Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > 3 madde dediler, 11'e çıktı CHP reformda samimi değil

3 madde dediler, 11'e çıktı CHP reformda samimi değil

Anayasa değişikliği paketi, komisyondan geçtikten sonra dün Meclis Genel Kurulu'na sunuldu. Pazartesi günü görüşmeler başlayacak. Ancak CHP'nin paketle ilgili girişimleri tartışmaların odağına yerleşti.

CHP, "3 maddeyi çıkarın, gerisine destek verelim" önerisinden geri adım attı. Şerh metni hazırlayarak 11 maddeye karşı çıkan CHP'ye en sert tepki Başbakan Tayyip Erdoğan'dan geldi. Amerika dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan, CHP'nin ilk olarak 3 maddeyi tekliften ayırmayı önerdiğini, sonra bunun 3 konuyla ilgili 11 maddeye ulaştığını vurguladı. ABD'ye giderken söylediklerini hatırlatan Erdoğan, "Bunu hakaret telakki ettiler. 'Şark kurnazı' lafı topluma mal oldu halbuki. Üç madde için referandumdan vazgeçtiler, şimdi seçimden sonraya bırakalım, diyorlar. Samimi ve dürüst değiller. Halkı yanıltma gayreti içindeler ama başarılı olamayacaklar." dedi. Erdoğan, Esenboğa Havalimanı'nda ise milletvekillerinin vicdanına seslenerek, "Ortak akıl, değişikliğin yapılmasından yanadır. Milletvekillerimizin bu istikamette karar vereceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Başbakan Tayyip Erdoğan, Amerika dönüşü uçakta gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı. Baykal'ın AK Parti'yi ziyaret etme isteği hatırlatıldığında Başbakan, kapılarının açık olduğunu belirterek, "Randevu noktasında kapımız hiçbir zaman kapalı değil. Ama kamera getirmesin. Merak etmesin benim de gizli kameram yok." esprisi yaptı. Baykal, demokratik açılımla ilgili Erdoğan'ın yüz yüze görüşme isteğini 'kamera ile kayda alınması' şartıyla kabul etmişti. Bu nedenle de görüşme yapılamamıştı.

Başbakan Erdoğan, kapatılan DTP'nin siyasi yasak getirilen lideri Ahmet Türk'e yapılan saldırıyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Saldırıyı 'felaket' olarak niteleyen Erdoğan, saldırıya dönük tepkilerin şiddet olaylarına dönüşmesini ise, "Burada bir pislik var. Pislik pislikle temizlenmez, suyla temizlenir." sözleriyle eleştirdi.

Başbakan özetle şu ifadeleri kullandı:

Deniz Baykal'ın son açıklamalarını nasıl değerlendirdiniz?

Dürüst ve samimi yaklaşım gösterirlerse masaya oturmaya hazır olduğumuzu her zaman söyledik. 'Bu noktaya geçici 15. maddeyi getirin destekleyelim' noktasından geldiler.

Şimdi 3 maddeyi seçim sonrasına bırakmayı öneriyorlar.

ABD'ye gitmeden önce de söyledim, hakaret telakki ettiler. 'Şark kurnazı' lafı topluma mal oldu halbuki. Bakın üç madde değil, üç konudan söz ediyorlar, 11 madde oluyor. Üç madde için referandumdan vazgeçtiler, şimdi seçimden sonraya bırakalım diyorlar. Samimi ve dürüst değiller. Halkı yanıltma gayreti içindeler ama başarılı olamayacaklar.

Başkan Obama ile hangi konular üzerinde durdunuz?

Ermenistan ve İran'ı uzun uzun değerlendirdik. Zaten bizden sonra Sarkisyan ile bir araya geldi. Bu sebeple Ahmet Davutoğlu ile Bayan Hillary Clinton bir kez daha bugün görüşecekler.

Bir anlamda dolaylı görüşme diyebilir miyiz?

Yok, çünkü Türkiye burada Ermenistan burada. ABD zaten Minsk üçlüsü üyesi. Ben de Medvedev ile görüştüm yarım saat kadar. Kendisi de sürecin devamından yana. Sarkisyan'a 'en zor anda bile masadan kalkmak olmaz' dedim.

Dağlık Karabağ meselesi açıldı mı?

Ermenistan 'ön şart olmasın' diyor. Biz de Zürih'te attığımız imzaya sadığız, arkasındayız. Ama orada "bölgesel barışa hizmet" ifadesi var. Biz, Azeri-Ermeni gerginliğini bölgesel barışa tehdit olarak görüyoruz. Ermeniler iki reyondan çekilseler mesele hızlanır.

İran'a yeni yaptırım konusu ne durumda?

ABD'nin bir aceleleciliği var. Ama Brezilya bizim gibi düşünüyor. İran 16-18 Nisan'da uluslararası bir nükleer toplantı daveti çıkarttı. Zamanlaması anlamlı. Biz hareketlenebiliriz, Ahmet Bey'i Tahran'a gönderebiliriz. Aslında takas konusunda İran ve ABD'deki muhalefet azalsa, meselenin çözüm yoluna girmesi hızlanır.

Baykal'a 'ret' cevabı verdi, milletvekillerinin vicdanına seslendi

-Başbakan, Ankara Esenboğa Havali-manı'nda düzenlediği basın toplantısında da CHP'nin teklifiyle ilgili açıklamalar yaptı. Erdoğan, "Devlet işi ciddiyet işidir. Parlamento, bu ülkenin en ciddi, en onurlu kurumudur ve bu Parlamento'yu temsil edenler de dürüst, dikkatli, hassas davranmakla bu onurlu kurumu güçlendirirler." diye konuştu. "Bunlar hep birer sulandırma hareketidir, ciddi şeyler değildir." yorumunu yapan Erdoğan, "Bu kadar ciddi bir konuyu bu kadar sulandıran yaklaşımlara olumlu yaklaşmamız mümkün değildir. Kaldı ki taslak Komisyon'dan geçti, Genel Kurul gündemine geldi. Kendileri de muhalefet şerhlerini yazdılar. Pazartesi Genel Kurul'da görüşülmeye başlanacak." sözleriyle CHP lideri Deniz Baykal'a kapıyı kapattı. Konuşmasının bu noktasında Parlamento'daki bütün milletvekillerine seslenen Başbakan, şunları kaydetti: "İnanıyorum ki bütün milletvekillerimiz, hangi partiye mensup olursa olsun, aklıselim ile ülkemizin, milletimizin çıkarı için bu tasarıyı değerlendirecektir ve hepsi de o kulübede vicdanıyla baş başa kalmak suretiyle, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ben bu milletin bir vekiliyim ve milletin talebi istikametinde hareket etmeliyim' diyecektir. Nedir o istikamet? 1982 Anayasası'nın değiştirilmesi. Şu anda atılan adım, bunun bir kısmıyla alakalıdır. Ortak akıl, ortak payda, bu değişikliğin yapılmasından yanadır. Ben milletvekillerimizin bu istikamette kararını vereceğine inanıyorum."

Erdoğan, bir gazetecinin, "ABD'ye giderken, 'biz varız' demiştiniz. Ne oldu da bundan vazgeçtiniz?" sorusuna karşılık CHP'nin sürekli şark kurnazlığı içerisinde olduğu cevabını verdi.

Baykal'a kapımız açık ama kamera getirmesin

Başbakan Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal'ın kendisini ziyaret etmek için AK Parti'ye gelmesine olumlu yaklaştı. Erdoğan, espriyle karışık olarak, "Randevu noktasında kapımız hiçbir zaman kapalı değil. Ama kamera getirmesin. Merak etmesin benim de gizli kameram yok." dedi. "Yok zaten kameradan vazgeçti gibi." hatırlatması üzerine Başbakan, "Biz farklı kültürden geliyoruz, kapımız, açık soframız her zaman hazırdır." şeklinde konuştu.

YARSAV toplantısının adliyede yapılması yanlış

"YARSAV'ın brifingini nasıl karşıladınız?" sorusu yöneltilen Başbakan, "Ankara Adliyesi'nin başında başka bir isim olsa Adliye'de o toplantıyı yaptırmazdı." cevabı verdi. "Ya şimdi başka biri çıkıp 'Adliye'de toplantı yapmak istiyorum, adaletini göster.' derse ne olacak?" diye soran Erdoğan, olması gerekeni şu şekilde aktardı: "Dernek ayrı bir salon tutsun, Yargıtay üyeleri dernek üyesi veya dinleyici sıfatıyla gidip katılsın."

Yunanistan'a krizi nasıl atlattığımızı anlatacağız

Yunanistan'ın içinde bulunduğu ekonomik zorlukları hatırlatan Erdoğan, bununla ilgili kafasındaki planı aktardı. Başbakan, "Ali Bey'i (Babacan) Yunanistan'a yollayıp bir programda Türkiye küresel krizi nasıl atlattı diye anlatmasını düşünüyoruz. Ali Bey'le oturup konuşacağız." diye konuştu.

Ahmet Türk'e saldırı tam bir felaket, kınıyoruz

Erdoğan, kapatılan DTP'nin yasaklı Genel Başkanı Ahmet Türk'e yapılan saldırıyla ilgili de 'tam bir felaket' değerlendirmesi yaptı. "Olayı duyar duymaz aradım, üzüntülerimi ve geçmiş olsun dileğimi ilettim. Olay tamamen felakettir." dedi. Bazılarının olayı küçültüp yumuşatma gayreti içinde olduğunu söyleyen Başbakan, "Yanlıştır, şiddetle kınıyoruz. Kimse cüret etmemeli. Ama Türk siyasetçileri geçmişte de saldırıya uğradı.." ifadelerini kullandı. Saldırıya tepkileri de değerlendiren Başbakan, "Tepkiler sırasında kullanılan dil önemli, tahrik edici olmamalı. Burada bir pislik var. Pislik pislikle temizlenmez, suyla temizlenir. Siyasi partilerin aklıselimle yaklaşarak olayı tel'in etmelerini kazanım olarak görüyorum.

Zaman, 15.04.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.