Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Dink cinayetini 155’e ihbar ettim

Dink cinayetini 155’e ihbar ettim

Ergenekon’da da tanıklık yapan Erhan Özen, Hrant Dink’in hükümeti devirmek isteyenlerce öldürüleceğini 2005’te ihbar ettiğini söylüyo

19Ocak 2007 tarihinde gazetesi Agos’un önünde suikasta kurban giden Hrant Dink’in cinayet davasında tanık olarak dinlenen Amasya Cezaevi’nde tutuklu Erhan Özen’in ifadeleri, suikastla ilgili çarpıcı iddiaları gündeme getirdi. 2006 yılında yağma suçundan tutuklanarak cezaevine konan Özen’in, 23 Temmuz 2010 tarihinde Amasya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada alınan ifadeleri, dün Milliyet ve Vatan gazetelerinde “Jitemci’den Dink’i kaçırdık iddiası” ve Erenerol, Dink’i mezarlığa götürüp tehdit etti” başlıklarıyla verildi. Duruşma tutanağında haberlere yansımayan başka çarpıcı iddialar da yer alıyor. Bunlardan en önemlisi ise Erhan Özen’in, Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Osman Hayal’in Dink suikastı ile ilgisi olup olmadığı sorusuna verdiği cevapta yer alıyor. Özen, Erhan Tuncel, Osman ve Yasin Hayal’in Karadeniz bölgesinde Jitem ajanı olarak kullanıldığını ve yapılan sohbetlerde bölgede hükümeti devirmeye yönelik eylemler yapılacağını bildiğini söylüyor. Bu eylemlerin suikast şeklinde olacağını duyduğunu söyleyen Özen, suikast düzenlenecekler arasında Başbakan Erdoğan, Fethullah Gülen, Muhsin Yazıcıoğlu, Jak Kamhi, M. Ali Birand ve Hrant Dink’in de yer aldığını iddia ediyor. “2003 yılından beri Hrant Dink’e suikast yapılacağı konuşuluyordu, hatta ben 2005 yılında 155’e telefon açarak böyle bir suikast bilgisini verdim” diyen Özen, 1997 yılından beri Jitem’e çalıştığını, özellikle misyonerler üzerine çalışan yapılanmanın başında şu an Ergenekon tanığı olan ve can güvenliği nedeniyle ismini veremeyeceği bir tuğgeneralin olduğunu ifade ediyor. 2004 yılında başörtülü eşinin 28 Şubat darbesinden önce yapılan Fadime Şahin olayındaki gibi kullanılmak istenmesi üzerine örgütten ayrılmaya karar verdiğini söyleyen Özen, ailece tehdit edildikleri için yapılanmadan hemen çıkamadığını ve Dink’in öldürüleceği ihbarını 2005 yılında bu nedenle yaptığını belirtiyor.

 

Agos’un fotoğraflarını zulaladım

Askerde tanıştığı ve Jitem’e girmesini sağlayan Şiran ve Yusuf kod adlı iki elemanla 2004 yılında Sevgi Erenerol’un talimatıyla Hrant Dink’i Halıcıoğlu Çıksalın’da bulunan yabancılar mezarlığına götürdüklerini iddia eden Özen, Dink’in burada Sevgi Erenerol ile camları siyah bir arabada yarım saat görüştüğünü, Dink’i daha sonra Mecidiyeköy’de bıraktıklarını, Dink’in çok tedirgin göründüğünü ifade ediyor. Bunun yanı sıra Üzeyir Garih cinayetinde de rol alan İnci isimli bir muhbirin Agos’la aynı sırada ve 1 km mesafede Prenses Mavi Ay isimli bir masaj salonunda kamuflaj amacıyla çalıştığını, Dink’in gazeteye geliş gidiş saatlerini takip ettiğini anlatan Özen, kendisinin de 2005 yaz döneminde Agos’u fotoğraflama işi için görevlendirildiğini, çektiği resimlerin bir kısmını oturduğu mahallede bulunan Yakut Ekmek Fırını’nın bodrumunda zulaya sakladığını ifade ediyor. Cinayetten hemen önce Ogün Samast’ın bir süre bulunduğu Kritik İnternet Kafe’nin adının kendi yapılanmalarında şahit olduğu konuşmalarda geçtiğini söyleyen Özen, Malatya’da misyonerlere yönelik bir eylem planlandığını da bizzat duyduğunu ifade ediyor.

 

Yakut fırını yıkılmış

İddialar hakkında görüşüne başvurduğumuz Dink ailesi avukatı Fethiye Çetin, ihtiyatla yaklaşmakla birlikte, iddiaların her birinin ciddi olduğunu, ifadenin yeni olması hasebiyle, önümüzdeki ilk duruşmada konuyu gündeme getireceklerini ve her bir iddianın araştırılmasını mahkemeden talep edeceklerini söylüyor. Bu iddialar hakkında kendilerinin bir araştırma yapıp yapmadığını sorduğumuzda ise Özen’in Agos’un fotoğraflarını sakladığını iddia ettiği Çıksalın’daki Yakut Fırını’na gidildiğini, burada böyle bir fırının gerçekten olduğunu, ancak yıkılarak yerine başka bir bina yapıldığını söylüyor. Fethiye Çetin, Dink’in kendisine yönelik tüm tehditleri deşifre ettiği “Niçin Hedef Seçildim” adlı son yazılarında Türk Ortodoks Kilisesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol tarafından tehdit edildiği ile ilgili bir bilginin yer almaması ve bu konuyu çevresiyle hiç paylaşmamış olmasının da ayrı bir soru işareti olduğunu ekliyor.

Taraf, 24.09.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.