Avrupa Birliği > "AB iki toplumlu bir Kıbrıs'tan yana"

"AB iki toplumlu bir Kıbrıs'tan yana"

Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Kıbrıs'ta kapsamlı bir çözüme varmak için gerçek bir fırsat penceresi bulunduğunu söyledi.

Olli Rehn, fırsat penceresinin yanısıra, Kıbrıs'taki iki liderin de Kıbrıs sorununun çözümü yönünde çok güçlü bir politik iradeye sahip olduklarını bildirdi.

KKTC ve Güney Kıbrıs'ta dün temaslarda bulunan Rehn, KKTC Bayrak Televizyonu'na (BRT) verdiği demeçte, çözüme ne denli erken ulaşılırsa o denli iyi olacağını belirtti ve "Kıbrıs'ta bugüne dek takvimler konusunda yaşanan tartışmaları da biliyoruz. Ve bu konuda herhangi birşey söylemek istemiyorum. Ama her iki lider de taraflarca kabul edilebilecek bir anlaşmaya varma konusunda son derece kararlı" diye konuştu.

Çözümün her iki topluma da yarar sağlayacağını ve bunun için de şu anda iç etkenlerin yeterli olduğunu ifade eden Rehn, Kıbrıs'ın yeniden birleşmesinin, Kıbrıslı Türkler'in Avrupa Birliği'ne tam anlamıyla katılımını sağlayacağını kaydetti ve "Dolayısıyla umarım Kıbrıslı Türkler'in içindeki çözüm yanlısı ve AB yanlısı eğilim riske atılmaz, çünkü bu çok önemli" dedi.

AB'nin rolünün, sürmekte olan süreci desteklemek olduğunu ifade eden Rehn, "Bizler AB olarak, liderler tarafından istenmesi durumunda hukuk ve teknik uzmanlar aracılığıyla yardıma hazırız" diye konuştu.

"Herkes bu aşamada görüşmelere odaklanmalı"

Kıbrıslı Türkler'e uygulanan izolasyonlar konusuna bakışının ne olduğunun sorulması üzerine Rehn, Avrupa Birliği'nin bu yönde "Yeşil Hat", "Mali Yardım" ve "Doğrudan Ticaret" diye 3 tüzük hazırladığını, ilk 2 tüzüğün onaylanarak yürürlüğe girdiğini, Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün komisyon tarafından önerilmesine karşın konsey tarafından onaylanmadığını hatırlattı.

Rehn, Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün masada olduğunu, ancak bunun onaylanmasının AB Dönem Başkanı ve 26 üye ülkenin tutumuna bağlı olduğunu anlattı ve "Bence gerçekçi olmak ve özü konuşmak gerekir. Şimdi görüşmelere odaklanalım ve sonuçları görelim" dedi.

"Türkiye desteğini sürdürmeli"

Rehn, Türkiye'nın Kıbrıs konusundaki yaklaşımı konusunda ise, "Geçen haftalar içinde Türk liderlerle görüştüm. Örneğin Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barosso ile Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 2-3 hafta önce biraraya geldiler. Ben de görüşmeye katıldım. Türkiye'nin sürece sürekli desteğinin ve yapıcı rolünün çözüm için öneminin altını çizdik. Türkiye'nin Ada'daki olumlu atmosfere katkı yapmayı sürdürmesi ve liderlerin sürdürdüğü zorlu sürece desteğini sürdürmesi gereklidir" şeklinde konuştu.

"Ne Türkiye ne Kıbrıs bir engel"

Rehn, "Türkiye, Kıbrıs'ta çözüme mi engel, yoksa Kıbrıs, Türkiye'nin AB üyelik sürecinde mi engel?" biçimindeki soruya karşılık ise, "Bu varsayımlardan hiçbiri doğru değil. Bence, şimdi elimizde Doğu Akdeniz'de bir kazan-kazan sonucunu elde edebileceğimiz tarihsel bir fırsat var; geçmişte olduğu gibi tarafların yitirecekleri bir durum söz konusu değil. Gelin olumlu düşünelim, bence tüm taraflar için kazan-kazan fırsatı var. Hem Kıbrıs'taki iki toplum, hem de Avrupa ve Türkiye için" yanıtını verdi.

Türkiye'nin AB'ye karşı yükümlülükleri konusundaki soruya yanıt verirken de Rehn, "Bu, süregelen bir anlaşmazlık konusudur ve yapılan görüşmelerde Türk liderlere yükümlülüklerini hatırlatıyoruz. Aralık 2006'da Türkiye, yükümlülüklerini yerine getirmeyince komisyon adına 8 başlığın dondurulmasını önermek durumunda kaldım. Şimdi yapmamız gereken tüm yatırımlarımızı kapsamlı bir çözüme yönlendirmek ve Türkiye'den de yükümlülüklerine saygı göstermesini beklemektir" dedi.

Güven ortamı

"Kıbrıs'ta iki halk arasında bir güvensizlik ortamı var mı?" biçimindeki soruyu yanıtlarken de Rehn, birçok Kıbrıslı tanıdığını ve güvensizlik olduğunu söyleyemeyeceğini belirtirken, "Ancak iki toplum uzun bir süredir, son 30- 35 yıldır ayrı yaşamış ve tabii ki bu bir iz bırakmıştır. Ancak iki toplum arasında nefret görmedim. Hatta, birlikte yaşamak ve uzlaşmak için istek var ve bu da çözüm için önemli bir temeldir" dedi.

"Her türlü mutabakatı kabul etmeyiz"

Rehn, liderler her ne üzerinde uzlaşırlarsa uzlaşsınlar bunu AB'nin kabul edemeyeceğinin de altını çizerek, "Biz, her türlü faturayı ödemeye ya da her türlü kısıtlamayı kabule hazır değiliz. Biz, Birleşmiş Milletler kararlarında belirtildiği gibi, BM parametreleri çerçevesinde 2 bölgeli, 2 toplumlu, siyasal eşitlik temelinde varılacak federal bir Kıbrıs'ı kabule hazırız. Yeniden birleşecek Kıbrıs'ın Avrupa Birliği temel ilkelerine saygılı olması, AB üyeliğinden kaynaklanacak yükümlülüklerini yerine getirmesi ve AB karar mekanizmaları içinde tek ses vermesi de gereklidir. Bu, AB karar mekanizmalarının tıkanmaması için koşuldur" diye konuştu.

"Çözüm ve AB yanlıları güç kazanmalı"

Rehn, KKTC'de 19 Nisan'da yapılacak erken genel seçimlerle ilgili görüşlerini açıklarken de "Seçim sonuçları yaşam ve politikaları her zaman etkiler. Bizim genel yaklaşımımız, yerel politikaya karışmama yönündedir. Ancak umuyoruz ki çözüm yanlısı ve Kıbrıslı Türkler'in AB'ye yakınlaşmasını savunan siyasal yaklaşımlar güç kazanır. Çünkü bu kapsamlı çözüme ulaşmak için gereklidir" diye konuştu.

 

cnnturk.com, 14.02.09

 

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız