Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > 'THY bu ülkenin gururu haline geldi'

'THY bu ülkenin gururu haline geldi'  

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası bir markaya dönüşen Türk Hava Yolları'nın (THY) ülkenin gururu haline geldiğini belirterek, ''Bu istikrarlı büyüme sayesinde, bugün uçağa binemeyen, bugün bu imkana hala sahip olamayan kesimler de inanıyorum ki uçakla, uçak yolculuğuyla tanışacak ve inşallah 'Uçağa binmeyen kalmasın' idealimiz tam anlamıyla yakalanmış olacaktır'' dedi.

THY filosuna yeni katılan uçakların teslimi, THY Teknik A.Ş ve Amerikan menşeli motor üreticisi Pratt&Whitney'in ortaklığıyla kurulan Türk Motor Merkezi'nin açılışı dolayısıyla Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nda tören düzenlendi.

 

Başbakan Erdoğan, tören öncesi, hizmete alınan ''Beylerbeyi'' ve ''Konak'' adlı uçaklarda, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile birlikte incelemelerde bulundu.

Erdoğan, uçağın kokpit bölümüne de geçerek, uçağın özelliklerine ilişkin yetkililerden bilgi aldı. Başbakan Erdoğan, uçağın ekonomik sınıf bölümündeki yolcu koltuğu aralıklarının dar olduğunu dile getirdi. Erdoğan, incelemesinin ardından kaptan ve hosteslerle uçağın önünde hatıra fotoğrafı çektirdi.

Başbakan Erdoğan daha sonra, burada temeli atılan ve THY Teknik A.Ş'nin Türkiye'nin en büyük Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi'nin (HABOM) maketini ve inşaat çalışmalarını inceledi.

Türk Motor Merkezi'nde düzenlenen törende konuşan Erdoğan, bugün Türk Hava Yolları (THY) filosuna kazandırılan 4 yolcu ve 1 kargo uçağının, ulaştırma ve taşımacılık sektörüne, ülke ve millete hayırlar getirmesini diledi.

Teslim aldıkları uçakların emniyet, huzur ve konfor içinde özellikle sevenleri birbiriyle buluşturmasını, ayrılıkları adeta vuslata çevirmesini, uzakları yakın etmesini temenni ettiğini belirten Erdoğan, başta Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve çalışma arkadaşları olmak üzere Türk Hava Yolları'nın tüm mensuplarına, Yönetim Kurulu Başkanından pilotlarına, Genel Müdüründen hosteslerine, yerde ve havada fedakarca görev yapan tüm çalışanlarına şahsı ve milleti adına şükranlarını sunduğunu dile getirdi.

Erdoğan, yine bugün resmi olarak açılışını yaptıkları, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş ortaklığıyla kurulan Türk Motor Merkezi'nin de havacılık sektörü için hayırlara vesile olmasını diledi.

Bugün teslim aldıkları 5 uçakla Türk Hava Yolları filosundaki uçak sayısının 149'a yükseldiğini bildiren Erdoğan, göreve geldiklerinde bu sayının 59 olduğunu ifade etti.

2 adet A 330, 2 adet B 777 ve bir adet A 330 kargo uçağı ile THY'nin sektördeki iddiasının daha da büyüdüğünü belirten Erdoğan, şunları söyledi:

''Şu anda Avrupa'nın en genç filosuna sahibiz. 2011'de teslim alacağımız 29, 2012'de teslim alacağımız 18, 2013'te teslim alacağımız 4 ve 2014'te teslim alacağımız 3 uçakla filomuz 200 uçağı aşmış olacak. Bu ülkede uçağa binmek, uçakla yolculuk yapmak, 8 yıl öncesine kadar gerçekten bir hayalin ötesine geçemiyordu. Burada bulunanların birçoğu, ben de dahil, çocukluğumuzda, gençliğimizde uçağı sadece havada, köylerimizin, yoksul mahallelerimizin üzerinden gürültüyle geçerken seyrederdik, görürdük.

Toprağa sırtüstü yatıp gökyüzünü seyrederken, arkasından beyaz bir iz bırakarak uçak geçtiğinde, içindekilerin ne kadar şanslı olduğunu, ne kadar zengin olduğunu düşünürdük. Kendimizi onların yerine koyardık ve onlar gibi uzaklara gitmeyi, seyahat etmeyi hayal ederdik. Hele hele 1960'lı yıllarda Almanya'dan ya da Avrupa'nın değişik ülkelerinden gelen yakınlarımızın bavullarındaki uçak etiketlerini gördüğümüz zaman, ulaşılması imkansız bir imtiyaz vesikası telakki ederdik. Uçak penceresinden aşağıların nasıl göründüğünü, hiçbir ayrıntısını kaçırmak istemediğimiz heyecanlı bir masal gibi onlardan dinlerdik. 8 yıl önce, biz bu ülkedeki çocukların bu hayalini de gerçeğe dönüştürmek için kollarımızı sıvadık.''

-''HAVAYOLU HALKIN YOLU OLACAK''-

''Havayolu halkın yolu olacak. Nasıl lüks otobüsle seyahat ediyorsa benim vatandaşım, uçaklarla da seyahat edecek. Uçağa binmeyen kalmayacak. Uçağa binmek bir imtiyaz olmaktan çıkacak'' dediklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

''2002 sonunda, iç hat yolcu sayısı 8.7 milyon kişiydi. 2009 sonunda iç hat yolcu sayısı, yüzde 372 artışla 41 milyon kişiye ulaştı. Şimdi buradayız. Dış hat yolcu sayısına bakıyoruz, 8 yıl önce 25 milyondu, şu anda geldiğimiz rakam 44 milyona çıktı ve orada da artış oranı yüzde 77. Toplamda iç ve dış hat yolcu sayısındaki artış yüzde 153 oldu ve 85 milyon rakamına ulaştı. Birçok ilimize havaalanı kazandırdık bu arada. Ülkemizin istiyoruz ki, dört bir yanına uçaklarla ulaşabilelim. Birçoğunun inşaatları tamamlandı. Ülkemde Iğdır, Hakkari, Şırnak havaalanına kavuşacak. Bunlar 5-10 yıl önce söylenmiş olsaydı, 'Olur be' der miydiniz veya der miydik? Ama şimdi var. Şimdi bakıyorsunuz Ağrı'ya, Kars'a uçakla ulaşıyorsunuz ve her geçen gün askeri havaalanlarını da sivil havaalanına dönüştürmek suretiyle orada da değişim, dönüşümü gerçekleştiriyoruz. Modern terminal binalarıyla onları da hallediyoruz.''

-İSTANBUL'UN HAVAALANI İHTİYACI-

Erdoğan, bu büyük ve modern sektör içinde, THY'nin de son derece çeşitlendirme mantığıyla bir başka adım daha attığını belirterek, şöyle konuştu:

''Tekelci bir mantık olmasın dedik. Açalım özel sektöre dedik ve şu anda THY ile birlikte 6 firma bu sektörde adeta rekabet ediyor. Bunlar da bir zenginlik kazandırıyor. Bununla da kalmadık dedik ki, havaalanlarımızda da yap-işlet-devret anlayışını getirelim ve bunda da modern bir rekabet anlayışını oluşturalım. Şu anda Sabiha Gökçen'de bunu görüyoruz, aynı şekilde Atatürk Havalimanı'nda, Antalya'da, Bodrum'da bunu görüyoruz, görmeye de devam edeceğiz. İnşallah yakında İstanbul'umuzda üçüncü bir havaalanını da görürseniz buna da şaşmayın. Çünkü şu anda iki tane havalimanı, ihtiyaca cevap vermiyor. Şu anda Sabiha Gökçen'de bile sıkışmaya başladık. Rötarlar bundan kaynaklanıyor. İstiyoruz ki rötarlar olmasın. Vatandaşım 'ben şu saatte kalkıyorum' dediği zaman, uçak o saatte kalkmış olsun.''

Türkiye'nin yolcu taşıma sayısında dünyada 22, Avrupa'da 4. sırada yer aldığını belirten Erdoğan, şöyle dedi:

''Uçulan destinasyon sıralamasında dünyada 8, hizmet kalitesinde Güney Avrupa'da birinci, kateringte dünyada birinci sıradayız. Göreve geldiğimizde bunlar hep istisna, alay konusuydu. Kaliteden, güvenlikten asla taviz vermeden, dünyanın en karlı 6. şirketi olma başarısını da göstermiş durumdayız. Açıkçası, uluslararası bir markaya dönüşen THY, bu ülkenin gururu haline geldi. Bu istikrarlı büyüme sayesinde, bugün uçağa binemeyen, bugün bu imkana hala sahip olamayan kesimler de inanıyorum ki uçakla, uçak yolculuğuyla tanışacak ve inşallah 'uçağa binmeyen kalmasın' idealimiz tam anlamıyla yakalanmış olacaktır.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyeti dar kalıplar içerisine sığdırmak suretiyle, bir metrekarelik başörtüsüne takıp sallamak suretiyle Cumhuriyetçiliğin olmayacağını belirterek, ''Bilimde, sanatta bunu yapacaksın. Aklı, bilimi eğer bu yolda kullanıyorsan, gerçek Cumhuriyetçi sensin, eğer kullanmıyorsan kusura bakma. Sadece o zaman vitrine oynarsın. Biz vitrine oynayanlardan olmayacağız. Biz bu millete oynayanlardan olacağız. Bu ülkeye oynayanlardan olacağız, derdimiz bu'' dedi.

Erdoğan, 8 yılda ulaştırma sektöründe çok büyük, çok değerli işlere imza attıklarını vurgulayarak, havayollarında olduğu kadar, kara, deniz, demir yollarında insan taşımacılığında olduğu kadar kargo taşımacılığında da Türkiye'ye ilkleri yaşattıklarını söyledi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, ''Ulusal yatırımlarımızla bir yandan Türkiye'de ücra kavramını, ulaşılamaz kavramını ortadan kaldırırken, diğer yandan uluslararası projelerimizle dünyayı kucakladık'' diye konuştu.

İktidara geldikleri 2002 yılı sonunda, Türkiye'de ulaşılamayan yayla ve mezraların yanı sıra, ulaşılamayan, yolu kapalı olan ilçeler bulunduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Hep örnek verilir. Van'ın Bahçesaray ilçesi ve bu ilçeden bir hanım kardeşimiz bizim milletvekilimiz. Burası, 11 ay dünyaya kapalı, Allah'a açık olurdu, 1 ay açık kalırdı. Açamazlardı o yolları. Bir gün televizyonda Van'ın Belediye Başkanı'nı dinliyordum. Az önce kullandığım o ifadelerle, 'Burası 11 ay dünyaya kapalı Allah'a açık' diyordu. Enteresandır. O ilçenin bayanları çok iyi satranç biliyorlar. Çünkü yapacakları başka şey yok. Orada satranç öğretmiş birisi.''

Erdoğan, ilk iş olarak oranın 42 kilometrelik yolunu yaptıklarını, çünkü iddialı olduklarını dile getirerek, ''(Bu ülkede benim halkımın ulaşamadığı, halkıma ulaşılamayan yer kalmayacak) dedik'' diye konuştu.

Önceden Türkiye'nin birçok ilinde, hastaların kızaklar üzerinde il ve ilçe hastanelerine taşındığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin bir ucundan diğerine seyahat etmenin, örneğin; Edirne'den Kars'a, Tekirdağ'dan Hakkari'ye gitmenin günlerce süren son derece meşakkatli bir eziyet olduğunu hatırlattı.

''Dedik ki (Yolun gitmediği yer kalmasın, yol medeniyettir, su medeniyettir). Onun için KÖYDES ve BELDES projelerini uygulamaya koyduk. Ulaşılamayan köy, ulaşılamayan belde kalmıyor, kalmayacak. Çalışmalarımız devam ediyor.'' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Biz şu anda, o hastalara ulaşabilmek için araçların gidemediği yerlere paletli ambulanslarla çıkıyoruz. 18 noktada ambulans helikopterler, bölge ambulansları olarak hizmet veriyorlar. İki tane de jet ambulans sipariş ettik, onlar da şu anda hizmet veriyor. Mesela bu sabah Gaziantep'te bir yavrumuz 25 gündür yoğun bakımda, elektrik çarpması neticesinde yatıyor. Bize bir mesaj geçildi. Onun üzerine aradım, dayısıyla konuştum, durumu anlattı. İrtibatları Ankara ile kurduk ve bu sabah jet ambulansla 11 yaşındaki o yavrumuzun şu ada Ankara'ya getirilmiş olması lazım.''

Kanuni Sultan Süleyman'ın, ''Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi'' sözünü hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''İşte devlet bu. Böyle olmak zorundayız. Yani bir sağlıklı nefese devleti feda edebilecek bir felsefeyle çalıştığınız gün, insan bu toplumda değer kazanır. İnsanın değerinin olmadığı bir devlet, devlet değildir. Onun için önce devlet değil, önce insan. Önce insan sonra devlet. İnsanın güçlü olmadığı yerde devlet güçlü olur mu? Cumhurun güçlü olmadığı yerde, cumhuriyet güçlü olur mu? Önce cumhuru güçlü kılacaksınız, cumhuru saygın kılacaksınız ki cumhuriyet saygın olsun. Mesele budur. Yolun gitmediği yere hizmet götüremezsiniz. Sağlık, eğitim, emniyet, adalet götüremezsiniz. Yolun gitmediği yere demokrasiyi de götüremezsiniz. İnsan hak ve özgürlüklerini de götüremezsiniz. İnsanca yaşam şartlarını da götüremezsiniz'' diye konuştu.

-''PARANIN AYARIYLA OYNAYANLAR...''-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2002 sonunda hizmet yolculuğuna başlarken, Türkiye'nin bu sıkıntılarını bilerek, görerek, bu sıkıntıları yaşamış kişiler olarak hareket ettiklerini söyledi.

Türkçenin önemli ve en eski eserlerinden Kutadgu Bilig'de, Yusuf Has Hacib'in, dönemin hükümdarına ilettiği tavsiyeleri her fırsatta hatırlattığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''4 tane önemli tavsiyesi var. Diyor ki paranın ayarıyla oynama, kimin için bu, hani o karşılıksız para basanlar yok muydu bu ülkede, işte onlar paranın ayarıyla oynadılar. Birin yanına 6 sıfır koydular. İşte paranın ayarıyla oynayanlar, milletin cebindeki parayı çalanlardır. Ama bu millet onlara bedelini ödetti, ödetiyor. İkincisi, halka adaletle hükmet... Batı'ya da doğuya da güneye de kuzeye de Arap'a da beyaza da bütün etnik unsurlara hiçbir ayrım gözetmeden aynı şekilde yaklaş, adaletli ol. Haydutları ortadan kaldır ve mafyaya, çeteye boyun eğme. Ülkeyi milletle beraber sen idare et. Eğer mafyadan çetelerden talimat alarak ülke yönetiyorsan, burada adalet olmaz. Dört, işte bu günümüzle alakalı olan, yolları açık tut.''

Bu tavsiyelerin, bundan yaklaşık bin yıl önce dile getirilmiş tavsiyeler olduğunu belirten Erdoğan, ''Bir devlet için, bir ülke için, idareciler için, refah, adalet, emniyet ve bunlarla birlikte yolun, ulaşımın ne kadar önemli ve ne kadar hayati olduğunu, ne kadar eskimez bir gündem maddesi olduğunu işte bu tavsiyeler ortaya koyuyor'' dedi.

-''GEZDİKÇE ÇOK ŞEYLER ÖĞRENDİM''-

Bir ülkenin ulaşım haritasının, aynı zamanda o ülkenin refah haritası, adalet haritası, aynı zamanda o ülkenin demokrasi haritası olduğunu belirten Erdoğan, ''Otoriter, baskıcı, yasakçı devlet anlayışı, vatandaşın seyahat etmesini istemez, bundan rahatsız olur. Zira, seyahat eden vatandaş, kıyas yapabilme kabiliyetine kavuşur. Hani en çok gören mi, gezen mi, okuyan mı meselesi var ya? İşte gezen az bilir diye bir şey yok. Ne kadar gezersen, en az okuyan kadar bilgi sahibi olursun. Çok önemli. Belediye başkanıydım, gezdikçe çok şeyler öğrendim ve öğrendiklerimi İstanbul'a taşıdım'' dedi.

İstanbul'a yaptıklarının birçoğunun dünyanın değişik yerlerinde gördükleri olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Zira bilim, bizim yitiğimizdir, nerede bulursak alırız. Bulduk, aldık, getirdik. Alıp getirmeye devam edeceğiz. Gelişmiş bir ülkeye gideceğiz, buradaki imkanlar bizde neden yok diye sorgulayacağız. 'Ben neden ülkemde bu fırsatlara, bu imkanlara sahip değilim?' diye kendimize sormaya başlayacağız'' diye konuştu.

Açılışını yaptıkları motor fabrikasında bu motorun yapılması gerektiğini belirten Erdoğan, ''Bunu yaptığımız gün Türk Türklüğü ile övünsün'' dedi.

-''BİZ MİLLETE OYNAYANLARDAN OLACAĞIZ''-

Erdoğan, ''Cumhuriyeti böyle dar kalıplar içerisine sığdırmak suretiyle, bir metrekarelik başörtüsüne takıp sallamak suretiyle Cumhuriyetçilik olmaz. Bilimde sanatta bunu yapacaksın. Aklı bilimi eğer bu yolda kullanıyorsan, gerçek cumhuriyetçi sensin, eğer kullanmıyorsan kusura bakma. Sadece o zaman vitrine oynarsın. Biz vitrine oynayanlardan olmayacağız. Biz bu millete oynayanlardan olacağız. Bu ülkeye oynayanlardan olacağız, derdimiz bu'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kimsenin eğitim ve seyahat özgürlüğünden, soran ve sorgulayan vatandaş profilinden rahatsız olmamasını isteyerek, ''Bırakın vatandaş sorsun, sorgulasın ama birbirimize hakaret etmeyelim. Bizim, birliğe, beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız var'' dedi.

Başbakan Erdoğan, THY filosuna yeni katılan uçakların teslimi ve THY Teknik A.Ş ve Amerikan menşeli motor üreticisi Pratt&Whitney'in ortaklığıyla kurulan Türk Motor Merkezinin açılışı dolayısıyla Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nda düzenlenen törendeki konuşmasında, daha az gelişmiş ülkelerden ibret ve dersler çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, ülkesinin o duruma düşmemesi için kişinin kendisine sorular sorması gerektiğini söyledi.

Aynı durumun, bir ülke içindeki şehirler arasında da söz konusu olduğunu belirten Erdoğan, ''İstanbul böyle de niçin Muş böyle değil, niçin Hakkari böyle değil? İstanbul'un yolları bu kadar güzel de Ardahan'ın, Rize'nin, Tokat'ın niye böyle değil? Bunları sorgulayacağız. İşte biz bunları sorgulayan bir iktidarız. Onun için 'GAP', onun için 'DAP', onun için 'KOP' dedik. 'Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Konya Ovası Projesi' dedik ve bunlara dikkat edin başarılıyor. Fazla değil, 3-5 sene içinde bitiyor inşallah. Bunları da göreceksiniz'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, önceki günlerde İstanbul'u İzmir'e bağlayacak otobanın temelini attıklarını anımsatarak, otobanın bitirilme tarihi konusunda pazarlık yaptıklarını, müteahhit firmaların 7 yıl dediğini, 5 yılın da fazla olduğunu ancak projenin 5 yılda tamamlanması için anlaştıklarını anlattı. Erdoğan, 5 yıl sonra İstanbul'un İzmir'e otobanla bağlanacağını, Dilovası'ndan Hersek burnuna 3 kilometrelik güzel ve modern bir köprüyle geçileceğini söyledi.

Modernizmin bu olduğunu, bunun yakalanacağını dile getiren Erdoğan, şehirler arasında seyahat edenlerin gelir adaletsizliğini, hizmet kalitesizliğini, fırsat ve imkan eşitsizliğini sorgulamaya başladıklarını, bunun onların hakkı olduğunu, bazılarının da olumsuzluklar giderildikçe teşekkür de edeceklerini ifade etti.

Bütün bu adımlarla beraber ideali tam yakalayamadıklarını ama yakalama yolunda olduklarını belirten Erdoğan, onun için yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadelelerinin devam ettiğini, bu 3 ''y''yi ayaklar altına aldıklarını ve almaya devam ettiklerini dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, hedeflerinin hiçbirinin ihmal edilemeyeceğini, çünkü ekonominin de adaletin de temelinde bunların yattığını ve hedeflerini başarmak zorunda olduklarını anlatarak, istikrar ve güven denilen kavramlardan da asla taviz vermeyeceklerini, çünkü başarının sırrının burada olduğunu söyledi.

Bu yasakların ilanihaye devam edip gideceği kanaatinde olmadıklarını ve bunları bitireceklerini belirten Erdoğan, ''Ne eğitim özgürlüğünden ne seyahat özgürlüğünden ne de soran, sorgulayan vatandaş profilinden hiç kimse rahatsız olmasın. Bırakın vatandaş sorsun, sorgulasın ama birbirimize hakaret etmeyelim, bu toplumda birbirimize saygılı olalım. Birbirimizi yaradandan ötürü sevelim. Kimseyi ayırt etmeksizin sevelim. Çünkü bizim, birliğe, beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bunu başardığımızda 2023, yani Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünde Türkiye dünyanın ilk 10'u içerisinde yerini alacaktır'' şeklinde konuştu.

Türkiye'nin 8 yıl önce dünyanın 26'ncı büyük ekonomisi iken bugün 17. sıraya yükseldiğini, 13 yılda da Türkiye'nin 7 basamağı aşacağını ifade eden Erdoğan, ''Yeter ki enerjimizi içeride harcamayalım, dışarıda harcayalım'' dedi.

-''ÇIKIN ANKARA'NIN DIŞINA''-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda dev bir bakım onarım merkezinin inşaatına gece gündüz devam edildiğini ifade ederek, burası bittiği zaman bölgeye hizmet vereceğini kaydetti.

Bunun, küresel finans krizinin fırsata dönüştürülmesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bakın ben, Ankara'daki bazı liderleri, Ankara'dan dışarıya çıkmamakla, Sivas'ın ötesine geçmemekle eleştirirken, biraz da meselenin aslında demokrasi boyutuna dikkati çekmek amacıyla bu eleştirileri yapıyorum. Çıkın Ankara'nın dışına, geçin Sivas'ın ötesine ya. Hakkari'ye de Van'a da Muş'a da Ağrı'ya da gidin. Çekinmeyin ve demokrasinin oradaki müzakeresine katkıda bulunan, güç katın. Türkiye'nin manzarasını tam manasıyla görme fırsatını bulun. Hep bunu arzu ettim ama bundan gücendiler 'Biz gideriz' dediler. Gidin, eğer gidersek göreceksiniz Türkiye çok daha güçlü olacaktır. Bu ülkede on yıllar boyunca oluşmuş gelir adaletsizliğini git yerinde gör. Git o kerpiçten yapılmış evin içinde o köylüyle otur, o keteyi bir ye. Onun sana ikramlarını bir gör, onun hoşgörüsünü gör. O hoşgörüyü gör ki diğer siyasiler, diğer vatandaşlara da bu noktada aynı şekilde davranmasını öğren. Bu adımı hep birlikte atmak durumundayız. İnşallah bu dev adımlar atılırken en kısa zamanda nasıl kendi helikopterimizi yapacaksak, en kısa zamanda uçağımızı da inşallah yapalım. Yüzde yüz 'Made in Turkey' diyebileceğimiz otomobillerimizi de yapalım. Çünkü Türkiye bunlarda çok ciddi bir altyapıya sahip. Teslim aldığımız uçakların ve açılışını yaptığımız Türk Motor Merkezi'nin hayırlı olmasını diliyorum.''

Konuşmasının ardından Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile diğer ilgililer, kurdeleyi birlikte kesti.

Başbakan Erdoğan'a, günün anısına hediyeler verildi.

Star, 30.10.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.