Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > İstikbalimiz bu maddelerdedir

İstikbalimiz bu maddelerdedir

Hükümet ve muhalefet anayasa hazırlıklarını kamuoyuyla paylaşmıyor oysa Türkiye’nin geleceğini yeni Anayasa’da vatandaşlık tanımı, hak ve özgürlükler gibi temel maddelerin nasıl yazılacağı belirleyecek
 

Cumhurbaşkanı Gül, hazirandaki genel seçimler sonrasında Türkiye’nin “en önemli” gündem maddesinin yeni Anayasa’yı hazırlamak olacağını açıkladı ve hazırlanacak metne ilişkin temennisini de “Kısıtlayıcı değil, özgürleştirici bir anayasamızın olması lazım. Önümüzdeki yüzyılın anayasası olması lazım” diye ifade etti.

Abdullah Gül, iki gün önceki bu açıklamasıyla, yeni anayasa konusunda siyasi parti liderlerinin çoğundan daha fazla ve daha net konuşmuş oldu, zira AKP de muhalefet partileri de, yeni anayasa konusundaki temel görüşlerini kamuoyuyla paylaşmaya yanaşmıyorlar. İktidar cephesi, Başbakan Erdoğan bu konuda ettiği genel nitelikli sözlerle ve 2007’de hazırlanmış bir anayasa taslaklarının zaten olduğunu söylemekle yetinerek, “2011’de seçmenden bu anayasa için oy isteyeceğim” diye net bir teklifle sandığa gitmeye yanaşmıyor. MHP, anayasa taslağını seçimden önce açıklama niyeti olmadığını bildirdi. BDP anayasa konusundaki temel önerilerini şubatta sunacak. CHP’den ise ‘tık’ yok. Taraf, dört buçuk ay sonra sandığa gidecek olan seçmenin, partilerin “Nasıl Bir Anayasa” sorusuna verdikleri yanıtı bilmeyi hak ettiğini düşünüyor. Bu hakkın yerini bulması için, partilerin dört başı mamur, kendi içinde kesinleşmiş anayasa taslakları ortaya koyması şart değil. Otuz yıldır darbe anayasasıyla yönetilen Türkiye’nin yeni sivil anayasasının niteliğini, bazı temel konulara nasıl yaklaşılacağı belirleyecek. Siyasi partilerin sadece şu sorulara açıkça cevap vermesi bile, “Nasıl Bir Anayasa” istediklerini seçmene göstermeye yetecek.

BAŞLANGIÇ: 1982 Anayasası’nın başlangıç kısmını ne yapacaksınız? Bu kısımdaki ayrımcı ifadeleri, ideolojik paradigmaları koruyacak mısınız? Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilkelerin değiştirilmesinden ya da en azından değiştirilmesinin teklif edilebilmesinden yana mısınız?

VATANDAŞLIK: Anayasa’da vatandaşlığı nasıl tanımlayacaksınız? “Türk” ifadesini koruyacak mısınız? Yoksa 1876 ya da 1924 örneklerinde olduğu gibi, ırk ve milliyet yerine, hukuki temelde bir vatandaşlık tarifini mi tercih edeceksiniz?

HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER: Anadilde eğitimi, örgütlenme özgürlüğünü sınırlandırma işlevi gören ifadeleri Anayasa’dan silecek misiniz? Bu alana dair genel düzenleyici kuralların, yargı kararları ve içtihatlarla sınırlandırılmasının önüne geçecek şekilde, bu konuda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin en yüksek referans olduğunu net bir şekilde ifade edecek misiniz?

DİN VE VİCDAN HÜRRİYETİ: “İnanmainanmama, ibadet ve dinini öğretmek” olmak üzere üç ayaktan oluşan din ve vicdan hürriyetini güvenceye alacak şekilde, devletin bu hürriyet karşısında engelleyici değil, koruyucu bir misyon üstlendiğini açıkça vurgulayacak mısınız?

YÖK VE DİYANET İŞLERİ: Bu iki kurumun mevcudiyetinin sürmesinden yana mısınız; onlara Anayasa’da yer verecek misiniz? Benzeri özerk kurumların, tüm vatandaşların hakkaniyet çerçevesinde temsiline olanak sağlayacak, hak ve özgürlüklerin kullanılmasına katkı yapacak şekilde örgütlenmesi gerektiğini anayasal güvenceye alacak mısınız?

KUVVETLER AYRILIĞI: Yasama, yürütme ve yargının görev ve yetkilerini, birbirlerinin alanına müdahale etmelerinin önünü kesecek netlikte tanımlayacak mısınız? Parlamenter demokratik sistemin devamına sahip çıkacak, parlamentonun siyasal işleyişin ana merkezi olduğu vurgusunu yapacak mısınız? Yüksek mahkemeler hakkındaki ayrıntılı ifadeleri Anayasa’dan temizleyecek misiniz? Anayasa Mahkemesi’nin anayasal değişiklikleri denetleme yetkisini ortadan kaldıracak mısınız?

ASKER-SİVİL İLİŞKİLERİ: Askerî bürokrasiye dair maddeleri Anayasa’dan silecek misiniz? “Genelkurmay Anayasal bir kurumdur” tarzındaki ifadeleri terk ederek, yürütme alanına dahil olan tüm kurumlara olduğu gibi, askeriyeye de “kuvvetler ayrılığı” ile “genel hükümler” içerisinde yer vermekle yetinecek misiniz? Bürokrasinin bütünüyle demokratik meşruiyet ilkesine dayanacağı, askeriye üzerinde sivil otoritenin esas olduğu konusunda net ifadeler kullanacak mısınız? Askerî Yüksek İdare Mahkemesi’ni kaldıracak mısınız?

YERİNDEN YÖNETİM: Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği perspektifiyle ve tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerle uyumlu biçimde, siyasi karar süreçlerinin merkezden yerele yakınlaştırılmasını sağlayacak şekilde, yerel yönetimlerin görev ve yetki alanlarını genişletecek misiniz?

Taraf, 28.01.2011
 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.