Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Baykal: Hukukun üstünlüğünden bahsetti

Baykal: Hukukun üstünlüğünden bahsetti  

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa değişikliği teklifine ilişkin olarak, ''Bu değişiklikler, Türkiye'nin devletin kuruluşundan bu yana geliştirip ortaya koyduğu temel, bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü anlayışını tahrip etmeye yönelik, hukuku siyasetin emrine almaya yönelik yeni bir zihniyetin ortaya konulması anlamına gelmektedir. Yapılmakta olan Anayasa değişikliğinin özü budur'' dedi.

Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmaya, Hakkari'deki mayın patlamasında askerlerin şehit olması dolayısıyla millete başsağlığı dileyerek başladı.

 

Terör ve şiddetle bir yere varmanın mümkün olmadığını, bunun bir siyasi mücadele yöntem olarak kullanılmasının yanlış olduğunu ifade eden Baykal, bir daha böyle olayların yaşanmaması, milletçe el ele, dayanışma içinde ortak bir tavır takınılması gerektiğini vurguladı.

Hasat mevsimi yaklaşırken çiftçinin büyük sıkıntı içinde olduğunu, yıllardır izlenen yanlış politikalar nedeniyle ''borca battığını'' savunan Baykal, iktidarın ise bu sorunlara duyarsız kaldığını ve bambaşka konularla meşgul olduğunu ileri sürdü.

Tarımda elektrik kullanım ücretinin son derece yüksek olduğunu, bir çok çiftçinin bu ücretleri ödeyemediği için elektriğinin kesildiğini anlatan Baykal, iktidarın bu soruna derhal çözüm bulmasını istedi. Çiftçinin borçlarıyla ilgili ciddi bir düzenlemenin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini de ifade eden Baykal, temerrüt faizinin yüksekliğine dikkati çekti.

Borçlarını ödeyemeyen ve yüksek faiz nedeniyle sıkıntıya giren çiftçilerin durumlarından örnekler veren Baykal, bu sıkıntıların Türkiye'nin gerçek gündemi olduğunu söyledi. Baykal, ''Türkiye'nin her yerinde özellikle tarımdan geçimini sağlayan çiftçilerimiz, besicilerimiz bir büyük bunalım içindedir. Bunlar Türkiye'nin özüdür, temelidir, büyük çoğunluğudur. Şimdi Türkiye, bu konuları bir yana bırakmış günlerdir, haftalardır ve önümüzdeki aylar boyunca Anayasa değişikliğini konuşacak'' dedi.

Anayasa değişikliğinin önemli bir konu olduğunu, ancak bu iktidarın tavrıyla ele alınması halinde büyük yanlış yapılacağını savunan Baykal, şöyle konuştu:

''Bu işin, Anayasa değişikliğinin özü üç maddededir. Gerisi işin sosudur, garnitürüdür, gözden saklamak için oraya getirilmiş olan göstermelik maddelerdir. O maddelerle ilgili bir telaş, heyecan, bir arayış yoktur. Hükümetin 'aman bu maddeleri çıkaralım, şimdi çıkaralım, hemen çıkaralım' diye telaşı yoktur. O maddeler etrafında Türkiye'de ne zaman istenirse o zaman milletçe bütün siyasi partiler el ele verip işbirliği içinde ortak bir dayanışma içinde düzenleme yapabilirler. Bu konuda bir sorun yok. Şu ana kadar onların gündeme getirilmemesi yanlıştı. Onları gündeme getirdiğin zaman her an olur, şimdi getirdiğin şimdi olur. Ama mesele o maddeler değil.

Mesele üç temel maddedir. Anayasa Mahkemesi'nin yapısı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısı ve Anayasayı ihlal eden, milli birliği bütünlüğü ihlal eden, teröre başvuracak, Anayasanın özünü tahrip edecek siyasi partilerin bu tahribatlarına, bu Anayasa ihlallerine devam etmelerine imkan verecek bir düzenlemenin Anayasamıza yerleştirilmesi. Hesaplar budur. Üç tane hesap var.''

-TARİHİ SÜRECİ TERSİNE ÇEVİRMEK-

Anayasa değişikliği ile hukukun, adaletin, yargının yeni bir zihniyet ve anlayışla ele alınmak istendiğini ileri süren Baykal, yapılmak istenen değişikliklerin sıradan, alışılmış değişikliklerden çok farklı olduğunu savundu. Baykal, şöyle devam etti:

''Bu değişiklikler, Türkiye'nin devletin kuruluşundan bu yana geliştirip ortaya koyduğu temel, bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü anlayışını tahrip etmeye yönelik, hukuku siyasetin emrine almaya yönelik yeni bir zihniyetin ortaya konulması anlamına gelmektedir. Yapılmakta olan Anayasa değişikliğinin özü budur. Halbuki bizim Cumhuriyetimiz başından bu yana, her an, başlangıçta belki o konularda gereken duyarlılık yeterince gösterilmeden ama daima, hedef olarak, amaç olarak yargıyı saygın, bağımsız, kendi kurallarıyla işleyen, hiç kimsenin emir ve kumandası altına girmeyen, siyasete teslim olmamış, kendi iç dinamiğiyle çalışan bir noktaya getirmek... Yargıyı saygın, bağımsız bir kurum haline getirmek temel amaç olmuştur, temel çaba olmuştur. Gayretler bu istikamette olmuştur.''

Türkiye'de tarihi sürecinin her zaman yargının bağımsızlığı ve saygınlığı yönünde ilerlediğini belirten Baykal, ''Şimdi bu tarihi süreci biz tersine çevirmek istiyoruz. Yargının bağımsız olması yerine yargının siyasi otoriteden talimat almasını, siyasi otoritenin emrine girmesinin, siyasi otoriteye teslim olmasının daha uygun olacağı gibi bir zihniyetle, bunun daha demokratik olacağı gibi bir zihniyetle, milli iradenin gereğinin bu olduğu zannıyla, bunun demokratiklik tanımı içinde yer aldığı vehmiyle birileri oraya buraya çekmeye çalışmaktadır. Bu yanlıştır'' şeklinde konuştu.

Baykal, çağdaş demokrasilerde yargının siyasetin dışında olduğunu belirterek, siyasetin emrine girmiş yargının adalet veremeyeceğini söyledi.

Star, 30.03.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.