Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > “PKK'lılar ölünce neden başsağlığı dileyen yetkili yok?”

“PKK'lılar ölünce neden başsağlığı dileyen yetkili yok?”

BDP Genel başkanı Selahattin Demirtaş, PKK'nın ilan ettiği ve 20 Eylül'de sona ereceği belirtilen eylemsizlik kararına dikkat çekerek, “20 Eylül'de PKK'nın ilan ettiği tek taraflı ateşkesin bitme ihtimali var. Öyle görünüyor. Bizim talebimiz, bizim isteğimiz, beklentimiz, kalıcı ve süresiz bir ateşkesin gerçekleşmesi ve bunun iki taflı olması şeklinde. Biz devlet silah bıraksın demiyoruz, operasyon yapmasın diyoruz” dedi.

 

DİYARBAKIR - Diyarbakır’da partisinin MYK toplantısı öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulunan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bütün meselelerin konuşulması ve sağlıklı bir ortamda tartışılması için mutlaka savaşın sonlanması ve şiddetin durması gerektiğini söyledi. Demirtaş şöyle konuştu:

“Bu da çağrı yapmakla, söylemekle gerçekleşmiyor. Şimdi 20 Eylül’de PKK’nın ilan ettiği tek taraflı ateşkesin bitme ihtimali var. Öyle görünüyor. Bizim talebimiz, bizim isteğimiz beklentimiz kalıcı ve süresiz bir ateşkesin gerçekleşmesi ve bunun iki taraflı olması şeklinde. Biz ‘ordu operasyon yapmasın’ dedikçe, ‘efendim devlet silah bırakmaz’ diyorlar. Biz devlet silah bıraksın falan demiyoruz. Başbakan bunu ısrarla manipüle ediyor. Yani biz ‘ordu operasyon yapmasın’ diyoruz. PKK de durduğu yerde dursun, bu meseleleri biz sağlıklı bir şekilde konuşalım ve PKK’nın silahların bırakılması sürecini nasıl işlediğini, bir proje ortaya çıkaralım, bir yol haritası ortaya çıkaralım, bunu hükümet, muhalefet, sivil toplum kuruluşları, DTK hep birlikte yapalım. Fakat bu tartışmanın yapılabilmesi için de en azından çift taraflı bir ateşkesin olması gerekiyor.”

‘PKK'LILAR ÖLÜNCE BAŞSAĞLIĞI DİLEYEN YETKİLİ YOK’
Demirtaş, PKK’nın saldırıları durdurma kararının bu yana düzenlenen operasyonlarda 20 PKK’lının öldürüldüğünü söyledi. Demirtaş şöyle devam etti:

“Şimdi böyle bir ateşkes olabilir mi? Böyle bir ortamda sadece PKK’lılar ölünce ülkede kan durmuş mu oluyor. Çok tuhaf bir anlayış var. Sadece PKK’lılar ölünce, sanki ülkede akan kan durmuş ve ülkede çatışma yok gibi bir hava yaratılıyor. Oysa öyle değil. Bunu en çok biz hissediyoruz.

Medya PKK’lıların cenaze törenlerini ve ailelerinin yaşadığı acıyı görmüyor. Bu coğrafyada bu acıları biz görüyoruz. Devletin de bunları görmesi lazımdır. Bugüne kadar bir çatışmada yaşamını yitirmiş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir PKK’lı için her hangi bir Türkiye Cumhuriyeti yetkilisinin başsağlığı dilediğini gördünüz mü? Buna tanık oldunuz mu? PKK’lılar ölünce hükümet neredeyse bayram havası içinde olacak. Böyle bir anlayışla ülkeye barış ve ateşkes gelir mi? O yüzden karşılıklı mutlaka silahların susması lazımdır. Bunun içinde hükümetin cesur davranması lazımdır.”

‘MUHATAP PKK VE SAYIN ÖCALAN’
Referandum döneminde Abdullah Öcalan ile diyalog kurulmasının, Türkiye’de kıyameti koparmadığını öne süren Demirtaş şunları söyledi:

“Çünkü insanlar akan kanın durması için böyle bir yönteme karşı değiller. Şimdi Başbakan ne duruyor o halde. 20 Eylül’den önce PKK ile Abdullah Öcalan ile temas kurulabilir. Tekrar diyalog kurulabilir. Müzakereler yapılabilir. Silahların bırakılmasının koşulları ve yöntemi konuşulabilir. Bütün bunların muhatabı PKK ve sayın Abdullah Öcalan’dır. Biz bunu söyleyince topu başka yere attı gibi yorumlanıyor. Bu da doğru değil. Bu işin mahatabı onlardır. Fakat yeni anayasa yapılması ve Kürt sorununun siyasi olarak çüzümü konusu aşamalarda muhatap BDP’dir. Fakat silah nasıl bırakılacak, ne olacak bu konuda proje hazırlanacaksa, BDP katkı sunmaya da hazırdır. Hükümete destek olmaya da hazırdır. Ama bu işin muhatabı savaşan taraflardır.”

‘KAN DAVASI ANLAYIŞINDAN ÇIKMAMIZ LAZIM’
BDP Genel Başkanı Demirtaş, Öcalan ile diyaloğun çok önemli olduğunu düşündüğünü de belirterek açıklamasını şöyle tamamladı:
“Kendisi ile yapılacak görüşmeler Türkiye’ye kazandırır kaybettirmez. Savaşmaktan çatışmaktan bin kat iyidir. Görüşmek konuşmak, bundan kıyamet kopmaz. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve devletinin onuru kırılmaz. Devletlerin, hükümetlerin ve toplumun onuru müzakerelerde kırılmaz. Tam tersine bu bir erdemdir. Artık bizim bu kan davası anlayışından çıkmamız lazımdır. Bu kan davası meselesi değildir. Bu Türkiye’de hepimizin ortak acısı olan, ortak sorunu olan bir meseleyi artık barış içerisinde, sulh içerisinde çözme meselesidir. Türkiye toplumunun ortak acısı ile ortak arzusu da bu meselenin diyalog ve müzakere ile çözülmesidir.”
 

Radikal, 15.09.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.