Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Mali yardım bilmecesi

Mali yardım bilmecesi
BM, Suriye'ye 5 milyar dolarlık bir kaynak sunmaya hazırlanıyor. Ancak birçokları bu kaynağın Suriye’de hangi tarafa verileceğini merak ediyor.

Suriye’ye Mali Yardım Konferansı Kuveyt’te yarın başlıyor. Suriye’yi yakından tanıyan, Berlinli siyaset bilimci ve “Adopt a Revolution” adlı internet ağının kurucularından Elias Perabo, Suriye’nin şu an içinde bulunduğu durumu “Suriye halkının takriben yarısı, yani neredeyse 10 milyon insan mülteci durumunda. Üstüne üstlük bir de açlık durumu var ki, bu Suriye’de ilk kez yaşanıyor. Sadece başkent Şam banliyölerinde gün be gün ölüm olayları yaşanıyor. Bu nedenle ülke acilen yardıma ihtiyaç duyuyor” şeklinde anlatıyor.

'Suriye ilk kez açlıkla tanıştı'

Suriye'deki insanlarla sürekli temas içinde olan Elias Perabo, Suriye’de hükümetin kendi kontrolündeki bölgelere sevkiyatlarda bulunduğunu, bunlar arasında gıda yardımlarının da olduğunu belirtiyor. Perabo, isyancıların kontrolündeki semtlerin ise dışarı ile bağlantılarının kesildiğini, buralara hiçbir gıda yardımının yapılmadığını, bu semtlerdekilerin tam anlamıyla sistematik bir biçimde açlığa terk edildiğini söylüyor.

BM Acil Durumlar Koordinatörü Valerie Amos, Suriye’de acil yardıma ihtiyacı olan 7 milyon kişi olduğunu, bunların ihtiyacını karşılamak için BM’nin hesaplamalarına göre 5 milyar euroluk bir kaynak gerektiğini vurguluyor. BM, Kuveyt’te yapılacak yardım konferansında bu kaynağın başta ABD olmak üzere Avrupa’dan ve Körfez ülkelerinden toplanmasını ümit ediyor.

Cenevre 2 Konferansı 22 Ocak'ta Montrö'de

Kuveyt’teki yardım konferansından tam bir hafta sonra da İsviçre’nin Montrö kentinde 22 Ocak’ta şimdiye kadar sürekli ertelenen Suriye’ye ilişkin ikinci uluslararası barış konferansı başlayacak. Bu nedenle Kuveyt'teki konferans, hem insanî, hem de siyasî anlam kazandı.

Ancak “Suriye’nin Dostları” adındaki Batılı ve Arap ülkeleri ile Türkiye’nin oluşturduğu temas grubunun girişimiyle düzenlenen Suriye Barış Konferansı'nın başarısına ilişkin şüpheler sürüyor. Özellikle de ülkenin en büyük muhalefet ittifakı olan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu hâlâ çekingen davranıyor. Muhalifler Suriye’deki rejimi ne pahasına olursa olsun devirmek istiyorlar ve Beşar Esad ile uzlaşmaları için Batılı ülkelerden baskı göreceklerinden endişe ediyorlar.

Kuveyt Konferansı'ndan çıkacak olası sinyaller

Ancak “Suriye’nin Dostları” Suriye muhalefetini Cenevre’de görüşme masasına çekebilse bile buradan bir sonuç çıkacağına kimse ihtimal vermiyor. Suriye uzmanı Elias Perabo, en azından insanî yardımların Suriye’deki insanlara ulaşması için bugün Kuveyt’te yapılacak malî yardım konferansından somut bir sonuç çıkmasının önemine vurgu yapıyor.

Perabo, “Buradan çıkacak sonuç, daha sonra düzenlenecek barış konferansına da Batı'nın sorumluluk üstlenmeye hazır olduğu mesajını vermiş olacak. Ayrıca Suriye muhalefetinin de bir hafta içinde yapılacak barış konferansına katılması yönünde kanımca muhalefetin eğilimini güçlendirecek bir sinyal de verilmiş olacaktır” açıklamasını yapıyor.

'Savaşın dinî boyutları batıyı ürkütüyor'

Ne var ki birçok ülke Suriye’ye malî yardım konusunda çekingen davranıyor. Çünkü yardımların nadiren en ihtiyacı olan çevrelere sevk edilebilmesi sorun yaratıyor. Batılı ülkelerin birçoğu bundan bir yıl önce taahhüt ettikleri alçakgönüllü boyutlardaki malî yardımları sadece bölgede faaliyette olan uluslararası yardım kuruluşlarına göndermeyi yeğliyorlar.

Suriye uzmanı Elias Perado batının çekingen davranması konusunda bir noktaya daha değiniyor: “Bu savaşın ortaya çıkarttığı dinamikler, başta özgürlük kazanmak için başlatılan mücadelenin gittikçe son derece vahşi bir savaşa dönüşmesi ve bu savaşta dinî görüşlerin gittikçe daha fazla rol oynaması, tüm bunlar Suriye’de girişimde bulunma konusunda Batılı ülkeleri ürküttü.”

'Batılı ülkeler savaştan en fazla etkilenen bölgelere yardım yapsın'

Alman siyaset bilimci Petra Becker, Batılı hükümetlerin, yapacakları malî yardımların özellikle savaştan en fazla etkilenen bölgelere ulaşmasını sağlamak için enerji sarf etmelerinin daha doğru olacağını söylüyor.

Becker, Batılı ülkelerin sadece Suriye rejiminin desteklediği kuruluşlarla değil, rejimin kontrolü altında olmayan bölgelerde faaliyet gösteren örgütlerle de işbirliği içinde olmaları gerektiğini söylüyor ve örnek olarak da Esad rejiminin kısıtlamalarına aldırmadan Türkiye üzerinden Suriye'nin kuzeyindeki mülteci kamplarında yardım faaliyeti yapan “Sınır Tanımayan Doktorlar” kuruluşunu gösteriyor.

dw.de, 14.01.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.