Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > CHP liderinden Erdoğan'a: "Padişah mısın sen?"

CHP liderinden Erdoğan'a: "Padişah mısın sen?" 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin yargıyı ele geçirmeye çalıştığını ileri sürdü. Grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, 8 yıldır yargının ihmal edildiğini savundu. CHP lideri, Başbakan'a istediği TV kanalında, istediği programı yasaklama yetkisi verildiğini söyledi ve Erdoğan'a "Padişah mısın sen kardeşim, bu yetkiyi nereden alıyorsun?" diye seslendi.
 
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.

Grup konuşmasında, İçişleri Bakanlığı'yla 'yolsuzluk polemiğini' sürdüren Kılıçdaroğlu, Elazığ'da, bir savcının “Burada yolsuzluk var" dediğini, İçişleri Bakanlığı'nın ise soruşturmaya gerek görmediğini hatırlattı.

CHP lideri, Danıştay'ın da söz konusu iddiaları soruşturmaya olur verdiğini anımsatarak, “Şimdi ben merak ediyorum, bu bakan acaba hiç utanıyor mu, sıkılıoyor mu acaba bu bakan?" diye sordu.

Geçen hafta TBMM'de, RTÜK Yasası'nın görüşüldüğünü hatırlatan CHP lideri, Başbakan'a, istediği TV kanalında, istediği programı yasaklama yetkisi verildiğini söyledi ve Erdoğan'a “Padişah mısın sen kardeşim, bu yetkiyi nereden alıyorsun?" diye seslendi.

Kılıçdaroğlu durumu, “IV. Murat'ta bile böyle yetki yoktu" diyerek yorumladı.

Oktay Ekşi'ye: "Hoşgeldiniz"

Grup konuşmasına, partiye katılan gazeteci-yazar Oktay Ekşi'ye “Hoş geldiniz," diyerek başlayan CHP lideri, Ekşi'nin, partilerine katılmış olmasından mutluluk ve onur duyduklarını dile getirdi. CHP'in bu haftaki grup toplantısında ayrıca muhtarlar da ağırlandı

10 Ocak'ın, Çalışan Gazeteciler Günü olduğunu hatırlatan CHP lideri, yüzlerce gazetecinin işsiz olduğunu ve çalışamadığını anlattı ve “Onların (gazetecilerin), yasalardan kaynaklan yıpranma hakları, AKP hükümeti tarafından ellerinden alındı. Buradan söz veriyorum; halkın iktidarında, o kaybettiğiniz hakları size fazlasıyla vereceğiz, hiç endişe etmeyin" vaadinde bulundu.

Yargının sorunları

AK Parti'nin yargıyı ele geçirmeye çalıştığını ileri süren Kılıçdaroğlu, 8 yıldır yargının ihmal edildiğini savundu, ''Yargının sorunlarını çözmek için samimi olmak ve önyargılı davranmamak gerekir'' dedi.

CHP lideri, ''Yargıyı ele geçirme düşüncesiyle yola çıkanlar yargıda yeni sorunların ortaya çıkmasına yol açar'' uyarısında da bulundu.

Kılıçdaroğlu, Hizbullah örgütü ile ilgili tahliyelerin toplum vicdanını rahatsız ettiğini belirterek, "Ama rahatsız olmayan AKP kanadı. Hemen Yargıtay ve Danıştay'ı suçladılar. Peki siz ne iş yapıyorsunuz, siz iktidar değil misiniz?" diye konuştu.

İktidarın yargıç ve savcı açığının giderilmesi açılan sınavlarda "dilediğini almak' istediğini öne süren Kılıçdaroğlu, bir bakanın "sınav yapıyorduk, Danıştay bizi engelledi" dediğini kaydetti. Danıştay'ın "objektif yapılmadığı" için sınav iptali yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, "Yandaşlarımızı alacağız... O zaman suçlu Danıştay oluyor. Haklının hakkını teslim eden bir yargı sisteminin eleştirildiği bir demokrasi olabilir mi? Danıştay'ı rakip görüyorlar" dedi.

Bütün bunları Hizbullah davası dolayasıyla dile getirdiğinin kaydeden Kılıçdaroğlu, "Masum insanları domuz bağı ile bağladılar, betonlara gömdüler ve 10 yıl içerde kaldılar. Şimdi dışarı çıktılar ve 'pişman değiliz' diyorlar. Toplum rahatsız, toplum vicdanı rahatsız. Ama rahatsız olmayan AKP kanadı. Hemen Yargıtay ve Danıştay'ı suçladılar. Siz peki ne iş yapıyorsunuz? Siz iktidar değil misiniz? İktidar çözüm üretme yeridir. Eğer şikayet ediyorsanız o koltuklarda ne işiniz var? Geciken adaletin adalet olmadığını herkes biliyor. Siz kalkacaksınız şikayet edeceksiniz. Sizin göreviniz ne? Niye çözmediniz sorunları. Bu saydığım sorunların tamamı çözülebilirdi. Tamamı için en azından onlarca çözüm üretilmiş sorunlar. Yıllardır çözün, çözün diye herkesin bağırdığı sorunlar. 8 yıldır otuyorsunuz. 8 yıldır ne yaptınız?" dedi.

"İktidara yakın bir gazetede Yargıtay Üyesi Nihat Ömeroğlu'nun 10 Ağustos 2010'da 'Tutukluk süresi ve toplumu bekleyen tehlike' başlıklı yazı yazdığını, tehlikenin gerçekleştiğini" belirten Kılıçdaroğlu, "Ağustos ayından bu yana yazının gereğini bile yapmadınız. Uyan iktidar, toplumu bekleyen tehlike var, diyor. Kulaklarını tıkadılar" diye konuştu.

Yargının sorunlarını çözmek için samimi olarak yola çıkmak ve önyargılı olmamak gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Yargıyı ele geçirme düşüncesiyle yola çıkanlar, yeni sorunların ortaya çıkmasına yol açarlar. Yargıyı ele geçirmek için iktidarı kullanmaya başladılar. 'Yargıtay çözmüyor ben nasıl çözüleceğini biliyorum, Danıştay konuşuyor, haddini bildireceğim'... Bu tuzağa ülke aydınlarının düşmemesi lazım. Sorunlar var çözüm akılla ve mantıkla bulunmalıdır" dedi.

"Adli Tıp'ı da kendilerine benzettiler"


"Adli Tıp Kurumunu da kendilerine benzettiler" diyen Kılıçdaroğlu, "Bizim adamlarımız olsun, bizim istediğimiz şekilde karar çıksın... Olur mu? Delil ile oynamak, delili karartmak bir Adli Tıp Kurumunun görevi olabilir mi? Siyasal iktidara yanaşma olacağım diye, onlara hoş görüneceğim diye var olan delilleri karartmak mümkün olabilir mi? Adli Tıp Kurumuna kendi adamlarını atadılar. Hizbullah davasında 5 yıl dosya Adli Tıp Kurumunda bekledi. Bunlardan biri çıkıp da arkadaş niye 5 yıl bekledi diye Adli Tıp Kurumuna sordu mu? Sormazlar. Ama Yargıtay'a, Danıştay'a hemen yüklendiler. Adli Tıp Kurumunu es geçtiler. 5 yıl dosyayı hangi gerekçeyle, niye tuttun? Bilen yok" dedi.

"Utanıyor mu acaba o bakan?"

Konuşmasında, yoksullukla ilgili veriler sıralayan Kılıçdaroğlu, yoksul sayısının arttığını, devletin kendi kurumunun söylediğini kaydetti. AKP iktidarının, bu konuda 'sınıfta kaldığını' söyleyen CHP lideri, “Yolsuzluk sayısı; e orada artık sayı mayı kalmadı, artık yolsuzluk sıradanlaştı," diyerek sözü, İçişleri Bakanlığı'na yönelik öne sürdüğü iddialara getirdi. Elazığ'da, bir savcının “Burada yolsuzluk var" dediğini, İçişleri Bakanlığı'nın ise soruşturmaya gerek görmediğini hatırlatan CHP lideri, Danıştay'ın da söz konusu iddiaları soruşturmaya olur verdiğini söyleyerek, “Şimdi ben merak ediyorum, bu bakan acaba hiç utanıyor mu, sıkılıyor mu acaba bu bakan?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Ve o bakan şunu sormak isterim; Kayseri olayını kapattılar, çünkü orada bir şeytan üçgeni vardı. Elazığ'da o şeytan üçgenini kuramadılar. Bir savcı çıktı, 'Ben soruşturacağım,' dedi. Şimdi itiraflar başladı, herkes itiraf ediyor, dönen dolapları anlatıyor… Bu İçişleri Bakanı'na sormak isterim, aynı gün, sabah dosyayı onaylayan, dosyayı kapatan vali, öğleden sonra müsteşarlık koltuğuna oturdu, aynı gün bu dosya Kayseri'den Ankara'ya nasıl geldi?"
 
 
cnnturk.com, 11.01.2011

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.