Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: CHP, ismini WikiCHP yapsın

Erdoğan: CHP, ismini WikiCHP yapsın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'li diplomatlara ait iddiaları CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sahiplenmesini eleştirerek, "Sen küresel yalanların sözcüsü müsün? Ergenekon'dan sonra şimdi Wikileaks'ın avukatlığına mı soyundun?" dedi.
 

Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısında Wikileaks belgeleri ve muhalefetin belgelerle ilgili açıklamalarını değerlendirdi. Erdoğan, ABD hariciyesinin gizli yazışmalarının bir internet sitesi aracılığıyla yayınlandığına işaret ederek, bu yazışmalardan önemli bir kısmının Ankara'dan gönderildiğini belirtti. Erdoğan, ABD'li diplomatların buradaki bazı medya kurumlarını takip ederek ve bazı çevrelerle görüşerek, diplomatların kendi görüşleri doğrultusunda hazırlandığına işaret etti. Yazışmaların yayınlanması, yayınlanma tarzı, sansürlenmesi, sadece belli ülkelere, belli merkezlere yönelik yazışmaların yayınlanmasının niyet hakkındaki şüpheleri artırdığını ifade eden Erdoğan, "Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz." ifadesini kullandı.

ABD'nin kendi diplomasi ve diplomatlarıyla ilgili çok ciddi bir sorunu ortaya çıktığını anlatan Erdoğan, dünyanın bir numarası ülkenin böyle bir noktaya gelmesinin düşündürücü olduğunu kaydetti. Erdoğan, bu çapta, sıradan, önemsiz, kendi halinde, münferit hadise gibi takdim edilmesinin mümkün olmadığına işaret ederek, "Yalan yanlış bilgilere, nezaketsiz yorumlara dayanan yorumların sızdırılmasını, yayınlanmasını, bir erdem veya şeffaflaşmayı sağlayan olumlu gibi göstermek isteyenler resmin tamamını gözden kaçırmış olurlar." diye konuştu.

Şeffaflık kavramının sınırsız olmayacağını vurgulayan Erdoğan, süreci sürekli takip ettiklerini, gelişmeleri izlediklerini belirtti.

Erdoğan, CHP'nin ilk çıkan belgelerle konuyu iç politika malzemesi yapmak gibi bir fırsatçılığın içine gerdiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "CHP'nin yabancı diplomatların hezeyanlarına, yalanlarına, iftiralara sarılarak götürdüğü kampanyanın CHP kitlesinde bile rahatsızlık doğurduğunu görüyorum. Ben önceki gün Sivas'ta toplu açılış töreninde ifade ettim. Sivaslıların güzel bir sözü var: 'Akıl elde fikir emanet.' CHP Genel Başkanı kendisi politika üretemediği, kendisi dil oluşturamadığı için ABD'li diplomatların yazışmalarından medet umar hale geldi. Allah aşkına şu hale bakar mısınız? Bir ülkenin ana muhalefet partisi işi gücü bırakıyor, yabancı diplomatların iddialarına borazanlık yapıyor. Kendi ülkelerinden o kadar kopuklar, o kadar uzaklar ki iç politikayı dahi yabancı diplomatlara havale etmiş durumdalar."

"İSİMİNİ WikiCHP YAPSIN"

Wikipedia isimli internet sitesinde yazılanlara inanıp kendisini TBMM Genel Kurulu'nda dünyanın 8. Başbakanı olduğunu iddia ettiklerini hatırlatan Erdoğan, Wikileaks'e inanıp İsviçre'de 8 banka hesabının peşine düştüklerini söyledi. Erdoğan, "CHP madem değişiyor, oldu olacak ismini de değiştirip WikiCHP yapsın." dedi.

Günlerdir İsviçre'deki bankada hesabı olduğu iddialarıyla ilgili belgeleri getirmelerini isteyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Hukukta değişmez kaidedir. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Sizin ardı arkası gelmeyen yalanlarınıza, iftiralarınıza belge yetiştirmeye çalışsak millete hizmet için bizim vaktimiz kalmaz. İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. CHP gitsin İsviçre'deki 300'ün üzerindeki bankayı tek tek dolaşsın. Bu belgeyi bulsun. O hesaptaki parayı da tüm malvarlığımı da CHP'ye bağışlayacağım."

"12 EYLÜL REFERANDUMUNU SBS ZANNETİ"

Yalan üzerine diplomasi ve siyasetin inşa edilmeyeceğini söyleyen Erdoğan, "Önceki genel başkanlarına da söyledim. 'Gelin siz kendinize başka kılavuz bulun' diye. ABD'li diplomatların iftira üzerine kurulu kılavuzlukları sizi millete götürmez. CHP Genel Başkanı iftirayı, ardından çamur atmayı ve pişkinliği bir siyaset haline getirmiş durumda. Bir konuda iftira atıyor, çamur atıyor, görüş söylüyor ardından cevabını alınca mahcup olmak bir yana, yüzü kızarmak bir yana, işi pişkinliğe vurup sıyrılmaya çalışıyor." şeklinde konuştu.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 12 Eylül halk oylamasını SBS zannettiğini belirterek, "Sabah akşam bir havuz problemidir tutturdu, havuz aşağı, havuz yukarı derken kendi havuzlu villası ortaya çıktı. Aynı tavrı İsviçre bankaları konusunda da sergiledi." diye konuştu.

ABD'li diplomatlara ait olan iddialar için CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun sahiplenerek topa niçin girdiğini soran Erdoğan, "Burada senin rolün ne? Sen küresel yalanların sözcüsü müsün? Biz bunları iyi biliriz. Ergenekon'a avukatlıktan sonra şimdi Wikileaks'ın avukatlığına mı soyundun?" sorularını yöneltti. Erdoğan, birilerinin CHP Genel Başkanı'na siyasetin ciddiyet ve seviye işi olduğunu hatırlatmak zorunda olduğunu belirtti.

Erdoğan, wikileaks belgelerinin bahsi geçen ülkelerin iç ve dış politikasına şekil vermeye yönelik bir içerik arz ettiğini kaydetti. Erdoğan, "Dosta düşmana şu hatırlatmayı yapmak zorundayım. Türkiye'nin dış politikasını hiç kimse değil, sadece ve sadece benim milletim belirler." diye sözlerini tamamladı.

 

TAŞLA, MOLOTOFLA, YUMURTAYLA GEZEN GENÇLERE TOPLANTI YAPMAYIZ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, rektörler toplantısına girmek isteyen gençlere polisin müdahale etmesini değerlendirdi. Erdoğan, ögrencilerin toplantıya girmek istediklerini belirterek, "Ama kusura bakmayın biz, elinde sopayla, molotof kokteyli ve yumurtayla gezen gençlerle toplantı yapmayız." dedi.

Erdoğan, AK Parti grup toplantısında, rektörlerle İstanbul'da yaptığı toplantı esnasında eylem yapan öğrencilere polisin müdahalesini değerlendirdi. Erdoğan, üniversitelerin daha çok toplumla kucaklaştığını ve toplumsal meselere yoğunlaştığını söyledi. Erdoğan, bir kaç gündür gazete ve televizyonların sürekli olarak oradaki bazı gençlerin provokatif eylemlerine ağırlıklı yer verdiğini belirterek, "Protesto şüphesiz demokratik bir haktır. Emniyet tabii ki bu tür bir organizasyonun güvenliğini tesis etmekle mükelleftir. Buraya gelen öğrenciler, bir siyasi partinin çatısı altında toplanıp, değişik siyasi partilerden, belli ideolojinin mensubu olarak orda toplanmak suretiyle kalkıp da protesto değil, söyledikleri anlamlı, 'Biz de bu toplantıya girmek istedik.' Davetli toplantılar vardır, tamamiyle halka açık toplantılar vardır. Sizi böyle bir toplantıya davet ettik mi geliyorsunuz. Bizim şimdi gençlerle de toplantımız olacak. Ama biz, kusura bakmayın elinde sopayla, molotof kokteyli ve yumurtayla gezen gençlerle toplantı yapmayız. Bunu da çok açık söylüyorum. Biz düşüncesiyle, fikriyle, entelektüel zemini oluşturmaya, güçlendirmek isteyen gençlerle ülkenin sorunlarını konuşuruz. Diğerleri bu konuyu görüşemezsiniz ki. Karşı düşünceye saygısı olmayan, herhangi sabır göstermeyen gençlerle neyi konuşacaksınız? Orada ön yargılar var, ön kabuller var. Bunlarla birlikte neyi konuşacaksınız. Demokrasi farklıdır. Özgürlükler bu değil. Özgürlükler düşünceyi özgürce ifade etmektir. Taşla, sopayla, kasaturayla, bıçakla şunla bunla değil. Şimdi önümüzde yine Dolmabahçe toplantımızda gençlerimizle bir araya geleceğiz."

Zaman, 07.12.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.