Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > “Bu, hayal mahsulü bir hakarettir”

“Bu, hayal mahsulü bir hakarettir”

“Bu ifadelerin gerçekle bir ilgisi olmadığı gibi 53 yıl üniforma giymiş şahsıma karşı hiçbir bilgi ve belgeye dayanmayan hayal mahsulü bir hakaret olarak görüyorum. Kınıyorum, tekzip ediyorum”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun NTV televizyonunda 27 Nisan bildirisinin, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın anlaşmasına dayandığını iddia etmesi, Büyükanıt tarafından sert şekilde karşılık buldu.

Milliyet gazetesinden Fikret Bila, Yaşar Büyükanıt’la konuştu. Bila’nın bugünkü köşesinde aktardığı görüşmeye göre Büyükanıt “Uzun bir açıklama yapmayacağım” diye başladığı konuşmayı daha önceden aldığı yazılı notu okuyarak devam etti.

İşte Büyükanıt’ın o açıklaması:
26 Temmuz 2010 tarihinde CHP liderinin, ‘27 Nisan bildirisinin Başbakan ve emekli Orgeneral Büyükanıt’ın işbirliği ile hazırlandığı’ şeklindeki ifadesi yazılı ve görsel basında yer almıştır. Bu ifadelerin gerçekle bir ilgisi olmadığı gibi 53 yıl üniforma giymiş şahsıma karşı hiçbir bilgi ve belgeye dayanmayan hayal mahsulü bir hakaret olarak görüyorum. Bu ifadeleri şiddetle kınıyor ve tekzip ediyorum.

 

Radikal, 29.07.2010
 


 

'Erdoğan ile Büyükanıt işbirliği yaptı'

Kılıçdaroğlu, ''E-muhtıra AKP'nin tekrar iktidara gelmesi için konulmuştur'' dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan ile eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ı işbirliği yapmakla suçladı. Kılıçdaroğlu, ''E-muhtıra AKP'nin tekrar iktidara gelmesi için konulmuştur'' dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuk olduğu haber kanalı NTV’de Murat Akgün’in sorularını cevapladı.

İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:

AKP ÜLKEYİ YÖNETME YETENEĞİNİ KAYBETTİ
Hepimiz teröre ve ayrımcılığa karşı ortak bir politika geliştirmeliyiz. Hükümet ne yaparsa yapsın birlik ve beraberliğimizden taviz vermemeliyiz. Teröre ayrışmaya ödün vermemeliyiz. Ne yaptığının farkında olmayan iktidara da topluca son vermeliyiz. Ayrışma sürecini tetikleyen unsurlara bakmak lazım. Toplumu itidale çağırmak lazım. İnegöl ve Hatay’daki olaylar hepimizi üzdü. Bu olayları ortaya çıkan unsurlar iyi belirlenmeden çözüm üretmezsiniz. AKP’nin yanlışı da bunu. Çözüm üretemiyor. Çünkü ülkeyi yönetme yeteneğini kaybetti. AKP sorunlarım çözen değil sorun üreten bir parti konumuna gelmiştir.

ERDOĞAN-BAŞBUĞ GÖRÜŞMESİ
Bu görüşme sıradan olağan bir görüşme değil. Aslında olay siyasal davanın ortaya çıkardığı bir tablodur. Başbakan ben bu davanın savcısıyım dedi ve bu savayı siyasallaştırdı. Çağdaş hukuk adına kimsenin kabul etmeyeceği sonuçlar çıkıyor ortaya. Yargıyı siyasallaştırırsanız sizi de aşan durumlarla karşılaşırsınız. Bir başbakan ben bu davanın savcısıyım dediğinde orada hak, hukuk, adaletten söz edilemez. Sayın başbakan’ın durumuna düşmek istemem. Sayın Başbakan bir mahkemenin kararından sonra “yargı güvenini kaybetti” dedi. Ben bütün yargı siyasallaşmıştır demiyorum.

Kurumsal baskıyı yargının üzerine herhalde muhalefet yapmıyor. Kim yapıyor o kurumsal baskıyı? Siz ısrarla diyorsunuz ki “Bu davaya bu yargıç bakacak”, bu, “bu yargıç benim adamım” demektir. Bu dava tümüyle siyasaldır. Bu davada olup da neden yargılandığını bilmeyenler vardır.

EMEKLİ GENERALLER DARBE YAPAMAZ
AKP hükümetiyle birlikte orduyu yok etmek için özel çaba harcanıyor. Belli tv kanalları var. Belli uzman(!) gazeteciler var her şeye maydanoz olan. Benim bildiğim, emekli generaller darbe yapamaz. Bir dönem teşebbüs etmişlerse yargılarsınız. Ama siz yaşamları boyunca bir araya gelmemiş kişileri bir araya getirirseniz o işin içinde çıkamazsınız. Bu olaylar bizim belleğimize kazındı. Ve bu olaylar AKP hükümetiyle birlikte sorgulanacak.

ORDU YENİDEN DİZAYN EDİLMEK İSTENİYOR
Benim gördüğüm, ordu belli kişilerce yeniden dizayn edilmek isteniyor. Bu yöntem hükümetin dışında yapıyormuş gibi bir hava yaratılarak yapılmak isteniyor. Siyasal davalarda bu tür olaylar olur. Ben bu sürecin gelecekte saygın onurlu bir miras olarak ortaya çıkacağına inanıyorum.

ERDOĞANLA BÜYÜKANIT İŞBİRLİĞİ YAPTI
Geçmişte darbe yapılıyor diye insanları içeri aldınız. Bir komutan çıkıp e muhtırayı koyuyor, ''Bunu ben yazdım'' diyor. Bu yasalar göre suç. Siz bu komutanla kanka oluyor, gizli görüşüyorsunuz. Ne devletin arşivlerinde ne de başka bir yerde görüşmeye dair tutanaklar yok. Ben muhtıra yazacağım, başbakanla dost olacağım emekli olduktan sonra son derece pahalı bir otomobil bana verilecek ve ödüllendirileceğim.

O, e-muhtıra  AKP’nin tekrar iktidara gelmesi için konulmuştur. Sayın Erdoğan’la Sayın Büyükanıt iş birliği yapmıştır. Ben 27 Nisan gecesi hiçbir yerde olabilirdim siz neredeydiniz. Neden savcıları harekete geçirmediniz. İşinize gelince savcıları harekete geçiriyorsunuz. Dolmabahçe’de ne konuştular.Yapılan görüşmeler devletin arşivinde yoksa çıkar işbirliği vardır. O işbirliğini açıklasınlar.

Akşam, 27.07.2010

Kılıçdaroğlu'ndan ihanet davasına jet yanıt

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Ordu'da yaptığı konuşma nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na 'ihanetin belgesini açıkla' dediği gerekçesiyle tazminat davası açtı.Kılıçdaroğlu'nun Başbakan'a yanıtı gecikmedi: Kendisine teşekkür ediyorum. Bu sayede Dubai'deyapılan anlaşmayı mahkemeye getireceğim. Sayın Başbakan ülkeyi pazarlıyor.

Erdoğan'ın avukatları Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu'nun açtığı davanın dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun, Ordu mitingindeki konuşmasında, Başbakan Erdoğan'ın “onur ve saygınlığına yönelik” ifadeler kullandığı savunuldu.

Dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun, Başbakan Erdoğan'a yönelik bazı ithamlarda bulunduğuna dikkat çekilerek, “bu ifadelerin, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı” kaydedildi.

Kılıçdaroğlu'ndan 50 bin TL manevi tazminat talebiyle açılan dava, Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülecek.

KILIÇDAROĞLU'NDAN JET YANIT: BAŞBAKAN ÜLKEYİ PAZARLIYOR

Başbakan’a çok teşekkür ederim. Dubai’deki anlaşmayı Dışişleri Bakanlığı'ndan istedim.

Bana gelen bilgi bu anlaşma gizlidir size veremeyiz. Ben şimdi o anlaşmayı mahkemeye getireceğim.

Bir ekonomik anlaşmanın içine siyasi koşul koymak vatana ihanettir.

Ben susmayacağım. O anlaşmayı Başbakan’ın yakasına iliştireceğim.

Bu sadece bizim ülkemizde değil. Dünyanın her yerinde aynı sonucu doğurur. Sayın Başbakan bu anlaşmadan dolayı Yüce Divan’a gidecek.

Daha önce de dedim, sayın Başbakan ülkeyi pazarlıyor. Bir başbakan ülkesini pazarlamaz ülkesinin tanıtır.

 

Hürriyet, 27.07.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.