Avrupa Birliği > Schengen reformu

Schengen reformu
Schengen bölgesinin dış sınırlarında kanundışı mülteci akınının artması durumunda AB ülkeleri Brüksel’in onayını almak kaydıyla iki yıl boyunca pasaport kontrolü yapabilecek.

Başta İtalya ve Yunanistan olmak üzere münferit AB ülkelerinin mülteci yönetimi eleştirilere hedef oluyor. Tartışma 2011 yılındaki Arap Baharı’yla birlikte başlamış ve Kuzey Afrika’dan gelen binlerce mülteci İtalya üzerinden Fransa’ya geçmişti. Fransa anında tepki göstererek İtalya sınırını kapatmıştı.

Aynı yıl Danimarka’nın, Almanya sınırında yeniden gümrük işlemleri başlatacağını duyurması Berlin’in tepkisini çekmişti.

Bu kez eleştirilerin odağına Yunanistan yerleşti. Bu Birlik üyesi ortakları tarafından Afrika ve Asyalı mültecilerin Türkiye üzerinden AB topraklarına geçişini önlememekle suçlanıyor.

İçişleri bakanları sınır kontrollerinin yeniden başlatılmasına AB düzeyinde karar verilmesi üzerinde anlaştılar. Buna göre AB'nin dış sınırını oluşturan ülke mülteci akınına uğradığı takdirde sınır kontrollerini yeniden başlatabilecek.

Schengen düzenlemesi iki yıldır Avrupa Parlamentosu, AB Komisyonu ve Bakanlar Konseyi’nde görüşülmekteydi. Reformun özünde üye ülkelerin geçmişte olduğu gibi tek başına karar almasının önlenmesi yatıyor.

İnisiyatif Komisyon'da

Şimdiye kadar 26 üye ülkenin onayladığı Schengen Antlaşması 400 milyon Avrupalıya pasaport kontrolü olmadan AB içinde dolaşma imkânı tanıyor. Reformdan önce de olağanüstü durumlarda 30 gün süreyle serbest dolaşım kısıtlanabiliyordu. Bundan böyle bu süre iki yıla kadar uzatılabilecek.

Yeşiller Partisi Avrupa Milletvekili Barbara Lochbichler Schengen Antlaşması’ndaki düzenlemenin temel vatandaşlık haklarını kısıtladığını öne sürdü. AB’nin muhtaç durumdaki insanlara kapılarını kapattığını ve İtalya ile Yunanistan gibi dış sınırları oluşturan ülkelerden kendi başının çaresine bakmasının beklendiğini belirten Lochbichler sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birlik Komisyonunun genel değerlendirmeyle sınır kontrollerini yeniden başlatmaya ihtiyaç olup olmadığına karar vereceği bir çözüm bekliyorduk. Ama şimdi, uygulamanın başlatılması için tek bir devletin girişimi yeterli olacak.”

Avrupa Milletvekili Lochbichler, Nobel barış ödülünün verildiği AB’nin yardıma muhtaç insanlara yardım elini uzatması gerekirken bu sorumluluğu üyelerin tercihine bırakmasının doğru olmadığını söyledi.

Amaç iç güvenliği korumak

Alman Hrıstiyan Demokrat Birlik partisinin Avrupa milletvekillerinden Axel Voss ise sınır kontrollerinin korunma değil iç güvenliği muhafaza amacını taşıdığı görüşünde.

Voss, “Mültecilerin tek bir ülkeye yüklenmemesi ve diğer üyelerin sınırlarını kapatmaması için koordineli çalışmak ve milli hükümetlerin tek başına karar almasını önlemek gerekir. Fransa, Danimarka ve İtalya’yı bu yüzden çok eleştirdik. Bu nedenle sınır kontrollerinin hükümetler arasında değil de AB düzeyinde karara bağlanmasını sağladık” dedi.

Schengen Antlaşması ile ilgili düzenlemede, sınır kontrollerinin mevzuata uygun olarak yapılıp yapılmadığının Komisyon tarafından denetlenmesi de yer alıyor.

Acil durum hükmünün pratikte önemli değişiklik getirmesi beklenmiyor. Sınır kontrollerinin yeniden başlatılmasını Komisyon önerecek ve uygulama, Bakanlar Konseyi üçte ikilik çoğunlukla onayladığı takdirde başlatılabilecek. Bu da Schengen sınırlarının sanıldığı kadar kolay kapatılamayacağı anlamına geliyor. Bu uygulamada Avrupa Parlamentosu'na ise gözlemcilik rolü düşüyor.

dw.de, 04.06.2013

Schengen'e ayar

Schengen üyesi ülkeler, yasadışı göçmen akını gibi istisnai bir durumda sınır kontrolleri uygulayabilecek. Söz konusu uygulama Brüksel’de karara bağlandı.

Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu yetkilileri Brüksel'de yaptıkları toplantıda, uzun zamandır tartışılan Schengen reformu üzerinde uzlaşmaya vardılar. Reforma göre, Schengen üyesi ülkelerden herhangi biri yoğun yasadışı göçmen akını tehlikesi ile karşı karşıya olduğunda sınır kontrollerini yeniden devreye sokma hakkına sahip olacak.

Söz konusu acil durum maddesi daha çok Almanya tarafından arzulanıyordu. Avrupa Birliği Komisyonu ise süreci denetlemekle yükümlü olacak. Avrupa Birliği Komisyonu'nun içişlerinden sorumlu üyesi Cecilia Malmström, reform ile tanınan olanağın ulusal hükümetler tarafından suistimal edilmemesi için AB Komisyonu'nun denetleme görevini üstleneceğini açıkladı.

İki yıl ile sınırlandı

Bu hükmün uygulanabilmesi, söz konusu ülkenin Avrupa Birliği'nin mali yardımına rağmen sınırlarını yeterince koruyamaması ve diğer ülkelerin iç güvenliğinin bu nedenle tehlikeye girmesi şartına bağlandı. Sınır kontrolleri uygulayan ülke, bunu en fazla iki yıl devam ettirebilecek. Avrupa'da özellikle Arap Baharı'ndan sonra Afrikalı mültecilerin Avrupa ülkelerine akın edeceği endişesi, sınırların denetlenmesi tartışmalarının yoğunlaşmasına neden olmuştu.

Schengen Antlaşması dahilinde hâlihazırdaki istisnai hüküm, futbol turnuvaları gibi büyük etkinlikler ya da terör saldırıları gibi acil durumlarda sınırların 30 gün boyunca denetlenebilmesini öngörüyor. Schengen Antlaşması, antlaşmayı imzalamış olan 26 ülkenin vatandaşlarına seyahat özgürlüğü tanıyor. 26 üye, AB'nin 22 üyesi ile Norveç, İzlanda, İsveç ve Liechtenstein'dan oluşuyor.

dw.de, 30.05.2013

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız