Avrupa Birliği > Af Örgütü’nden AB’ye insan hakları eleştirisi

Af Örgütü’nden AB’ye insan hakları eleştirisi
Dünyanın en önemli insan hakları kuruluşlarından biri olan Uluslararası Af Örgütü yıllık raporunu açıkladı. Af Örgütü Avrupa Birliği sınırlarının Kuzey Afrikalı mültecilere açılması çağrısında bulundu.

 

Sertleştirilen sınır kontrollerinin mülteci sorununa bir çözüm olmadığını belirten örgütün Almanya sorumlusu Wolfgang Grenz, bir yandan Kuzey Afrika’daki insan hakları ihllallerini sert bir şekilde eleştirip diğer yandan sınırlarını buralardan gelen mültecilere kapatmayı ‘’riyakarlık’’ olarak tanımladı. 157 ülkede 2010 yılı içerisindeki insan hakları ihlallerini kayıt altına alan raporda Türkiye ve Almanya da eleştirilen ülkeler arasında.

„Sertleştirilen sınır kontrolleri çözüm değil“

Avrupa Birliği, Arap dünyasındaki huzursuzluklar nedeniyle Avrupa’ya yönelen kaçak göç akını ile mücadeleye çalışırken, Uluslarası Af Örgütü 2011 yılı raporunda AB'nin bu tutumunu kınadı. Eleştirinin nedenini örgütün Almanya bölümü genel sekreter yardımcısı Wolfgang Grenz, „Sertleştirilen sınır kontrolleri, bize göre mülteci sorununun çözümü değildir“ diye konuştu. Grenz, insanların Kuzey Afrika’dan kaçış sebeplerini araştırmadan Akdeniz’de göçmenleri yakalamanın, uluslararası mülteci- ve insan haklarının ihlali anlamına geldiğini söyledi.

2011 yılında 50’nci kuruluş yıldönümünü kutlayan örgütün son raporunda özellikle internetin insan hakları açısından önemine vurgu yapılıyor. Örgütün Almanya sorumlusu Grenz, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte insan hakları açısından ilerleme vaat eden bir döneme girildiği belirtiyor. Bu bölgelerdeki gazeteci, insan hakları aktivisti ya da blog yazarları da dahil herkesin, siyasi reform ve insan hakları taleplerini internet üzerinden duyurmaya çalıştığı kaydediliyor. Tunus ve Mısır’daki isyanlarda internet ve cep telefonlarının büyük rolü olduğunu vugulayan Grenz, şunları söylüyor.

‘’Arap dünyasındaki isyanların başarıya ulaşıp ulaşmayacağını kestirmek zor, zira iktidar sahipleri ve hükümetler bütün güçleri ile karşı ataktalar. Yani insan hakları ve özgürlük konuları, bu ülkelerde hâlâ bıçak sırtında.’’

Grenz, protesto gösterileri sonrasında rejim değişikliği yaşanan Mısır'da henüz değişen birşey olmadığına da dikkat çekiyor. Örneğin Mısır’da bağımsız sendikaların kurulmasına yönelik yasal düzenleme çıkarmak yerine yeni yönetimin, barışçıl gösteri ve grevleri suç olarak tanımlayan bir yasayı yürürlüğe koyduğunu belirtiyor.

"AB, ABD ve Almanya, Mısır’daki geçici hükümetten ve yönetimi elinde bulunduran ordudan, bir an önce insan haklarının korunması konusunda ciddi ve kesin adımlar atmasını talep etmelidir. AB, bölgede istikrarın korunması adına sistematik insan hakları ihlallerine sessiz kalma hatasını tekrarlamamalıdır."

Almanya da eleştirilerden payını aldı

Uluslararası Af Örgütü'nün son raporunda Almanya da polislere yönelik bazı suçlamaların üzerine yeterince gidilmemesi nedeniyle eleştiriliyor. 2007'de G8 zirvesi ve 2010 yılında Stuttgart'ta tren istasyonu inşasına karşı düzenlenen gösteriler sırasında polisin uyguladığı şiddet ve 2005 yılında bir kişinin polis nezaretinde hücresinde çıkan yangında ölmesi olayları örnek olarak sıralanıyor. Örgüt, Almanya'daki bazı eyaletlerin, Romanları siyasi takibat ve ayrımcılık tehlikesine rağmen Kosova'ya göndermesini de eleştiriyor.

Uluslararası Af Örgütü raporunda Türkiye’ye de dört sayfa ayrılıyor. Raporda KCK davası ve gazetecilere karşı açılan davalarda ihlaller yaşandığından endişe edildiği belirtilirken, işkence ve kötü muamele, adil olmayan yargılamalar ve eşcinsel hakları gibi konularda da eleştiride bulunuluyor.

Uluslarası Af Örgütü’nün son raporuna göre düşünce ve bilgi edinme özgürlüğünün ihlali Çin’de de ciddi ölçüde arttı. Örgütün Almanya bölümü genel sekreter yardımcısı Grenz, sadece Şubat ayından bu yana 100’ün üzerinde kişinin göz altına alındığını ya da ev hapsinde tutulduğunu kaydediyor:

‘’Eğer Çin’de Ai Weiwei gibi ünlü bir şahsiyet bile bir anda göz altına alınıp ortadan kayboluyorsa, ünlü olmayan aktivistlerin başına neler geldiğinden büyük endişe duyuyoruz.’’

Af Örgütü'nün raporunda ‘’iletişim araçları, bilgiye ulaşma ve internet teknolojilerinin denetimi, bilinçli bir savaşa dönüştü’’ deniliyor ve Batılı ülkelerden engelsiz internet erişimini teşvik etmeleri ve engelleyenleri de şiddetle kınamaları talep ediliyor.


 

dw-world.de, 13.05.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız