Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > ''Her şey yasalar çerçevesinde''

''Her şey yasalar çerçevesinde''  

İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından Balyoz davasında ismi geçen bir generalin görevden alınmasının ardından, Başbakan Erdoğan, davada ismi geçen diğer iki generalin de Milli Savunma Bakanı tarafından görevden alınacağını söyledi.


Başbakan Erdoğan, iki günlük Lübnan ziyareti öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir basın mensubunun, Balyoz davasında yargılanan Tümgeneral Halil Helvacıoğlu'nun İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından görevden alındığını, diğer iki generalin görevden  alınıp alınmayacağı yönündeki sorusu üzerine, Başbakan Erdoğan, "Sayın Atalay'ın açığa alma işlemini, aynı şekilde Milli Savunma Bakanımız da uygulayacaktır. Belki şu ana kadar uygulamış olması lazım." dedi.

"BAKANLARIMIZ YETKİLERİNİ KULLANDI"


Bir generalin görevden alınmasının ilk olup olmadığı yönündeki soruya ise Erdoğan, "Bu konunun ilk olup olmadığı noktasında bir araştırmam yok. Fakat her şey yasalar çerçevesi içerisinde, bakanlarımıza verilen yetkiler vardır. Bakanlar Kurulu'na verilen yetkiler vardır. Üçlü kararnameyle atanmışsa, görevden alınmalar vardır. Birçok bu tür metotlar vardır.

Nasıl ki herhangi bir üst düzeyde memuru görevden alma yetkisine onları atayanlar sahipse, burada da öyledir. Burada çok daha farklı İç Hizmet Kanunu'na göre bazı yetkiler vardır, bu yetkiler çerçevesinde gerek savunma bakanımız, gerek içişleri bakanımız bu yetkilerini kullanmışlardır." diye cevap verdi.


Yarıtay'da iş yükünün fazlalığından dolayı bazı dosyaların zaman aşımından dolayı düştüğü hatırlatılarak, 'bu yönde çalışmaların olup olmayacağı' yönündeki soruya ise Erdoğan, "Bu yeni bir süreç değil. Yargıtay Başkanı'nın ziyaretinde de gündeme getirdiği, ortak bazı toplantılarda gündeme getirdiği, bu tür birikmiş dosyaların 1 milyonun üzerinde olduğu ve daire sayısının artırılması düşüncesini bizlere ifade etmişlerdir. O günden bugüne işleye gelen bir süreçtir. Öyle zannediyorum ki bu konuda bir adım atılması gerekir ve atılacaktır. Bu yükün kaldırılması gerekir. Her zaman söyleriz. Geciken adalet adalet değildir. Bu çalışmayı Adalet Bakanlığı olarak da arkadaşlarımız da yapıyorlar. Takvim ne zaman çalışır onu bilemiyorum." dedi.  

Foto Galeri: Başbakan Lübnan'da böyle beklendi

 

AK Parti Genel Merkezi'nde milletvekilleriyle yaptığı toplantının hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları söyledi: "Milletvekili arkadaşlarımla yaptığımız bu değerlendirme toplantısı, özellikle kalan sürece yönelik parlamento çalışmalarına çok daha sıkı sarılmayı istediğim bir değerlendirme toplantısıydı. Zira önümüzde, bu yıl artık ben pek saymıyorum. Çünkü bütçe müzakereleri ağırlıklı olarak geçen bir süreç. Artık bu yıl bitiyor. 2011'de de ocak, şubat biraz da mart ayı parlamento için değerlendirebileceğimiz bir süreç olacak.

Milletvekili arkadaşlarımızın yeni belirlenen günlük çalışma saatleri 13-23 belirlendi. Bir de Cuma gününü ilave etmek suretiyle 4 günlük bir çalışmayla önümüzde bekleyen yasa tasarıları var, genel kurulda bekleyen çalışma var. Bunlar süratle bitirilsin ki bir an önce uygulama alanına girsin istiyoruz. Faydalı bir çalışma oldu, zaman zaman bu tür çalışmaları yapmak istiyoruz."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, füze savunma sistemiyle ilgili Meclis'te kapalı oturum isteğiyle ilgili bir soruya ise Erdoğan, "Bir defa bugüne kadar birçok kapalı oturumlar yaptık. Fakat yaptığımız kapalı oturumlar hiçbir şeyi değiştirmedi. Sayın genel başkan aklına geldikçe hep kapalı oturum arzusunda bulunuyor. Zaten yapılabilecek bilgilendirmelerin hepsi en geniş manada sayın Dışişleri Bakanımız tarafından yapıldı.

Tekrar tekrar bunları açıklamanın hiçbir manası yok. Söylenecek çok farklı şeyler de yok. Yeri geldiği zaman yapılır. Kapalı oturum diye bir şeyle bu işi büyütmenin de anlamı yok. Ne yazık ki Türkiye'de alışılagelen ve Meclis'te kapalı oturum dediğimiz şeylerin hiçbir gizliliği de söz konusu değildir. Orada yapılan görüşmelerin orada kalması da söz konusu olmamıştır bugüne kadar. Yeri geldiği zaman sorarlar, bakanımız da bu konuyla ilgili gerekli açıklamaları yapar. Plan bütçe komisyonunda da bu konuda azami ölçüde yapıldı.

Olay, yeni yeni gündeme bazı başlıklar atabilmektir. Bizim yok dediğimiz şeyleri onlar var diye iddia ediyorlar. Böyle bir şey yoktur, olmayacaktır dediğimizde, onlar sanki görüşmeleri yürüttüler, yürütüyor. Bakıyorsunuz var diye iddia ediyorlar. Biz neyi anlatacağız. Milletimiz her şeyi gayet iyi anlıyor. Zaman kaybına tahammülümüz yok.

Lizbon Zirvesi'nde iddialı bir şekilde söylüyoruz, Türkiye'nin konuyla ilgili istikametinde neticelendirilmiştir." diye ifade etti.

Hayata Dönüş Operasyonu ile ilgili sadece askerlerin yargılanmasıyla ilgili bir soru üzerine ise Başbakan Erdoğan, "Bu bir süreç, şu anda tabi yargıya intikal eden boyutu var, niteliğiyle ilgili olarak benim bir değerlendirme yapmam da doğru değil." diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Lübnan ziyareti sırasında bu ülkede kalıcı barış ve istikrar tesisiyle yeniden yapılanma ve ekonomik kalkınma çabalarına bugüne kadar sağladıkları katkıları gözden geçireceklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, Lübnan'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı.

Erdoğan, Lübnan ziyaretinde, Devlet Bakanları Zafer Çağlayan, Faruk Çelik, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın kendisine eşlik edeceğini belirtti.

Ziyareti sırasında, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman, Milli Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Saad Hariri ile gerek ikili gerekse heyetlerarası görüşmeler yapacağını belirterek, şunları söyledi:

''Tabi ağırlıklı olarak Sayın Hariri ile çok etraflı olarak, gerek Lübnan-Türkiye ikili ilişkileri gerek bölgesel gerek uluslararası konularda görüşmeler yapacağız. Bu süre zarfında da Arap Bankalar Birliği'nin Beyrut'daki yıllık konferansına katılacağım. Bu konferans kapsamında birlik tarafından şahsıma tevdi edilecek ödülü alacağım.

Ziyaretimde Lübnan'ın yeniden imarına yönelik katkılarımız çerçevesinde Sayda'da Türkiye'nin katkılarıyla inşa ettiğimiz bir travma ve rehabilitasyon merkezinin açılışını da yapacağız. Bilahare UNIFIL bünyesinde görev yapan birliğimizi ziyaret edeceğiz. Ayrıca Akkar'da, Aydamun'da ve Kavaşra köylerinde yaşayan soydaşlarımızla bir araya geleceğiz. Bir diğer tarafta Aydamun köyünde yaptırdığımız okulun açılışını yapacağız. Biz, bu okulun yanında onlarca okulu Lübnan'da yaptık bitirdik ve onlar Lübnan'daki öğrencilerin hizmetinde.''

''Temaslarımda Lübnan'da kalıcı barış ve istikrar tesisiyle Lübnan'ın yeniden yapılanma ve ekonomik kalkınma çabalarına bugüne kadar sağladığımız katkıları gözden geçireceğiz'' diyen Başbakan Erdoğan, bu çerçevede ilave olarak neler yapılabileceğinin de ele alınacağını bildirdi. Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bildiğiniz gibi Türkiye ile Lübnan arasındaki ilişkileri halklarımız yararına ve ortak çıkarlarımız temelinde her alanda geliştirmeye gayret sarf ediyoruz. Bu konuda en üst düzeyde karşılıklı siyasi irade artık oluşmuştur, mevcuttur. Bu irademizin somut bir yansıması olarak iki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi tesis etmeyi kararlaştırdık. Ziyaretim sırasında söz konusu konseyin oluşturulmasına ilişkin Ortak Siyasi Bildirgeyi Başbakan Hariri ile birlikte imzalayacağız.

Türkiye ile Lübnan Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Ortaklık Anlaşması da ziyaretim vesilesiyle imzalanacaktır. İmzalanacak olan her iki belge de Türkiye ile Lübnan arasında dostluk ve kardeşliğe dayalı ilişkileri kuşkusuz çok daha üst düzeylere taşıyacak. Böylelikle Türkiye, Lübnan, Suriye ve Ürdün arasında oluşturulan Yüksek Düzeyli Dörtlü İşbirliği Konseyi ve Serbest Ticaret Alanı Mekanizması'nın altyapısı da tamamlanmış olacaktır.

Lübnan'a yapacağım bu ziyaretin ikili ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi ve bölgesel barış ve istikrar çabalarımız bakımından yararlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, NATO Füze Savunma Sistemi ile ilgili, ''Bu konuyla ilgili süreç zaten en güzel şekilde işliyor. Atılması gereken adımlar Lizbon Zirvesi'nde atılmıştır. Lizbon Zirvesi, yine biz iddialı bir şekilde söylüyoruz; Türkiye'nin şu andaki konuyla ilgili hedefleri istikametinde neticelendirilmiştir'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Lübnan'a hareketinden önce yaptığı basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Erdoğan, Yargıtay'da iş yükünün arttığı ve dosyaların biriktiği yönündeki haberlerin ardından yeni daireler açılması ve kadroların arttırılması gibi adımlar atılıp atılmayacağına ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:

''Bu aslında yeni bir süreç değil. Bu daha önceleri Sayın Yargıtay Başkanı'nın bizi ziyaretlerinde de gündeme getirdiği veya ortak bazı toplantılarda bir araya geldiğimizde gündeme getirdiği, aklımda kaldığı kadarıyla da bu tür birikmiş dosyaların 1 milyonun üzerinde olduğu ve daire sayılarının arttırılması gerektiği düşüncesini bizlere ifade etmişlerdir. O günden bugüne işleyegelen bir süreçtir. Öyle zannediyorum ki bu konuda bir adım da atılması gerekir ve atılacaktır da. Çünkü, bu yükün kaldırılması lazım.

Her zaman söyleriz biliyorsunuz; geciken adalet adalet değildir. Öyleyse bunu süratlendirebilmek için atılması gereken adımları da atılması gerekir. Bu çalışmayı Adalet Bakanlığı olarak da arkadaşlarımız zaten yapıyorlar. Ama takvim ne zaman çalışır onu bilemiyorum''

-FÜZE SAVUNMA SİSTEMİ-

Başbakan Erdoğan, AK Parti milletvekilleri ile dün akşam yaptığı istişare toplantısı hakkında yöneliten soruları da şöyle yanıtladı:

''Milletvekili arkadaşlarımla yaptığımız bu değerlendirme toplantısı, özellikle kalan sürece yönelik Parlamento çalışmalarını çok daha sıkı sarılmasını istediğim bir değerlendirme toplantısıydı. Zira önümüzde bu yılı artık ben pek saymıyorum. Çünkü, bütçe müzakereleri ağırlıklı olarak geçen bir süreç. Dolayısıyla artık bu yıl bitiyor. 2011'de de Ocak, Şubat ve biraz da Mart ayı Parlamento için değerlendirebileceğimiz bir süreç olacak. Dolayısıyla milletvekili arkadaşlarımızın zaten yeni belirlenen günlük çalışma saatlerini biliyorsunuz 13.00-23.00 olarak belirlendi. Buna bir de cuma gününü ilave etmek suretiyle Salı-Çarşamba-Perşembe-Cuma günleri 4 günlük çalışmayla, önümüzde bekleyen yasa tasarıları var. Genel Kurulda olan şu anda çalışma var. Bu çalışmalar süratle bitirilsin ki biran önce bunlar da uygulama alanına girsin istiyoruz. Bunları arkadaşlarımızla birlikte değerlendirdik. Faydalı bir çalışma oldu. Tabii zaman zaman bu tür çalışmaları da yapmamız gerekir.''

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun NATO Füze Savunma Sistemi ile ilgili TBMM'de bir bilgilendirme toplantısı yapılması talebinin hatırlatılması üzerine de Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bugüne kadar birçok kapalı oturum yaptık. Fakat yaptığımız kapalı oturumlar hiçbir şeyi değiştirmedi. Dolayısıyla Sayın Genel Başkan aklına geldikçe kapalı oturum arzusunda bulunuyor. Zaten konuyla ilgili olarak yapılan bilgilendirmenin hepsi en geniş manada Dışişleri Bakanımız tarafından çok açık net yapıldı. Tekrar tekrar bunları açıklamanın da hiçbir anlamı yok. Söylenecek çok daha farklı şeyler de zaten yok. Yeri geldiğinde TBMM'de gerekli olan açıklamalar yine yapılır. Fakat kapalı oturum diye bir şeyle de bu işi büyütmenin anlamı yok. Çünkü, ne yazık ki Türkiye'de alışılagelen ve TBMM'de kapalı oturum dediğimiz şeyin hiçbir gizliliği de söz konusu değildir. Orada yapılan görüşmelerin de orada kalması diye bir şey de bugüne kadar söz konusu olmamıştır.

Yeri geldiği zaman bu konularla ilgili Meclis'te sorarlar ve Bakanımız da bununla ilgili olarak gerekli açıklamaları yapar. Nitekim şu ana kadar TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda da bu konuyla ilgili açıklamalar azami ölçüde yapıldı. Olay yeni yeni gündeme bazı başlıklar atabilmektir. Biz kendilerine bunları açıkladık. Bizim yok dediğimiz şeyleri onlar var diye iddia ediyorlar. 'Böyle bir şey olmamıştır, olmayacaktır' dediğimiz halde onlar sanki görüşmeleri yürüttüler, görüşmeleri yürüten durumundalar. Bakıyorsunuz hala var diye iddia ediyorlar. Bunları neye anlatacağız biz? Onun için, milletimiz bunu en güzel şekilde anlıyor. Dolayısıyla zaman kaybına da tahammülümüz yok. Yapacağımız çok daha önemli işlerimiz de var. Bu konuyla ilgili süreç zaten en güzel şekilde işliyor. Atılması gereken adımlar Lizbon Zirvesi'nde atılmıştır. Lizbon Zirvesi, yine biz iddialı bir şekilde söylüyoruz; Türkiye'nin şu andaki konuyla ilgili hedefleri istikametinde neticelendirilmiştir.''

Erdoğan, ''Hayata Dönüş Operasyonu'' davasında 39 erin yargılanması ile ilgili sorulan soruya da ''Bu bir süreç. Bu sürecin içerisinde şu anda tabii yargıya intikal eden boyutu var ama bunun niteliği, vesairesiyle ilgili olarak bir değerlendirme yapmam da doğru değil'' yanıtını verdi.

Star, 24.11.2010 

 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.