Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Art niyetliler "kaçak" kelimesini bilerek kullanmıyor

Art niyetliler "kaçak" kelimesini bilerek kullanmıyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 100 bin kaçak Ermeninin sınırdışı edilebileceği yönündeki sözlerinden "kaçak" kelimesinin çıkartılmasının art niyetlilik olduğunu söyledi.

AK Parti Genel Merkezi'nde partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, göreve geldikleri andan bu yana ilk attıkları adımlardan bir tanesinin Ermenistan'la hava yolu trafiğini başlatmak olduğunu anımsatarak, Erivan-İstanbul seferlerinin kendileri döneminde başladığını ifade ederek, şöyle devam etti:

''Şimdi sesleniyorum, Bize insaniyet dersi vermek isteyenlere sesleniyorum, ülkenin köşe yazarlarına sesleniyorum: Avukatlığınızı lütfen doğru yapın. Siz, Türkiye'nin ve Türk milletinin avukatlığını yapın öncelikle. Bunu bir öğrenin de ondan sonra bize insaniyet dersi vermeye kalkın. Biz, köşe yazarlarının bize insaniyet dersi veyahut bizim insanlık anlayışımızı test edecek kadar insanlıktan uzaklaşmadık. Onu, kendilerine baksınlar, aynaya baksınlar öyle değerlendirsinler.

Van Gölü'nde Akdamar Adası'nda kalkıp orada Ermeni-Ortodoks Kilisesi'ni birilerinden talimat alarak restore etmedik. Bunu biz kendi irademizle yaptık. Aslında bu da bu açılım sürecinin nerelere dayandığının en güzel ispatıdır. Onlar bunu görmezler. Dedim ya 'göz var, görmüyor'. Ben hiç bunların değerlendirildiğini, 'Türkiye'de bu iktidar bakın bunu da yaptı' dediğini duydunuz mu? Duyamazsınız. Bunları görmezler. Aynı şekilde bizim ülkemizde Ermeni vatandaşlarımızla herhangi bir sorunumuz bugüne kadar olmamıştır. İktidarım döneminde, başta şu anda sağlık itibarıyla sıkıntısı olan Mutafyan olmak üzere, yerinde şu anda bu süreci yürüten beş patrik diyeceğim olmak üzere, diğer sivil temsilciler olmak üzere hepsiyle gerek şahsım, gerek valilerim, belediye başkanlarım hep iyi münasebet içerisinde olmuşlardır.''

-''MİLLETİM NE YAKIŞTIRIYOR? O ÖNEMLİ''-

Başbakan Erdoğan, yurt dışında olan Süryani vatandaşların tekrar Türkiye'ye dönmelerine yönelik çalışmaları bütün bakan arkadaşlarıyla çok açık ve net sürdürdüklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Ama bunları görmezler. Aynı şekilde ülkemizdeki Rum vatandaşlarımız ve şu anda Türkiye dışında olanların mülklerine yönelik başlattığımız süreç, yaptığımız yasa değişiklikleri hepsi bunların içinde yer alıyor. Bu süreçte malum Londra'da ifade ettiğim 'Ülkemdeki kaçak Ermenileri sınır dışı etme yönündeki' ifadem, BBC'deki 'Bunu değerlendiririz, değerlendirebiliriz' şeklindeki ifadem, maalesef ulusal ve uluslararası çevrelerde tamamen art niyetli bir yaklaşımla 'kaçak' kelimesi atılarak kullanıldı ve kullanılıyor. 'Ermenileri sınır dışı etmek' ile 'kaçak çalışan Ermenileri sınır dışı etmek' arasında birbiriyle asla bağlantı kurulamayacak, ilgi ve alaka kurulamayacak kadar derin bir anlam farkı vardır.

Bizim vatandaşımız olan Ermenilerle alakalı asla burada böyle bir ifademiz yok ama bunu ne yazık ki bu televizyonlar olsun, gazeteler olsun kullanmıyorlar, kullanmak istemiyorlar. Dert başka.

Özellikle uluslararası basında sözlerimin içindeki 'kaçak' sıfatının, 'kaçak çalışan' sıfatının kaldırılarak, çıkarılarak bir infial oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz. Bunlar son derece çirkin oyunlardır. Bizim bu ülkede azınlıklara karşı tavrımız net olduğu kadar bu azınlıkların tarihimizde zaman zaman uğradıkları haksızlıkları da cesaretle dile getiren ilk Başbakan olduğumu burada hatırlatmak isterim. 6-7 Eylül olaylarının son derece vahim bir hata ve çirkin bir provokasyon olduğunu, bu olaylar sonrasında ülkelerini terk edenlere haksızlık yapıldığını ben söyledim, başkası söylemedi ama kaçak çalışan Ermenilerle ilgili sözlerimi saptırmak, başka yerlere çekmek isteyenler, umarım ne büyük bir yanlış içinde olduklarını anlar ve kendilerini tashih ederler.

Bana 'özür dilemelidir' tavsiyesinde bulunanlara da sesleniyorum: Biz kimden özür dileyeceğimizi çok iyi biliriz. Sen kimin avukatısın ya. Bir defa dürüst ol. Doğru sözün, doğrunun avukatı ol. Yanlışın veya yanlışlığın değil. Yakıştırıp yakıştırmama... Milletim ne yakıştırıyor? Benim için o önemli. Dürüst olanı, doğru olanı yapmaya mecburuz. Bu türden itham ve iddialar, benim kişisel duruşumu, tavrımı olduğu kadar Türkiye'nin AK Parti ile farklı bir çizgiye yerleştiği yakın tarihimizi de gölgelemeye, karalamaya yetmeyecektir.''

Başbakan Erdoğan, geçen hafta sonunda Roman vatandaşlarla yaptıkları toplantıyı hatırlatarak, tarihi nitelikte bir buluşma gerçekleştirdiklerini söyledi. Türkiye'nin dört bir yanından gelen yaklaşık 13 bin Roman ile Abdi İpekçi Spor Salonu'nda buluştuklarını anlatan Erdoğan, "Burada salona ilişkin iki tespitimi paylaşmak istiyorum. Buna girmeden önce bir şeyi daha paylaşmak istiyorum, çünkü köşe yazarı olarak medyada yazan çizenlerin, bakıyorum ki Romanlarla, kaçak olarak Türkiye'de bulunan Ermenileri birbiriyle mukayese ediyorlar. Bu bir defa benim Roman vatandaşlarıma saygısızlıktır. Bunu bir defa çok iyi tespit etmek lazım. Bunun yanında benim Ermeni vatandaşım var ona da saygısızlıktır. Vatandaşlık hukuku içerisinde değerlendirmek ayrı şey, kaçak olarak benim ülkemde bulunmak ayrı bir şey." sözlerini kaydetti.

Romanların bu ülkede on yıllardır vatandaşlık hukukundan dahi istifade edemediklerine dikkat çeken Erdoğan, "Bu tespiti de yapacağız. Eğer özür dilenmesi gereken varsa, benim Roman vatandaşlarımdır ve ben onlardan bu devlet adına özür diliyorum. Şahsım adına değil, çünkü benim onlara karşı ilgim, alakam mevcut. Öncelikle o gün o salonda, tabii bu arada Roman vatandaşım azınlık da değildir. Çünkü bazı Batılılar da Roman vatandaşlarımızı azınlık olarak tanımlıyorlar. Onlar azınlık değil, bu ülkenin asli unsurudur. Hani benim Kürt kökenli vatandaşlarımı azınlık olarak tanımlayanlar var ya. İşte bunlar hep bilgisizlikten, cehaletten geliyor. Benim Kürt kökenli vatandaşım, bu ülkenin azınlıkları tanımına girmez. Onlar bu ülkenin asli unsurudur. Bunları bir defa birbirinden ayıralım." ifadelerini kullandı.

"DEMOKRATİK AÇILIM HIZ KESMEDİ"

Bir süredir, "demokratik açılımın durduğu, hız kestiği" gibi yorumlar yapıldığının altını çizen Erdoğan, "Altını çizerek ifade ediyorum, sorunun ne olduğunu bilmeyenler, sorunu görmeyenler, görmek istemeyenler, sorunun farkına varmayanlar, çözüm üretemedikleri gibi çözümü de göremezler, sorunların çözüldüğünü de fark edemezler. Ben bu noktada her bir arkadaşımın da kendisini öz eleştiriye tabi tutmasını, sorgulamasını rica ediyorum." diye konuştu.

Milli birlik ve kardeşlik sürecinin sadeci Kürt kökenli vatandaşlara yönelik olmadığını hatırlatan Erdoğan, "Bizim bu projemiz veya bu süreç sadece Kürt kökenli vatandaşlarımla ilgili değildir. Bizim bu projemiz, tüm sorun alanlarını kapsayan bir projedir." şeklinde konuştu.

Konuşmasında Alevilerle ilgili yaptıkları çalışmaları anlatan Erdoğan, Sünni vatandaşların da birçok sıkıntılarının olduğunu söyledi. Erdoğan, Sünnilerin sorunlarının da çözülmesi gerektiğine işaret ederek, Alevilerin de, Sünnilerin de mağduriyetleri olduğunu anlattı.

Erdoğan, Diyarbakırspor maçlarında yaşanan olayların anlamsız bir şekilde milli birlik ve kardeşlik süreciyle ilişkilendirildiğini belirterek, ''Bu olayları bu şekilde görenler, bugüne kadar yaşananları görmemiş olanlardır.'' dedi.

Nevruz Bayramı'nın barış ve kardeşlik çağrıları içinde, bayram havasında, bayram manzarasında geçmesini dileyen Erdoğan, "Nevruz kutlamalarında herkesin; halkımızın da güvenlik güçlerimizin de siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin de engin bir hoşgörü, ağırbaşlılık ve sorumluluk çerçevesinde hareket etmesini özellikle rica ediyor, bu Nevruz farklı bir Nevruz olsun diyorum." dedi.

Erdoğan, BDP'yi işaret ederek, terör örgütünü özgürlük ve barış için adres göstermesinin, terörist başını özgürlük ve barışın adresi olarak göstermesinin kendilerini inkar anlamına geleceğini ifade etti. Erdoğan, şunları söyledi: "Zira bu parlamentonun çatısı altında olmak, gerçek manada özgürlük ve barış mücadelesinin adresi olmak veya bu müzakereleri yapma yetkisini ele almak terör örgütünü adres olarak göstermek değil. Eğer bunu adres olarak gösterirseniz, şunu bilesiniz ki bu ülkede başta partim olmak üzere, iktidarım olmak üzere hiçbir zaman ne terör örgütüyle ne de bölücü terörist başıyla bizler asla bu tür konuşmalara müsaade etmeyiz, görüşmelere müsaade etmeyiz.''

Zaman, 19.03.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.