Avrupa Birliği > Kriz Grubu: 2009 Türkiye-AB için ‘Tamam mı, devam mı?’ yılı olabilir

Kriz Grubu: 2009 Türkiye-AB için ‘Tamam mı, devam mı?’ yılı olabilir

Uluslararası Kriz Grubu, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin tehlike işareti verdiğini öne sürerek, böyle giderse 2009’un ilişkilerde “Tamam mı, devam mı?” yılı olabileceğini öne sürdü. Uluslararası ihtilaflar üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan UKG bugün açıklanacak raporunda bu durumun hem Türkiye, hem de Avrupa’nın çıkarları aleyhine olduğunu söyleyerek, her iki tarafın da bundan kaçınmasını istedi.
Kriz Grubu bu amaçla hem Türk hükümeti, hem de AB ve AB ülkeleri hükümetlerine beşer tavsiyede bulundu. Bu tavsiyeler arasında en dikkat çekici olanlardan birisi, Türk hükümetinin AB reform sürecinin devamı için parlamentodaki siyasi partiler arasındaki güven ortamını geliştirmesi gereğinin vurgulanması.
Kriz Grubu raporunun girişinde şu saptamalar bulunuyor:
l “Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ilişkileri açısından tamam mı, devam mı aşamasında olduğu görünümü veren kritik bir yıla girmektedir. Geçen iki yıl boyunca meydana gelen iç krizler ulusal reformları yavaşlatmış, yeni bir anayasa vaatlerine ihanet etmiş ve katılım müzakerelerini sürdürmek için gerekli siyasi iradenin altını oymuştur. Türk liderler, en azından 2009 yerel seçimlerinden önce bu gidişin değişeceği yolunda yetersiz işaretler vermekte ve AB devletleri de reform sürecinin canlandırılması için yeterli baskıyı uygulamamaktadır. Her iki taraf da birbirlerinden kazanacakları ne kadar şey olduğunu hatırlamalı ve iki taraftan birinin bir aşamada müzakereleri yeniden başlatması nereyse imkânsız olacak şekilde kesmesiyle sonuçlanabilecek baş aşağı gidişi durdurmak için birkaç cephede hızla harekete geçmelidirler.
l “AB-bağlantılı hızın kaybından dolayı Türkiye’nin karşılaşacağı tehlikeler açıktır: Zayıflayan reformlar, Türkler ve Kürtler arasında yeni gerilimler, iç politikada kutuplaşma ve on yıllık ekonomik mucizedeki asli çapanın muhtemel kaybı. Avrupa için maliyet daha uzun dönemli olacaktır: En büyük ve en hızla büyüyen yakın pazarlara daha zor erişim, Kıbrıs’ta yeni gerilimler ve Ortadoğu’nun istikrarı, AB enerji güvenliğinin güçlendirilmesi ve İslam dünyasına ulaşmada Türkiye’nin sağlayabileceklerinin kaybı.

Tavsiyeler

Kriz Grubu kötü sondan kaçınmak için Türk hükümeti ve AB hükümetlerine bazı tavsiyelerde bulunuyor.
Türk hükümetine:
1- AB-uyumlu reform süreci yeniden en üst yürütme düzeyinde taahhüt edilmeli; Ulusal Program hızla onaylanmalı ve AB Mevzuatına uyumlu şekilde uygulanmaya başlanmalı; AB üyelik hedefi üzerinde parlamentodaki partiler arasındaki güven ve işbirliği yeniden tesis edilmeli.
2- Kıbrıs’ta çözüm için devam eden mevcut görüşmelere tam destek devam etmeli ve Yunanistan veya Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından hak iddia edilen sularda donanma müdahalesinden kaçınılmalı.
3- Hem ekonomik kalkınma planları, hem de daha fazla kültürel ve lisan hakları yoluyla Türk Kürtlerini kucaklama politikası genişletilmeli.
4- Okul müfredatı, dinsel eğitim kurumları ve ibadet yerlerinin statüsü tercihlerinde bütün inanç sahipleri eşit özgürlüklere sahip olmalı.
5- Yeni, daha az otoriter sivil bir anayasayla sonuçlanacak bir ulusal tartışma süreci başlatılmalı ve teşvik edilmeli ve siyasi partiler yasası ile seçim yasası şeffaflık ve temsiliyeti artıracak şekilde değiştirilmeli.
AB ve AB hükümetlerine:
6- Türkiye’nin tüm kriterlere uyum sağladığında tam üye olabileceği kesin bir dille ve sık sık tekrarlanmalı; tarama ve yeni başlıklar açılması üzerindeki gayrı resmi engellemeler kaldırılmalı ve Türk şirketleri AB Mevzuatına uyum sağlamanın gerekleri, yararları ve maliyeti konusunda bilgilendirilmeli.
7- Kıbrıs çözüm görüşmelerine daha çok ve adil ilgi gösterilmeli; üst düzey yetkililer adanın her iki tarafındaki toplum liderlerini makamlarında daha sık ziyaret etmeli; çözüme mali destek verilmesi konusunda istekliliğin altı çizilmeli ve görüşmeler devam ettiği müddetçe ihtilaflı sularda petrol arama faaliyetinin ertelenmesi düşünülmeli.
8- Kafkaslar ve Ortadoğu’daki krizlerde (uzun metinde Gül’ün Ermenistan ziyareti, Suriye-İsrail görüşmeleri konusuna özel vurgu yapılıyor-MY) tırmanmanın giderilmesi doğrultusundaki son Türk dış politika girişimleri desteklenmeli ve koordinasyona girilmeli.
9- Avrupa’dan PKK’nın Türk Kürdü asilerinin (deyim UKG’nin) finansmanına kesin darbeler vurulmalı; Türkiye’de terörist saldırılarla bağlantılı olarak gelen yakalama ve sınır dışı talepleriyle gereğince ve adil ilgilenildiğinden emin olunmalı.
10- İnanç özgürlüğünü güvenceye alacak adımların yalnızca gayrı Müslimleri değil, Aleviler gibi ana hattın dışındaki (İng:nonmainstream-MY) Müslümanların haklarını da ilgilendirdiği konusunda Türkiye cesaretlendirilmeli.
Uluslararası Kriz Grubu’nun Türkiye-AB ilişkilerinde kriz uyarısı yapan raporu, Türkiye’deki reform sürecindeki yavaşlamanın uluslararası planda da dikkat çekmeye ve izlenmeye başladığını gösteriyor. 

Murat Yetkin, Radikal

15.12.08

 

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız