Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > CHP'de tasfiye harekatı derinleşiyor

CHP'de tasfiye harekatı derinleşiyor
CHP'de, Deniz Baykal ve ekibine yönelik tasfiye harekatı derinleşiyor.

Baykal ve yakın çalışma arkadaşlarına referandum kampanyasında görev verilmiyor. Üstelik Baykal'da mitinglere davet edilmiyor. Öte yandan CHP'nin 22-23 Mayıs 2010 tarihinde yapılan 33. Olağan Kurultayı'nın ardından görevden alınan ve istifa etmek zorunda kalanların listesi giderek büyüyor. Görevden alınmaya gerekçe olarak ise; parti çalışmalarını aksatma ve toplanamamaları gösteriliyor.

-ÖRGÜTTEKİ DEĞİŞİKLİKLER-

29 Mayıs 2010 tarihinden sonra yapılan Parti Meclisi toplantısından sonra örgütte meydana gelen değişikliler şöyle;

Mersin-Anamur İlçe Başkanı Kasım Duman görevinden istifa etti.

İstifalarla boşalan ve düşmüş olan İstanbul İl Yönetim Kurulu'nu yeniden oluşturmak üzere Berhan Şimşek İl Başkanlığı görevine atandı.

Mersin-Tarsus İlçe Başkanı Yeşim Dağgeçen Ayaz görevinden istifa etti.

İstanbul-Kartal İlçe Yönetim Kurulu istifalarla boşalarak düştü.

Afyonkarahisar-Merkez İlçe Yönetim Kurulu istifalarla boşalarak düştü.

Samsun İl Yönetim Kurulu istifalarla boşalarak düştü.

Gençlik Kolları Genel Başkanı Yunus Emre istifa etti.

Ağrı İl Başkanı Bedir Sayan ile İl Yönetim Kurulu görevden alındı.

Hatay İl Başkanı Halef Tiftikçi ve İl Yönetim Kurulu görevden alındı.

Adana İl Başkanı Serdar Seyhan ve İl Yönetim Kurulu görevden alındı.

İzmir İl Başkanı istifa ederken İl Yönetim Kurulu'da istifalarla boşaldı.

Bolu-Seben İlçe Yönetim Kurulu istifalarla boşaldı ve düştü.

Ankara-Kazan İlçe Yönetim Kurulu düştü

-BAYKAL'IN YANINDA YER ALMIŞLARDI-

Kurultay öncesinde Deniz Baykal'a destek veren Antalya, Ağrı, İzmir ve Samsun İl Başkanları Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için hazırlanan destek bildirisine imza atmamıştı. Adana ve Hatay ise, kurultay öncesi son anda Kemal Kılıçdaroğlu'na destek için imza vermişti. CHP'de yönetimin değişmesinin ardından ilk çatlak Samsun eski İl Başkanı Yılmaz Türkoğlu'ndan geldi. İl yönetimi olarak istifa kararı alan Türkoğlu, "Şevkimiz kırıldı, çalışma ortamımız kalmadı" diyerek istifa etti. Daha sonra İzmir İl Başkanı Ekrem Bulgun istifasını faksla gönderdi. Adana, Ağrı ve Hatay İl başkanları ise görevden alındı. Görevden alınmaya gerekçe olarak ise; toplanamama ve parti çalışmalarını aksatma gösterildi.

-ANTALYA'YA DOKUNULMADI-

Kurultay öncesinde Baykal'ın yanında yer alan Antalya İl Başkanı Ahmet Özer Ülken ise hâlâ görevini sürdürüyor.

-BAYKAL'IN A TAKIMI TASFİYE EDİLDİ-

Baykal'ın A Takımı'da tasfiye edildi. Referandum kampanyası çevresinde Baykal'ın yakın çalışma arkadaşlarına görev verilmedi. Baykal'da, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun gezilerine çağrılmadı.

Zaman, 14.08.2010

İşte Baykal'ı durduran genelge

CHP'de 29 Temmuz'da parti teşkilatlarına bir genelge gönderildiği ortaya çıktı. Bütün parti teşkilatına gönderilen Önder Sav imzalı genelgede 2007 - 2010 arasında CHP'de genel başkanlık ve genel başkan yardımcılığı görevinde bulunan isimlerin referandum sürecinde oluşturulan çalışma gruplarında yer almayacağı belirtiliyor. Deniz Baykal genelgeyle ilgili yakın çevresine ''Tuhaf işler, üzücü'' derken, dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş ve Cevdet Selvi hurriyet.com.tr'ye CHP'de patlak veren 'genelge kavgasıyla' ilgili zehir zemberek açıklamalarda bulundular.
 

Önder Sav imzalı genelgeyle adeta "evinde otur" denilen isimler arasında Deniz Baykal, Yılmaz Ateş, Cevdet Selvi, Onur Öymen ve Bihlun Tamaylıgil bulunuyor. Genelgede "Anılan gruplarda Genel Başkanlık yapmış olan, 2007-2010 döneminde Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunan milletvekillerimiz ile Genel Sekreter, Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay, TBMM Grup Başkanvekilleri, Ankara, İstanbul ve İzmir illeri doğrudan Genel Sekreterliğe bağlı çalışacağından bu illerin milletvekilleri görevlendirilmemiştir" deniliyor. 

 

'İLK KEZ GÖREV VERİLMEYENLER İLAN EDİLDİ'

Genelgeyi görünce çok şaşırdığını belirten eski genel başkan yardımcısı Yılmaz Ateş, parti yönetimine ağır sözlerle yanıt verdi. Parti yönetiminden kimsenin kendiisyle görüşmediğini belirten Ateş, ilk kez görev verilmeyenlerin ilan edildiğine dikkat çekti.

 

İşte parti teşkilatlarına ve milletvekillerine gönderilen genelge....
''2009'da seçim propagandasını yürüten kişiyim, şimdi bekliyorum'' diyen Ateş, sözlerine şöyle devam etti:  Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Şu anda Türkiye çok nazik bir ortamda. Referandum genel seçimlerden daha önemli. Çünkü bu değişikliğe evet demek 13 Eylül'de bir diktatörlüğe evet demek anlamına gelir. Anayasa Mahkemesi'nin, Yargıtay'ın, HSYK'nın tıpkı Devlet Su İşleri, Karayolalrı Genel Müdürlükleri gibi hükümetin emrinde bir kurum olmasına evet demek olacaktır. O nedenle bizim parti olarak bütün gücümüzü seferber edip referandumu 'hayıra' çevirmemiz lazım. Bütün bireyleri sahaya çıkarmak lazım. Bunun da parti programı ve disiplini içinde olması lazım. Şimdi bu yapılmıyor. 2009 seçim propagandasını yönetmiş biriyim ben. Şimdi bekliyoruz. Ben ilk kez görev verilmeyenlerin ilan edildiğini gördüm.

 

'BAYKAL EVİNE HAPSEDİLİYOR'

Örgütlere 'bunları çağırmayın' deniliyor. Bir yasaklama anlayışı yani. Baykal 12 Eylül'de yasaklanmıştı, şimdi evine hapsediliyor. Her yerde, her mahallede toplantı yapılır. Bu yapılmıyor. Parti içinde bir dışlama var. Parti içinde bir takım kişilere karşı önleme yapılıyor.

 

'BAYKAL'IN GÖNÜL KIRGINLIĞI VAR'

Gönül kırgınlığı var. Kemal Bey kendisini ziyaret ettiği zamanda Partinin emrinde bir vekil olarak çalışmaya hazırım' dedi ama bir kez bile kendisi aranıp önerileri sorulmadı. Gönül kırgınlığı var tabii ki. Baykal da kendisi haklı olarak bekliyor tabii ki.

 

'PARTİ İÇİNDE KISKANÇLIK VAR'

Genelge 29 Temmuz'da geldi bizlere. Sorun olmasın diye sesimizi çıkarmadık.

Sayın Baykal'ın görüşleri de böyle. Parti içinde kıskançlık yapma, parti içinde birilerinin yeteneğinden ve gücünden yararlanmama günü değil. Mitingler içerikten yoksun kampanya ile yürütülüyor. 'Recep bey' ve 'villa' kavramına kilitlendi bu mitingler. Halbuki bizim neden Anayasa değişikliğine 'hayır' dediğimizi anlatmamız lazım. Ama bu yapılmıyor.

 

 

 

'GENELGE VARKEN KİM BİZİMLE ÇALIŞMAK İSTER'

Sayın Baykal da bireysel olarak çalışıyor. Antalya'nın ilçelerini dolaştı. Şık olan partinin bizimle biraraya gelip bize ''Sizden nasıl yararlanırız' diye sormalarıdır. 3 ay öncesine kadar bu işleri ben yapıyordum. MYK karar almış. Ben de genelgeyle öğrendim. 'Sakın ha bunları çağırmayın' deniyor resmen. Bu genelge varken kim benden ya da Baykal'dan yararlanmak ister. Kimse bizi çağırmadı, bizimle görüşmedi.

 

'KEŞKE DAVET EDİLSEYDİK'

Şimdi Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Milliyet Gazetesi'nden Fikret Bila'ya 'Ben şimdi Baykal'ı ya da eski genel başkan yardımcılarını nasıl düz bir MYK üyesinin altında görevlendireyim' demiş. Eğer sorun buysa şöyle aşılırdı: Biz davet ediliriz. Hangi bölgelerde çalışabielceğimiz bize önerilir. Biz de o bölgeleri seçeriz. O bölgedeki arkadaşlara 'Gerekli koşulları yaratın' denir. Biz de gider çalırıız. Kendi başımıza da gideriz. Ama örgütte sıkıntı yaratır. Stratejiyi nasıl götüreceğimiz konusunda partide doğru düzgün bir çalışma ortamı yaratılmadı. 

 

CEVDET SELVİ: KEŞKE YAŞANMASAYDI

Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi de genelgeyle ilgili olarak hurriyet.com.tr'ye yaptığı kısa değerlendirmede 'şık olmadı, keşke yaşanmasaydı' dedi.

 

Genelge ile referandum çalışmalarının dışında bırakılan Selvi, ''Genelge gönderilmesi yanlıştır, güzel ve şık olmamıştır. Biz partiliyiz ve her halükarda bireysel olarak da çalışırız. Şu kritik noktadayanlış anlaşılabilecek lüzumsuz bir şey olmuştur. Keşke böyle yanlış anlaşılabilecek bir şey yaşanmasaydı'' şeklinde konuştu.

 

 

BAYKAL: TUHAF İŞLER, ÜZÜCÜ

 

Deniz Baykal, 7 Ağustos günü İzmir'de "Referandum için çalışmak istiyorum, kimse beni aramadı" serzenişinde bulunmuştu. Baykal'ın bu sözleri ifade ettiği gün genelgenin yürürlükte olduğu ortaya çıktı.

 

Baykal, İzmir'de şu açıklamalarda bulunmuştu: "Ben, Genel Başkanlıktan ayrıldığım gün ilan ettim ki; partimin bir milletvekili veya düz üyesi olarak her tür etkinlikte seve seve görev alacağım. Ancak kendiliğimden bunu yapmam doğru olmaz. Bugüne kadar Genel Merkez'den benimle iletişim kurulmadığı için, kendiliğimden de yurt gezileri yapmayı doğru bulmadım. Gideceğim yerlerdeki arkadaşlarımı da zor durumda bırakmak istemiyorum. Referandum için çalışma yapmak istiyorum ancak kendiliğimden yapmak istemiyorum."

 

 

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın genelge ile ilgili olarak çevresine "Tuhaf işler, üzücü. Benim ve arkadaşlarımın çalışmasını istemiyorlar" yorumunda bulunduğu öğrenildi. 

 

Hürriyet, 14.08.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.