Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > "Kimseden oy hesabı sormayız"

"Kimseden oy hesabı sormayız"

12 Eylül'de yapılan referandumdan isteği sonucu alamayan CHP, bir taraftan özeleştiri yaparken diğer yandan yeni yol haritası hazırlıyor.

Yüzde 58 evet, yüzde 42 hayır sonucu çıkan halk oylamasının ardından Kılıçdaroğlu, il başkanları ile ilk kez bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'evet' çıkan illeri tek tek tahlil edeceklerini söyledi. Kimseyi inancından, kılık ve kıyafeti ile kimliğinden dolayı kimseyi ötekileştirme lükslerinin olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, il başkanlarına kahvehane ve lokantalarda oturmalarını istedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Sekreter Önder Sav, il başkanları parti genel merkezinde bir araya geldi. Toplantıda durum değerlendirmesi yapan Kılıçdaroğlu, referandumda istedikleri sonucu alamadıklarını belirterek sözlerine başladı. Kılıçdaroğlu, "Elde ettiğimiz sonuç bizim istediğimiz sonuç değil. Ama bir şeyi unutmayacağız yüzde 58'lik sonucu il il tahlil edeceğiz. Çünkü biz haklıyız, söylemlerimizde insana bakışta ve sorun.arın çözümünde haklıyız. Bunu durmadan anlatacağız.

Evet oyu veren yüzde 58 olu veren vatandaşlarımıza bıkmadan usanmadan anlatacağız. Biz zoru başarmak zorundayız." dedi.

İNANÇ VE KİMLİK VURGUSU

CHP Genel Başkanı alınan sonuçlar nedeniyle özeleştiri yaptı. Bu konuda vatandaşa "Sen oyunu niçin oraya verdin?" diyerek kızma lükslerinin olmadığının altını çizen Kılılçdaroğlu, il başkanlarına bir dizi öneride bulundu: "Yüzde 42'lik oy gösterdi ki bize muhalefet gömleği dar geliyor. Biz iktidar olmak zorundayız. Yollar yürümek içindir. Biz sonuna kadar yürüyeceğiz. İktidara kilitlenmek zorundayız. Biz halk partisiyiz. O halde onlarla birlikte olacağız.

Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Ne inancından ne kılık kıyafetinden, ne de kimliğinden ötürü. İktidar olmanın yolu herkesi kucaklamaktır. CHP herkesi kucaklamak durumundadır. Oy vermeyenlere daha fazla gideceğiz. Çünkü 2011'de seçimlerimiz var. Ana muhalefet partisi gömleği bize dar geliyor. İnançla kararlıkla halka anlatmamız lazım. Gerçekleri halka anlatmak zorundayız. Özeleştiri yapmaktan da korkmayacağız.

Yurttaş anlatırken de bizi eleştirirken de onu dinleyeceğiz. Unutmayın yurttaş her zaman haklıdır. Onu suçlamaya niye oyunu böyle kullandın demeye hakkımız yoktur. Birileri gidip ikna etmişse sen de git anlat ikna et. Biz haklıyız. Bunu anlatmakta zorlanmayacağız. Örgütün kapılarını herkese açacağız. İsteyen herkes üye olabilecek."

CHP DEVRİMCİ RUHA SAHİP

Kılıçdaroğlu, il başkanlarından halkın arasına karışmalarını istedi. CHP il başkanlarının koltukta oturma lüksü olamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Kahvehanede, lokantada oturacağız. Fabrikaya sivil toplum kuruluşlarına tarlaya gideceğiz. Biz CHP'nin statükocu olmadığını anlatacağız. Avrupa'da bizim için böylme diyorlar. Tam tersi, ruhunda devrimcilik olan bir partiyiz biz. Devrimci olan bir partinin statükocu olma şansı var mıdır? Biz değişiminden dönüşümden yanayız. Ama toplumu ve demokrasiyi daha ileriye götürmek için tabi. Toplumun her kesiminin güvenini kazanmak zorundayız. İnsana odaklanacağız." şeklinde konuştu.

BARAJ MESELESİ

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Meclis'in açılışında yaptığı konuşmaya da değindi. Gül'ün "TBMM'de siyasi temsilin derinleştirilmesinin ve çeşitlendirilmesinin sağlanması gerekir." sözünü de hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Biz öteden beri CHP olarak 'milletin iradesinin tam parlamentoya yansıması gerekir. İlk kez 12 Eylül'ün ürünü olan düzeni değiştirdik. Yüzde 10'luk barajı değiştirelim' dedik. Yüzde 47'lik oy alacaksın ama parlamentoda yüzde 65 milletvekili ile temsil edeceksin. Bu milletin iradesi değildir. 12 eylül ürünü olan anayasa ile sana veriliyor. Onun için hem çeşitlendirme hem de derinleştirme bizim için önemlidir." diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Gül'ün, "Yargılama sürecinin tutukluluğu fiili bir mahkumiyet durumuna dönüştürmemeli." sözüne de destek verdi.

Kılıçdaroğlu, "Bunu bir cumhurbaşkanı söylüyorsa bilin ki orada yargı düzenine siyasal müdahale vardır. Yargı sağlıklı çalışmıyor demiyor demektir. Bunun üzerinde durmamız gerekir. Kamu vicdanını rahatsız ediyorsa iki yıl geçmesine rağmen mahkeme önüne çıkmıyorsa burada sağlıklı olmayan bir durum var. Hani AB ülkesinde var? Bu 48 gazetecinin ismini AB'ye göndereceğiz. " ifadelerini kullandı.
 

Star, 02.10.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.