Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Yeni Anayasa için metnimiz hazır

Yeni Anayasa için metnimiz hazır

AKP’li Kuzu, yeni anayasa için 2007’de hazırlanan 135 maddelik taslaklarının geçerli olduğunu söyledi

 

AKP Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu, Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi ile birlikte başkanlık sistemi ihtiyacının yüzde 50’sinin karşılanacağını ve bu yolda en büyük adımın atılmış olacağını belirterek, “Başkanlık sistemi için fiili bir durum ortaya çıkacak. Uzun vadede Türkiye başkanlık sistemine geçer” dedi. Türkiye’de sık sık koalisyon hükümetlerinin kurulmasıyla parlamenter sistemin virüs taşıyan bir modele dönüştüğünü savunan Kuzu, “Ayı 40 fıkra bilir, 40’ı da armut üzerine” sözünü hatırlattı ve “Benimki de o hesap, benim de demem başkanlık sisteminden kaçış yok” diye konuştu.

Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın danışmanlığını yaptığı yıllardan bu yana istikrar için Türkiye’de başkanlık sisteminin oluşturulmasını savunduğunu anımsatan Kuzu, başkanlık sistemi üzerine 1997’de yayımlanan tezini de, Cumhurbaşanı’nı halkın seçeceği gerçeğinden hareketle güncelleme çalışmalarına başladığını söyledi. Haziran genel seçimlerine yaklaşık 4,5 ay kala, siyasi partilerin yeni bir demokratik anayasa yapma konusundaki vaatleri konusunda iktidardaki AKP’nin Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu’ya yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

Yeni bir Anayasa metni hazırlama çalışmanız var mı?

Parti olarak zaten çalışmamız oldu. 2007 seçimleri sonrası Prof. Ergun Özbudun ve ekibinin hazırladığı 135 maddelik yeni Anayasa metnimiz var. AK Parti’yi kapatma konusu o tarihlerde gündeme gelince anayasa çalışmalarına gölge düştü. Özel yeni bir çalışmamız yok. Sorun Anayasa metni değil, çok metin var. Önemli olan, parlamentoda tüm partiler arasında yeni bir anayasa yapılması konusunda uzlaşma çıkması. Meclis’te 15 yıllık bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu var. Son 8 yılında, muhalefet bu komisyona üye göndermedi. Belki seçime yakın partiler, seçim beyannamelerinde, yeni Anayasa konusundaki taleplerini özetleyen bir ifade koyarlar. Ama parti olarak, ‘benim anayasam budur’ demiyoruz, sonuçta tüm partiler bu anayasayı birlikte hazırlayacaklar, herkes bir metinle gelecek. Şu anda TÜSİAD, temel ilkelerini belirleyeceği bir metin hazırlayacak. Türkiye Barolar Birliği’nin Anayasa çalışması var. Dolayısıyla, metinden ziyade yeni bir Anayasa konusunda uzlaşma olması lazım. Ama geçen yılki 12 Eylül referandumunda kapsamlı anayasa paketine halkın çoğunluğunun yani yüzde 58’inin ‘Evet’, yüzde 42’sinin de ‘Hayır’ oyu vermiş olmasından hareketle muhalefet belki uzlaşı yoluna gidebilir,

Başbakan birkaç ay önce başkanlık sisteminin kurulmasından yana tavrını yinelemiş ve bu konudaki hazırlıklar için sizi işaret etmişti. AK Parti olarak başkanlık sistemi üzerine mi yoğunlaşacaksınız?

Hayır, biz başkanlık sisteminin, dayatma şeklinde değil diğer partilerle uzlaşı ile oluşturulmasından yanayız. Ama ben, 1997’de kaleme aldığım Başkanlık Sistemi üzerine tezimi şimdi güncelleme çalışması başlattım. Artık Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek. Tezimi, bu gelişme ışığında ve diğer bazı unsurlarıyla birlikte güncelleyeceğim. Başkanlık sistemi bu yılın tartışma konularından biri olabilir. Ben tezimi, parti adına güncellemiyorum. Benim gönlümden geçen hep başkanlık sistemi olmuştur. ‘Ayı 40 tane fıkra bilir, 40’ı da armut üzerine’ derler. Benim de demem böyle yani başkanlık sistemi kurulması. Hükümet adına başkanlık sistemi hazırlığım yok. Sayın Başbakan, ‘tam başkanlık sisteminden yanayım’ dedi ama bunu dayatma şeklinde söylemedi. Evvela kamuoyunda da pek bilinmeyen başkanlık sisteminin tartışılması gerekiyor.

Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi ile başkanlık sisteminin önü açılmış mı olacak?

Artık Cumhurbaşkanını halkın seçtiği bir model ortaya çıkacak. İleride koalisyon ile gelecek düşük oy oranına sahip bir başbakan ile güçlükler çıkacaktır. Cumhurbaşkanı’nın halkın seçmesi başkanlığa geçiş yolunda önemli adımdır. Başkanlık sistemi yolunda artık fiili bir durum oluşacak. Türkiye’de parlamenter sistem, (koalisyonlar) sonucu istikrasızlık sağlayan, risk taşıyan, virüs taşıyan bir model. Başkanlık sistemini masaya yatırmak lazım. Koalisyon hükümetleri Türkiye’ye zaman kaybettirdi. Tarih tekerrürden ibaretse, bir de seçim barajının yüzde 5’e indirildiğini düşünün, seyredin gümbürtüyü. AK Parti 200 sene iktidarda kalacak değil. Cumhurbaşkanını halkın seçtiği bir model ile başkanlık sisteminin yüzde 50’sinin karşılanması yolunda en büyük adım atılmış olur. Uzun vadede Türkiye başkanlık sistemine geçer. Bunu zaman zaman parti olarak en güçlü olduğumuz zamanlarda da söylüyoruz.

Niye Başkanlık sistemi?

Halkın en az yüzde 51’i ve daha fazlasının desteğini almış bir Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın vermiş olduğu yetkileri çok daha rahat kullanabilecek ve kamuoyunda da büyük kabul görecektir. Böyle bir Cumhurbaşkanı ile düşük oy oranı ile koalisyon hükümetlerinin başına gelecek Başbakan arasında sürtüşme daha da artacaktır. Cumhurbaşkanını halkın artık seçeceği göz önüne alındığında, Anayasa’da değişiklik yapılarak başkanlık sistemine geçilmesi gerekir. Türkiye’de koalisyon dönemlerini kapatmak ve iki başlılığa son vermek zorundayız.

Taraf, 26.01.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.