Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > İrtica Eylem Planı > Islak imza 'kağıt parçası' yapılacak

Islak imza 'kağıt parçası' yapılacak

Devletin üç kurumu millete komplo belgesinin altındaki imzanın albay Dursun Çiçek'e ait olduğunu söylemesine rağmen Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un açıklamaları kafaları karıştırdı.

Daha önce belgeye "kağıt parçası" diyen Başbuğ'un söyledikleri yapılırsa belge gerçekten "kağıt parçası" haline gelecek. Çünkü belgede onlarca kişinin parmak izi bulunuyor.

 

İrticayla Mücadele Eylem Planı'yla ilgili bugüne kadar 4 kurumdan rapor alındı. Emniyet, TÜBİTAK, Adli Tıp, Adli Tıp Üst Kurulu ve Jandarma Kriminal Dairesi. Söz konusu kurumların tamamı belgenin orijinal olduğunu, imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğunu ve belgeye sonradan eklenen bir unsur bulunmadığını rapor etti. Ancak buna rağmen Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un dün Milliyet Gazetesi'ne verdiği röportajda 'çok yönlü soruşturmanın sürdüğünü' açıklaması kafaları karıştırdı.

Hukukçular, söz konusu açıklamaları, soruşturmanın üzerini örtme çabası olarak değerlendirirken, yazı bilimci Zeynep Bornovalı, incelemeler ensansında belgenin yıpranmaması için büyük özen gösterilmesi gerektiğini anlatıyor. Bornovalı, "Belgenin taşınması esnasında meydana gelecek lekelenmeler belgenin orijinalliğinin yitirilmesine neden olur. Bu da devam eden soruşturmayı olumsuz yönde etkileyebilir. Her inceleme ile belgenin orijinal ömrünün kısaldığı unutulmamalıdır." diyor.

Çiçek'i aklama gayreti

Islak imzalı belgede parmak izi araştırması yapılacağını belirten Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un açıklamalarına adli tıp uzmanları ve hukukçular cevap verdi. Başbuğ röportajda parmak izi incelemesi yapmak için belgenin aslı üzerinde kimyasal işlemler yapılacağını bunun da belgeye zarar vereceğini söyledi. Adlî Tıp Kurumu Başkanı Cengiz Haluk İnce de, orijinal belgede parmak izi araştırması yapılmasının belgede tahribata neden olacağı konusunda uyarıda bulundu.

Cengiz Haluk İnce, parmak izinin ortaya çıkarılması için belge üzerinde iyot buharı gibi çeşitli kimyasal yöntemler kullanılacağını söyledi. İnce, emniyet, savcılık, Adlî Tıp, askeri savcılık, jandarma kriminale gönderilen belgeye bir çok kişinin parmak izinin bulaştığına dikkat çekerek "Belgeyi incelerken bütün uzmanlar o belgeye dokundular. Bulunması da çok zor" dedi. İnce, "Bu belgede parmak izi çıkmazsa biz bu belgeyi ret mi edeceğiz. Bizim verdiğimiz, jandarmanın verdiği raporlar ortada. Üç kuruma da gitti bu belge" diye konuştu.

Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel ise, Çiçek'in parmak izi, mürekkebin ve kağıdın Genelkurmay'a ait olup olmadığı gibi araştırmalarla soruşturmanın çıkmaza sokulmaya çalışıldığını söyledi. Hiçbir soruşturmada yapılmayan detaylı işlemlerin Çiçek soruşturmasında yapıldığına da dikkat çeken Gündel, belgede hasar meydana gelse bile imzanın birçok kurum tarafından verilen raporla kesinleştiğini söyledi.

 

Genelkurmay, 'kâğıt parçası' olarak görüyor

Gültekin Avcı (Emekli Savcı): Askerî savcılığın yaptığı tamamen yetkisiz bir faaliyettir. İmzanın bu derece üzerine gidilmesinin Genelkurmay tarafından bir talimatla yapıldığını düşünüyorum. Bu konuda Genelkurmay içinde disiplinli ve sistemli bir hareket var. Zaten Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 'kâğıt parçası' dedi ve bunun sonrasında da geri adım atmadı. Herhangi bir açıklama da yapılmadı. Yani Genelkurmay bunu hâlâ kâğıt parçası olarak görüyor. Kâğıt parçası seviyesine indirmek için de her şeyi yapıyor. Yani Genelkurmay'ın Ergenekon soruşturmasına olan tavrı ortaya çıkıyor. Islak imza gerçeğini yıpratacak. Dolayısıyla da Ergenekon soruşturmasını o alanda sekteye uğratacak bir gelişmenin peşindeler. Bu da Çiçek tarafından değil, Genelkurmay içinde üst kademe emirle yapılıyor.

Çıkış yolu arıyorlar, belgenin başına bir iş gelecek

Reşat Petek (Eski Cumhuriyet Başsavcısı): Jandarma ya da Emniyet, elbette kriminal inceleme yapabilir ancak mahkemelerin teknik uzmanlık isteyen raporlarını Adli Tıp Kurumu veriyor. Yani dikkate alınması gereken rapor, Adli Tıp tarafından hazırlanmış olandır. Buna rağmen dördüncü incelemenin talep edilmesi ve bunun kabul edilmesi manidardır. Türkiye'de devam eden hiçbir davada Adli Tıp Kurumu tarafından verilen rapordan sonra üst üste inceleme yapılmamıştır. Kaldı ki artık bir değil dördüncü incelemeden söz ediyoruz. Burada çok açık bir çıkış yolu arandığı gözüküyor. Albay Çiçek imzalı belge gide gele orijinalinin başına bir şeyler gelecek. Gelmese bile bilinçli bir şekilde birileri tarafından şüpheler dile getirilecek. Şüphelerle birlikte de mahkemeleri etkilemeye yönelik kampanyalar başlatılacak. Dahası eğer bu belge kurumdan kuruma dolaşırken bir süre sonra 'inceleme niteliğini kaybetmiş', 'incelemeye esas olacak nitelikte özelliği kalmamıştır' denilirse de şaşırmam. Çünkü belge incelenmekten artık orijinal özelliğini kaybetme riski ile karşı karşıyadır.

Zaman, 15.03.2010

Uzmanlar uyarıyor: Islak imzalı belge tehlikede!

Millete ihanet planlarının bulunduğu 'Islak imzalı' belge üzerinde TÜBİTAK ve Adli Tıp Kurumu'ndan sonra Jandarma Kriminal Laboratuvarı tarafından yapılan 3. incelemenin ardından askeri savcılık 4. bir inceleme başlattı.

Belge üzerinde daha önce yapılan üç inceleme de, imzanın Albay Dursun Çiçek'e ait olduğunu ortaya koyarken, askeri savcılığın Jandarma Kriminal Laboratuvarından yeni bir araştırma istemesi manidar bulundu. Askeri Savcılığın bu kararı ise, Albay Dursun Çiçek'in avukatı İrem Çiçek'in 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' üzerinde parmak izi, kağıt ve mürekkep incelemesinin yeniden yapılmasını talep etmesi üzerine aldığı öğrenildi. Vakit'e konuşan uzmanların son uyarıları ise, yeni bir planı önceden deşifre etti.

"ÇIKIŞ YOLU ARANIYOR"

Eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, Adli Tıp Kurumu'nun kanunen kurulan resmi bilirkişi olduğunu belirterek, "Jandarma ya da Emniyet kriminal elbette inceleme yapabilir ancak mahkemelerin teknik uzmanlık isteyen raporlarını Adli Tıp Kurumu veriyor. Yani dikkate alınması gereken rapor, Adli Tıp tarafından hazırlanmış olandır. Buna rağmen 4. incelemenin talep edilmesi ve bunun kabul edilmesi manidardır. Türkiye'de devam eden hiçbir davada Adli Tıp Kurumu tarafından verilen rapordan sonra üst üste inceleme yapılmamıştır. Kaldı ki artık bir değil 4. incelemeden söz ediyoruz. Burada çok açık bir çıkış yolu arandığı gözüküyor" dedi.

BU OYUNA DİKKAT!

Çıkış yolu arayanların aklından geçen yeni planı deşifre edecek şekilde açıklamalarda da bulunan Petek, "Albay Çiçek imzalı belge gide gele orijinalinin başına bir şeyler gelecek. Gelmese bile bilinçli bir şekilde birileri tarafından şüpheler dile getirilecek. Şüphelerle birlikte de mahkemeleri etkilemeye yönelik kampanyalar başlatılacak. Dahası eğer bu belge kurumdan kuruma dolaşırken bir süre sonra 'inceleme niteliğini kaybetmiş', 'incelemeye esas olacak nitelikte özelliği kalmamıştır' denilirse de şaşırmam. Çünkü belge incelenmekten artık orijinal özelliğini kaybetme riski ile karşı karşıyadır" diye konuştu.

ÜNLÜ GRAFOLOG BORNOVALI DA UYARDI

İlk kez Savcı Petek'in gündeme getirdiği konuyu Vakit'e değerlendiren ünlü grafolog (Yazı Bilimci) Zeynep Bornovalı da, belge üzerinde defalarca inceleme yapıldığını hatırlatarak, "İncelemeye tabi tutulan belgelerin aslının çok iyi korunması gerekmektedir. İncelemelerde de belgenin yıpranmaması için büyük özen gösterilmelidir. Belgenin taşınması esnasında meydana gelecek lekelemeler belgenin orijinalliğinin yitirilmesine neden olur. Belgeler taşınma ve korunma ortamlarından bile etkilenerek bozulabilir. Bu da devam eden soruşturmayı olumsuz yönde etkileyebilir. Sonuçta 3 önemli inceleme yapılmıştır. Halen bir inceleme yapılacaksa bundan sonra belgenin çok daha titiz şartlarda ele alınması gerekmektedir. Her inceleme ile belgenin orijinal ömrünün kısaldığı unutulmamalıdır" uyarısında bulundu.

Zaman, 14.03.2010


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.