Avrupa Birliği > ‘Liberaller’ ve ‘muhafazakarlar’

‘Liberaller’ ve ‘muhafazakarlar’  

 

Aslında bugün için aklımdaki konu Sayın Babacan’ın açıkladığı “Orta vadeli program” idi ama Ankara’da iptal edilen referandum saçmalığı hakkında köşe yazarlarının aldığı pozisyonlar beni bir kez daha bu konuya yönlendirdi.
“Orta vadeli programı” Allah ömür verirse üç sene konuşacağız zaten.
Referandum saçmalığı meselesi aslında son derece basit bir konu.
Referandum ancak ve ancak meşru alternatifler arasında yapılabilir.
Pozisyonlardan biri meşru değilse söz konusu süreç bir referandum değil hukuksuzluk, baskı olur.
Siyasal iktidarlar, TBMM mesela Türkiye’nin AB üyeliğini hukuken şart olmamakla birlikte referanduma götürebilirler.
Vatandaşların AB üyesi olmayı da, olmamayı da isteme hakları vardır; her iki pozisyon da meşrudur.
Benim gibi düşünenler sonuna kadar tam üyelik yönünde propaganda yaparlar, olur ise olur, olmaz ise olmaz; referandum sonucu olumsuz çıkarsa ben çok üzülürüm ama sonucu meşru görürüm.
Bir dönem üniversitelerdeki türban meselesinin de referanduma götürülmesi konuşulmuş idi.
Bendeniz de bu referandum önerisine sonuna kadar karşı çıkmış idim zira reşit üniversiteli kızların kimlikleri anlaşılabildiği sürece başlarını şöyle ya da böyle örtmeleri ya da örtmemeleri en temel haklarıdır, bu hakkın kullanımını konu edecek bir referandum meşru değildir.
Uygulanan mevcut türban yasağı da meşru değildir, meşruiyeti olmayan bir konunun hukukiliği de sorgulanır.
Temel hak ve özgürlükler referanduma götürülemez.
Evrensel ölçütlerle tanımlanmış bir kamu düzeni konseptini bozmadıkça yurttaşların içki içme özgürlükleri de en temel hak ve özgürlükleri arasındadır, bu hak ve özgürlüğü referandum konusu yapmak akıllı, sağduyulu ya da siyasi art niyeti olmayanların düşünemeyeceği bir mevzudur.
Ankara’daki referandum saçmalığı da muhtemelen Sayın Başbakan’ın müdahalesiyle önlenmiştir.
Reşit üniversiteli kızlara türban yasağı, içki içilecek yerlerin referanduma konu olması saçmalıktır.
Konular saçmadır ama basında konuya ilişkin alınan posizyonlar çok daha önemlidir.
Basında çok farklı gazetelerde köşe yazısı yazan liberaller ya da liberal olmak isteyen kalemler hem türban hem de içki referandumu konusunda kanımca iyi sınav vermişlerdir.
Bu kalemlerin kahir ekseriyeti her iki meseleye de bireysel hak ve özgürlükler açısından yaklaşmış, türban yasağı saçmalığını da, içki referandumu kepazeliğini de eleştirmişler, karşı durmuşlardır.
Siyasal iktidara karşı pozisyon almayı misyon olarak görmeyen gazetelerde yazan Gülay Göktürk, Nazlı Ilıcak, Emre Aköz gibi kalemler de dün türban yasağının, bugün de içki referandumu kepazeliğinin karşısında olmuşlardır.
Ancak ve ne yazık ki geleneksel muhafazakar kalemler aynı başarılı sınavı vermekte zorlanmaktadırlar.
İnternet üzerinden bakabildiğim gazeteler içerisinde atladıklarım varsa beni bağışlasınlar ama kendilerini muhafazakar demokrat olarak tanımlayan yazarlar arasından sadece daha önceleri  “içki içenlere tahamül ediyoruz”  diye yazmaktan çekinmeyen Sayın Fehmi Koru bu içki referandumu meselesine biraz da çekingen, zamanlamasını öncelikle sorun ederek karşı çıktı ama yine de mahallenin namusunu bir ölçüde kurtarmaya çalıştı; bu tuhaf olayı eleştiren başka muhafazakar demokrat kalem de şimdilik göremedim.
Kendilerine kemalist diyen kalemler için zaten söyleyecek bir sözüm yok, onlar ne yerlerse yesinler.
Temel hak ve özgürlüklerin kullanımı konusunda dönem dönem “liberaller” ve “muhafazakar demokratlar” arasında çok belirgin bir açı farkı oluşabiliyor.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Birliği standartlarında tavır almakta çekingenlik, mahcubiyet gösterdikleri ölçüde muhafazakar demokratların her geçen gün artan zorluklarla karşılaşabileceklerini düşünüyorum.
 

Eser Karakaş, Star

18.09.09
 

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız