Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: "Kimse fabrika beklemesin"

Erdoğan: "Kimse fabrika beklemesin" 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Bitlis'te sivil toplum örgütü temsilcileri ile bir araya geldi. Erdoğan terörle mücadele ve Kürt sorunu konusunda mesajlar verdi, "Acılardan siyasi rant elde ediliyor" dedi. İsim vermeden BDP'yi eleştiren Erdoğan, bölgenin kalkındırılması için gerekli yatırımlar konusunda da topu işadamlarına attı; "Kimse hükümetten fabrika beklemesin" dedi.

Erdoğan, Bitlis'te belediyeyi ziyaretinde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Burada konuşan Erdoğan, amaçlarının birinci derecede oy toplama olmadığını, gayelerinin bu bölgenin dertlerine bir an önce derman üretmek, bölgeyi kalkındırmak ve bölgeyle birlikte Türkiye'nin kardeşliğini en ileri seviyeye taşımak olduğunu söyledi. Erdoğan, "İnkar, Türkiye'yi hiçbir yere taşımaz; inkar, kardeşliğimizi pekiştirmez, bölgenin dertlerine derman üretmez, sorunlarını çözmez" dedi.

Erdoğan, dünyada artık idare anlayışının, siyasetin, ekonominin değiştiğini kaydetti.

Erdoğan, "Bu değişime ayak uyduranlar, bu değişimi yakından izleyenler ayakta kalıyor, yarışta öne çıkıyor ama değişime bigane kalanlar, değişimi tribünlerden izleyenler, geride kalıyor, bir çok imkandan da mahrum kalıyorlar. Bugün artık, her şeyin devletten beklendiği dönem geride kalmıştır. Her türlü sorunu, hertürlü meseleyi, devletin gelip çözmesini beklemek bugünün dünyasına, küreselleşmeye artık uygun düşmüyor" dedi.

Başbakan sözlerine, "Elbette devlet yatırım yapacak, elbette devlet okul yapacak, yol yapacak,köylere yol götürecek, su götürecek; elbette devlet, adaleti ve emniyeti tesis edecek. Ancak, vatandaşın katılmadığı, vatandaşın inisiyatif ve sorumluluk almadığı, vatandaşın çözümlere dahil olmadığı bir sistem, sorunların çözümünü yavaşlatacak, hatta imkansız kılacaktır. Hükümetlerin gelip buraya fabrika açmasını hiç kimse beklemesin. EğerAnkara gelip buraya fabrika açarsa, üretime, istihdama müdahil olursa, o zaman 50 yıl, 100 yıl öncesine döneriz. O zaman her şeyi sil baştan yaparız, o zaman, kısır döngünün içine bir kez daha gireriz" diye devam etti.

"İbret verici bir süreç"

Son derece ibret verici bir süreçten geçildiğini de belirten Erdoğan, "Ak ile karanın çok daha belirgin bir hal aldığı bir süreçten geçiyoruz" dedi.

Kendisini dinleyenlere "Kardeşlerim bu oyunu görmek zorundayız. Bu oyunu görmek ve bu oyunu bozmak zorundayız" diye seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kirli siyaset artık daha fazla kazanmasın, provokatörler, tahrikçiler kazanmasın. Artık benim ülkemde gençlerin ölümünden silah tüccarları kazanmasın. Benim doğulu, güneydoğulu kardeşimi artık birileri daha fazla istismar etmesin. İşte bu mesele de sadece devletin meselesi değil, bu mesele sadece devlet eliyle çözülecek bir mesele değil. Bu mesele de sizin, hepimizin, bizim ortak meselemizdir. Bunu birlikte çözmek zorundayız. İş adamları, sivil toplum örgütleri, vakıflar, dernekler, sendikalar, kanaat önderleri kenarda durmayacak.

Üniversiteler bu oynanan oyuna seyirci kalmayacak. Anneler, babalar, kardeşler kenarda durup süreci seyretmeyecek. Sadece hükümet değil, herkes elini bedenini, yüreğini taşın altına koyacak ve biz hep birlikte bu günleri geride bırakacağız. Yeterince acı yaşadık. Bu milletin kardeşliğine kastedenler yeterince sevindi. Artık fitnecileri, provokatörleri, silah tüccarlarını değil, kendimizi sevindirme zamanıdır."

"Kürt halkının temsilcisi gibi lanse edilenler... "

"Gayemiz, niyetimiz, hedefimiz, bu bölgenin dertlerine bir an önce derman üretmek, bu bölgeyi kalkındırmak ve bu bölgeyle birlikte tüm Türkiye'nin kardeşliğini en ileri seviyelere taşımak" diyen Başbakan sözlerine şöyle devam etti:

"Bakın, son dönemde görüyorsunuz, kendisini Kürt halkının temsilcisi gibilanse edenler, şu anda döndüler, Kürt halkı üzerinde baskı kurmanın gayreti içine girdiler. Konuşanlara baskı uygulanıyor, yazanlara baskı uygulanıyor. 'Çözüm'diyenlere, 'terör bitsin' diyenlere baskı uygulanıyor. O kadar ki sandığa gidip hür iradesiyle oy kullanacak seçmene dahi baskı uygulanıyor. 12 Eylül'de güya sandıkları boykot ettiler. Peki kime yaradı? Kimin ekmeğine yağ sürdü? Kimin değirmenine su taşıdı?"


ERDOĞAN'DAN BİR DE 'YUMURTA' AÇIKLAMASI

Erdoğan, Bitlis Şehir Meydanı'nda toplu açılış töreni ve TOKİ tarafından yaptırılan 400 konutun anahtar teslim töreninde de konuştu.

Master öğrencilerine 400, doktora öğrencilerine 600lira burs ve kredi verdiklerini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Müracaat eden kimseyi kapıdan döndürmedik. Ya burs verdik, ya krediverdik. 1 milyon öğrenci... İlk ve orta öğretimde de herhangi geliri olmayanlara o yardımları yaptık. Şimdi birileri çıkıyor, diyor ki 'harçlar kalksın'. Dertbaşka. Dert, bu ülkede bir gerilim ortamını yaratmak. Kaç kişi bunları yapan? Bu bağırıp çağıranların sayısı, bu molotofkokteyllerini atanların sayısı, bu taş atanların sayısı inanın bini geçmez. Birileri gelip bize akıl veriyor. İster sevsinler, ister sevmesinler. Ben polisimin bütün bunlar karşısındaki sabrına, tahammülüne sahip çıkıyorum, çıkacağım.

Biz rektörler toplantısı yapıyoruz. Neymiş, rektörler toplantısınakatılacaklarmış. Davetle olan yere katılır, davetli olunmayan yere katılmayız. Bizim kültürümüzde böyle bir şey yok. Biz orada rektörlerimizle üniversitelerinsorunlarını, daha fazla öğretim üyesi nasıl göndereceğiz, akademisyenlerimizinsayısını nasıl artıracağız, bunları konuşuyoruz. Bütün bunları konuşurkenbakıyoruz, dışarıda yumurtacılar var. Bu kadar fazla yumurtan varsa git fakirfukaraya dağıt, git omlet yap ye. Yazıktır. Ama düzelecek merak etmeyin. Bunlara fazla kulak asmayın. Bunların yandaş medyası var, öğrenciler üzerinden, polisesaldırma üzerinden aslında bize saldırıyorlar. Bunların derdi bu."

Üniversite gençliğinin düşünüp, araştırıp, masada konuştuğunu aktaran Başbakan Erdoğan, "Benim ülkemde üniversite gençliği onlar değil. Demokrasiyikonuşur, özgürlükleri konuşur, hukuku konuşur, adaleti konuşur, araştırır. Üniversite gençliği bu. Biz de oralardan geçtik ama biz molotof kokteyli atmadık, taş atmadık, kasatura sallamadık. Biz sadece, 'müsademe-i efkardan barika-i hakikat doğar' dedik ve fikri tartışmalarla sürecimizi işlettik. Hayatımız böyle geçti. Şimdi de gençliğimizin ekseriyeti evvel Allah böyle. Diğerleri bini geçmez. Temenni ederim ki onlar da aklı selimin çizgisine gelirler" dedi.

cnnturk.com, 19.12.2010

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.