Tutukluluk süresinde AB ülkelerini kopyalamayalım
AB Bakanı Bağış’ın tutukluluk sürelerini indermek için AB’yi inceliyoruz açıklamasına hukukçulardan uyarı var: AB ülkelerini örnek alamayız
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın, tutukluluk sürelerinin düzenlenmesiyle ilgili AB ülkelerindeki uygulamalara bakarak çalışma başlattıkları yönündeki açıklamaya hukukçulardan hem destek hem de uyarı geldi.
Bağış, Başbakan’ın talimatıyla tutukluluk sürelerinin Avrupa ülkelerinde nasıl olduğunu, hangi tür suçlar için tutukluluk sürelerinin kısalabileceğini araştırdıklarını ve dökümünü çıkarıp Bakanlar Kurulu’na takdim ettiklerini açıklamıştı. Taraf’a konuşan hukukçular “O ülkelerdeki uygulamaları aynen almak problem yaratır” dedi.
Sıkı mesleki eğitim
Emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel şunları söyledi: “Türkiye, AB ülkeleri gibi değil. Türkiye’de suç işleme oranları ve eğilimi yüksek, eğitim seviyesi düşük. Ayrıca terörün yaşandığı bir ülkeyiz. O ülkelerdeki uygulamayı aynen almak Türkiye’yi sıkıntıya sokabilir, problem yaratır. Yasal düzenlemelerden ziyade savcı ve hakimlerin sıkı bir mesleki eğitime tabi tutulması lazım. Bu eğitimde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) uygulamaları hatırlatılırsa daha sağlıklı olur. Hakkında ciddi deliller olan, müebbetle, ağırlaştırılmış müebbetle yargılananları sokağa bırakmış olursunuz, topluma geri bırakırsınız, toplumda suç işleme oranlarını artırmış olursunuz böyle bir düzenlemeyle. Ayrıca toplum, kendi haklarını kendisinin alması gibi bir yola başvurabilir. Yasal düzenleme getirilmesi çok sağlıklı değil.”
Davalar birbirinden farklı
Emekli Askeri Hakim Faik Tarımcıoğlu da açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Mahkemeler, kolayca tutukluluk kararı veriyor. Her şeye örgüt yaftası vurursanız, her şeye örgüt gözüyle bakarsanız süreler uzar. Eğer ‘tutukluluk süresi ne kadar aşağı inerse’ diye bir madde getirilirse bu karmaşıklığa neden olur. Propaganda suçunu aşağı indirirseniz, örgüt suçunu da aşağı indirmelisiniz mesela. Mahkemeler kısa, seri ve adil karar vermelidir. Bu konuda düzenleme ve tasnif yapılsın ama tam anlamıyla orta yol bulmak pek de kolay değil. KCK, Hizbullah, Balyoz ve Ergenekon tutukluları var. Mahkemeler uzun sürüyor. Deliller bir anda toplanmıyor. Bu, soruşturmayı akamete uğratıyor. Dosya sayısı da çok fazla. Yargıtay’da birikmiş çok sayıda dosya var. Hakim sayısı az, suç oranı yüksek Türkiye’de. Ayrıca usul kanunları da süreyi uzatmaya müsait. Bazı avukatlar da bunu suistimal ediyorlar. Bu da davaları uzatıyor. Hakikaten süreler çok uzun. Mahkemelerin uzaması, ondan beklenen adalet duygusunu da etkiliyor. O ülkelerdeki uygulamaları aynen almak problem yaratabilir.”
Taraf, 12.10.2011
|