Gündem
Gündem > Siyasi Gündem > Yeni Türkiye'nin ipuçlarıYeni Türkiye'nin ipuçlarıDışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin eksenini anlattı: "Artık sadece krizleri engelleyen, krizlere tepki veren bir diplomasi ile yetinemeyiz. 'İlk 10 ülkeyi yazın' diye sorsalar, tamamı Türkiye'yi yazacaktır. Aşağılık kompleksini yıkmak zorundayız."ANKARA - Türkiye'nin yaklaşık 180 büyükelçisini bir araya getiren Üçüncü Büyükelçiler Konferansı'nın açılışında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu kürsüdeydi. Konferansta 21. yüzyılın geride kalan ilk 10 yılının muhasebesini yapacaklarını vurgulayan Davutoğlu, 21. yüzyılın aslında 2000'lerde değil, 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılması ile başladığını söyledi. Davutoğlu, Türkiye için biçtikleri yeni rolü şu sözlerle aktardı: "Bu rol 'akil ülke' rolüdür, dünyada, küresel olaylarda sözü dinlenen, olayları önceden gören, o olaylara tedbir oluşturan, o olaylar için alternatif çözüm üreten akil bir ülke. Çevre bölgelerde daha kriz çıkmadan krizi hissedebilen, hassas ayarlı bir diplomasi ile çözüm getirebilen bir ülke. Mesela BM için ya da başka örgütler için akil adamlar heyeti oluşturulur, biz de şunu istiyoruz: 'Eğer bir gün uluslararası toplum bir akil ülkeler grubu oluşturmuş olsaydı, onun başına ülkemizin yerleştirilmesi gerekirdi' imajının bütün dünyaya duyurulması. Krizlerden etkilenen değil, krizlerin parçası ve sorun çıkaran hiç değil, ama sorunları çözen hem bölgesel hem küresel sorunlara doğru çözümler üreten akil bir ülke. Sizler ve bizler bu akil ülkenin temsilcileri olarak onur duymalıyız. Önünüzdeki dönemin diplomasisinin de odağı bu rolü en iyi şekilde bütün dünyada dile getirmektir." İTFAİYE ERİ GİBİ KOŞTURMAKTAN DAHA FAZLASI EVET, GÜCÜMÜZ YETER "Biz bekleyip yeni düzen oluştuktan sonra tepki veren bir ülke olamayız. Bunun bedelini Birinci Dünya Savaşı'nda yaşadık. Eğer bir düzensizlik varsa, bu düzensizliği ilk sorgulayacak ülkelerin başında geleceğiz ve eğer yeni bir düzen kurulacaksa, o düzenin temel taşını atan ülkelerin başında geleceğiz. Buna hakkımız var, buna tecrübemiz var, buna gücümüz de yeter. Bu kadar iddialı bir DÜNYADAKİ ÜÇ RESTORASYON DÖNEMİ Davutoğlu, bugün de yine tanıtıcı diplomasiyi sürdüreceklerini, yine Yurtta Sulh Cihanda Sulh diyeceklerini belirterek, "Ama yeni reflekslerle ve güçlendirilmiş bir şekilde, özgün karakter ve daha küresel iddialar taşıyarak" dedi. Üçüncü restorasyon döneminin İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşandığını hatırlatan Davutoğlu, BM sisteminin kurulduğunu, çift kutuplu yapının ortaya çıktığını ve Türk diplomasisinin da ittifak içinde etkin rol olarak engelleyici ve krizlere doğru tepki verici bir karakter kazandığını bildirdi. 'TÜRKLER NE YAPMAK İSTİYOR?' SORUSU "Artık sadece krizleri engelleyen, krizlere tepki veren bir diplomasi ile yetinemeyiz. Çünkü 2. Dünya Savaşı sonrası dönemin aksine uluslararası sistem statik değil, öyle olsaydı o sistemdeki konumumuzla yetinip, ki bazıları bunu istiyor bizden, bununla yetinen, kriz çıktığında tepki veren bir ülke konumunda kalabilirdik belki, hayatımızı bu şekilde idame ettirebilirdik. Şimdi rahatsızlık doğuran ve uluslararası toplumda 'Türkler ne yapmak istiyor' sorusunu sorduran anlayışın sebebi bununla yetinmememiz. Hayır bununla yetinmeyeceğiz, bunu çok açık ifade etmek istiyorum. Son 8 yıl içinde bununla yetinmeyeceğimizi gösterdik. Neden? Çünkü bununla yetinmemiz tarihin akışının gerisinde kalmamız anlamına gelir. Bu dünya statik değil, dinamik bir dünyaya dinamik tepkiler vermemiz lazım. Eğer dünya sürekli değişiyorsa biz de statik olamayız. Bizim yapmamız gereken, zihninizdeki dünya resmini bu yıllık toplantılarla değerlendirmek." Davutoğlu, "Bunun gururunu yaşıyorum, küresel bir düzene şu anda bakılsa ve küresel düzenin yeniden yapılanmasında en fazla katkıda bulunabilecek aktörler sıralaması yapılsa, dünyanın kanaat önderlerine bu soru sorulsa, 'ilk 10 ülke yazın' diye, eminim hemen hemen bütünü Türkiye'yi yazacaktır" diye konuştu. BM'DE TÜM ÜLKELERİN OYUNU ALIRIZ HER TÜRLÜ KUTUPLAŞMAYA KARŞIYIZ HEDEF 2 TRİLYON DOLAR 2 trilyon dolara ulaşmak için ne kadar enerjiye ihtiyaç duyulacağını hesaplatmakta olduklarını dile getiren Davutoğlu, Türkiye'nin bütün enerji politikalarının en önemli aktörlerinden birisi olmak durumunda olduğunu söyledi. Diplomasinin artık sadece siyasal alanla sınırlı olmadığını ifade eden Davutoğlu, "Enerji diplomasisinde yoksanız siyasi etkiniz de sınırlı. Dünya iklim değişikliğinde, ılıman kuşakta en fazla etkilenen ülke bizsek, dünya iklim değişikliğiyle ilgili sorunlarla biz de ilgileneceğiz" dedi. ENERJİ VE HIZLI TREN HATLARI Bakan Davutoğlu, "Dünya ekonomik geleceğinde ne konu varsa biz ilgiliyiz. Onun için bundan sonra bizim bakanlığımızdaki ekonomi birimleri, siyasal birimlere göre ikincil bir kategoride olmayacak. Birlikte eşit kategoride, belki de daha etkin, en değerli, en aktif diplomatlarımızın çalıştığı birimler olacak" dedi. MEDENİYETLER ÇATIŞMASINA ATIF Türkiye'nin yeniden şekillenen küresel kültürün "yapışkanı, tutkalı" olduğunu anlatan Davutoğlu, Türkiye'nin bu ülkeleri bir araya getiren akil ülke olmak durumunda olduğunu, bu kültürlerden birisi tarafında yer alan ülke olmadığını vurguladı. AŞAĞILIK KOMPLEKSİNİ YIKALIM "Gelecek küresel kültüre en özgün katkıyı sağlayacak aydın ve devlet adamları Türkiye'den çıkacak, buna inanıyorum. Ama bunun için öncelikle bize yerleştirilmek istenen (tabirimi mazur görün) aşağılık kompleksini, yıkmak zorundayız. Bize biçilen rolleri, bize biçilen elbiseleri dar gördüğümüzü dünyaya ilan etmek zorundayız. İsterse buna eksen kayması tartışması densin isterse başka türlü. Tarih sahnesine biz çıktığımızda bizimle birlikte bir tarih konuşacak. Bütün kadim konuşacak, bütün modernite konuşacak" diye konuştu. Küresel bir düzenden en çok istifade edecek ülkenin Türkiye olduğunu işaret eden Davutoğlu, kürsel bir düzene en çok katkı sağlayabilecek ülkelerden birinin de Türkiye olduğunu belirterek, "Onun için biz etrafımızda kriz istemiyoruz. Bizim için komşularımız demek, ortak bir tarihi paylaştığımız ortak kültür havzalarımız demektir" dedi. NATO'DA DAHA AKTİFİZ NATO'da daha da etkili olacaklarını belirten Davutoğlu, şunları söyledi: "Ama NATO'yu biz soğuk savaşta olduğu gibi karşı bir kutbun dengeleyici bir savunma örgütü olarak görmüyoruz. Küresel düzenin etkin halde kurulmasını sağlayabilecek, dünyanın en etkin, en iyi organize olmuş, krizlere, çatışmalara doğrudan müdahale edebilecek bir örgüt olarak telakki ediyoruz. Onun için NATO üzerinden tekrar cephe ülkesi psikolojisi içine sokulmak istemiyoruz. Aksine NATO'ya yeni ve güçlü bir misyon vererek, uluslararası güvenliğin temel örgütlerinden biri haline gelmesini istiyoruz. Ama hiçkimsenin de NATO'yu düşman görmesini istemiyoruz." ntvmsnbc.com, 03.01.2011 Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |