Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kılıçdaroğlu: Gelin beraber demokrasiyi getirelim

Kılıçdaroğlu: Gelin beraber demokrasiyi getirelim

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Birileri yıllar yılı 'CHP demokrasiye karşıdır, CHP hakların genişletilmesine karşıdır, şöyledir böyledir' dedi. Şimdi açık, net ve kararlı söylüyoruz; Gelsinler beraber Türkiye'ye batı standartlarında, Avrupa Birliği'nin beklediği standartlarda demokrasiyi getirelim” dedi. CHP'nin ülkeye çok partili demokrasiyi getirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sayın Başbakan unutmasın, ona başbakanlık yolunu açan da biziz. Bize kimse özgürlük ve demokrasi dersi vermesin. O dersi vermeye kalkanlar önce kendilerine dönüp bir baksınlar” diye konuştu. 2011 seçimlerine kararlı hazırlanacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, şikayetini anlatan yurttaşa kızıp bağırmayacaklarını söyledi.

BOLU - CHP'nin, Bolu Abant Tabiat Parkı'nda bulunan Büyük Abant Otel’de 2 gün sürecek toplantıya katılacak milletvekili ve Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, bu sabahtan itibaren otobüslerle geldi. Milletvekili ve parti yöneticileri odalarına yerleştikten sonra öğle yemeği yedi.

Saat 13.05'te otele gelen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ise yemek salonuna geçti. Spor kıyafeti ile dikkat çeken Kılıçdaroğlu, saat 14.00'te otelin toplantı salonunda açılış konuşmasını yaptı. Kılıçdaroğlu, siyasal partilerin genelde ülkenin sorunları ve çözümleri ile ilgili olarak düşünce ürettiklerini belirterek, “Siyasal partilerin de canlı organizma olduğunu kabul etmemiz lazım. Ülkenin sorunlarını çözerken kendi sorunlarımızı da görüşüp tartışalım. Bu süreç içerisinde toplantıda hem Türkiye'yi, hem dünyayı konuşacağız. Türkiye’de önemli konular var. Güzel bir toplantı olacak” diye konuştu.

REFERANDUM SONUÇLARINI MASAYA YATIRDIK
Referandum sürecinden çıkıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Sayın Başbakan, ‘yüzde 42’yi araştıracağını söyledi. Biz hem yüzde 42’lik, hem de yüzde 58’lik oyu araştırıyoruz. Olaya daha geniş pencereden bakıyoruz. Yurttaşlarımızın neden ‘Evet’, neden ‘Hayır’ dediklerini bilimsel verilerle tartışarak, bizim dışımızdaki araştırmacılardan da yararlanarak masaya yatırıyoruz. Ve takip edeceğiz. 2011 seçimleri var. Ciddi bir hazırlık yapacağız. Bu bağlamda ekonomiyle ilgili düşüncelerimizi oluşturmak hem geniş kitlelere yaymak açısından yaptığımız çalışmayı yakında geniş kitlelere yayacağız. Pazar günü arkadaşlarımızla bu konuyu tekrar görüşeceğiz. Kamu ile ilgili grup oluşturduk. Önümüzdeki günlerde kamu alanında ciddi değişiklikler var. 2011 seçimlerine giderken kamu kurumlarında olan biteni daha yakından izlemeye çalışacağız” dedi.

Anayasa komisyonu oluşturduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “CHP'nin anayasa değişikliğinden beklentilerini, anayasanın neleri içermesi konusunda da bir komisyonumuz çalışmaya başlayacak. Seçim komisyonu oluşturduk. Değişik çevreleri dinliyorlar. 15-17 Ekim’de İstanbul’da ortak beyin fırtınası yapacağız. Bilimi, aklı ve mantığı öne koyarak geleceğe ve seçimlere hazırlanacağız. Biz Türkiye’yi yönetmek istiyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu zor koşullardan Türkiye’yi kurtarmak istiyoruz. Aydınlık, çağdaş Türkiye’yi kurmak hedefe kilitlenmek ve kilitlendiğimiz hedefte halkın önüne çıkmak istiyoruz. Daha güçlü, daha kararlı, daha tutarlı politikalarla çıkacağız” diye konuştu.

GENÇLERE DAHA FAZLA KULVAR AÇMALIYIZ
Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulların çok iyi olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Üniversiteler açılıyor. Bir baskının olduğunu görüyoruz. Hiçbir gencimizin aklında Cumhuriyet Halk Partisi’yle ilgili bir soru işareti kalsın istemiyorum. Gençlere güveneceksek, gençlerin siyasete girmesini sağlayacaksak, bize sordukları soruları yanıtlamamız çok çok önemli.Gençler ve kadınlar siyasete daha fazla ilgi göstermeye başladılar. Üniversitelere gittiğinizde bu ilginin sıradan olmadığını görüyorsunuz. Üniversiteli gençler Türkiye’nin ve dünyanın sorunlarını yakından izliyorlar. Bizim verdiğimiz yanıtlarla samimiyetimizi ölçüyorlar. 12 Eylül’ün getirdiği gençlerin politikanın dışına itilmesi politikasının artık ters yüz edildiğini görüyoruz. Gençler daha samimi, daha kararlı siyasete odaklanmışlar. Gelecekte ülkeyi gençler yönetecekler. Siyasette gençlere daha fazla kulvar açmalıyız. Gençlere daha fazla yer açacağız.”

TÜRKİYE’YE DEMOKRASİYİ GETİRELİM
Kılıçdaroğlu, 12 Eylül rejiminin getirdiği Siyasi Partiler Yasası’nın değiştirilmesini önererek, şöyle devam etti: “Bana Türkiye’deki demokrasiyi sormuşlardı. Ben parti içi demokrasiden de söz etmiştim. Gerçekten samimiyse siyasi iktidar, gelsin, 12 Eylül rejiminin getirdiği Siyasi Partiler Yasası’nı da değiştirelim. Türkiye’nin gerçek anlamda demokrasinin olduğu, yürüdüğü, bir siyasal parti anlayışı Türkiye’de egemen kılalım. ‘Demokrasi ve özgürlük’ diyorsanız kapılarımız sonuna kadar açık. ‘Hak ve adalet’ diyorsanız kapımız sonuna kadar açık. Yeter ki bu ülkede her yurttaşımızın özgürce düşüncelerini ifade edebileceği sağlıklı, tutarlı, kararlı bir demokrasiyi kendi ellerimizle kuralım. Bunu istiyoruz biz. Ama birileri yıllar yılı ‘CHP demokrasiye karşıdır, CHP hakların genişletilmesine karşıdır, şöyledir böyledir’ dedi. Şimdi açık, net ve kararlı söylüyoruz; Getirsinler, gelsinler beraber Türkiye’ye demokrasiyi getirelim. Batı standartlarında demokrasi getirelim. Avrupa standartlarında, Avrupa Birliği'nin beklediği standartlarda demokrasiyi getirelim. Bizim insanımız niçin demokrasiyi tatmasın?”

‘BAŞBAKAN UNUTMASIN’
“Kılıçdaroğlu, tam demokrasi istediklerini, baskıdan yana olmadıklarını açıklayarak, şöyle devam etti: “Gençler parasız eğitim istiyoruz diye pankart astıklarında birileri onların ağzını kapatır, birileri onların bağırmalarına engel olursa o ülkede demokrasiyi nasıl içselleştireceğiz? O ülkede gençlere ‘Buyurun siyaset yapın’ nasıl diyeceğiz? O tabloyu iktidarın görmesini isterim. Gençlerden korkmayacaksınız. Gencin enerjisinden yararlanacaksınız. Yeri geliyor Avrupa Birliği'ne diyoruz ki, ‘Biz Avrupa'nın en güçlü ülkesi olacağız. Nüfusumuzun yarısı genç’ deyip bununla övünüyoruz ama konuşmaması için baskı kuruyoruz. Yani bir şey söylüyoruz doğru, bir şey yapıyoruz yanlış. O yanlıştan Türkiye’yi arındıracağız. Çünkü CHP öteden beri bu ülkeye çok partili demokrasiyi getiren partidir. Sayın Başbakan unutmasın, ona başbakanlık yolunu açan da biziz. Çünkü nerede demokrasi varsa CHP oradadır. Bize kimse özgürlük ve demokrasi dersi vermesin. O dersi vermeye kalkanlar önce kendilerine dönüp bir baksınlar. Neler yaptıklarına baksınlar. Biz demokrasiyi de özgürlüğü de istiyoruz. Gençlerimiz için istiyoruz, kadınlarımız için üniversitedeki hocalarımız için de istiyoruz. Anayasalar değişir, üniversiteler suskun olursa orada demokrasinin olmayacağını da biliyoruz. Biz öyle demokrasi istiyoruz. Baskıdan yana değiliz.”

Çifte standartla karşı olduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Anayasa değişikliği yaptılar ve geçen gün parlamento da Sayıştay’dan üç üyenin seçimi vardı. Hani yapıyorlardı ya, Başbakan diyordu ya, ‘Anayasa değişikliği ciddi bir konudur. Bir kelime üzerinde bile günlerce tartışma olabilir.’ Doğru. Peki sayın Başbakan'a şu soruyu sormayacak mıyız; Sizin grup başkan vekilleriniz 26 maddelik değişikliği getirip önümüze koyduklarında ne söylediler? ‘3 gün içinde yanıt verin’. 26 maddelik değişikliğe biz 3 gün içinde yanıt vereceğiz ve Başbakan çıkacak kendisinin haklılığını kanıtlamak için ‘Öyle olmaz bir kelime üzerinde günlerce tartışma olur’ diyebiliyor. İşte bu çifte standarta karşıyız. Bir insan o verdiği sözün arkasında durmalıdır. Neyse verdiği söz, anayasa değişikliği mi, demokrasi mi? Hay hay buyurun gelin. Bunları yapacağız. Üniversiteleri özerk olmayan bir ülkenin kendisi de özerk değildir. Yolumuz bu. Bunu da her ortamda açıklıkla dile getireceğiz.”

YURTTAŞA KIZIP BAĞIRMAYACAĞIZ
2011 seçimlerine kararlı ve tutarlı hazırlanacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Söylem birliğimizi geliştireceğiz. Çok güzel projeler hazırlanıyor. Yakında açıklanacak. Her bir ilimiz için özel çalışmalar yapılıyor. Çok güzel ve kararlı bir hazırlık yapıyoruz. Toplumun her kesimine kararlıkla hitap edeceğiz. Hazırlığımız bunun üzerinedir. Her eleştiriden ders çıkartacağız. CHP’nin temel görevi budur. Eleştiriye kızmak değil, eleştiriden ders çıkartmaktır. Biz birilerinin yaptığı gibi yapmayacağız. Birilerinin yaptığı gibi şikayetini anlatan yurttaşa kızıp bağırmayacağız. Ona hak verip kendi düşüncemizi ona aktaracağız. Sağlıklı ve güzel bir iletişim halinde olacağız. Sosyal bir partiyiz. Yeri geldiğinde fıkra da anlatacağız. Hayatı her bölümüyle yakalamak zorundayız. İnsanı da, doğayı da, çevreyi de yakalayacağız” diyerek sözlerini tamamladı. Toplantı, daha sonra basına kapatıldı.
 

Radikal, 08.10.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.