Süreç için AB ve AP'den destek talebi
AP'de gerçekleştirilen 'çözüm süreci' konferansında herkes sürecin tıkanma noktasına geldiğini vurguladı. Konferansta ilk kez üçüncü ülkelerin sürece müdahil olması gerektiği dile getirildi.
‘Demokratik Çözüm Süreci’, İmralı görüşmelerinin başlamasının ardından geçen bir yılın sonunda ilk kez Avrupa’da masaya yatırıldı. Belçika’nın başkenti Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda (AP) gerçekleştirilen ‘ Türkiye , Kürtler ve İmralı Barış Görüşmeleri: Tarihsel Bir Fırsat Konferansı’ iki gün sürdü.Konferansa katılan tüm konuşmacılar sürecin tıkanma noktasına geldiğini vurguladı. Konferansta, “Türkiye kendi dinamikleriyle başlattı” denilen çözüm sürecinde ilk kez “Avrupa Birliği ve üçüncü ülkelerin sürece müdahil” olması gerektiği yüksek sesle telaffuz edildi. Konferansta söz alanlar şunları söyledi:
‘AB sürece katılmalı’
KNK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar: Nasıl savaş için özel yasalar yapıldıysa, barışı sağlamak için de yasalar yapılmalıdır. Bunun için parlamentonun devreye sokularak sürecin yasal altyapısının oluşturulması gerekir. Şimdiye kadar süreç iki taraf arasında yürüdü ama istenilen şekilde yürümedi. Bunun için her düzeyde sürece şahitlik yapacak ve gözetleyecek üçüncü bir tarafa ihtiyaç var. Bundan böyle arabulucu olarak rol oynayacak bir üçüncü tarafın sürece katılımının sağlanması lazım. Çözüm sürecinde AB’ye düşen görevler var. Birkaç açıklama dışında seyirci kaldı. Türkiye AB üyelik müzakeresi yürüten bir ülke. AB sürece olumlu anlamda ve fiili olarak katılmalıdır.
‘BM’ye mektup gönderin’
PYD lideri Salih Müslim: Rojava’da demokratik bir yapı kurmaya çalışıyoruz. Biz Avrupa Birliği’nden demokratik açıdan bir fırsat istiyoruz. Her türlü desteğe açığız. Bu gruplara karşı mücadelemizde bizi yalnız bırakmayın. 22 Ocak’taki Cenevre-2 konferansına PYD’nin katılması istenmiyor. AP söz konusu ülkelere, BM’ye bir mektup gönderebilir. Rojava’da çözmenin yöntemi budur, böyle bir fırsat vardır.
ABD’ye uyarı
HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü: Sürecin sağlıklı işlemesi için ‘üçüncü göz’ gerek. AB gibi birlikler, sürecin sonuca bağlanması için Türkiye’ye yönelik eleştirilerini dile getirmeli. Ayrıca ABD’yi uyarmak isteriz. Sık sık Türkiye’ye PKK liderlerinin katledilmesine yönelik akıl vermekten vazgeçmelidir.
‘Seçimler süreç için risk’
Konferansta yaklaşan seçimlerin de sürecin tıkanması için bir gerekçe olabileceği kaygısı dile getirildi. Avrupa Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Yonnec Polet, “ AK Parti ’nin Kürt oylarını kazanıp seçim almak için onları kullanması söz konusu olabilir. Avrupa bu sürecin bir parçası olmalı” dedi. Uluslararası Kriz Grubu temsilcisi Hugh Pope, “ AKP seçim öncesi milliyetçi çevrelerden mi çekiniyor?” diye sordu. Ortadoğu ve Kürt sorunu çalışmalarıyla tanınan Columbia Üniversitesi İnsan Hakları Araştırmalar Enstitüsü’nden Barış İnşası ve Haklar Programı Müdürü Prof. David L. Phillips ise demokratikleşme paketini eleştirerek, “İnsan haklarını o kadar dar düzeyde tutuyor ki, demokratikleşmeden bahsedilemez. Kürtlere yönelik hakaret olduğunu düşünüyorum. Yakında seçimler var. Bakalım milliyetçi kesimlere mi yüzünü dönecek yoksa demokrasi yönünde mi adımlar atacak. Öcalan’ın alacağı pozisyon da önemli. Bu pozisyon PKK içinde bölünmeye dahi yol açabilir” dedi.
Radikal, 08.12.2013
| 
