Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Demokrasi tesis edilmeli

Demokrasi tesis edilmeli

Başbakan Tayyip Erdoğan, “Şu aşamadan itibaren, Mısır’da kaosa, istikrarsızlığa, özellikle de tahriklere müsaade edilmeden, bir an önce adil ve serbest seçimlere gidilmeli, Mısır’da anayasal demokrasi tesis edilmelidir” dedi.
 

Erdoğan, Sakarya’da 54 ayrı eser ve hizmetin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, özetle şunları söyledi:

Sakarya’dan Nil’e

- Mısır her zaman kendilerinin huzurunu isteyen bir Türkiye olduğunu biliyor, bilmelidir. Her zaman Mısır’ın huzurunu istedik, bundan sonra da Mısır’da huzuru, istikrarı, iç barışı desteklemeye devam edeceğiz. Buradan, Sakarya Nehri’nin kenarından Nil Nehri’ne, Sakarya’dan Kahire’ye, Türkiye’den Mısır’a, kardeş Mısır halkına şahsım ve Türk milleti adına selamlarımı gönderiyorum. Yeni dönem Mısır için hayırlı olsun, Allah kardeş Mısır halkının yar ve yardımcısı olsun diyorum.

Seçkinci değiliz

- 12 Eylül’de ileri demokrasi, hukukun üstünlüğü diye haykıran bir halk olarak, Mısır’a biz sadece kardeşçe tavsiyelerde bulunduk. Mısır’daki olaylara, Mısır halkının taleplerine, birilerinin yaptığı gibi seçkinci yaklaşmadık. Mısır halkının taleplerine, ‘Demokrasiyi hak etmiyorlar, demokrasiye hazır değiller’ gibi üsttenci, ayrımcı bir anlayışla bakmadık.

- Şu aşamadan itibaren, Mısır’da kaosa, istikrarsızlığa, özellikle de tahriklere müsaade edilmeden, bir an önce adil ve serbest seçimlere gidilmeli, Mısır’da anayasal demokrasi tesis edilmelidir. Mısır halkının iradesi, şaibesiz ve şüphesiz bir biçimde sandığa yansımalıdır. İnanıyorum ki bu geçiş süreci başarıyla geride bırakılacak, Mısır bu süreçten daha da güçlenmiş şekilde çıkacaktır.

- Son zamanlarda bazı grupçuklar çıkıp bizimle ilgili olarak yaptıkları bazı gösterilerde, ‘Mısır halkının sesinin dinlenmesini istiyorsun, ama siz burada Türk halkının sesini dinlemiyorsunuz’ diyorlar. Bir defa elmayla armutu birbirine karıştırmayalım. Elma elmadır, armut armuttur. Bir defa şunu bileceğiz. Türkiye’de demokratik noktada bir sıkıntı mı var? 12 Haziran geliyor. Ey anamuhalefet, yandaşlar onunla, candaşlar onunla. Demokratik mücadeleni ver, sandık geliyor, eğer benim milletim sana sandıkta iktidarı veriyorsa, biz başımız gözümüz üstüne, hemen görevi zaten vereceğiz.

Adaletli sistem

- İdeolojik kararlar veren, ‘Onama mı istersin, bozma mı’ diyerek, vicdanının sesini değil, başka odakların sesini dinleyen, bizim dosyamızı öne alıp rekor sürede karara bağlarken, başka dosyaları yıllarca bekletip zanlıları serbest bırakan bir yargıdan, hızlı çalışan, vicdanıyla karar veren, milleti tatmin eden, adaleti tesis eden bir sisteme geçmek istiyoruz. İşte ben yaşadım, benim hakkımda 24 saatte Yargıtay karar verdi. O zaman oluyor. Erzincan ile ilgili davada anında veriyorsun kararı. Sayın Erbakan ile ilgili 5 günde veriyorsun. Diğerlerini 10 senede niye bitirmediniz arkadaş?

Biz yargı mıyız

- Ondan sonra faturayı gelip niye bize kesiyorsunuz. Biz yargı mıyız? Biz yasamada görevliyiz, biz yürütmeyiz. Bizim görevimiz bu, yargı değil. Bu kararı biz vermeyeceğiz, siz vereceksiniz. Onun için günahı bizim üzerimize atma, yükleme gayretine girmeyin. Alternatif getiremezler, yapıcı eleştiri yapmazlar. ‘Öyle olmasın, şöyle olsun’ demezler. Sadece ‘olmaz’ derler. Sadece karşı çıkarlar. Biz bunlara 8 yıldır aldırmadık, bundan sonra da aldırmayacağız.
 

Hürriyet, 13.02.2011

Başbakan çok sert: "Pisliklerinizi temizliyoruz! 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefeti "Biz sizin pisliklerinizi temizliyoruz" sözleriyle eleştirdi. Erdoğan, "Onlar borçlandı biz ödüyoruz. Şimdi çıkmış hesap soracağız diyorlar" dedi.
 
Başkana Erdoğan, Ordu Dernekler Platformunca Bağcılar Spor Salonu'nda düzenlenen 3. Ordulular Sevgi Şöleni'nde yaptığı konuşmada, 12 Eylül'ün hemen ardından, "hayır" diyen yüzde 42'yi de anlama çabası içinde olacaklarını, samimiyetle empati kurma gayreti içinde olacaklarını ilan ettiklerini söyledi.

İstanbul'da yüzde 45'i, Ordu'da yüzde 46,5'i anlamak için içtenlikle çalışacaklarını ifade ettiklerini belirten Erdoğan, "Bu ülkenin en büyük gücü tarihidir, kültürüdür, medeniyet birikimidir. Bu ülkenin en büyük zenginliği renkliliğidir, farklılığıdır, çeşitliliğidir. Bu ülkenin en büyük potansiyeli birliğidir, kardeşliğidir, dayanışması, paylaşmasıdır. İşte 8 yıldır bu gücü harekete geçirmek, bu zenginliği işlemek, bu potansiyeli açığa çıkarmak için çalışıyoruz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, göreve gelmeden önce Ziraat Bankasının çiftçiye yüzde 59 faizle kredi verdiğini, kendilerinin bunu yüzde 5'e indirdiklerini hatırlatarak, esnaf ve sanatkara ise yüzde 46 faizle verilen kredi oranını yüzde 5'e indirdiklerini, yüzde 5'ini de kendilerinin karşıladığını kaydetti.

Bütün bunlar bu şekilde ortadayken muhalefetin ikide bir ortaya çıkıp "Faiz zulmü bu dönemde var" demesinin manidar olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsaf edin. Yüzde 59 faizle Ziraat Bankası kredi veriyordu, şimdi yüzde 5. Devletin borçlanma faizi bizden önce yüzde 64 idi, şimdi devlet yüzde 7 ile borçlanıyor. Fark bu. Ah benim Ordulu kardeşim, biz geldik Merkez Bankasının döviz rezervi 27 milyar dolardı. Hani milliyetçiler diyor ya 'biz şöyle milliyetçiyiz, böyle milliyetçiyiz'. Şu anda Merkez Bankasının döviz rezervi altınlar hariç 82 milyar dolar. 27 milyar dolar nere, 82 milyar dolar nere, nereden nereye gelmiş.

Aynı şekilde IMF. Hani diyorlar ya artık gidiyoruz şöyle böyle. Gittiniz bizden önce 30 milyar dolar borç aldınız. Bize 23.3 milyar dolar borçla devrettiler IMF'yi. Şimdi IMF'ye borç 5.7 milyar dolar. Nereden nereye. Onlar borçlandı biz ödüyoruz. Soruyorum sizlere, şimdi çıkmış birileri ana muhalefeti, yavru muhalefeti şunu söylüyor, 'gelince şöyle soracağız, böyle soruşturacağız' yani sizin pisliklerinizi temizliyoruz be pisliklerinizi, onları temizliyoruz.

230 milyar dolar milli geliri olan bir Türkiye şu anda 730 milyar dolar milli geliri olan bir Türkiye. Bu yolsuzluklar olsaydı sizin pislikleriniz temizlenebilir miydi? O borçlar verilebilir miydi? Merkez Bankası bu noktaya gelebilir miydi? 6 bin 100 kilometre duble yol varken kalkıp da 13 bin 600 kilometre duble yol yapılabilir miydi? 79 senede 6 bin 100 kilometre duble yol, 7 senede 13 bin 600 kilometre duble yol. Sevgili kardeşlerim, durum ortada. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz yatırımlarla konuşuyoruz, olay budur. Fazla lafa gerek yok."
 
 
cnnturk.com, 13.02.2011

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.