Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Cumhuriyet, belli bir zümrenin değil 73 milyonundur

Cumhuriyet, belli bir zümrenin değil 73 milyonundur
AK Parti, Kızılcahamam Asya Termal Tesis-leri'nde dün kampa girdi. Programın açış konuşmasını yapan Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet'in belli bir zümreye değil, 73 milyonluk aziz millete ait olduğunu söyledi.
 

CHP'deki 29 Ekim resepsiyonu çatlağına değinen Erdoğan, demokrat gibi görünüp demokrasiden yan çizenlerin maskesinin er ya da geç düştüğünü vurguladı. Çankaya'daki resepsiyona gitmeyeceklerini açıklayan CHP'lilere seslenen Başbakan, "Cumhura ait olan hiçbir yer cumhura yasaklanamaz, bunu böyle bilin." dedi. Başörtüsüyle ilgili olarak da grup başkan vekillerine talimat verdiğini ifade eden Erdoğan, sorunu meydanlarda çözeceğini öne süren CHP'ye ve muhalefete şu çağrıda bulundu: "Anamuhalefet, eğer samimi iseniz, dürüst iseniz, hemen talimatınızı verin. MHP, 'Biz de varız bu işin içinde' diyor. BDP de bu işe katılacağını söylüyor. Hep beraber hemen halledelim, bu işi bitirelim."

AK Parti, 16. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na Kızılca- hamam'daki Asya Termal Tesis-leri'nde başladı. Milletvekilleri ve parti kurucularının aileleriyle birlikte katıldığı kampın açış konuşmasını Başbakan Erdoğan yaptı. İktidar oldukları 8 sene boyunca hayalleri gerçeğe dönüştürdüklerini kaydeden Erdoğan, "Laiklik tehdit altında." kaygılarına tepki gösterdi. İbadet hürriyetinin olmadığı ortamda laikliğin yaşayamayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Laiklik adına özgürlükleri kısıtlama hakkını kendinde görenler, hem laikliğe hem de demokrasiye karşı olduklarını artık görmeliler. Laiklik, inancından dolayı başını örten için bir güvencedir. Anayasa'nın gerekçesinde laiklik şöyle tanımlanıyor: "Hiçbir zaman dinsizlik anlamına gelmeyen laiklik, her ferdin istediği inanca, mezhebe sahip olabilmesi, ibadetini yapabilmesi ve dini inançlarından dolayı farklı bir muameleye tabi kılınmaması anlamına geliyor."

Erdoğan, konuşmasında başörtüsü sorunu, CHP'deki resepsiyon krizi ve Pakistan gezisine de değindi. Başbakan'ın mesajları özetle şöyle: Cumhuriyet belli bir zümrenin değil, 73 milyonundur: Çanakkale'de, Sarıkamış'ta destan yazan kahramanlar Cumhuriyet'in yolunu açtılar. Bu Cumhuriyet, Karadenizli Dursun'un, Ege'deki Meh-met'in, Akdeniz'deki Ayşe'nin, Doğu Anadolu'daki Hasan'ın, Güney-do-ğu'daki Şeyhmuz'un cumhuriyetidir. Cumhuriyet'in sahibi cumhurun kendisi, yani bizzat millettir.

Cumhura ait hiçbir yer cumhura yasaklanamaz: Birilerini istediğimiz yere sokarız, istediğimiz yere sokmayız diye bir anlayışı olamaz. Hiç kimse başka bir etnik ve inanç grubunu dışlama, hak ve hukuktan mahrum etme yetkisini kendisinde göremez. Cumhuriyet, cumhura sahip çıkarak güçlenir. Başı açık olanla kapalı olan aynı özgürlüklere sahip olmalı: Benim ülkemde herkes istediği gibi giyinmeli, istediği gibi hareket etmeli. Bunu düzeltmeye mecburuz. Başörtülü kızlar Avrupa'da, ABD'de, dünyanın değişik yerlerinde okuma imkânı bulacak da kendi ülkesinde okuyamayacak. "Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya". Olur mu böyle şey?

Bayrak meselesi, ülkemizi bölmek isteyenlerin arzusu: Bizde ülkemizi bölme gayreti içinde olanlar var. Ve zaman zaman söylenen farklı şeyler de var. Nedir o? Bayraklar meselesi. Bu ülkenin tek bayrağı vardır, o da ay yıldızlı bayraktır. Tüm etnik unsurlar birer yıldız olarak o hilalin uğruna şehit olmuştur.

AB'den sadaka değil, verdiği sözleri tutmasını istiyoruz: Türkiye'yi dışlayan hiçbir yaklaşım karşısında sessiz kalmayız. AB'nin müzakere sürecini daha fazla oyalamamasını bekliyoruz. Bu üyelikten, Türkiye'den daha çok Avrupa'nın kazanacağını fark etmeliler. İsrail özür dilemeli: İsrail hükümeti, Akdeniz'de uyguladığı devlet terörü nedeniyle özür dilemeli, hatasını kabul etmeli ve tazminat ödemelidir. Bunu yapmadığı sürece, Ortadoğu'da barışın önünde bir engel olarak kalmaya devam edecektir.

Pakistan'daki sel felaketini kelimelere dökmek çok zor: Osmanlı toprakları işgal altındayken bunun acısını hisseden ve yumruklarını sıkan milletti Pakistan. Biz bu kardeşliği unutamayız. Bir millete olan borcumuzu ifade etmenin mutluluğunu orada yaşadık. Bizler, bu coğrafyaya sırtımızı dönemeyiz.

CHP'de bu kadar çok zikzak hiç görülmedi

"(Muharrem İnce), '29 Ekim'de biz yokuz' diyor. Arkadan Genel Başkan açıklama yapıyor, '29 Ekim'e daha çok var.' diyor. Böyle bir çatışma olabilir mi? Eskisi de öyleydi, 'Belki bu değişmiştir.' dedik; o da aynı. CHP içinde zikzak çok. Ama bu kadar kısa süre içinde bu kadar çok zikzak yaşanması siyasi tarihimizde bir ilktir. Verilen her röportajın, "Ben öyle demek istemedim." diye yalanlanması bu kadar çok görülmedi. Demokrat gibi görünüp demokrasiden yan çizenlerin, özgürlükçü gibi görünüp özgürlüğe karşı çıkanların maskesi er ya da geç düşüyor."

Sekiz yıl boyunca kimin tavuğuna 'kışt' dedik?

"İstanbul'a belediye başkanı oldum aynı şeyi söylediler. Otobüsleri bölecek dediler. Yüzde 58'in ardından Tophane olayı hemen faturayı kestiler, 58'in şımarıklığı dediler. Kafa aynı kafa. Taa İttihat Terakki'ye gidin. Bu zihniyet değişmez aynı. İnanın gazete başlıklarına bile bakın manşet, sürmanşet birbirine yakın. Bazen şablon. Şurada 8 yıldır ülkeyi idare ediyoruz. Kimin tavuğuna kışt dedik ya? Yani eğlenmekse nasıl istiyorsan öyle eğleniyorsun, istediğin gibi yaşıyorsun. Nerede, kime müdahale edildi? Hangi yaşam koşulunu değiştirdik?"

Dürüstsen ver talimatı başörtüsü çözülsün

"Halkoylaması sürecinde CHP Genel Başkanı, bu ülkenin genç kızlarının başörtüsü sorununu miting meydanlarına taşıdı. Anamuhalefet eğer samimi iseniz hemen talimatınızı verin. MHP, 'Biz de varız bu işin içinde' diyor. BDP de bu işe katılacağını söylüyor. Hep beraber hemen bu işi bitirelim. Ben şu anda grup başkan vekili arkadaşlarıma talimatı burada veriyorum, verdim ve lütfen hemen CHP'nin grup başkan vekilleriyle siz de görüşün, onların da talimat alıp almadıklarını öğrenin ve bunu biz de hemen kamuoyuyla da paylaşacağız."

AK Parti, Kızılcahamam kampında stres attı

Başbakan Erdoğan, MHP'li Kızılcahamam Belediye Başkanı Coşkun Ünal'ı ziyaret etti. Erdoğan, Kızılcahamam'ın girişine, "Hoş geldiniz" pankartları asarak jest yapan MHP'li başkana karşı jest yaparak belediyeyi ziyaret etti. Erdoğan Kızılcahamamlılarla buluştuğu düğün salonunu tahsis eden Belediye Başkanı Ünal'a teşekkür etmeyi de ihmal etmedi.

Erdoğan, Kızılcahamam'da halka hitap etti. Öncesinde aynı binada düğün yapan Ramazan-Neşe Bülbül çiftini kutlayarak, geline bilezik taktı.

Kızılcahamam'da kamp yapan milletvekilleri toplantı sonunda aralarında futbol maçı yaparak stres attı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yer aldığı takım maçı galip bitirirken, maçın ardından Bakan Şimşek, "Dostluk kazandı" dedi.

Maç sırasında rakip oyuncunun dirseği ile gözlüğü kırılan Şimşek, maça özel yapım gözlükleriyle devam etti. Maçın hakemliğini bakanın danışmanı yaptı. Danışman hakem, pozisyonu sarı kartla cezalandırmak isterken, sarı kartı olmadığı için bir gazetecinin 'sarı basın kartını alarak Bakan Şimşek'e faul yapan oyuncuyu cezalandırdı.

Milletvekilleri maçın ardından hatıra fotoğrafı çektirirken, Maliye Bakanı Şimşek, bir gazetecinin koruduğu kaleye 3 penaltı attı.

Zaman, 17.10.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.