Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: "Hayır demeseydik onursuz olurduk"

Erdoğan: "Hayır demeseydik onursuz olurduk"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a yaptırım kararıyla ilgili olarak, "Biz 'hayır' dememiş olsaydık, kendimizi inkar etmiş olurduk, imzalarımızı inkar etmiş olurduk, bu onursuz bir davranış olurdu. Biz bu onursuzluğu kabul edemezdik. Böyle bir yanlışa ortak olmak istemeyiz. Çünkü tarih bizi affetmez" dedi.

 
Başbakan Erdoğan, Türk-Arap İşbirliği Forumu (TAF) Dışişleri Bakanları 3. Toplantısı ile TAF Ekonomi Forumu 5. Toplantısı'nın ortak açılışında konuştu.

Erdoğan konuşmasında, BM Güvenlik Konseyi'nin dün İran'a karşı aldığı yaptırım kararını değerlendirdi.

Erdoğan, "Biz 'hayır' dememiş olsaydık, kendimizi inkar etmiş olurduk, imzalarımızı inkar etmiş olurduk, bu onursuz bir davranış olurdu. Biz bu onursuzluğu kabul edemezdik. Böyle bir yanlışa ortak olmak istemeyiz. Çünkü tarih bizi affetmez. Gelecek kuşaklar nesiller bizi affetmez. Onun için 'Biz duruşumuzu omurgalı sergilemek durumundayız' dedik ve bu adımı attık. Bugün de meselenin diplomatik yollarla çözülmesini sağlıyoruz, bu çabalarımız devam edecek ve çıkan sonuca kimsenin başka anlamlar yüklememesi gerektiğini hatırlatmak istiyorum" dedi.

Erdoğan, "Biz Tahran Anlaşmasına giderken, bu anlaşmanın adımlarını atarken, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin hepsiyle bu işin müzakerelerini yaparak bu adımı attık. Daha detayına girmiyorum, buna gerek yok. Bizim buradaki hedefimiz her şeyi masada çözmek. Silahla, ambargoyla, dışlamayla bir neticeye gidilmiyor. Dünya bunun örneklerini gördü ve bedelini çok ağır ödedi. Irak'ta hala bedel ödüyoruz, Afganistan'da bedel ödüyoruz. Milyonlarca insan öldü, 7'den 70'e insanlar öldü. Şu anda Irak'ta yüz binlerce dul kadın var. Bunların sorumlusu kim? Bunun yanıtını bulmamız lazım" dedi.

Yine şiir okudu: "Türk Arapsız yaşayamaz"

İstiklal Marşı'nın şairi, merhum Mehmet Akif'in, Türklerle Arapların kardeşliğini çok anlamlı iki dizeyle ifade ettiğini belirten Erdoğan, Akif'in, "Türk Arapsız yaşayamaz; kim ki yaşar der, delidir / Arabın, Türk hem sağ gözüdür, hem sağ elidir" dizelerini anımsattı.

Başbakan Erdoğan, "Arap ülkeleriyle, yani ortak coğrafyayı paylaştığımız, ortak bir kültürü, ortak bir medeniyeti paylaştığımız kardeşlerimizle sıcak ilişkiler kurmamız, ülkelerimizin refahı ve huzuru için mücadele vermemiz çeşitli yorumların ortaya atılmasına sebep oluyor. Özellikle bugünlerde, Türkiye içinde ve uluslararası basında 'Türkiye'nin ekseni mi değişiyor', 'Türkiye farklı bir mecraya mı gidiyor', 'Türkiye Batı'dan mı uzaklaşıyor' şeklinde yorumlar yapılıyor. On yıllardır Türkiye'nin Arap dünyasıyla ilişkilerini perdeleme, örtme, engelleme çabası içinde olanlar, bugün bir kez daha bu gayretlerine yoğunluk veriyorlar" dedi.

Erdoğan, "Şunu hatırlatmakta fayda görüyorum, Türkiye, o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu'na üye olmak için 1959'da ilk başvuruyu yapmıştı. Aradan geçen 46 senede hiçbir ciddi somut adım atılmadı. 2005 yılında biz katılım müzakerelerini başlattık, şu anda da bu müzakereler devam ediyor. Avrupa Birliği içinde kimi ülkeler müzakereleri yavaşlatmaya çalışıyor, engel çıkarmak isteyenler oluyor, Türkiye'nin üyeliğini tartışmaya açmak isteyenler, şevkimizi kırmak isteyenler oluyor. Hiç birine aldırmıyoruz, biz reformlarımızı kararlılıkla yapıyoruz. Aslında gizli ajandalarının da farkındayız ama buna rağmen AB müktesebatının gereği neyse bunu yapmaya devam ediyoruz. Aslında bu bir testtir. AB bir teste tabi olduğunun hala farkında değil. Samimi mi değil mi bunu göreceğiz" diye konuştu.

"Gazze abluka altındayken..."


Başbakan Erdoğan, yıllardır uluslararası toplumun, uluslararası örgütlerin bu insanlık dışı uygulamalara göz yumduklarını ve alttan alta da teşvik ettiklerini dile getirerek, "Bu süreç artık bu şekilde devam edemez, etmemeli. Gazze abluka altındayken bölgeye barış ve istikrar gelmez. Bize ne derlerse desinler hükümetime, hükümetimin politikalarına ne tür çarpıtmalar, iftiralar atarlarsa atsınlar, biz doğru bildiğimiz yoldan inandığımız ilkelerden asla taviz vermeyeceğiz" dedi.

"Bu noktada Arap ülkelerinin de meselenin barışçıl yollardan çözümü için artık daha fazla inisiyatif almalarını beklediğimizi bir kardeşleri olarak ifade ediyorum" diyen Erdoğan, "Daha fazla inisiyatif. Filistin İsrail sorunu ortada böylece dururken hiçbir ülkenin tam anlamıyla refah ve istikrarı tesis edemeyeceği artık acı tecrübelerle sabit olmuştur. Gün ihtilafları çoğaltma değil, ittifakları güçlendirme günüdür. Gün barış adına daha fazla emek sarf etme günüdür. Ne ben, ne hükümetim, ne Türkiye bölgede rol kapmanın, şov yapmanın peşinde değiliz" dedi.

Eksen kayması eleştirilerine yanıt

Erdoğan, "Türk dış politikasında bir eksen kaymasından, bir yön değiştirmeden bahsedenler, açık söylüyorum bu gelişmeleri görmeyenlerdir, görmek istemeyenlerdir. Türkiye'nin Batı'dan koptuğunu iddia edenler art niyetli, kötü niyetli bir propagandanın taşeronlarıdır. Yüz yıl boyunca, Türkiye ile Arap dünyası, işte bu art niyetli propagandanın bir neticesi olarak birbirine sırtını dönmüş, birbirinden uzak kalmıştır. Fransa geliyor, Arap ülkelerinde yatırım yapıyor, İngiltere, Almanya, İtalya, ABD geliyor, Arap ülkelerinde yatırım yapıyor. Arap ülkeleri gidiyor, bu ülkelerde yatırım yapıyor Ama iş, Türkiye'nin Arap ülkelerine, Arap ülkelerinin Türkiye'ye yatırımına gelince devreye kirli bazı eller giriyor, kirli bir propagandayla süreci engellemeye çalışıyor" dedi.
 
SEÇİM EKONOMİSİ

Erdoğan, Türkiye Yatırım Danışma Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada ise "Türkiye'de siyasetin önemli bir hastalığı olan seçim ekonomisine prim vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz" dedi.

Erdoğan, 2008 yılından itibaren dünya genelindeki olumsuz tabloya karşın Türkiye olarak yapısal reformları büyük bir kararlılık ve süreklilikle uygulamaya devam ettiklerini vurguladı.

Kayıtdışıyla mücadele, istihdam stratejileri, enerji projeleri, yeni bölgesel teşvik uygulaması, KOBİ'lerin desteklenmesi, tek adımda yatırım bürolarının bunlardan bazıları olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu süreçte yapmamız gereken daha çok iş bulunduğunu biliyoruz. 7,5 yıldır popülizme asla ve asla tevessül etmedik, bu noktada hassasiyetimizi sürdürüyoruz. Türkiye'de siyasetin önemli bir hastalığı olan seçim ekonomisine aynı şekilde prim vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Para politikalarında, mali politikalarda tam bir kararlılık içinde olduk ve bu kararlılığın sonuçlarını aldık, almaya devam ediyoruz. Vatandaşımızla kurduğumuz sağlıklı iletişim, tüm gelişmeleri, tüm tedbirleri, açık ve şeffaf şekilde onlarla paylaşmamız, istikrar ve güven zeminin pekişmesini sağladı. Seçimler konusunda aynı şekilde kararlı bir
tutum sergiliyor, seçimlerin zamanında yapılması konusunda hiçbir taviz vermiyoruz."
 

cnnturk.com, 10.06.2010

Seçim tarihi konusunda taviz yok  

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'de siyasetin önemli bir hastalığı olan seçim ekonomisine prim vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz'' dedi.

Erdoğan, Türkiye Yatırım Danışma Konseyi toplantısında, 2008 yılından itibaren dünya genelindeki olumsuz tabloya karşın Türkiye olarak yapısal reformları büyük bir kararlılık ve süreklilikle uygulamaya devam ettiklerini vurguladı.

Kayıtdışıyla mücadele, istihdam stratejileri, enerji projeleri, yeni bölgesel teşvik uygulaması, KOBİ'lerin desteklenmesi, tek adımda yatırım bürolarının bunlardan bazıları olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu süreçte yapmamız gereken daha çok iş bulunduğunu biliyoruz. 7,5 yıldır popülizme asla ve asla tevessül etmedik, bu noktada hassasiyetimizi sürdürüyoruz. Türkiye'de siyasetin önemli bir hastalığı olan seçim ekonomisine aynı şekilde prim vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Para politikalarında, mali politikalarda tam bir kararlılık içinde olduk ve bu kararlılığın sonuçlarını aldık, almaya devam ediyoruz. Vatandaşımızla kurduğumuz sağlıklı iletişim, tüm gelişmeleri, tüm tedbirleri, açık ve şeffaf şekilde onlarla paylaşmamız, istikrar ve güven zeminin pekişmesini sağladı. Seçimler konusunda aynı şekilde kararlı bir tutum sergiliyor, seçimlerin zamanında yapılması konusunda hiçbir taviz vermiyoruz.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son yıllarda küresel mali piyasalarda yaşanan dalgalanmalara paralel olarak azalan küresel sermaye akımlarına karşın uluslararası yatırımcıların Türkiye'yi tercih etmeye devam ettiğini bildirdi.

Erdoğan, Türkiye Yatırım Danışma Konseyi toplantısında, uluslararası bir toplantı dolayısıyla konseyin öğleden önceki oturumuna katılamadığını belirterek, ilgili bakanların kendisine ayrıntıları ilettiğini söyledi.

Türkiye, Yatırım Danışma Konseyi'nin, kurulduğu andan itibaren gerçekten önemli başarılara imza attığını ifade eden Erdoğan, ''Bizim, ülke olarak uluslararası yatırımları çekme yönünde gösterdiğimiz gayret, sizin katkılarınızla, tavsiyelerinizle pekişti ve Türkiye bu alanda rekor seviyeler elde etti'' dedi.

Başbakan Erdoğan, son yıllarda küresel mali piyasalarda yaşanan dalgalanmalara paralel olarak azalan küresel sermaye akımlarına rağmen uluslararası yatırımcıların Türkiye'yi tercih etmeye devam ettiğini belirtti.

Türkiye'ye, 2007 yılında 22 milyar dolar, 2008 yılında 18,3 milyar dolar ve 2009 yılında 7,7 milyar dolar seviyesinde uluslararası doğrudan yatırım girişinin gerçekleştiğini bildiren Erdoğan, Türkiye'nin uluslararası yatırımcılar nezdinde artan cazibesinin diğer ülkelerle yapılan kıyaslamalara da yansıdığını kaydetti.

Erdoğan, 2009 Dünya Yatırım Raporu'na göre, dünya toplam uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin 2007 yılındaki tarihi rekor seviyesi olan 1 trilyon 979 milyar dolardan, 2008 yılında yaşanan finansal ve ekonomik krizin etkisiyle yüzde 14'lük bir düşüşle 1 trilyon 697 milyar dolar seviyesine gerilediğini söyledi.

''Bu düşüşe rağmen, Türkiye, dünya toplam uluslararası doğrudan yatırım girişleri içindeki payını korumayı başarmıştır'' diyen Erdoğan, 2008 yılında çektiği 18,3 milyar dolar tutarındaki uluslararası doğrudan yatırımıyla Türkiye'nin, 2007 yılına göre 5 sıra yükselerek dünya genelinde 20. sırada, gelişmekte olan ülkeler arasında ise 9. sırada yer aldığını anlattı.

-''GELİŞMELER OLUMLU KARŞILANDI''-

Başbakan Erdoğan, ayrıca, 2005 yılından itibaren Türkiye'nin dünya toplam uluslararası doğrudan yatırım girişleri içindeki yüzde 1 düzeyinde olan payını 2008 yılına dek devam ettirmeyi başardığını belirterek, şöyle konuştu:

''Benzer trendin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi beklenmektedir. Uluslararası yatırımlar noktasında elde ettiğimiz seviyede hiç şüphesiz siz değerli dostlarımızın büyük rolü oldu. Bugün gerçekleşen toplantı da önceki 5 toplantı gibi inanıyorum ki önümüzdeki dönem çalışmalarımıza ışık tutacaktır. Bu nedenle sizlere ülkem ve şahsım adına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.''

''Tüm dünyada etkisini hissettiren küresel ekonomik kriz; zamanında alınan tedbirler sayesinde ülkemizde en az etkiyle atlatılıyor'' diyen Erdoğan, bu gelişmelerin piyasalar tarafından da olumlu karşılandığını ve birçok ülkenin kredi notunun düşürüldüğü bir dönemde Türkiye'nin notunun 4 ayrı kuruluş tarafından yükseltildiğini anımsattı.

Başbakan Erdoğan, ayrıca, OECD ve Avrupa Birliği Komisyonu gibi bir çok uluslararası kuruluşun da Türkiye'yi krizden en hızlı çıkacak ülkeler arasında saydığını belirterek, Türkiye'nin 2009 yılının son çeyreğinde krizin olumsuz etkilerinden sıyrılarak hızla büyümeye başladığını kaydetti.

Erdoğan, geçen yılın son çeyreğindeki yüzde 6'lık büyümeyle Türkiye'nin 2009 yılında uluslararası kuruluşların beklentilerinden daha olumlu bir tablo sergilediğini ifade ederek, şöyle konuştu:

''Netice olarak uluslararası kuruluşlar da Türkiye'nin ekonomik potansiyelini fark ederek, bir kaç ay önce Türkiye için yaptıkları tahminleri yukarı yönde revize etmek durumunda kalmışlardır.

Örneğin, 2009 yılında IMF, 2010 için Türkiye'nin ekonomik büyümesini yüzde 3,7 olarak tahmin etti, 6 ay sonra, Nisan 2010'da yapmış olduğu yeni bir tahminde Türkiye'nin ekonomik büyümesini yüzde 5,2 olarak belirledi. Ondan yaklaşık bir ay sonra 28 Mayıs 2010'da ise bu tahminini yüzde 6,2'ye çıkarttı. Aynı şekilde OECD Kasım 2009 tarihinde yüzde 3,7 büyüme tahmininde bulunurken, Mayıs 2010 tarihinde yaptığı yeni bir çalışmada bu tahminini yüzde 6,8'e çıkarttı.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın takdirle izlediği reformları kararlılıkla gerçekleştirdiğini belirterek, ''Bu şekilde devam etmeye, Türkiye'yi büyütmeye, mevcut sorunları da tek tek aşarak Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına yükseltme hedefimizde kararlılıkla ilerleyeceğiz'' dedi.

Erdoğan, Türkiye Yatırım Danışma Konseyi toplantısında, dünya piyasalarında yaşanan olumsuzlukları hızlı bir şekilde aşmak gayesiyle gelecek dönemde bazı alanlara öncelik vereceklerini bildirdi.

Rekabet gücünün ve istihdamın artırılması, beşeri gelişme ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi, bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması ve kamu hizmetlerinin sunumunda kalite ve etkinliğin artırılmasının orta vadeli programla kamuoyuna duyurulduğunu hatırlatan Erdoğan, yine son dönemde kamu maliyesi politikalarına uzun vadeli öngörülebilirlik getirmek, ekonomide güven ve istikrarı güçlendirmek amacıyla Mali Kural Kanun Tasarısını hazırladıklarını ve TBMM'ye gönderdiklerini anlattı.

Tüm bu gelişmelerin, Türkiye'nin yatırımcılar açısından daha istikrarlı bir yapıya kavuşturulmasına yönelik önlemler olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme oranlarına sahip olabilmesinde en büyük rolün özel sektör yatırımlarına düştüğünü biliyoruz. Bu nedenle yatırım ortamının iyileştirilmesi ve yatırımcılarımızın karşılaştığı idari ve bürokratik engellerin asgari düzeye çekilmesi, iktidara geldiğimiz günden bu yana hükümetimizin öncelikli politika alanları arasında yer aldı ve yer almaya da devam ediyor. Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu çalışmalarımız sürüyor. Bugün altıncısını gerçekleştirdiğimiz Yatırım Danışma Konseyi, yine düzenli şekilde toplanarak çalışmalar yürütüyor.''

-YATIRIM DESTEK VE TANITIM AJANSI...-

Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı bünyesinde Türkiye'deki yatırımcılara birçok alanda destek sağladıklarına işaret eden Başbakan Erdoğan, bugüne kadar ajansın yerli yabancı yatırımcı farkı gözetmeksizin yüzlerce yatırımcıyla görüşüp yatırımcıların birçok sorununa çözümler ürettiğini ve üretmeye devam ettiğini söyledi.

Erdoğan, Dünya Bankasının 2008 yılında yaptığı bir ankette, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının, 181 ulusal yatırım ajansı arasında dünyanın en iyi performans gösteren 15. yatırım ajansı olduğunu, ayrıca yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarında uluslararası kuruluşlarla işbirliğini sürdürdüklerini ve uluslararası kuruluşların katkılarından yararlanmaya devam ettiklerini belirtti.

-''DIŞ POLİTİKADAKİ AKTİF TAVRIMIZ OLUMLU YANSIYOR''-

Ülke içinde güven ve istikrar ortamını Anayasa değişikliğiyle, milli birlik ve kardeşlik süreciyle farklı bir boyuta taşıdıklarını dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Dış politikadaki aktif tavrımız, Türkiye'nin dış ticaretine, turizmine, uluslararası yatırımlara olumlu yansıyor ve bunun da olumlu sonuçlarını aldık, almaya da devam ediyoruz. Türkiye, büyük bir değişim sürecinden geçiyor. Türkiye, dünyanın takdirle izlediği reformları kararlılıkla gerçekleştiriyor. Bu şekilde devam etmeye, Türkiye'yi büyütmeye, mevcut sorunları da tek tek aşarak Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına yükseltme hedefimizde kararlılıkla ilerleyeceğiz. Bu süreçte siz değerli dostlarımızın elbette önemli katkıları oldu. Tavsiyelerinizle, önerilerinizle, ışık tutan, yol açan yapıcı eleştirilerinizle her zaman yanımızda oldunuz.''

Star, 10.06.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.