı:
- Doğru, haklısınız, ticari ilişkilerimizde bazı engellerle karşılaşıyoruz. Görüşmelerimizde kendilerine bunu söyleyeceğim, ‘ABD ambargosuna gerek yok, sizin kendi ambargonuz, kendi bürokrasiniz yeter’ diyeceğim.
Türkiye’nin en büyük enerji tedarikçisinin İran olduğunu, dış ticaretimizin açık verdiğini, ticaretimizi geliştirmek zorunda olduğumuzu belirten Cumhurbaşkanı, bir sitemde daha bulunuyor:
- Ama enerji konusunda İran’la bazı sorunlarımız var. Görüşmeler sürüyor, henüz neticeye ulaşılmış değil.

Dostluk ve ambargo
Gül, Türkiye-İran dostluğunu anlatıyor:
- Batılılara da söylüyorum, bizim İran’la sınırımız 1639 Kasrı Şirin Anlaşması’yla çizildi, o zaman Amerika yoktu... İran’da Farsçadan sonra en çok konuşulan dil Türkçe... Köklü sebepler olmasa böyle asırları tutan dostluk olur mu?
Tamam da, ABD ve Batı, İran’a ambargo uygularken siz 100’e yakın işadamıyla adeta çıkarma yapıyorsunuz! Bunun anlamı nedir?
- Avrupa ülkeleri pragmatizm adına neler yapıyor, bir bakın; bizden çok ticaret yapıyorlar. Hem de şirket tabelasını değiştirmek gibi birtakım ticari yollarla... Önce kendilerine baksınlar...
Gül, İran’la ticari ilişkilerimizde nükleer-ilişkili ve ambargo kapsamında hiçbir kalem bulunmadığını, her ülkeyle Türkiye’nin “açık şeffaf” ilişkiler geliştirdiğini söylüyor.

Yargı sorunları
Gazeteciler bu konuyu sorunca Gül düzeltiyor:
- Cumhurbaşkanı’nın yetkisi kanunları onaylamak değil, yayımlanmak üzere Resmi Gazete’ye göndermek veya göndermemektir...
Çankaya’da güçlü bir hukuk bürosunun bulunduğunu, Yargı Reformu Yasası’nı ve ilgili görüşleri bu büroya incelettirdiğini, ona göre imzaladığını söylüyor.
Gül, bu sene ceza yargısında 25.000 dosyanın zamanaşımına uğradığını, bunun 4-5 yılda 200.000’e çıkacağını anlatıyor...
- Bakın, Kemal Türkler davası zamanaşımına uğradı... Genç bir kızın başını testereyle kesen, 6 yıl sonra tahliye edildi!.. Yargıyı da suçlamayın, bizde yüksek yargıdaki dosya sayısı, AB ülkelerinin toplamındakinden fazla... Yüksek yargı ne yapsın?
Hizbullah davasındaki tahliyeler konusunda şunları söylüyor:
Bu kadar yük altında Yargıtay ne yapsın? Dosya kendilerine Ekim’de gelmiş.
Cumhurbaşkanı, Balyoz tutuklamaları konusunda konuşmuyor, “görülmekte olan dava” sebebiyle...

Taha Akyol, Milliyet

14.02.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.