AİHM > AİHM'de reform için düğmeye basıldı

AİHM'de reform için düğmeye basıldı

Avrupa ülkeleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) derinlemesine reform yapılması konusunda mutabakata vardı. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin de etkinliği artırılacak. Kayhan Karaca’nın haberi…

Konu hakkında İsviçre'nin Interlaken kasabasında bir araya gelen Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin resmi temsilcileri, mahkeme reformu konusunda düzenlenen konferans sonunda ortak bir bildiri yayımladı.

 

Avrupa ülkelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine bağlılıklarının yeniden vurgulandığı bildiride, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminin uzun vadede etkinliğini artırmak amacıyla bir eylem planı da kabul edildi. 

 

Orta ve uzun vadede reform planı

 

Interlaken konferansının ana hedefi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde orta ve uzun vadede bir reform için Avrupa devletlerinin siyasi irade ortaya koymalarını sağlamaktı. Avrupa devletleri, konferansın sonuç bildirisinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne bağlılıklarını net ifadelerle dile getirdiler.

 

Strasbourg Mahkemesine yapılan başvuruların ezici çoğunluğunu oluşturan "kabul edilemez" dosyaların azaltılması için ek önlemler alınması ve bu başvuruları azaltmak için yeni filtreleme metodları geliştirilmesini istediler.  

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bağlı olduğu Avrupa Konseyi'nin genel sekreteri Thorbjorn Jagland, mahkemede reformun kaçınılmaz hale gelmiş durumda olduğunu belirterek "Mahkeme kendi başarısının kurbanı olmuş durumda. O kadar popülerleşti ki Strasbourg'a gelen başvuruları incelemesi imkansız hale geldi. Dolayısıyla mahkemeyi bu başvurulara yanıt verebilecek hale getirmemiz gerekiyor. Ancak iç hukukta neler yapılabileceğine de bakmak ve böylelikle Strasbourg mahkemesine bu kadar başvuru gelmesinin önünü kesmek gerekiyor” dedi.

 

AİHS için eylem planı

 

Avrupa devletleri, Interlaken konferansı sonunda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanışının denetiminden sorumlu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne, mahkemede gelecekte yapılacak yeni reformlar hakkında bir yol haritası hazırlaması için eylem planı da sundu. 

 

Eylem planında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) Avrupa ülkelerinin yasal mevzuatlarında daha etkin biçimde yer alması, mahkeme kararlarının üye ülkelerde somut olarak uygulanması ve bu kararlar çerçevesinde yeni davaların Strasbourg mahkemesine gelmesini önlemek için gerekli yasal değişikliklerin yapılması gibi önlemler de bulunuyor.

  

Thorbjorn Jagland reform çalışmalarının sadece başında olduklarını belirterek, daha tartışılması gereken çok konunun olduğunu söyledi. Jagland sözlerini şöyle sürdürdü: "Interlaken konferansı başlangıç noktamız. Hükümetleri Mahkeme reformu konusunda aydınlatmamız ve daha sorumlu kılmamız gerekiyor. Sonra da Mahkemeye daha az başvuru için alınacak önlemleri tartışmamız lazım. MMahkemeye gelen başvuruların yüzde 90'ının kabul edilemez oldukları için geri çevrilmesi önemli bir sorun. Bu da mutlaka tartışılmalı. Tartışmamız gereken bir diğer sorun ise mahkemeye yığınla başvuru gelmesini önlemek için üye devletlerin iç hukuk sistemlerinde yapmaları gereken değişiklikler olmalı."

 

Çavuşoğlu’ndan Türkiye’de zirve önerisi

 

Mahkeme yargıçlarının seçimini yapan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin başkanı Mevlüt Çavuşoğlu ise reform sürecinde Avrupa'da bir liderler zirvesi önerdi.

 

Çavuşoğlu, “Neticede tüm kararları alacak ve uygulayacak olan üye devletler, hükümetler. O nedenle zaten biz bu reform sürecinin sonucunda bir liderler zirvesi öneriyoruz. Çünkü burada liderlerin aldığı kararların uygulanması daha kolay. 2005'te Varşova’da olduğu gibi, o zaman üçüncüsü yapılmıştı, dördüncü zirvenin çalışmalarını şimdiden başlattık, bunun Türkiye'de olmasını da arzu ediyoruz” dedi.

 

Bu reform sürecinde Türkiye'nin de gerçekleştirmesi gereken ödevler olduğunu belirten Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Türkiye'nin reformlara devam etmesi gerekiyor. Yargıda özellikle TR'nin bir reform sürecine girmesi gerekiyor. Ve de bunların hepsinin önünü açacak yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyac olduğunu ve bu kondau sayın cumhurbaşkanı sitem anlamında geç kalınmış olduğunu söyledi, ben de katılıyorum, geç kalınmış bir süreç, ama fırsat henüz kaçmadı, mutlaka bizim bir an evvel yeni sivil bir anayasaya kavuşmamız gerekiyor." 

 

“Kolay yıllar” geride kaldı

 

1960'lı yıllardan bu yana Avrupa coğrafyasında insan haklarının korunması ve daha ileriye taşınmasında öncü rol oynayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi için artık "kolay yıllar" geride kalmışa benziyor. Mahkeme şimdi ya üye devletlerin de işbirliğiyle derinlemesine reforme edilecek ya da ağır iş yükü altında ezilmeye mahkum olacak.

 

İsviçre'nin Interlaken kasabası kulislerinde şimdi, 800 milyon Avrupalının hukuk organı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi için düz yolun bittiği, dağlara tırmanma zamanının geldiği konuşuluyor.

dw-world.de, 19.02.2010

AİHM’de reform zamanı

On binlerce kişinin hak arama kapısı haline gelen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, biriken dosyalar nedeniyle adeta kilitlendi. AİHM’de yargı sürecini çabuklaştırılacak reform için düğmeye basıldı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, günümüzde 47 Avrupa ülkesinde yaşayan 800 milyondan fazla kişinin hukuksal plandaki son hak arama kapısı olma özelliğine sahip. Dünyada eşi benzeri olmayan Strasbourg merkezli uluslarüstü bu mahkemenin bir diğer özelliği ise hükmettiği kararların bağlayıcılığında yatıyor. 

Ancak Mahkeme, Doğu Bloğu'nun çöküşüyle birlikte, Orta ve Doğu Avrupa ve son olarak da Kafkas ülkelerinin Avrupa Konseyi üyeliklerinin ardından kendisine yapılan on binlerce başvuru nedeniyle tıkanmanın eşiğine gelmiş bulunuyor. Mahkemeye yapılan başvurular, kısıtlı bütçe ve personel nedeniyle derhal işleme konulamıyor, kararlar ve kararların uygulanması gecikiyor. Bu da mahkemenin etkinliğinin sorgulanmasına neden olmakta.  

Rekor başvuru

Mahkemenin Genel Sekreteri Erik Fribergh karşı karşıya kaldıkları büyük güçlüğü şöyle özetliyor : 

"Mahkemenin iş yüküne baktığınız zaman her geçen yıl daha fazla başvuru aldığımızı görüyorsunuz. Geçen yıl 57 bin başvuru geldi. Başvurularda bir önceki yıla oranla yüzde 15 oranında artış var. Mahkemenin çalışma kapasitesi geçen yıl kayda değer biçimde arttı, ama karar bekleyen başvuru sayısı da artıyor. Şu anda karar bekleyen yaklaşık 120 bin dosya var"

Reform için ek protokol

Bu tablo nedeniyle Mahkeme'de yakın bir gelecekte reform yapılacak. Reform amacıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek olarak 14'üncü Protokol adı verilen bir belge hazırlandı. Bu belge, bundan böyle mahkemeye gelen başvurular hakkındaki kabul edilebilirlik kararının, basit nitelenen davalarda 3 yargıç yerine tek yargıç, önemli nitelenen davalarda ise 7 yargıç yerine 3 yargıçla alınmasını öngörüyor. Yani yargıçların daha fazla başvuruyla uğraşmaları, böylelikle de başvuruların daha hızlı işleme konulmaları hedefleniyor.

14'üncü Protokol bugüne kadar Avrupa Konseyi üyesi 47 devletten 46'sı tarafından onaylanmış, geriye sadece, tek başına mahkemenin toplam iş yükünün yüzde 28'sini oluşturan Rusya kalmıştı. Ancak Rusya da protokolü, Mahkeme reformu konusunda bu hafta İsviçre'nin Interlaken kentinde düzenlenecek Avrupa Adalet Bakanları Konferansı'nda onaylayacağını duyurdu.

Hükümetlere çağrı

Rusya'nın onayının ardından protokol Haziran ayında yürürlüğe girecek. Ancak 14'üncü protokolün de mahkemeyi içinde bulunduğu çıkmazdan tamamen kurtarması beklenmiyor. Erik Friberg, bu konuda görevin, mahkeme kararlarını uygulamakla yükümlü olan devletlere düştüğünü söylüyor:

"Mahkemenin, daha önce hükmettiği kararlarla benzerlik taşıyan dava başvuruları alması, kararın söz konusu devlet tarafından gerektiği gibi uygulanmadığını gösteriyor. Devletlerin Mahkeme kararlarını daha iyi uygulamaları gerekiyor. Bu da benzer davaların iç hukukta çözümlenmesini gerektirir. Böylelikle de davacının Strasbourg Mahkemesi'ne gelmesine gerek kalmaz"

Görüş ayrılıkları  

AİHM’de reform gerektiği görüşü tüm Avrupa ülkeleri tarafından paylaşılmakta. Fakat, 14'üncü Protokol'ün ötesinde bir reformun ne olduğu ya da nasıl yapılması gerektiği konusunda Avrupa ülkeleri arasında görüş ayrılıkları var.

Örneğin Türkiye, reform sürecinde, Mahkemenin karar verme sürecindeki seçici tutumunun da sorgulanması gerektiğini  savunuyor. Ankara, Mahkeme'nin, yüksek miktarlarda tazminata hükmederek kendisine başvuru yapılmasını adeta teşvik etmesinden, iç hukuk yollarının tüketilmesine gerek kalmadan kendisine yapılan başvuruları işleme koymasından ve mahkemeye başvurmak için ön koşul olan 6 aylık süre konusunda seçici davranmasından şikâyetçi. Yani Mahkeme'nin içinde bulunduğu durumu kendi elleriyle yarattığını söylüyor.

Bu arada 14'üncü Protokol, Avrupa Birliği'ne de tüzel kişi olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olma hakkı tanıyor. Avrupa vatandaşlarına Avrupa Birliği'ni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne şikâyet etme hakkı tanıyacak bu gelişmenin doğuracağı sonuçları da şu an için kimse kestiremiyor.

Bu da Strasbourg kulislerinde mahkeme reformunun en az 10 yıl alacağı yorumlarına neden olmakta.

dw-world.de, 17.02.2010

Konu ile ilgili sayfalar...
6/22/2017 - AİHM, Türkiye’yi ‘cemevlerine ayrımcılık’tan tazminata mahkum etti...
6/12/2017 - AİHM'den KHK kararı: OHAL Komisyonu'na başvurun ...
5/31/2017 - AİHM basın özgürlüğü ve gazetecilerle ilgili başvuruları öncelikli olarak işleme koyacak ...
4/6/2017 - AİHM, AKP iktidarı boyunca Türkiye'yi 270 milyon liralık tazminata mahkûm etti! ...
3/14/2017 - Tutuklu gazetecilerin umudu AİHM ...
Bütün başlıklar için tıklayınız